16/10/2024 | Yazar: Kaos GL
ÜniKuir’in Ankara ve İstanbul’daki 10 vakıf üniversitesini incelediği rapora göre; LGBTİ+ öğrencilerin yüzde 37’si ayrımcılığa uğramamak için cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğini açıklamıyor.

ÜniKuir Derneği’nin hazırladığı “Ankara ve İstanbul’daki Vakıf Üniversitelerinde LGBTİ+ Hakları Bağlamında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporu” yayınlandı. Rapor kapsamında 5’i İstanbul 5’i Ankara olmak üzere 10 vakıf üniversitesinde toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde izleme çalışması yapıldı. Geçen sene devlet üniversitelerinin incelendiği araştırma kapsamında; bu sene Atılım, Başkent, Bilgi, Bilkent, İstanbul Kültür, Koç, Özyeğin, TED, TOBB ve Yeditepe üniversiteleri incelendi.
Raporda, LGBTİ+ haklarının politika belgeleri ve yönetmeliklerle güvenceye alındığı üniversitelerde LGBTİ+ öğrencilerin haklarına daha fazla eriştiği ve daha az ayrımcılığa maruz kaldığı belirtildi. Bununla beraber; araştırma kapsamında incelenen vakıf üniversitelerinde LGBTİ+ öğrenciler arasındaki örgütlenmelerin öğrencilerin ayrımcılığa uğrama ihtimalini azalttığına dikkat çekildi.
Rapora göre; vakıf üniversitelerindeki öğrencilerin yüzde 37’si ayrımcılığa uğramamak için yönelimini ve cinsiyet açıklamadığını ifade etti. Bununla beraber; vakıf üniversitelerindeki LGBTİ+ öğrencilerin yüzde 32’si ise yönelimi veya cinsiyet kimliği nedeniyle güvende hissetmediğini ifade etti.
LGBTİ+ öğrenciler en çok yurtlarda ayrımcılığa maruz kalıyor
Raporda vurgulanan bir diğer başlık vakıf üniversitelerindeki LGBTİ+ öğrencilerin taciz ve şiddet ile mücadele mekanizmalarına erişememesi oldu. Raporda, şu ifadeler yer aldı:
“İzlenen 10 üniversitenin 9’unda psikolojik şiddet, yanıtlarda en yüksek çıkan şiddet biçimi olarak kendini gösteriyor, sözlü şiddet, cinsel taciz ve fiziksel şiddet takip ediyor. 10 üniversitenin sadece 4’ünde CTS Birimi ve 6’sında cinsel tacize karşı politika belgesi ve/veya yönerge bulunuyor. Katılımcıların yüzde 49,5’i şiddet ve taciz durumlarına karşı üniversite içi başvuru mekanizmalarına dair bilgi sahibi değiller.”
Raporda, LGBTİ+ öğrenci topluluklarının üniversite yönetimi tarafından tanınmasının önemli olduğu belirtildi. Üniversitelerde güvenli alanlara yönelik çalışmaların yetersiz olduğuna dikkat çekilen raporda LGBTİ+ öğrencilerin en çok yurtlarda ayrımcılığa maruz kaldığı ifade edildi:
“LGBTİ+’ların KYK yurdu, özel yurt ya da vakıf yurdu deneyimlerinin üniversite yurdu deneyiminden daha zorlayıcı olduğunu ortaya koymuştur. Eğer bir üniversitede öğrenci yurduna ek olarak kapsayıcı ve eşitlikçi politika belgeleri, şiddet ve tacize karşı başvuru mekanizmaları varsa, yurtlarda ayrımcılığa uğramama oranı olumlu bir yönde etkilenmektedir.”
Üniversite yönetimleri toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sessiz
Raporda, incelenen vakıf üniversitelerindeki ders müfredatında toplumsal cinsiyete ilişkin anahtar sözcüklerin yer aldığı hiçbir zorunlu dersin bulunmadığı belirtildi. Ayrıca, üniversite yönetimlerinin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sessiz kaldığı vurgulandı:
“Üniversite yönetimlerinin ve birimlerin kamuya açık olarak yayınladığı demeçler ve söyleşilerde toplumsal cinsiyet eşitliğine yer verilmesinde çekimser kalındığı ya da görmezden gelindiği bulgusuna ulaşılmıştır.”
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, eğitim, barınma