17/10/2017 | Yazar: Kaos GL
Kaos GL Derneği, Çankaya Belediyesi Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu ve sendika temsilcilerinden oluşan gruba toplumsal cinsiyet eğitimi verdi.
.jpg)
Kaos GL Derneği, Çankaya Belediyesi Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu ve sendika temsilcilerinden oluşan gruba toplumsal cinsiyet eğitimi verdi.
Çankaya Belediyesi kapılarını Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığı Eğitimine açtı.
Kaos GL Derneği, Çankaya Belediyesi'nin farklı müdürlüklerinin temsilcilerinden oluşan Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu ile sendika temsilcilerinden oluşan gruba birer günlük eğitimler verdi.
Eğitimler kapsamında insan haklarına dayalı toplumsal cinsiyet kavramları; cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve interseks durumu ve belediyelerin bu temellerdeki ayrımcılık ile mücadeledeki rolü üzerine bilgi, görüş ve deneyim paylaşımı yapıldı. Eğitime yaklaşık kırk civarında belediye personeli katıldı. Psikolog Sinan Tetik, yerel yönetim uzmanı Ege Tekinbaş ile Kaos GL ekibinin yanı sıra Pembe Hayat ve Siyah Pembe Üçgen derneklerinden insan hakları savunucuları da eğitmenler arasında yer aldı.
“İktidarda olan bilimi ve tıbbı kendine göre tasarladı”
Psikolog Sinan Tetik insana dair her alanda görülen çeşitliliğin cinsiyetler ve cinsel kimlikler alanında da var olduğuna dikkat çekerek, “Çeşitlilik içinde ‘çoğunlukta’ veya ‘iktidarda’ olan bilimi ve tıbbı kendine göre tasarladı. Bu bakımdan heteroseksüellik dışındaki insan varoluşlarının bir zamanlar ‘hastalık’ kabul edilmesi bu duruma örnektir” ifadelerini kullandı.
“Yasal korumanın yokluğu ayrımcılığın önünü açıyor”
Ali Erol, cinsel yönelimler ve cinsiyet kimlikleri kapsamında, günah/hastalık/suç sarmalında LGBTİ varoluşlara yönelik yaklaşımların seyrinin aynı zamanda ayrımcı uygulamaların da seyri olduğuna dikkat çekti. Bununla birlikte hastalıktan hak talebi mücadelesi sürecinde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı meselesinin insan hakları politikalarına dâhil edilmesinin dayanaklarının mevcut olduğuna değindi.
Ayrımcılığı pekiştiren en önemli etkenin yasal koruma eksikliği olarak var olduğunu belirten Erol, sözlerine şöyle devam etti: “Anayasa yalnızca ‘cinsiyet’ yani kadın-erkek ayrımcılığını düzenliyor; cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını yasaklamıyor. Haliyle ayrımcılığa karşı temel kavram olan ‘eşitlik’ sağlanmamış oluyor. LGBTİ’lerin insan hakkı ihlallerine daha fazla maruz kalmamaları ve eşit vatandaş olarak sosyal ve siyasi hayata katılmaları için yerine getirilmesi gerekli adımlar, Türkiye’nin AB sürecinde Türk Ceza Kanunu düzenlemesinden yeni anayasa tartışmalarına kadar kamuoyunun gündemine açıkça taşınmıştır. LGBTİ’lerin talep ettikleri hakların temel insan hakları olduğu gerçeği ile hareket edilmelidir.”
“Belediyeler karar alma ve yönetme mekanizmalarına katılım açısından dezavantajlı toplumsal kesimlerin eşitliğini sağlayabilir”
Yerel yönetim uzmanı Ege Tekinbaş konuşmasında, yerelin, cinsiyete duyarlı insan hakları politikalarının en gündelik hayata dokunduğu ve somutlaştığı alan olduğunu ifade etti. Bu bağlamda yerel yönetimlerin önemli olanaklara sahip olduğunun altını çizen Tekinbaş, belediyelerin, sivil toplum kuruluşları ile diyalog, işbirliği ve bu yolla karşılıklı öğrenme yollarını sağlaması gerektiğine dikkat çekti. Tekinbaş, “Belediyeler sadece hizmet değil, karar alma ve yönetme mekanizmalarına ‘katılım’ odağından da savunmasız toplumsal kesimlerin eşitliğini sağlayabilirler” ifadelerini kullandı.
“İzmir Konak’ta belediye ile giderek güçlenen işbirliği transların ilçede yaşayışını değiştirdi”
Siyah Pembe Üçgen Derneği’nden ve Konak Kent Konseyi Eşitlik Meclisi Başkanı Demet Yanardağ eğitimde İzmir örneği üzerine konuştu. Yanardağ, “İzmir Konak Kent Konseyi ve Belediyesi ile giderek güçlenen işbirliklerimiz transların ilçede yaşayışını değiştirdi. Bir zamanlar evinin dışına çıkarken endişe duyan, toplu taşımayı kullanmaktan çekinen translar hem görünür oluyorlar hem Kent Konseyi aracılığıyla toplumun geneline konuşabiliyor; kendilerini veya toplum genelini ilgilendiren konular hakkında görüşlerini aktarıyorlar. Ayrıca, devlet kurumlarına karşı haklı nedenlerle duydukları korkunun da üstesinden geliyorlar” ifadelerini kullandı.
“Transların istihdamı yalnızca devletin değil sendikaların da sorumluluğunda”
Pembe Hayat Derneği’nden Buse Kılıçkaya ve Hande İmbat konuşmalarında transların kentle ilişkisine değindi.
Buse Kılıçkaya, transların istihdam alanında, profesyonel kariyer açısından sadece seks işçiliğine indirgenmesinin büyük bir sorun olduğunu vurguladı. Seks işçiliğinin kayıt dışı, korunmasız, kriminalizasyona açık ortamın sadece devlet eliyle değil sendikaların da transların tüm iş alanlarında istihdamı için vereceği mücadele ile değişeceğine dikkat çeken Kılıçkaya, “Eşcinseller, translar mevcut sendikalar içinde haklarını savunabilmeli; bunu yapmayı düşündüklerinde veya yaparken sendikanın tam desteğini arkasında hissedebilmeli” dedi.
“LGBTİ’lerin eğitim hayatında yaşadığı örselenme, işgücü piyasasında güç kaybına neden oluyor”
Hande İmbat ise konuşmasında, “Aileler, çocuklarına yaptıkları, sosyolojideki tabiriyle ‘duygusal yatırımdan’ salt cinsel kimlikleri heteroseksüel değil diye vazgeçmemeli. Çocukluk ve gençlik dönemlerindeki kapsayıcılık ve destek lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks kişilerin demokratik katılım, insan hakları ve istihdam eşitliği meselelerinde anahtar rol oynuyor. Eğitim hayatında örselenme, işgücü piyasasında güç kaybına ve bu da sağlık, barınma, emeklilik, çevre hakkı gibi alanlarda da kötüleşmeye neden oluyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki Belediyelerin Eşitlik Politikalarının Güçlendirilmesi” projesi neyi amaçlıyor?
Kaos GL ve Siyah Pembe Üçgen tarafından ortaklaşa yürütülen projede İzmir’de Konak Belediyesi ve Ankara’da Çankaya Belediyesi yetkilileri ve çalışanlarına yönelik LGBTİ haklarına ilişkin çalışmalar yürütülmektedir.
Avrupa Birliği ile İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SIDA)’nın finansal olarak desteklediği proje LGBTİ’lerin Türkiye’de en savunmasız ve en az temsil edilen gruplar olduğu gerçeği göz önüne alındığında, sivil toplum katılımı için iki temel ön şartı bir araya getiriyor: bilinç yükseltme ve kapasite geliştirme. Bu sebeple proje Çankaya ve Konak Belediyeleri’nin üst düzey ve orta düzey yöneticileri ile birlikte belediye çalışanlarına yönelik insan hakları eğitimleri yoluyla yetkililerin kapasitelerini artırmayı amaçlamakta ve LGBTİ vatandaşlar ve mültecilerin ihtiyaç ve taleplerine ilişkin bilinci arttırmayı hedeflemektedir.
İlgili haber:
Eşit yerel yönetimler için: “Toplumsal Cinsiyet ve LGBTİ Hakları Eğitici Eğitimi”
Etiketler: insan hakları, kent hakkı