22/12/2023 | Yazar: Gözde Demirbilek
Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarının LGBTQ+ kişilere karşı genellikle düşmanca olduğunu ve bunun LGBTQ+’ların yeterince temsil edilmemesine yol açtığını gösteren araştırmaların sayısında artış var.
Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık'tan araştırmacılar Shane Coffield, Kolin Clark, Anna Dye, Colbie Chinowsky, Briana Niblick, Marco Reggiani, Bryce Hughes, Alfredo Carpineti, Randall Hughes, Lauren Crawford ve LeManuel Bitsoi; demografik veri toplama ve çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık stratejisi (DEI) konularına artan ilgi nedeniyle bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarında LGBTQ+ temsiline ilişkin rapor hazırladı.
Rapor, LGBTQ+’ların gelişerek büyüdüğü STEM ortamları oluşturmak için çalışan üniversiteler, profesyonel topluluklar, iş yerleri, finans kuruluşları ve devlet kurumları için temel ihtiyaçları ve önerileri ortaya koyuyor.
Araştırmaların sayısında artış olsa da LGBTQ+’lar üzerine çalışmalar halen az
Rapora göre; STEM ortamlarının genellikle LGBTQ+ kişilere karşı düşmanca olduğunu ve bunun LGBTQ+’ların yeterince temsil edilmemesine yol açtığını gösteren araştırmaların sayısında artış olsa da LGBTQ+ çalışan araştırmaların sayısı halen az. Bu alanda az çalışılmasının nedenlerinden birinin, insanların demografik kategoriler aracılığıyla veri toplamaya dahil edilme ve temsil edilme biçimleriyle ilgili olduğu söyleniyor.
Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine ilişkin demografik bilgiler henüz ırk/etnik köken ve cinsiyet gibi kategorileri kapsayacak şekilde toplanmadığı için LGBTQ+ temsili ve deneyimlerine ilişkin verilerin yetersiz olduğu belirtiliyor.
Veri eksikliği, LGBTQ+ temsilini ve zaman içindeki temsiliyet artışını (özellikle LGBTQ+ şemsiyesi içindeki belirli gruplar için) izlemeyi dahi zorlaştırdığı için STEM alanlarına katılımı iyileştirmeyi amaçlayan politika müdahalelerinin etkinliği de izlenemiyor.
Raporda, veri toplamanın tek başına LGBTQ+’ların alanda karşılaştığı zorluklara ve engellere çözüm olmayacağının altı çizilmekle birlikte yetersiz olan verinin acilen artırılmasına (örneğin üniversiteler ve bilim kurumları tarafından) ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor. Bu verilere eşitliği, kültürde dönüşümü ve LGBTQ+’ların tüm alanlardan radikal katılımını büyüten; politika değişikliklerinde yönlendirici bir araç olarak yaklaşılması gerektiğine dikkat çekiliyor.
Raporu buradan ayrıntılı olarak inceleyebilirsiniz.
Etiketler: medya, nefret suçları, çalışma hayatı