22/12/2019 | Yazar: Öykü Didem Aydın
Londra İş Mahkemesi’nin Forstater Kararı ve Trans Dışlayıcı “Feminizm”: Bir Değerlendirme ve Karar Çevirisi…
Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, Ankara Barosu LGBTİQ+ Hakları Merkezi Başkanı Avukat Doçent Dr. Öykü Didem Aydın; Londra İş Mahkemesi’nin Forstater kararını çevirdi ve değerlendirdi: Trans Kadınlar Kadındır… Trans Erkekler Erkektir… Cinsiyet Doğumda Çıplak Gözle Görülenden Çok Daha Karmaşık Bir Şeydir: Londra İş Mahkemesi’nin Forstater Kararı Ve Trans Dışlayıcı “Feminizm”: Bir Değerlendirme ve Karar Çevirisi
Teşekkür: Sosyal Medya Sayfasında bu kararın Türkçeye çevrilmesi gereği için çağrıda bulunan Beren Azizi’ye (1) ve yazıyı yayınlayan Kaos GL’ye şükranlarımı sunarım.
Giriş ve karara dair:
Londra İş Mahkemesinin, trans dışlayıcı ve transfobik tweetler atan ve bu nedenle Fellow olarak ziyaret ettiği Küresel Kalkınma Merkezi’nin Avrupa Birimi’nde işe alınmayan Maya Forstater’in Merkez, Avrupa Birimi ve Merkezin Başkanına karşı açtığı inanç ve cinsiyet ayrımcılığı davasında verdiği karar pek çok açıdan son derece önemli. Zira Forstater kendisini feminist olarak tanıtıyor ama “trans kadınlar, kadın değildir.” diyordu. Oldukça sert tweetleriyle tanınan Forstater bu tweet’lerinde çeşitli trans kadınlara doğrudan ve kişisel tahkirlerde de bulunmuştu: “Bunce 'kadın olarak maskeli balo yapmıyor', haftanın bir kısmını elbise giyerek ifade etmeyi seven bir adam”. Genel olarak trans dışlayıcı feminizm adı verilen anlayışı konuşma, mektup, tutum ve sosyal medya açıklamalarında yoğun bir şekilde işlemiştir.
Mahkeme, Forstater’in Cinsiyet Eşitliği Kanununa göre tanınabilecek bir inancı olmadığına hükmederken, davayı değerlendirmede ve argümentatif şemayı ortaya koymada oldukça incelikli ve yetkin bir yaklaşım göstermiştir. Son derece önemli ve bir argümentasyon rasyonalizmi şahaseri bir karar önemli bir belge olarak ileride hep değerlendirilecek müthiş saptamalar içeriyor. Aynı zamanda sıcak, mütevazı ve terminoloji ile her türlü insani duyarlığı hissettiriyor. Yaşasın Yargıç Tayler!
Trans kadınlar kadın değildir, demek trans erkekler erkek değildir, demek, demokratik toplumda korunabilecek bir inancın ifadesi değildir, meali son derece açık olarak ortaya koyan kararla, bu sözleri fikri sabitle twitter’da sarf eden ve bu nedenle iş ilişkisi yenilenmeyen Forstater'in davası reddedilmiştir. Ve “gender” konusundaki bilumum bilimsel görüşten AİHM içtihatları ve İngiliz Hukukunun ayrımcılık belgelerine kadar ayrıntılı tahliller de yapılmış kararda. Davanın twitter'da geçen tahkir ve kabulleri ele alması da son derece ilginçtir, tam da bu coğrafyada bizim yaşadıklarımızı o coğrafyada başkalarına yaşatmış Forstater ve Forstater gibilerle bir hukuksal hesaplaşma anlamına da ermiş. Yargıç Tayler ilginç bir vurguyu ihmal etmemiş:
“Bana gösterilen tartışmaların çoğu fikirlerin ince gelişimi ve işlenmesi için çok az yer veren Twitter'da geçmiştir. Tartışmanın bir kısmı çirkin terimlerle ortaya konmuştur. Bir kişinin başkalarını, kusurlu ve yasadışı bir şekilde taciz etmesi durumunda, felsefi bir inancından ziyade davranışlarının kendisine karşı yapılan herhangi bir eylemin asıl nedeni olabileceğini belirtmek önemlidir. Felsefi inançlar da dahil olmak üzere korunan özelliklere sahip olmak, insanların başkalarını taciz etmemeye özen göstermesini engellemez. Bununla birlikte, ifade özgürlüğü adındaki nitelikli sözleşme hakkına da tam bir saygı gösterilmelidir.”
Yargıç Tayler, kararı yazarken kullanacağı terminoloji hakkında oldukça duyarlı bir anlayış geliştirmiş, bu anlayışına ilişkin önceden bilgi vermiş ve kararda sık sık istenmeyen cinsiyetlendirmeden kaçınmıştır. Yine, Mahkeme, hem trans ve natrans kadınların hem de transların uğradığı cinsiyetçilik, taciz, şiddet ve ayrımcılığa ilişkin raporları yan yana koymuş, her iki kesimin de ayrımcılık hedefi özneler olduğunu kararı okuyanların dikkatine sunmuştur.
Öncelikle olay örgüsünü oluşturan vakıaları sıralayan, daha sonra ise geçerli hukuku ortaya koyan Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşme ve uygulamasına, özellikle AİHM’nin Goodwin Kararına etraflıca değinmiştir. Olay örgüsünü oluşturan vakıaları sıralarken Maya Forstater’in rahatsız edici tweet’lerini alt alta sıralamış, onun inancının “özü”nün neler tarafından oluşturulduğunu anlamaya çalışmıştır.
Öte yandan Mahkeme, cinsiyetlendirme, genler, kromozomlar vb. gelişmeler konusunda bilimsel raporlara ve görüşlere de değinmiş ve cinsiyetlendirmenin, halihazırda genel geçer kabul edilen kadın erkek ikiliğinden çok daha çeşitli olduğuna işaret eden veri ve değerlendirmelere yer vermiş ve olayın tek bir gen veya kromozom olayı değil, belirli gen ağları arasındaki etkileşim ve kümesel bir eğilim olduğunu ve bunun her zaman çıplak gözle görülemeyeceğini anlamamızı sağlayan açıklamalarda bulunmuştur. Bu anlamda Mahkemenin, Uzman Doktor Deanna Adkins'in; hormon üretimi ve alımındaki olası kromozomal varyasyonları ve farklılıkları ortaya koyduğu Beyanında yer alan çeşitliliği göz önünde bulundurması ve Tam Androjen Duyarsızlığı; Klinefelter Sendromu; Turner Sendromu; Mozaik Turner Sendromu; Konjenital Adrenal Hiperplazi; Alfa Redüktaz gibi gerçekliklerin varlığını değerlendirmesi, karar yazımının sonunda zirveye ulaşacak ve Mahkeme, Davacı Forstater’in iç-çelişkileri ile biraz da oynayacaktır:
“Daha sonra Davacının cinsiyetin değişmez olduğuna dair temel inancının bir düzeyde geçerlik ve tutarlıktan yoksun olup olmadığını düşündüm. Kuşkusuz dini veya metafizik bir inanç değildir, ancak bilimsel olduğu söylenmektedir. Onun inancı, bir erkeğin, eğer her şey çalışıyorsa, sperm üretebilen bir kişi olduğu ve bir kadının, eğer her şey çalışıyorsa, yumurta üretebilen bir kişi olduğu yolundadır. Bu, onun sözleriyle herşey hiç “çalışmadığı” zaman ve asla çalışmamış olabilse da kişinin hala sadece erkek veya kadın olabileceği yolundaki düşüncelerine kolayca oturmamaktadır. Davacı, intekseks koşulları ve biyolojik düşüncenin, mutlakçı bir yaklaşımdan -varlıkları veya yoklukları spesifik nitelikleri belirleyen genleri, hangi genlerin mevcut olduğunu, hangilerinin açıldığını analiz etmenin gerekli olduğunu, bunların ne ölçüde açıldıklarını ve diğer genlerle nasıl etkileştiklerini anlama yoluna girmek üzere- giderek uzaklaştığı gerçeğini büyük ölçüde göz ardı etmektedir.”
Mahkeme şu önemli gerçeğe de işaret etmektedir:
“Kromozomlar, genetik kodun tutulduğu yapılardır. Kromozomlardaki DNA molekülleri genetik koddur ve yapıları cinsiyeti etkileyen genleri sağlar. Bununla birlikte, belirli özellikler için sadece genlerin olmadığı giderek daha fazla anlaşılmaktadır. Çoğu, genlerin nasıl kontrol edildiğine bağlıdır. Dosyaya, New York Times’tan bir biyoloji ve cinsiyet çalışmaları profesörü olan Dr.Fausto-Sterling tarafından yazılmış şöyle bir makale de sunulmuştur: [Bu konuda 1950'lerden beri birçok yeni bilimsel araştırma vardır. Ancak, cinsiyet ve cinsiyet kimliği hakkında kolay idare edilebilir bir tanım için biyolojiye bakmak isteyenler, bu bulguların en önemlilerinde pek de rahatlık bulamaz. Örneğin, artık biliyoruz ki tek bir genin yönetimi altında gelişmek yerine, fetal embriyonik testisler veya yumurtalıklar karşılıklı gen ağlarıyla gelişirler, biri kadın farklılaşmasını uyarırken erkek gelişimini baskılayan ve diğeri de bunun tersi olan. O halde önemli olan, belirli bir genin varlığı veya yokluğu değil, birlikte veya belirli bir dizide hareket eden gen ağları arasındaki güç dengesidir. Bu, “gerçek” cinsiyeti belirlemek için basit bir genetik test kullanma olasılığını zayıflatır.]”
Mahkeme bu şekilde intersekslerin ve özellikle cinsiyetle uyumsuz insanların (gender non conforming) varlığının meselelere ışık tuttuğu kabulü içinde de olmuş, yine, özellikle cinsiyet konusunda “beyan” esasına doğru gelişen İngiliz Hukukunun yanında olduğunu ima eden pek çok açıklamada bulunmuştur. Gerçekten Mahkeme, Forstater’in isterse Cinsiyet Tanıma Kanunu’nda “artık beyanın esas olması”na doğru yapılması planlanan değişiklikleri eleştirebileceğini ama bunu insanlara hakaret ve tacizde bulunmadan ve bir fikri sabite hınçla saplanmadan da yapabileceğini ima etmiştir.
Mahkeme Forstater’in hukukça tanımlanan belirli bir inancı taşıdığını saptamasına karşın bunun inançtan ziyade eldeki enformasyona dayalı ve önemli ölçüde de takıntılı bir fikri sabit olduğunu ifade etmekten geri kalmamış, bununla birlikte böyle bir inancın ifadesinin, demokratik toplumda saygı görmemesi gerektiğini belirtmiştir.
Forstater’in inancının “önemli” olduğunu savunduğunu belirten Mahkeme, bunun benlik duygusu [ÇN. Ego!], feminizmi ve politik aktivizmi, tekçi cinsiyet hizmetlerinin önemine olan inancı, tekçi cinsel eğitim için desteği, sadece kadınlara ayrılmış soyunma odalarını ve duşlarını kullanmak, yaşlı bakımı, aile planlaması ve annelik hizmetleri, çocukların yetiştirilmesi, korumasız kadınlara yönelik hizmetler ve siyasi çevrimiçi aktivizmi için önemli gördüğünü anladığını ifade etmiştir. Forstater’in kanıtlarında, özellikle, “erkekler tarafından cinsel saldırıya maruz kalmış savunmasız kadınlara ve kızlara, sadece doğumda kadın atanan kadınlara açık olması gereken bazı alanların önemi konusundaki görüşüne özellikle” odaklandığını saptamış ve doğru bir tahlilde, cinsiyetin değişmezliği konusundaki inancını neden önemli gördüğünün, inancın kendisinden daha önemli olduğunu saptadığını belirtmiştir. Ancak Mahkemeye göre davacının savunmasız kadınların korunmasını sağlamak gibi endişelerinin çoğu aslında biyolojik cinsiyetin değişmez olduğuna dair bir inancın kabulüne bağlı değildir.
Kararın en çarpıcı kısımlarından alıntılar yaparak okuyucuya da şimdiden bu uzun kararı anlaması için rehberlik etmek isterim:
“Birçok trans insan trans durumlarını tartışmaktan memnundur. Diğerleri değildir ve/veya yanlış cinsiyetlendirilmek onlar için hayati önem taşımamaktadır. Kürsü İçin Eşit Muamele Kitabı, transseksüel statüsüne sahip olan kişilerin durumlarının, isteklerine aykırı olarak açıklandığı hallerle ilgili TUC anketini kaydetmiştir. Davacı, bir kişinin Cinsiyet Tanıma Sertifikasına sahip olsa bile, bu kişiyi yanlış cinsiyetlendirmekten kaynaklanabilecek muazzam acıdan kaçınması gerektiğini kabul etmemektedir. Cinsiyet Tanıma Belgelerine sahip insanlar hakkında yaptığı açıklamada “Birçok durumda insanlar bir kişinin cinsiyetini bir bakışta tanımlayabilir veya geçişten önce kişiyi tanıyor olabilirler .... İnsanların kendi gözlerine inanmamaları için veya zaten bildiklerini ya da zaten kamuya mal olmuş olanları unutmak ya da unutmuş gibi davranmak yolunda genel bir yasal zorunluluk yoktur… ” demiştir. Davacı'nın konumu, bir trans kadının Cinsiyet Tanıma Sertifikasına sahip olsa bile, kendisini dürüstçe bir kadın olarak tanımlayamayacağıdır. Bu inanç demokratik bir toplumda saygı görmeye değmez. AİHS tarafından tanımlanmış ve Cinsiyet Tanıma Kanunu ile yürürlüğe konmuş olan başkalarının insan haklarıyla bağdaşmaz...
"Bundan ve delillerin bütünüyle incelenmesinden, Davacının cinsiyet açısından mutlakçı olduğuna ve bir kişiyi, onurlarını [ÇN. Mahkeme cinsiyetlendirmemek için çoğul kullanmıştır] ihlal etse ve / veya korkutucu, düşmanca, aşağılayıcı, tahkir eden veya saldırgan bir ortam yaratsa dahi, uygun gördüğü cinsiyete göre adlandırmasının, Davacının inancının temel bir bileşeni olduğu sonucuna varıyorum. Bu yaklaşım demokratik bir toplumda saygı görmeye değmez."
“Davacı genellikle, bir kadını bir erkek olarak çağırmaktan kaynaklanan ağır bir suçu işlemekten kaçınabilir çünkü genellikle bir kişinin cinsiyetine atıfta bulunmak gerekli değildir. Bununla birlikte, eğer gerekli ise, Davacı'nın bir kadını taciz etmekten kaçınması için trans kadını kadın olarak çağırmanın Davacı’ya şart koşulmasını meşru buluyorum. Benzer şekilde, Davacı'nın ifade özgürlüğüne ilişkin hakkının öneminin gözardı edildiği fikrini kabul etmiyorum, çünkü Cinsiyet Kimliği Tanıma Belgesinin tam etkisini kabul etmeyi reddederek veya trans kadınların erkek olduklarında, trans erkeklerin kadın olduklarında ısrarla tacizde bulunup başkalarının haklarına zorunlu olarak zarar veren bir inancı dışlamak meşrudur. İnsan haklarının dengeleme uygulamasında, denge, benimsediği mutlakçı yaklaşım nedeniyle Davacı aleyhindedir."
*Bold karakterler bana aittir!
“İnsan Hakları hukuku gelişiyor. İnsanlar trans haklarını daha iyi anlıyorlar. Tercih ettikleri zamirleri kabul etmenin ve cinsiyetlerini tanımlayabilmesinin birçok trans insan için ne kadar önemli olduğu açıktır. Trans kadına bir erkek demek derinden üzücü olabilir. Yasadışı taciz olabilir. Nitelikli ifade özgürlüğü hakkına gereken dikkat verilse bile, insanların temel inançları başkalarının haysiyetini ihlal etmeyi ve / veya onlar için yıldırıcı, düşmanca, aşağılayıcı, tahkir edici veya saldırgan bir ortam yaratmayı içeriyorsa korunmayı bekleyemezler."
Trans Haklarının İngiltere ve Avrupa’da gelişim çizgilerine ve bu konudaki ayrımcılık karşıtı hukukun oluşumu ve güncelini de irdeleyen Mahkeme, AİHM’nin Goodwin Kararından sonra yürürlüğe konulmuş Cinsiyet Kimliği Tanıma Kanununun, Dava için son derece önemli hükümlerine de değinmiştir. Zira, özellikle cinsiyet yeniden atanması yapılmış özneler açısından onların kimliklerini tanımamak, onları “önceki” cinsiyetleri ile çağırmak, bir inanç olarak demokratik toplumda korunmayacaktır. Yargıç Tayler, AİHM’sinin Goodwin Kararında tıp bilimi veya bilimsel bilgi durumunun, transseksüellerin yasal olarak tanınması konusunda belirleyici bir argüman sunduğuna ikna olmadığını da belirtmiştir. Bu, bizlerin: “Tıp insanlığın efendisi değil, hizmetkarıdır.” Anlayışı ile de uyumludur. Yargıç Tayler, Goodwind’den şu alıntıyı yapmıştır:
“… 21. yüzyılda transseksüellerin maddi ve manevi varlığı geliştirme ve fiziksel ve ruhsal güvenlik haklarından, toplumdaki başkaları gibi tam manada, yararlanmaları bir tartışma konusu olarak görülemez. Ve ilgili meselelere daha net ışık tutmak için zamanın geçmesi beklenemez. Kısacası, ameliyat sonrası transseksüellerin tam olarak bir cinsiyet ya da diğeri olmadıkları için ara bir bölgede yaşadıkları tatmin edici olmayan durum artık sürdürülebilir değildir.”
Yine, Yargıç Tayler, AİHM’nin bir kişinin geçiş yaptıkları [ÇN. Burada Yargıç, tümcesinde cinsiyet ataması yapmaktan kaçınmak için “bir kişinin, geçiş yaptığı” dememiş, onun yerine “onlar” zamirini ima ederek “bir kişinin, geçiş yaptıkları”, biçiminde tümce kurmuştur] cinsiyette yaşayabilmesinin ve doğumda atandıkları cinsiyette tanımlanmaya zorlanmamasının önemini değerlendirdiğini ve ayrıca AİHM’nin sadece kromozom tahliline dayanan, cinsiyete-biyolojik-yaklaşımı reddettiğini vurgulamıştır.
AİHM’in Goodwin Kararını takiben, İngilitere’de 2004 yılında Cinsiyet Kimliği Tanıma Yasası'nı yürürlüğe koymuştur. Bu, insanların bir Cinsiyet Kimliği Tanıma Sertifikası (GRC) almaları için bir mekanizma sağlamaktadır. Cinsiyet Tanıma Yasasının 9. Maddesi aşağıdaki düzenlemeyi öngörür:
(1) Bir kişiye tam bir cinsiyet tanıma sertifikası verildiğinde, kişinin cinsiyeti her amaç için edinilen cinsiyet haline gelir (böylece edinilen cinsiyet erkek cinsiyeti ise, kişinin cinsiyeti bir erkeğinkine ve eğer edinilen cinsiyet dişi cinsiyetse, kişinin cinsiyeti bir kadınınkine dönüşür).
(2) (1). Bent, sertifika verilmeden önce yapılanları veya meydana gelen olayları etkilemez; ancak, sertifika çıkarılmadan önce (veya ayrıca daha sonra) çıkarılan kanunlar ile, ortaya konulan veya yapılan araçların ve diğer belgelerin yorumlanmasında etkilidir.
(3) (1). Bent, bu Kanun veya herhangi bir diğer yasa veya herhangi bir alt mevzuat tarafından öngörülen hükümlere tabidir.
Bu hüküm şu demektir: Cinsiyet Tanıma Sertifikasını alanlar bakımından, bu sertifikanın öncesinde gerçeli her türlü mevzuat, araç ve belge de buna göre yorumlanacaktır! Bu bağlamda Yargıç Tayler, ayrıca, bunun Forstater’in kabul etmeye mecbur tutulacağı, geçiş yapılan cinsiyetle çağırma ve kişiyi o cinsiyetinde tanımlamayı da gerektireceğini kararın ilerleyen bölümlerinde ifade etmiştir.
En önemli “karşılaştırması” ise Kararın, dini, felsefi ve dinsel inancın korunmasında uygulanan Granger Kriterleri’ni değerlendirdiği şu paragrafından çıkarılmaktadır, bold karakterler bana aittir:
“Durum din ve din eksikliği için oldukça açık olsa da, özellikle EQA'ın 10 (1). maddesinde özellikle belirtildiği için, inanç eksikliği bakımından konumun daha az net olduğunu düşünüyorum. 10 (2). madde “inanca yapılan atıf, inanç eksikliğine yapılan atıfları içermektedir” hükmünü amirdir. Bu temelde, kişi “inanç” kelimesini “inanç eksikliği” ile değiştirirse, 2. Maddenin, herhangi bir “dini ya da felsefi inanç eksikliğini” koruduğu düşünülebilir- yani belirli bir dini veya felsefi inanca sahip olmayan herkese uygulanan koruma değil, inanç eksikliğinin kendisi dini ya da felsefi olmalıdır, gibi anlaşılabilir. Bu tahlilde Granger Kriterleri inanç eksikliğine uygulanacaktır. Bunun en azından bazı durumlarda daha mantıklı bir tahlil olduğunu düşünüyorum. Bir kişi cinayetin yanlış olduğuna dair dini veya felsefi bir inanca sahip olabilir. Bu inanca sahip olmamak da korunmuş olsaydı bu şaşırtıcı olurdu, bu yüzden aslında cinayetin yanlış bir şey olmadığına inanmak korumalı bir özellik olurdu. Önerdiğim tahlilde, cinayetin yanlış olduğuna dair bu tür bir inanç eksikliği Granger Kriterlerine uymayacaktır ve korunmayacaktır.”
O kadar önemli ki! Cinayet işlenmesini savunup da işten atılmışsan, bana ayrımcılık yapılıyor, diyemezsin diyor özetle!
Trans kadınlar erkektir, demenin tehlikesine ima bundan daha iyi yapılmazdı!
Mahkemenin kararını çevirirken gözümüzden mecazi yaş geldi. Neden? Birkaç aydır (çok uzun süre geçecek şekilde ihmal etmiyorum ama) yine unutmuşuz "eloquent" bir karar okumayı. Malum ülkemizdeki kestirip atmalara, argümentatif zayıflığa Mahkeme kararlarında da sıklıkla rastlayınca köreliverir insanda ara ara düşünce. Zaman zaman, davalarda yazdığım işlerde, argümanlarda "neden acaba anlatamıyoruz" dediğimiz olur çünkü Türkiye’de hakime bunlar "uçuk" gelir ve fakat Londra'lı "hakimin" insanın kafasındakini tartıştığını ve ihtişamlı bir argümentasyon rasyonalizmi uyguladığını görünce, hiç olmazsa Londra tartışıyor diyorsunuz ve kendi aklınızdan şüphe etmekten derhal uzaklaşıyor, gözünüzün önündeki, “feminist” kılığındaki fobikleri bir kere daha kınayabiliyorsunuz...
Erkekler ve bu kadınlar ve üçüncü, dördüncü ve beşinci cinsler, hep böyle miydiler yoksa aşama aşama mı bu değerli kazanımların düzeyine geldiler diye sorulabilir tabii ama bir aşama gelecekteki muhteşem aşamaya her zaman işaret etmiştir. Yerinde sayanlar dert etsin bize ne :-) Bizler trans kadınlar kadındır, trans erkekler erkektir ve kendini cinsiyetlendirmeyenler de vardır demeye devam edeceğiz.
Londra’da Hakimler Var! Okuyunuz. Okutunuz.
Çevirenin Ön Notu: Metinde genellikle kullanıldığı şekilde, EqA kısaltmasıyla bıraktığım Kanun, Equality Act, yani Eşitlik Kanunu’dur. “Sex” ve “gender” kavramlarının, metindeki kullanımlarının önemli olduğunu, “sex” geçen yerlerde “cinsiyet”, “gender” geçen yerlerde “cinsiyet kimliği” terimlerini kullanmaya özen gösterdiğimi belirtmek isterim. Ayrıca “woman” ile “female” geçen yerlerde, kadın ve dişi biçiminde çevirmeye özen gösterdim. “Harassment”ı taciz olarak çevirdim ancak burada bu sözün her manada cinsel taciz anlamına gelmediğini, taciz ve/veya huzur ve sükun bozma, rahatsızlık verme, usandırma, bezdirme anlamına da gelebileceğini vurgulamak isterim. Yine, Yargıç Tayler; “sözleşme” veya “Avrupa Sözleşmesi” dediği yerlerde, aksi belirtilmemişse, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden söz etmektedir. Yine, kararın çevirisinde biçimsel olarak, okuyucunun takibini kolaylaştıracak bazı kozmetik değişiklikler yaptım ve şüphesiz çevirinin sayfa sayısı ve numaraları, kaynak metinden farklıdır. Öte yandan, Yargıç Tayler’in kendi paragraf numaralandırmasıyla, alıntıladığı metinlerin paragraf numaralarının karıştırılmaması için, ikincileri, içeriden paragraf olarak başlattım.
Aktarımda bazı sıkıntılar birebir karşılık bulamamış yerler olabilir. Her durumda kararın İngilizcesinden karşılaştırmalı olarak bakılıp bunlar uygun şekilde alımlanmaya açık olabilir. Nispeten kısa bir sürede (bir Cumartesi öğleden sonra başlanıp da Pazar sabaha kadar) çevrilen ve yukarıdaki gibi değerlendirilen her metin gibi bu değerlendirme ve çeviri de şüphesiz geliştirilmeye muhtaç kısımlar içerebilir ancak ülkemiz kamuoyunun bilgisine sunulabilecek derecede yetkin olduğu ve okunabilir olduğu da umut ederim ortadadır. Fakat okumaktan ve okutmaktan asla yılmayacağımız bir gerçek, doğuştan veya sonradan ayıkacaklar için daha da ortadadır: Trans Kadınlar Kadındır. Trans Erkekler Erkektir. İnterseksler Vardır. Cinsiyetle Uyumsuzlar ve Cinsiyetlendirmeyi Kabul Etmeyenler Olduğu Gibi Üçüncü Cinsiyetler de Vardır ve Bütün Bunlar: Artıları İle Beraber! Çünkü: LGBTİQ+ Hakları İnsan Haklarıdır!
Kararın Çevirisi
Çeviren Avukat Doçent Dr. Öykü Didem Aydın
DAVA SAYISI: 2200909/2019
İŞ MAHKEMESİ
Davacı Maya Forstater
Davalı (1) CGD Europe
(2) Centre for Global Development
(3) Masood Ahmed
YER: Londra Merkez
TARİH: 13-21 November 2019
İŞ HAKİMİ: Mr J Tayler
KATILANLAR
DAVACI İÇİN: Ms A Palmer, AVUKAT
DAVALI İÇİN: Ms J Russell, AVUKAT
HÜKÜM
Davacının “gerekçeler”de (2) taşıdığı özel inanç (3) 2010 tarihli Eşitlik Yasasının koruduğu felsefi inanç değildir.
GEREKÇELER
Giriş
1. İkinci Davalı, the Center for Global Development [ÇN. Küresel Kalkınma Merkezi], Washington DC’de bulunan ve kar amaçlı olmayan, uluslararası kalkınma hakkında araştırmalar yapan bir kuruluştur. Birinci davalı, Küresel Kalkınma Merkezi’nin Avrupa birimidir. Üçüncü Davalı Küresel Kalkınma Merkezi’nin Başkanıdır.
2. Gerekçelerde Birinci ve İkinci Davalılar için Davalı terimini kullanacağım çünkü Davacının statüsü ve Davacının Birinci ve İkinci Davalılarla tam iş ilişkisi açısından hala açık bir sorun bulunmaktadır. Davacı, Davalının “Visiting Fellow”udur ve Davalı ile Ocak 2015'ten bu yana danışmanlık anlaşmaları yapmıştır. Son danışmanlık anlaşması 31 Aralık 2018 tarihinde sona ermiştir. Davacı “cinsiyet açısından kritik” görüşlerini dile getirdiği; ana hatlarıyla, cinsiyetin, bir kişinin ifade ettiği cinsiyet kimliğinin veya cinsiyet ifadesinin ne olursa olsun değişmez olduğunu dile getirdiği için ilişkinin sona erdiğini ve / veya Davalı'nın kendisiyle iş ilişkisini sürdürmeyi reddettiğini iddia etmektedir. Davacı, cinsiyet-eleştirel görüşlerinin felsefi bir inanç olduğunu ve onlar yüzünden doğrudan ayrımcılığa maruz kaldığını; veya bu görüşün kadınlar tarafından erkeklerden daha fazla taşınması olasılığının daha yüksek olması nedeniyle dolaylı olarak cinsiyet ayrımcılığı yaşadığını iddia etmektedir.
Davanın Geçmişi
3. 15 Mart 2019 tarihinde İş Mahkemesine sunulan bir Dava Dilekçesi ile Davacı, ilk Davalı'ya karşı inanç ve cinsiyet ayrımcılığı şikayetleri dile getirmiştir.
4. Mahkemeye 15 Mart 2019 tarihinde sunulan Dava Dilekçesiyle, Davacı, Birinci Davalı hakkında inanç ve cinsiyet ayrımcılığı şikayetinde bulunmuştur.
5. Konu, 16 Temmuz 2019 tarihinde İş Hakimi Elliott Nezdinde Bir Ön Duruşmada değerlendirilmiştir. İkinci ve Üçüncü Davalılar Talebe eklenmiştir. İş Hakimi Elliott, aşağıdaki Ön Sorunları görüşmek için bir Ön Duruşma belirlemiştir:
5.1. Davacının Değiştirilmiş İddialarının 67. Paragrafında ifade edilen inancın EqA’ın (ÇN: Equality Act, Eşitlik Kanununun) 10. Maddesi uyarınca felsefi bir inanca karşılık gelip gelmediği.
Paragraf 67 “Davacı,“ cinsiyet ”in“ cinsiyet ”veya“ cinsiyet kimliği ”ile şişirilmemesi gereken maddi bir gerçeklik olduğuna inanmaktadır. Kadın olmak, bir duygu ya da kimlik değil, değişmez bir biyolojik gerçektir. Dahası, seks önemlidir. Kadınları ve kızları hala etkileyen ayrımcılık, şiddet ve baskıya karşı konuşabilmek ve harekete geçebilmek için bu önemlidir çünkü onlar dişi doğmuşlardır.”
5.2 Talebin Değiştirilmiş İddialarının 69 uncu Paragrafında dayandığı inancın, 10. Maddeye göre felsefi bir inanca ve böylece inanç yokluğuna da karşılık gelip gelmediği.
Para 69 “Bazı insanlar, herkesin doğumdaki cinsiyeti ile aynı veya farklı olabilen içsel bir“ cinsiyet ”olduğuna ve cinsiyet kimliğinin [ÇN. Gender’ın] cinsiyeti etkili bir şekilde kurduğuna inanır, böylece“ trans erkekler erkek ”ve“ trans kadınlar kadındır ”. Tipik olarak bu tür savunucular, "trans kadınların “kadın" olduğuna, bunu tanımladıkları andan (daha önce olmasa da) itibaren inanırlar.”
5.3 Davacının 83 (2) (a) maddesinde tanımlanan “istihdam ilişkisinde” olup olmadığı.
5.4 EqA'ın 39. Maddesine göre, Davalı'nın taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmadığını söylediği 5 Ocak veya 6 Mart 2019 tarihlerinde veya 1 Ocak 2019 tarihinde şikayet edilen son eylemlerle ilgili uygulanıp uygulanmadığı.
6. Duruşmanın başlangıcında taraflarla bu konuların ön konular olarak değerlendirilmeye uygun olup olmadığı konusunda tartışma açtım. Özellikle,9. Paragraftaki Craigheadad Lord Hope yorumlarına SCA Packaging LTD v Boyle [2009] IRLR 746'ya değindim. Benim özel mülahazam Davacının bir felsefi inancının bulunup bulunmadığı ve bunun ona yapılan olumsuz muamelenin nedeni olmasının kesişip kesişmediği idi; çünkü yoksa eğer başkalarının ona karşı görüşlerini açıklamaları veya ona karşı muamelede bulunması söz konusuysa, bunlar “taciz” bağlamında tartışılacaktı.
İnancın ifadesi ile inanç sahibi olmanın herhangi bir olumsuz muamelenin nedeni olup olmadığına dair nedensellik sorusu arasında potansiyel olarak önemli bir çakışma vardır. Davalı'nın temsilcisi, inanç konularının aynı zamanda inançtan doğan sorumluluk biçiminde ele alınmasının daha iyi olacağı anlamına gelen potansiyel bir çakışma olduğunu kabul etmiştir. Davacının temsilcisi durumun böyle olduğunu kabul etmemiştir. Davacı, Ön Duruşma'nın listelendiği şekilde ilerlemesi gerektiğini, meselenin belirlenene kadar gereksiz harcama kaybı ve çok önemli bir gecikme olacağını ileri sürmüştür. Taraflar arasında anlaşma sağlanamaması durumunda, şartlarda önemli bir değişiklik de yokken, Ön Duruşma kararını yeniden değerlendirmek benim için uygun olmamıştır: Sodexho Ltd v Gibbons [2005] IRLR 836 ve Goldman Sachs Services Ltd v Montali [2002] ICR 1251 EAT. Ancak taraflar, Davacı'nın sahip olduğu inancın özel niteliğini, ön sorunları belirlemenin zorunlu bir unsuru olarak görmem gerektiğini beraberce kabul ettiler. Bu çerçevede İnancın ne olduğunu belirlemek zorundayım. Bu, Davacının Dava Dilekçesinde ileri sürüldüğü şekliyle sınırlı değildir.
7. Ayrıca ilk olarak 1 ve 2 numaralı konularla ilgili kanıt ve sunumlar almam ve sadece zaman kalmışsa 3 ve 4 numaralı ön sorunları belirlemeye devam etmem konusunda mutabık kalındı; ancak zaman olmamıştır.
Terminoloji
8. Bu Kararda, tarafları, tanıklarını veya bu Kararı okuyan diğer kişileri rahatsız etmeyecek uygun bir terminoloji kullanmaya çalıştım; taraflar arasındaki anlaşmazlığı doğru bir şekilde belirleyebilmem ve belirleyebilmemizi sağlamak; kısmen terminoloji ile ilgili anlaşmazlıkları içerir. Özellikle taraflardan herhangi birine karşı rahatsız edici olacak terminolojiyi kullanmaktan kaçınmaya çalıştım; bazı tarafların itiraz edebileceği terminolojiyi kullanmaktan tamamen kaçınamadım. Eşit Muamele Kitabının 12. Maddesinde içerilen rehbere bakmıştım.
9. 2010 Tarihli Eşitlik Yasasının ve İçtihat Hukukunca kullanılmadıkça “transseksüel” terimini kullanmayacağım.
10. Trans kadın veya trans erkek terimlerini trans insanları yaşadıkları cinsiyete göre ifade etmek için kullanıyorum. Bunu yapmak gerektiğinde, doğumda atanan cinsiyete atıfta bulunuyorum. Davacının, cinsiyetin doğumda gözlendiği iddiasını göz önünde bulundurarak bu terime itiraz ettiğini takdir ediyorum, ancak “atanmış” terimini saldırgan olarak gördüğünü öne sürmedi. Bunun, gözlem nedeniyle atanmayı da içerecek kadar geniş olduğunu düşünüyorum. Davacı saldırgan bulduğu için cis-woman terimini kullanmayacağım. Bunu yapmak gerekli olduğunda, doğumda kadın atanan kadınlardan söz edeceğim. Mümkün olan her durumda, insanları tercih ettikleri zamirlerle ifade etmeye çalıştım; bazı durumlarda, kişinin tercihini bilmiyorum.
11. Belirli bir terminolojinin kullanılması, bu davayla ilgili inanç veya inançsızlığın önceden düşünülmüş herhangi bir görüşünü yansıtmamaktadır, sadece Kürsü İçin Eşit Muamele Kitabındaki rehberliğe uygun olarak anlaşılırken, anlaşmazlıkları doğru bir şekilde yansıtmaya çalıştım.
Kürsü İçin Eşit Muamele Kitabının Kadın ve Trans İnsanlarla İlgili Rehber Kitabı
12. Kadınlar ve transseksüel insanlar genellikle ciddi ayrımcılık ve şiddet ile karşı karşıyadır. Kürsü İçin Eşit Muamele Kitabındaki yorum faydalı bir özet sunmaktadır.
13. 6. Madde cinsiyet kimliğini (Davacı'nın cinsiyet olarak bahsedeceği) ele alır ve aşağıdakileri içerir;
1. Kadınlar hayatlarının pek çok kamu ve özel alanında dezavantajlı durumdadırlar. Yargıda, parlamentoda (2017'de % 32) ve çeşitli işlerde üst düzey pozisyonlarda yetersiz temsil edilmektedirler.
2. Cinsiyet eşitsizliği, kadınların ve erkeklerin rolleri hakkındaki geleneksel fikirlere ve beklentilere yansır. Zamanla değişmiş olmalarına rağmen, bu fikirleri destekleyen varsayımlar ve klişeler genellikle çok derinlere dayanır. Bir kadının çocuk sahibi olacağını, onlara bakacağını ve aileye bakmak için ücretli işten ayrılacağını ya da yarı zamanlı çalışacağını varsaymak yaygındır. Bununla birlikte, bu tür varsayımlar ve kalıp yargılar, kadınları ciddi manada dezavantajlı kılma etkisine sahip olabilir ve çoğu zaman kadınların erkeklerle eşit açık fırsatlara ve deneyimlere erişmesini önleme etkisiyle ayrımcı olabilir.
33. Uluslararası Kadınlar Günü'nde (8 Mart) 2016, Kadınlara Karşı Şiddete Son Verme Koalisyonu, İngiliz kadınların halka açık yerlerde cinsel taciz deneyimine ilişkin bir anket yayınladı. 18-24 yaş arası kadınların% 85'inin halka açık yerlerde istenmeyen cinsel ilgi yaşadığını ve% 45'inin istenmeyen cinsel dokunuş yaşadığını tespit etmiştir.
35. TUC 2016 yılında şunları bildirdi:
• Ankete katılan kadınların yarısından fazlası işyerinde bir çeşit cinsel taciz yaşamıştı.
• Kadınların% 35'i işyerindeki diğer kadınlarla ilgili cinsel nitelikte yorumlar olduğunu duymuştu.
• Kadınların% 32'si cinsel nitelikte istenmeyen şakalara maruz kalmıştı.
• Kadınların% 28'i bedenleri veya kıyafetleri hakkında cinsel nitelikte yorumlara maruz kalmıştı.
• Kadınların yaklaşık dörtte biri istenmeyen dokunuşlar yaşamıştı (diz üstü veya bel gibi).
• Kadınların beşte biri istenmeyen cinsel yaklaşma yaşamıştır.
• On kadında birden fazlası, istenmeyen cinsel dokunuşlar yaşadıklarını veya öpülmeye çalışıldıklarını bildirdi.
• 10 vakanın 9'unda, fail erkek bir meslektaşıdır ve yaklaşık beş kişiden biri doğrudan yöneticilerinin veya üzerinde doğrudan yetkisi olan başka birinin fail olduğunu bildirmiştir.
• Beş kadından dördü cinsel tacizi işverenlerine bildirmedi. Taciz gören birçok çalışan şikayet nedeniyle işini kaybedebilecekleri korkusuyla şikayet etmeye isteksizdir.
37. Ortalama olarak, İngiltere ve Galler'deki her hafta iki kadın halihazırdaki veya eski bir erkek eş tarafından öldürülür.
54. Adalet Bakanlığı İstatistik Bülteni Ocak 2013'te yıllık ortalama 404.000 kadın ve 72.000 erkeğin cinsel suçların kurbanı olduğunu bildirmiştir.
14. 12. Madde trans insanların karşılaştığı ayrımcılığı ele alır ve aşağıdakileri içerir:
1. Trans bireylere yönelik farkındalık ve anlayış son yıllarda artmış olsa da, trans insanların günlük yaşamlarında şiddetin yanı sıra önyargı, ayrımcılık ve taciz yaşama olasılığı yüksektir. Sonuç olarak, suçları bildirme olasılıkları daha düşüktür ve bir suçlu, tanık veya mağdur olarak mahkemeye gelme konusunda endişeli olmaları muhtemeldir. Bazı trans insanlar, önceki ad ve doğumda verilen cinsiyetin mahkemede gereksiz yere ifşa edilmesinden özellikle endişe duyabilirler. Halktan ve basından olumsuz ilgi alma konusunda da endişe duyabilirler.
11. 2017 yılının ilk yarısında 5000'den fazla LGBT çalışanı hakkında yapılan bir TUC araştırması, transseksüellerin neredeyse yarısının işyerinde zorbalık veya taciz yaşadığını ve % 30'unun transseksüel statüsünün aksini istemelerine rağmen açıklandığını buldu. 2017 ACAS araştırma raporu, işyerinde zorbalığın yaygın olduğunu ve birçok trans çalışanın bunu günlük olarak deneyimlediğini doğruladı. ACAS raporu ayrıca, zorbalık düzeyinin, örneğin cinsel yönelim ile ilgili diğer zorbalık oranlarından daha yüksek olabileceğini ve trans çalışanlarının mahkemeye veya mahkemeye gitmenin maliyetlerine ve duygusal emeğine katlanmak yerine başka bir iş arayabileceğini buldu. 2010 Eşitlik Yasası'nın yalnızca cinsiyete yeniden atanan veya geçtiği (veya geçtiği ya da geçtiği algılanan) kimseleri kapsayan sınırlı koruması, geçişte olmayan, ikili olmayan ya da başka bir şekilde cinsiyete uygun olmayan insanların özellikle örselenebilir oldukları anlamına gelmektedir.
12. İngiltere'de yapılan araştırmalar, trans insanların üçte ikisinin transseksüel olarak tanımlandıkları için halka açık yerlerde yabancılardan gelen taciz veya şiddet yaşadıklarını göstermektedir. Buna sözlü taciz, tehdit edici davranış, fiziksel ve cinsel saldırı dahildir. Transfobik nefret suçunun büyük ölçüde yetersiz rapor edildiğine inanılıyor.
Deliller
15. Davacı kendi namına delil sunmuştur.
16. Davacı:
16.1 Kendisini “54 yaşındaki trans kadın, yani (uygun şekilde) kadın olarak yaşayan ancak biyolojik olarak erkek doğmuş ve (genellikle) erkek olarak sosyalleşmiş” olarak tanımayan Kristina Jayne Harrison’u çağırmıştır.
17. Davalılar:
17.1 Director of HR and Administration for CGD’nin İnsan Kaynakları ve Yönetim Direktörü Luke Easley’i
17.2 Kendilerini [ÇN. Mahkeme: themself zamirini kullanmıştır] “trans non binary kişi” olarak tanımayan Clair Quentin’i çağırmıştır.
18. Nezdimizde delil olan tanıklar bunu yazılı tanık ifadelerinden yapmışlardır. Onlar çapraz sorguya da tabi tutulmuşlar, Mahkeme tarafından sorgulanmışlar ve gerektiğinde yeniden sorguya tabi tutulmuşlardır.
19. Bana kabul edilmiş bir belge paketi sunulmuştur. Bu Karardaki sayfa numaralarına yapılan atıflar, üzerinde anlaşmaya varılan belge paketindeki sayfa numaralarına aittir.
Vakıalar
20. Davacı'nın özel inancını belirleme hariç, gerçekleri, nihai bir karar vermeden veya Nihai Duruşmada şikayetleri belirleyecek mahkemeyi bağlamaya çalışmadan şu anda göründükleri gibi belirledim.
21. Davacı, kendisini aktif bir sosyal medya varlığı ile kamu politikası, vergi ve iş ile ilgili konularda araştırmacı ve yazar olarak tanımlamaktadır. 2018'de 2.994 tweet yayınlamıştır (günde ortalama 5 ila 10 tweet).
22. Davacı, Davalı ile 6 Ocak 2015-31 Mayıs 2015 tarihleri arasında bir ilk danışmanlık anlaşması imzalamıştır. 9 Kasım 2016 - Ekim 2017 tarihleri arasında Ziyaretçi Bursu düzenlemiştir. 1 Mart 2018- 1 Mayıs 2018 ve 5 Nisan dönemleri için danışmanlık anlaşmaları imzalamıştır. Daha sonra başka bir sözleşme yapılmamıştır, ancak istihdam başvurusu yaptığını ve bu nedenle 2010 Eşitlik Yasası'nın (“Eşitlik”) korunmasına tabi olduğunu iddia etmektedir.
23. Davacı, insanların cinsiyetlerini ifade etmelerine [ÇN. Beyan esasına doğru] izin verme yönünde bir yasa önerisi nedeniyle 2004 Cinsiyet Kimliği Tanıma Yasası'ndan (“GRA”) 2017’de haberdar olduğunu ve önerilen değişiklikler konusunda endişe duyduğunu belirtmiştir. Davacı, 2017-2018 yıllarında konuyu araştırmaya başlamış ve Ağustos 2018'de konu hakkında tweet atmaya başlamıştır.
24. Davacı 2 Eylül 2018'de GRA [ÇN. Cinsiyet Tanıma Kanunu] hakkında tweetler atmıştır;
“#GenderRecognitionAct'ın konusunda Birleşik Krallık hükümet danışmanlığı -yasanın kapsamını önemli ölçüde değiştirmeyi öneriyor; doğum belgesinde cinsiyet değişikliği için cinsiyet disforisinin tıbbi teşhisine ihtiyaç duymaktan, 'kendini tanımlama' temelini kullanmaya [doğru]…
Hem kadınları hem de kadınları içerebilmesi için yasal tanımı radikal bir şekilde genişletmenin kavramı anlamsızlaştıracağı ve örselenebilir kadınlar ve kızlar açısından kadın hakları korumasının altını oyacağı yolundaki @Fairplaywomen'in endişelerini paylaşıyorum. ...
Bazı trans insanların kozmetik ameliyatı vardır. Ancak çoğu doğum genital organlarını korur. Herkesin eşitliği ve güvenliği korunmalı, ancak erkeklerin soyunma odalarına, yurtlara, hapishanelere, spor takımlarına girmesine izin verilirse kadınlar ve kızlar mahremiyet, güvenlik ve adaletten mahrum kalır.”
25. Eylül 2018'in sonlarında Davacı, Credit Suisse'de üst düzey bir yönetici olan, elbiseler ve peruk giyen ve basın haberlerine göre “benim için cinsiyet-akışkan olmama demek -binary [ÇN. İkili, iki ayrı kısımlı] olmamak, cinsiyet ifade spektrumu üzerinde sabit bir noktada olmamaktır. Şahsen geçiş yapma arzum yok” diyen Pips/Philip Bunce hakkında bir dizi yorum yaptı. Adı geçen İş Dünyasının İlk 100 Kadını listesinde yer almıştı. Yorumlar ağırlıklı olarak twitter üzerinden yapılmıştır. Bunlar aşağıdakileri içeriyordu:
“Tüm erkek panellerinde görünmemeyi taahhüt eden erkek twitter arkadaşlarım için bir Q'um var. Evet deyin ya da organizatörleri arayın ve üzgünüm deyin ve manel yapmıyorum deyin”
[Manel, sadece erkeklerden oluşan bir paneldir.]
“Bunce 'kadın olarak maskeli balo yapmıyor', haftanın bir kısmını elbise giyerek ifade etmeyi seven bir adam”
"Evet. “garip bir hata var, ben cinsiyet normlarına meydan okuyan bir adamım” demek yerine, ödülü kabul etme hakkına sahip olduğunu, tuhaftır, hissetti
“O, çoğunlukla Phillip adıyla geçen yarı zamanlı bir çapraz-giyinen [ÇN. Cross dresser]”
“Evet bence erkek insanlar kadın değil. Kadın / dişi olmanın bir kimlik meselesi ya da kadınlık duygusu olduğunu düşünmüyorum. Bu, biyolojidir ”
“Bunce, kadın kıyafetlerini giymeyi seven beyaz bir adam”
26. Davacı, “kadın, wʊmən, isim, yetişkin insan kadın” tanımının ilan panosuna konulduğu, binalara yansıtıldığı ve tişörtlerin üzerine basıldığı kampanyaları düzenli olarak desteklemiştir.
27. Eylül 2018'in sonunda Davacı, Slack ile ilgili bir konuşmada Pips Bunce hakkında söylediklerine meydan okunduğunda;
“Teşekkürler Arthur. Evet, feministler ve cinsiyetle uyumlu olmayan ve trans insanlar doğal müttefikler. Bu konuda endişeli olan insanlara bakarsanız, lezbiyenler, uzun zamandır LGBT aktivistleri, transseksüeller, sol kanat kampanyacılarıdır. Cinsiyete uygunluğu uygulamak istemiyorlar.
Ancak bence bir grup kadın düşmanı insan ve Trans Hakkı Aktivistleri hareketinin entry-giricileri haline gelen ve kadın ve çocuklar için korumaları baltalamak isteyen başkaları da var, bunlar kadınların doğal müttefikleri değildir: oyun tutkunları, incels [ÇN. Kadınların ‘sefaletinin’ kendi suçları olduğunu ileri süren ve özellikle çevrim-içi bir grup], narsistler, aşırı porno savunucuları. Korunmasız gençleri ve herkesin kendileri için doğru olanı yapma yolundaki empatisini ve endişesini sömürüyorlar - (Örneğin, son durum…)
(Bütün trans insanlara söylemiyorum - -Bunun kulağa 'ahlaki panik' gibi geldiğini biliyorum ve çoğu insanın sadece sessiz bir yaşam istediğini biliyorum, ancak bazı erkeklerin kadınların aralarına katılmasını savlamak yoluyla politik bir kariyer yapan insanların karanlık bir tarafı var - - bu koro asla feministler ile ortak bir yerde olmayacak veya cinsiyet disforisi veya depresyon vb. çekenlere bunların bir yararı olmayacak.
Doğru tondasın. Dikkatli olmalıyım ve gereksiz yere düşman olmamalıyım. Ancak insanlar "kadınların yetişkin insan dişileri" veya "trans kadınların erkek olduğu" gibi temel biyolojik gerçekleri saldırgan bulurlarsa rahatsız olacaklardır [tabii].
Tabii ki sosyal durumlarda, herhangi bir trans kadına fahri bir kadın gibi davranır ve her türlü zamiri vb. kullanırdım ... Kimsenin duygularına zarar vermeye çalışmazdım ama insanların " trans kadınlar kadındır " gibi kelimesi kelimesine hayal ürünü ifadeleriyle aynı sazı çalmam beklenmesin.
28. Davacı Milletvekili Anne Main’e 30 Eylül 2018 tarihinde bir mektupta şunları yazmıştır:
“Lütfen önerilen yeni GRA'yı [Cinsiyet Tanıma Kanununda öngörülen değişiklikleri] desteklemez ve bunun yerine cinsiyet disforisine tedavi arayan insanların refahı ve kadınların ve kızların temel insan haklarının nasıl uzlaştırılacağı konusunda daha geniş bir ulusal müzakere için yer açar mısınız?
Lütfen erkek olan birisinin kadın olmasının mümkün olmadığına dikkat edin. Trans kadınlar erkektir ve saygı görmeli ve erkek olarak korunmalıdır. ”
29. Ekim 2018'in başlarında Davalı'nın bazı personeli Davacı'nın tweet'lerinden bazıları hakkında, bunların “transfobik” olduklarını iddia ederek endişelerini dile getirmişlerdir. Bu iddialar, iddiaları reddeden Davacı'ya sunulmuştur. Ayrıntıları bu ön konularla ilgili olmayan şikayetler hakkında uzun bir yazışma ve soruşturma yapılmıştır.
30. Davacı 2 Ekim 2018 tarihinde, aleyhindeki şikâyetlere verdiği yanıtın bir kısmında şöyle ifade etmiştir:
“Bana" trans kadın erkektir veya kadınların "yetişkin insan dişisi "anlamına geldiğini söylemenin rahatsız edici olduğu söylendi. Ancak bu ifade doğru olduğu için söylemeye devam edeceğim. Evet, kadınların tanımı erkekleri içermez (ancak cinsiyetlendirilmiş normlara uymayan kadınları içerir). Gerçeklerin saldırgan olarak görüldüğü politika tartışmaları tehlikelidir. Elbette, herhangi bir sosyal ve mesleki bağlamda herhangi birinin cinsiyet kimliğini tanımlamasına saygı duyarım; İnsanlara kaba davranma arzum veya niyetim yok. ”
31. Davacının Davalı ile son sözleşmesi 31 Aralık 2018 tarihinde sona ermiştir. Davacı bundan sonra Davalıya istihdam başvurusunda bulunduğunu ileri sürmüştür.
32. Davacı, Dava Dilekçesini 5 Mart 2019 tarihinde İş Mahkemesine sunmuştur.
33. Daha sonra değil, iddia edilen muamele tarihinde Davacı'nın inancını göz önünde bulundurmam gerektiğini aklımda tutuyorum. Bununla birlikte, iddia edilen muameleden sonra ifade edilen görüşler, daha önce yapılan görüşü gösterebilir. Davacı görüşlerinin değiştiğini iddia etmemiştir.
34. Dosya, Haziran 2019'da Clair Quentin'in, Davacının transfobik materyali retweet ettiğini iddia eden tweetleri de içermiştir:
34.1 “Hampstead Heath Kadınlar Plajı” nda “Tamam, sorun yok - bir kadının penisi” başlığıyla iki kadını gösteren bir gazete karikatürü.
34.2 Davacının şunları diyen bir tweet’i: “Zamirler rohypnoldür [ÇN. Cinsel taciz amaçlı kullanıldığı da söylenen uyuşturucu ilaç, tecavüz hapı olarak ifade edilmiştir]: önemli bir makale... Tabii, bazen tercih edilen zamirler nezakettir, ve istersek nazik olabiliriz. Fakat her kadın deneyiminden öğrenmiştir ki nezaket kötüye kullanılabilir ve bizi tehlikeye atabilir.
Zamirler Rohypnol'dur. Algılarımızı değiştirirler, savunmalarımızı düşürürler, farklı tepki vermemizi sağlarlar, önümüzdeki gerçeği değiştirirler
Bunlar içindirler.
Bizi uyuştururlar.
Bizi şaşırtırlar.
İçgüdüsel güvenlik tepkilerimizi ortadan kaldırırlar.
İşe yararlar."
34.3 Davacı tarafından atılan bir tweet:
“İlginçtir ki vergi ve şeffaflık insanları için bir tweet dizisi içinde bugüne kadar okuyan radfem [ÇN. Kıs. Radikal feminizm] takipçilerim için :) isimlerini değiştiren trans insanlar için gizlilik sorununu gündeme getiriyor.
Birleşik Krallık. Hükümet, Trans İnsanlar tarafından onları “açık edeceği yönündeki kaygılar nedeniyle, Şirketler Sicili’nin transseksüel kişilerin eski adlarının PSC kaydında yayınlanmasını engellemeye çağırıldı.
35. 10 Ağustos 2019'da Davacı, kendisini “ikili cinsiyetten biri olmayan bir kişi” olarak tanımlayan ve Davacı'nın onları cinsiyetten çıkardığını iddia eden Gregor Murray’in İzci Derneği'ne yaptığı şikayete karşı çok sert bir ifadeyle yanıt vermiştir:
“28. Twitter'da Murray'den 'he' [ÇN. Erkek “o” zamiri ile bahsettim. Bu maksatlı değildi ya da bir zarara neden olmadı. Basitçe, bu adamın çoğul zamirler olan “onlar” ve “onları” olarak adlandırılmayı talep ettiğini unutmuştum.
29. Murray, kendisiyle ilgili olarak “onlar” zamirini kullanmamamın (üçüncü ve yedinci) izci yasalarını ihlal ettiğini savlıyor (“İzci dost canlısı ve düşüncelidir” ve “İzci kendine ve başkalarına saygı duyar”) çünkü Murray’e göre Murray erkek değil. Murray aynı zamanda bir tanesini gördüğümde tanıdığım erkek’ten erkek olarak bahsetmemi “transfobik” olarak nitelendiriyor. Katılmıyorum.
30. Gerçekte Murray bir erkektir. Murray, Murray’in bir erkek olmadığına inanabilir, ancak Murray başkalarını buna inanmaya zorlayamaz. Özellikle kadınlar ve çocuklar, birinin cinsiyeti hakkında yalan söylemeye veya gizlemeye zorlanmamalıdır.
31. Erkek insanlara atıfta bulunmak için [ÇN. Erkek] “o” ve [ÇN. Erkek] “onun” zamirlerini kullanma hakkımı saklı tutarım. Alternatif zamirleri nezaket olarak kullanmayı tercih etsem de, hiç kimsenin başkalarını inandıkları ifadeleri vermeye zorlama hakkı yoktur. İnsanların diğer insanların cinsiyetlerini tereddüt etmeden, utanmadan veya sansürsüz atıfta bulunabilmelerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu, çocukların kendilerini rahatsız hissettiren herhangi bir şey hakkında konuşabilmeleri ve yetişkinler için tek bir seks ve karışık seks durumu arasındaki farkı risk açısından değerlendirebilmek için önemlidir. ”
36. 13 Ağustos 2019 tarihinde Davacı aynı konuyu tartışırken şunları belirtmektedir:
“Transseksüel kapsayıcılık sorununu, erkeklerin kadınların mekanlarına girmelerine izin verilmesi gerektiği argümanı olarak çerçevelemenin kadınların mahremiyet haklarını azalttığını ve bunun temelde gayri liberal olduğunu düşünüyorum (Yahudi halkını domuz eti yemeye zorlamak gibi).
37. Davacı 2 Eylül 2019'da spordaki trans kadınlar hakkındaki görüşlerini tweetledi:
“Kısaca ve bu noktada…“ trans kadınların kadın sporunda rekabet etmesi haksız ve güvensiz”
38. 3 Eylül 2019'da Davacı kan nakli hakkında bir tweet atmıştır:
"Bu delilik. FDA ve Amerikan Kızılhaçı, HIV bulaşma riski için kan bağışçılarının taranmasında cinsiyetin nesnel ölçütlerini, kendi beyan ettiği cinsiyet kimliğinin öznel ölçütleri ile değiştirdi.”
39. Davacı, tanık ifadesinde şunları söylemiştir:
39.1 “İnsanların saygıyı hak ettiğine inanıyorum, ancak fikirlerin bunu hak ettiğine inanmıyorum.” Para 5
39.2 “Transseksüel olarak tanımlanan insanların insan haklarını korurken, insanların cinsiyeti değiştiremeyeceğini bilmenin uyumsuz olduğuna inanmıyorum” Para 13
39.3 "İnsanlarda (ve aslında tüm memelilerde) sadece iki cinsiyet olduğuna inanıyorum: erkek ve kadın. Bu temel olarak üreme biyolojisine bağlıdır. Erkekler, her şey çalışıyorsa, Erkek gamet (sperm) üretebilen vücut tipine sahip insanlardır. Dişiler, eğer her şey çalışıyorsa, kadın gamet (ova) üretebilen ve gebelik geliştirebilen bir vücut tipine sahiptir. ”Para 14
39.4 “Kadınlar yetişkin insan dişileridir. Erkekler yetişkin insan erkektir. ”Para 15
39.5 “Cinsiyet, babadan gelen bir genetik kod parçasının (çok nadir durumlarda dışında genellikle, Y kromozomu üzerinde taşınan) çalışan bir kopyasının mirasıyla (veya değil), belirlenir.” Para 16
39.6 “Bazı kadınların ova üretmedikleri veya hamileliği tasarlayamadıkları veya sürdüremedikleri anlamına gelen koşulları vardır. Benzer şekilde, bazı erkekler yaşayabilir sperm üretemezler. Bu insanlar da hala kadın ve erkektir. ”Para 17
39.7 “İnanıyorum ki cinsiyet değiştirmek ya da cinsiyetinizi kaybetmek imkansızdır. Kızlar kadın olmak için büyürler. Erkekler erkek olmak için büyürler. Hiçbir kıyafet veya hiçbir saç modeli değişikliği, hiçbir plastik cerrahi, hiçbir kaza veya hastalık, hiçbir hormon akışı, hiçbir irade veya sosyal şartlandırma, hiçbir beyan kadın bir kişiyi erkeğe veya erkek bir kişiyi kadına dönüştüremez.” Para 23
39.8 “Hastalık veya ameliyatla üreme organlarını veya hormon seviyelerini kaybetmek, birisinin kadın ya da erkek olmasını engellemez.” Para 24
39.9 “Bir kişi karşı cinsin bir üyesi (veya her ikisi ya da hiçbiri) olarak tanımlandığını (veya hatta olduğunu) ilan edebilir ve başkalarından bununla uyuşmasını isteyebilir. Bu onların gerçek cinsiyetlerini değiştirmez. ”Para 26
39.10 “Kromozomal ve diğer“ cinsel gelişim bozuklukları ”(“ interseks ”koşulları) dahil olmak üzere cinsel gelişim yolları ve transseksüel tanımlama ve cinsiyet disforisinin altında yatan psikolojik faktörler hakkında hala bilimsel keşif alanları bulunmaktadır. Ancak böyle bir araştırmanın iki cinsiyet olduğu temel gerçeğini çürüteceğine inanmıyorum. ”Para 60
39.11 “2004 Cinsiyet Kimliği Tanıma Yasası uyarınca, bir kişi yasal cinsiyetini değiştirebilir. Ancak bu onlara karşı cinsten üyelere yönelik hizmetlere ve alanlara erişme hakkı vermez. Bir kişinin Cinsiyet Yeniden Ataması hakkında resmi bir kapasitede bilgi edinmiş bir kişinin bu bilgileri ifşa etmesi suçtur. Bununla birlikte, bir kişinin bilgisinin korunduğu bu durum, o kişinin bir GRC’si [ÇN. Gender Recognition Certificate: Cinsiyet Tanıma Belgesi] olduğu, yeni kimliğine başarılı bir şekilde “geçtiği” ve trans olma konusunda açık olmadığı vakaların azınlığı ile ilgilidir. Birçok durumda insanlar görür görmez bir kişinin cinsiyetini tanımlayabilir veya geçişten önce kişiyi tanımış olabilir veya kişi trans olduğunu kamuya açıklamış olabilir. İnsanların kendi gözlerine inanmamaları veya zaten bildiklerini ya da zaten kamunun bilgisi dahilinde olanları unutmaları ya da unutmuş gibi davranmaları için genel bir yasal zorunluluk yoktur. ”Para 108
39.12 “Çoğu sosyal durumda insanlara göründükleri cinsiyete göre davranırız. Ve birisinin cinsiyetinin; kıyafetleri, saç stilleri, sesleri ve tavırları ve istedikleri isim, unvan ve zamirin anlattığı cinsiyetten açıkça farklı olduğu halde bile fark etmemiş veya belirli bir şekilde atıfta bulunma isteklerini yerine getirirmiş gibi yapmak kibar veya nazik olabilir. Ancak insanları her durumda kibar ya da kibar olmaya zorlamak için temel bir hak yoktur. ”Para 110
39.13 “Özellikle kendilerini kadın olarak tanımlayan bazı erkekleri hayal kırıklığına sevketse ya da bunlar için üzücü olsa da, sadece kadınlara açık hizmetleri ve alanları bunlarla paylaşmanın uygun değildir, erkekleri rahatsız etmekten kaçınmak ihtiyacı, kadınların güvenliğini tehlikeye atmak, haysiyetlerini ve bedenlerini kimin görüp dokunacağına dair kendi sınırlarını kontrol etme yeteneklerinden feragat etmek için bir neden değildir. ”
40. Bu pasajların Davacı'nın inancının öz-yönlerini yansıttığını kabul ediyorum.
41. Mahkemede delil toplanma ve değerlendirilme sırasında sorgulandığında Davacı, biyolojik erkeklerin kadın olamayacağını ifade etmiştir. Bir trans kadının, bir Cinsiyet Tanıma Sertifikası olsa bile, bir kadın olduğunu söylemesi doğru değildir. Davacı'nın kanıtlarının bütünüyle, erkek ve kadın olmak üzere iki cinsiyet olduğunu, cinsiyette spektrum olmadığını ve bir kişinin bir cinsiyetten diğerine değişebileceği hiçbir koşul olmadığını kabul ettiğine yöneliktir. Genellikle trans kişilere karşı kibar olmaya çalıştırmış ve genellikle zamir tercihlerine saygı duymaya çalışırmış, ancak kendisini buna bağlı hissetmezmiş; esas olarak doğumda kadın atanmamış olan bir trans kişi “kadın alanı” içindeyse veya daha genel olarak buna mecbur hissetmezmiş. Bir kişinin bir Cinsiyet Tanıma Sertifikası varsa, Davacının pozisyonu değişmez. Davacı, görüşünün erkek ve kadın kelimelerinin bir kişinin cinsiyetini tanımladığı ve değişmez olduğu yönünde olduğu konusunu açıklığa kavuşturmuştur. Kişi ya biri ya da diğeridir, bunun arasında hiçbir şey yoktur ve bir cinsiyetten diğerine değiştirmek imkansızdır.
42. Davacı, kromozomlardan ziyade genetik materyalin mirasına odaklanmıştır ve “Cinsiyet, babadan gelen bir genetik kod parçasının çalışan bir kopyasının mirasıyla (ya da değil) kalıtım yoluyla belirlenir (çok nadir olanlar dışında genellikle Y kromozomu üzerinde taşınan vakalar) ". Kadınların mutlaka XX kromozomu olmadığını ve erkeklerin XY kromozomu olmayabileceğini kabul etmiştir.
43. Dosyada, Kuzey Carolina yargı yetkisi içinde Uzman Doktor Deanna Adkins'in; hormon üretimi ve alımındaki olası kromozomal varyasyonları ve farklılıkları ortaya koyduğu (Davacının bunların nadir olduğunu ve Cinsiyet kimliği kavramını kabul etmediğini belirtmesine rağmen) kabul ettiği Beyanını edindim:
“a. Tam Androjen Duyarsızlığı olan bireylerde, tipik olarak erkeklerle ilişkili olan, ancak testosteron veya diğer androjenlere yanıt veren doku reseptörleri bulunmayan 46-XY kromozomları vardır. Bu nedenle vücut, tipik olarak erkeklerle ilişkili dış genital organlar veya ikincil cinsiyet özellikleri geliştirmez, ancak onlar genellikle testislere sahiptir. Doğumda, dış genital organların görünümüne dayanarak, Tam Androjen Duyarsızlığı olan bireylere genellikle kadın [ÇN. Cinsiyeti] atanır.
b. Klinefelter Sendromlu bireylerde 47-XXY kromozomları ve tipik olarak erkeklerle ilişkili iç ve dış genital bölgeler bulunur, ancak Klinefelter Sendromu teşhisi konan bireylerdeki testisler zamanla işlevini kaybeder. Bu, bir dizi başka sağlık sorununa ek olarak meme gelişimine ve kısırlığa yol açabilir.
c. Turner Sendromlu bireylerin 45-XO kromozomları vardır, bu da herkesten daha az bir kromozoma sahip oldukları anlamına gelir. Rahimde, bu bireyler tipik olarak tüm iç yapılar dahil olmak üzere kadınlarla ilişkili cinsiyet özellikleri oluştururlar, ancak yumurtalıklar doğumdan kısa bir süre sonra ölmeye başlar ve bireyler östrojen yapamazlar. Tedavi olmadan, Turner Sendromlu bireyler tipik olarak kadınlarla ilişkili ikincil cinsiyet özellikleri geliştirmez.
d. Mozaik Turner Sendromlu bireylerin iki farklı kromozom seti olabilir. Embriyonik gelişimin erken aşamalarında cinsiyet kromozomunu kaybederler. Bir kromozomu kaybeden hücrenin halefi olan hücrelerde Turner Sendromu özellikleri bulunur. Cinsiyet kromozomunu kaybetmeyen hücrelerin soyundan gelen hücreler, embriyonun başlangıçtaki kromozom cinsiyetinin özelliklerine sahip olacaktır. Bazen bu ilk seks XX ve bazen de XY’ idi. XY kromozomları olan hücreler olduğunda, fetus testosteron üretir ve en azından bazı testis dokusu vardır. Ayrıca yumurtalık dokusu da olabilir. Dış genital bölge daha sonra tipik olarak hem erkeklerle hem de kadınlarla ilişkili dış genital organların bir karışımı olabilir.
e. Konjenital adrenal hiperplazi (CAH) olan bireyler, tipik olarak kadınlarla ilişkili olan XX kromozomları ve dış genital organları olan, ancak testosteron dahil olmak üzere ekstra androjenlerle doğan ve erken gebelikte beyinleri yüksek androjenlere maruz kalan bireylerdir. Dış genital organlar nedeniyle sık sık doğumda kadın atanmasına rağmen, bu duruma sahip birçok kişinin erkek cinsiyet kimliği vardır.
f. 5-alfa redüktaz olan bireyler kromozomsal olarak XY'dir, ancak testosteronun testosteronun aktif formu olan dihidrotestosterona dönüşmelerine izin vermeyen bir enzim eksikliğine sahiptirler. Doğumda, dış genital bölgeye dayanarak, genellikle kadınlara atanırlar, ancak cinsiyet kimlikleri neredeyse her zaman yetişkin olarak erkektir. Dış genital organları da ergenlik döneminde değişir, çünkü hormonal değişiklikler, erkeklerle tipik olarak ilişkili dış genital organların gelişmesine neden olan fiziksel değişiklikler için gerekli olan daha fazla dihidrotestosteron yapmalarına izin verir. Erken gelişim sırasında, beyni etkilemek için yeterli bir erkek testosteronu vardır, bu da genellikle erkek cinsiyet kimliğiyle sonuçlanır. ”
44. Kromozomlar, genetik kodun tutulduğu yapılardır. Kromozomlardaki DNA molekülleri genetik koddur ve yapıları cinsiyeti etkileyen genleri sağlar. Bununla birlikte, belirli özellikler için sadece genlerin olmadığı giderek daha fazla anlaşılmaktadır. Çoğu, genlerin nasıl kontrol edildiğine bağlıdır. Dosyaya, New York Times’tan bir biyoloji ve cinsiyet çalışmaları profesörü olan Dr.Fausto-Sterling tarafından yazılmış şöyle bir makale de sunulmuştur:
“Bu konuda 1950'lerden beri birçok yeni bilimsel araştırma vardır. Ancak, cinsiyet ve cinsiyet kimliği hakkında kolay idare edilebilir bir tanım için biyolojiye bakmak isteyenler, bu bulguların en önemlilerinde pek de rahatlık bulamaz. Örneğin, artık biliyoruz ki tek bir genin yönetimi altında gelişmek yerine, fetal embriyonik testisler veya yumurtalıklar karşılıklı gen ağlarıyla gelişirler, biri kadın farklılaşmasını uyarırken erkek gelişimini baskılayan ve diğeri de bunun tersi olan. O halde önemli olan, belirli bir genin varlığı veya yokluğu değil, birlikte veya belirli bir dizide hareket eden gen ağları arasındaki güç dengesidir. Bu, “gerçek” cinsiyeti belirlemek için basit bir genetik test kullanma olasılığını zayıflatır.
45. Morfoloji, bir insanın hangi genlere sahip olduğuyla ilgili değil, aynı zamanda hangi genlerin açıldığıyla (ÇN. Işık düğmesi çevrilir gibi) ve bunların hangi kombinasyonlarda ve nasıl etkileştikleriyle ilgili bir sorudur.
HUKUK
46. İnanç, EqA’nın 4. Maddesi uyarınca korunan bir özelliktir. EqA’ın 10. Maddesi tarafından tanımlanmıştır:
10 Din ya da inanç
(1) Din, herhangi bir din anlamına gelir ve dine yapılan atıf, dinin yokluğuna yapılan atıfları içerir.
(2) İnanç, herhangi bir dini veya felsefi inanç anlamına gelir ve inanca yapılan atıf, inanç eksikliğine yapılan atıfları içerir.
(3) Dinin veya inancın korunan özelliği ile ilgili olarak -
(a) belirli bir korumalı özelliğe sahip bir kişiye atıf, belirli bir din veya inanca sahip bir kişiye atıftır;
(b) korunan bir özelliği paylaşan kişilere yapılan atıf, aynı dine veya inanca sahip olanlara yapılan atıftır.
47. İnanç, insan hakları bağlamında yorumlanmalıdır. 1998 tarihli İnsan Hakları Yasası‘nın 3 (1). Maddesi hükmü aşağıdaki düzenlemeyi öngörür:
Mümkün olduğu sürece, birincil mevzuat ve alt mevzuat, Sözleşme haklarıyla uyumlu bir şekilde okunmalı ve uygulanmalıdır.
48. Avrupa Sözleşmesi'nin 9. maddesi şöyledir:
Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü
1. Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkı vardır; bu hak, dinini ya da inancını değiştirme özgürlüğünü ve tek başına ya da başkalarıyla topluluk içinde ve kamusal ya da özel alanda, ibadet, öğretim, uygulama ve itaatte dinini ya da inancını tezahür ettirme özgürlüğünü içerir.
2. Kişinin dinini veya inançlarını tezahür ettirme özgürlüğü, yalnızca yasalarca öngörülmüş ve demokratik bir toplumda kamu güvenliği menfaati, kamu düzeninin, sağlığının veya ahlakının, veya başkalarının haklarının ve özgürlüklerinin korunması amaçlı sınırlamalara tabidir.
49. Avrupa Sözleşmesi'nin 10. maddesi şöyledir:
İfade özgürlüğü
1. Herkesin ifade özgürlüğü hakkı vardır. Bu hak, kamu otoritesinin müdahalesi olmadan ve ülke sınırlarına bakılmaksızın görüş alma ve bilgi ve fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir. Bu Madde, Devletlerin yayın, televizyon veya sinema işletmelerinin lisanslamalarını engellemez.
2. Bu özgürlüklerin kullanılması, görev ve sorumlulukları da beraberinde taşıdığı için, yasalarca öngörülmüş ve demokratik toplumda ulusal güvenlik, toprak bütünlüğü veya kamu güvenliği, kargaşanın veya suçun önlenmesi, sağlığın veya ahlakın korunması, başkalarının itibarının veya haklarının korunması, gizli olarak alınan bilgilerin ifşa edilmesinin önlenmesi veya yargının yetkisini ve tarafsızlığını korumak amaçlı formalitelere, koşullara, kısıtlamalara veya cezalara tabi olabilir.
50. EQA’ın 10. Maddesi uyarınca “felsefi bir inanç” olarak nitelendirilebilmek için, inanç, beş kriteri karşılamalıdır: Grainger plc v Nicholson [2010] ICR 360, para 24 (“Granger Kriterleri”):
(i) inanç samimiyetle taşınmalıdır;
(ii) mevcut enformasyona dayalı bir görüş veya bakış açısı değil bir inanç olmalıdır;
(iii) insan yaşamının ve davranışının ciddi ve önemli bir yönüyle ilişkili bir inanç olmak gerekir
(iv) belli bir düzeyde geçerlilik, ciddiyet, uyum ve önem kazanmalıdır; ve
(v) demokratik bir toplumda saygı görmeye değer olmalı, insan onuruna aykırı olmamalı ve başkalarının temel haklarıyla çatışmamalıdır.
51. Bu kriterler AİHS Uygulama Kuralları'nın 2.59 fıkrasında kabul edilmiştir. Mahkemenin, bu Kuralları ilgili olduğu yerlerde dikkate alması zorunludur ancak Mahkeme bunlarla bağlı değildir.
52. Grainger kriterlerini belirleme eşiği “çok yüksek” olarak ayarlanmamalıdır: Harron v Dorset Polis Şefliği [2016] IRLR 481, EAT, para 34.
53. İnancın samimiyetle taşınıp taşınmadığının belirlenmesinde Mahkeme, iyi niyet çerçevesinde taşınıp taşınmadığına karar vermekle sınırlanmıştır: Williamson v Eğitim ve Çalışma Bakanlığı [2005] 2 AC 246.
54. Potansiyel olarak bir inanç ile “bazı gerçek ya da algılanan mantığa dayalı ya da mevcut bilgi ya da bilgi eksikliğine dayalı bir görüş” arasında bir ayrım yapılması gerekmektedir: McClintock v Anayasa İşleri Dairesi [2008] IRLR 29, paragraf 45.
55. Yine, bir inancın belirli bir düzeyde geçerlik, ciddiyet, uyum ve önem seviyesine ulaşıp ulaşmadığı göz önünde bulundurulurken, eşik çok yüksek ayarlanmamalıdır. R Williamson Vakasında Lord Bingham şunlara hükmetmişti:
“İnanç aynı zamanda kavranabilir ve anlaşılabilir olma anlamında tutarlı olmalıdır. Fakat yine de, bu konuda çok fazla şey talep edilmemelidir. ”
56. Hem inanç hem de inanç eksikliği korunan özelliklerdir. Taraflar, inanç eksikliği tahliline, Granger Kriterlerini kişinin sahip olmadığı inanca uygulamak gerektiği biçiminde yaklaşmıştır. Bir inanç korunursa, karşılık gelen inanç eksikliği de korunur. Dolayısıyla, Granger Kriterleri tahlilinde Davacının sahip olmadığı “cinsiyet kimliği inancı” na [ÇN. Gender identity] uygulanacaktır. “Cinsiyet kimliği inancı” felsefi bir inançsa, inanç eksikliği de mutlaka korunmaktadır.
57. Uygulama Kodu, bu yaklaşım için bazı destek sağlar:
2.50 Dinin veya inancın korunan özelliği, herhangi bir dini içerir ve herhangi bir s.10 (1) & (2) anlamında dini veya felsefi inancı içerir. Aynı zamanda böyle bir din veya inanç eksikliğini de içerir.
2.51 Örneğin Hıristiyanlar Hıristiyanlıkları sayesinde ayrımcılığa karşı korunmakta ve Hıristiyan olmayanları, sahip oldukları herhangi bir din veya inanca veya inançlarına bakılmaksızın, Hıristiyan olmamaları sayesinde ayrımcılığa karşı korunmaktadırlar.
58. Durum din ve din eksikliği için oldukça açık olsa da, özellikle EQA'ın 10 (1). maddesinde özellikle belirtildiği için, inanç eksikliği bakımından konumun daha az net olduğunu düşünüyorum. 10 (2). madde “inanca yapılan atıf, inanç eksikliğine yapılan atıfları içermektedir” hükmünü amirdir. Bu temelde, kişi “inanç” kelimesini “inanç eksikliği” ile değiştirirse, 2. Maddenin, herhangi bir “dini ya da felsefi inanç eksikliğini” koruduğu düşünülebilir- yani belirli bir dini veya felsefi inanca sahip olmayan herkese uygulanan koruma değil, inanç eksikliğinin kendisi dini ya da felsefi olmalıdır, gibi anlaşılabilir. Bu tahlilde Granger Kriterleri inanç eksikliğine uygulanacaktır. Bunun en azından bazı durumlarda daha mantıklı bir tahlil olduğunu düşünüyorum. Bir kişi cinayetin yanlış olduğuna dair dini veya felsefi bir inanca sahip olabilir. Bu inanca sahip olmamak da korunmuş olsaydı bu şaşırtıcı olurdu, bu yüzden aslında cinayetin yanlış bir şey olmadığına inanmak korumalı bir özellik olurdu. Önerdiğim tahlilde, cinayetin yanlış olduğuna dair bu tür bir inanç eksikliği Granger Kriterlerine uymayacaktır ve korunmayacaktır. Benzer şekilde, ateizm de korunur çünkü bu sadece ateistler korunan çok sayıda dine bağlı olmadığı için Granger Kriterlerine karşılık gelen felsefi bir inanç eksikliğidir.
59. EqA'ın 7. Maddesi aşağıdaki düzenlemeyi öngörür:
7 Cinsiyet tayini
(1) Kişi, kişinin fizyolojik veya diğer cinsiyet özelliklerini değiştirerek cinsiyetini yeniden atama amacıyla bir süreç (veya sürecin bir parçası) geçireceğini bildiriyorsa, geçiyorsa veya geçirmişse, cinsiyetin yeniden atanmasının korunmuş bir özelliğine sahiptir.
(2) Transseksüel bir kişiye atıf, cinsiyete yeniden atanmanın korumalı özelliğine sahip bir kişiye atıftır.
(3) Cinsiyete yeniden atanmanın korunan özelliği ile ilgili olarak -
(a) belirli bir korunma özelliğine sahip bir kişiye yapılan atıf, transseksüel bir kişiye yapılan atıftır;
(b) korunan bir özelliği paylaşan kişilere yapılan atıflar, transseksüel kişilere yapılan atıftır.
60. Bu madde tarafından trans kişilere sağlanan özel koruma sınırlıdır ve oldukça modası geçmiş terminoloji kullanır.
61. Meşru bir amaca ulaşmak için orantılı bir araç olmaları koşuluyla, 3 EQA'nın 28. Maddesinde belirtilen (örneğin cinsel tacize maruz kalıp kurtulanlar için sığınma evleri gibi) hizmetlerin sadece doğumda kadın atanan kadınlara sağlanması yolunda bir istisna bulunmaktadır.
62. Ayrıca, trans kişiler için sağlanan ve üzerinde düşünülen korumanın çok önemli bir insan hakları yönü vardır.
63. Avrupa Sözleşmesi'nin 8. maddesi şöyledir:
Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı
1. Herkes özel ve aile hayatına, evine ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
2. Yasalara uygun olan ve ulusal güvenlik, kamu güvenliği veya ülkenin ekonomik refahı için, kargaşanın veya suçun önlenmesi, sağlığın veya ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacını taşıyan demokratik bir toplumda gerekli müdahaleler dışında, bir kamu otoritesince, bu hakkın kullanılmasına müdahale edilemez.
64. Avrupa Sözleşmesi'nin 12. maddesi şöyledir:
Evlenme hakkı
Bu hakkın kullanılmasını düzenleyen ulusal yasalara göre, evlenme çağındaki erkekler ve kadınlar evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir.
65. İngiltere hukuku tarihsel olarak ve şu anda sadece iki cinsiyeti tanımaktadır; kadın ve erkek. Bir kişinin cinsiyeti doğumda atanır ve doğum belgesine girer. 2004 yılına kadar bir kişinin doğum belgesindeki cinsiyetini değiştirmek için bir mekanizma yoktu.
66. ECJ [ÇN. Avrupa Adalet Divanı], P v S ve Cornwall CC [1996] 795'te, cinsiyetlerin yeniden atanması nedeniyle ayrımcılığın cinsiyet ayrımcılığı oluşturduğuna karar vermiştir. Mahkeme şu kararı vermiştir:
“17. Direktifin başlığında, önsözünde ve hükümlerinde atıfta bulunduğu 'erkekler ve kadınlar için' eşit muamele ilkesi, özellikle Madde 2 (1) ve 3 (1) 'in belirttiği gibi,' hiçbir şekilde cinsiyet temelli ayrımcılık yapılmaması gerektiği' anlamını taşımaktadır.
18. Dolayısıyla Direktif, ilgili alanda, Topluluk hukukunun temel ilkelerinden biri olan eşitlik ilkesinin ifadesidir.
19. Ayrıca, Mahkeme'nin tekrar tekrar hükmettiği üzere, cinsiyete dayalı ayrımcılık yapılmaması hakkı, Mahkemenin uyma yükümlülüğünü sağlamakla görevli olduğu temel insan haklarından biridir…
20. Aynı şekilde, Direktifin kapsamı, bir kişinin bir veya başka bir cinsiyetten olması gerçeğine dayanan ayrımcılıkla sınırlandırılamaz. Amacı ve korumaya çalıştığı hakların doğası göz önüne alındığında, Direktifin kapsamı, bu durumda olduğu gibi, ilgili kişinin cinsiyetini yeniden atamasından kaynaklanan ayrımcılık için de geçerlidir.
21. Bu ayrımcılık, münhasıran olmasa da, ilgili kişinin cinsiyetine dayanır. Bir kişi cinsiyete yeniden atama yapmak istediği ya da geçtiği gerekçesiyle işten çıkarıldığı takdirde, cinsiyet tayin edilmeden önce ait olduğu kabul edilen cinsiyetteki kişilerle karşılaştırıldığında olumsuz muamele görür.
22. Böyle bir ayrımcılığa tahammül etmek, böyle bir kişi ile ilgili olarak, hak ettiği ve Mahkemenin korumakla yükümlü olduğu onur ve özgürlüğe saygı göstermeme anlamına gelir.”
67. Karar, geçiş yapmakta olan veya geçiş yapmış kişinin haysiyetinin önemini vurgulamıştır.
68. Goodwin Birleşik Krallık [2002] IRLR 664’de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Birleşik Krallığın “post-operatif transseksüelliğin” yasal olarak tanınması eksikliği yüzünden 8. Madde ve 12. Madde kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğine karar vermiştir. Mahkeme aşağıdaki biçimde hükmetmiştir:
“15. Başvuran, 1990-1992 yılları arasında işyerindeki meslektaşları tarafından cinsel tacize uğradığını iddia etmektedir. İş mahkemesinde cinsel taciz davası açmaya çalışmış, ancak hukuken bir erkek olarak kabul edildiği için bu davada başarısız olduğunu iddia etmiştir. İlk derece Mahkemesi kararına karşı Temyiz Mahkemesine başvurmamıştır. Başvuran, daha sonra sağlığıyla ilgili nedenlerden ötürü görevinden uzaklaştırılmıştır ancak asıl nedenin onun bir transseksüel olması olduğunu iddia etmektedir.
16. 1996 yılında, başvuran yeni bir işveren ile çalışmaya başlamıştır ve Ulusal Sigorta ('NI') numarası vermesi istenmiştir. Yeni işverenin, kişisel ayrıntılarını izleyebilecek bir konumda olmasından kaygı duymuştur çünkü bir kere sosyal sigorta numarası edindikten sonra işverenin önceki işverenleri hakkında bilgi edinip onlardan da kendisi hakkında bilgi edinmesi mümkündür. Sosyal Güvenlik Departmanından ('DSS') yeni bir NI numarası tahsis edilmesini talep etmesine rağmen, bu talep reddedilmiş ve Başvuran sonunda yeni işverene mevcut NI numarasını vermiştir. Başvuran, yeni işverenin kimliğini takip ettiğini iddia etmektedir çünkü artık yeni işyerinde sorun yaşamaya başlamıştır. Meslektaşları onunla konuşmayı bırakmış ve ona herkesin onun arkasından konuştuğu söylenmiştir.
76. Mahkeme doğumda erkek olarak kaydedilen başvurucunun cinsiyet değiştirme operasyonu geçirdiğini ve toplumda kadın olarak yaşadığını gözlemlemiştir. Bununla birlikte, başvuran yasal nedenlerle bir erkektir. Bu, başvurucunun cinsiyetin yasal açıdan önemli olduğu alanlarda ve, diğerlerinin yanı sıra, emekli maaşı ve emeklilik yaşı alanında kadınlar ve erkekler arasında ayrım yapıldığı durumlarda başvurucunun yaşamı üzerinde etkili olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Örneğin, başvuran, yasal statüsü nedeniyle 65 yaşına kadar ulusal sigorta primlerini ödemeye devam etmelidir. Ancak kadın cinsiyet kimliğinde çalıştığı için, işverenden primleri ödemeyi durdurma yolunda bir muafiyet belgesi almazsa kendisi bu ödemeleri sürdürmek zorundadır. Mahkemeye göre onun bu özel muafiyeti sağlamak için, durumuna dikkat çeken özel bir prosedürden geçmesi gerekecektir.
77. Ayrıca, iç hukukun kişisel kimliğin önemli bir yönüyle çeliştiği durumlarda özel hayata ciddi müdahalenin ortaya çıkabileceği de kabul edilmelidir (bkz. Uygulanabildiği ölçüde, Dudgeon - 22 Ekim 1981 tarihli Birleşik Krallık Kararı, 45 No. paragraf 41). Toplumda post-operatif bir transseksüel tarafından üstlenilen konum ile cinsiyet değişikliğini tanımayı reddeden yasanın statüsü arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan stres ve yabancılaşma, Mahkeme'ye göre önemsiz bir rahatsızlık ve formalite olarak kabul edilemez. Bu halde, toplumsal gerçeklik ve hukuk arasında, transseksüelleri anormal bir konuma sokan ve kırılganlık, aşağılanma ve kaygı duyguları yaşayabilecekleri bir çatışma ortaya çıkar.
82. Bir transseksüelin, atanan cinsiyetin tüm biyolojik özelliklerini (yukarıda anılan Sheffield ve Horsham, s.2028, paragraf 56) elde edememesine rağmen, Mahkeme, gittikçe sofistike hale gelen cerrahi ve hormonal tedavi türleriyle, cinsiyet kimliğinin değişmeyen biyolojik yönünün kromozomal element olduğunu kaydetmiştir. Bununla birlikte, kromozomal anomalilerin doğal olarak da ortaya çıkabileceği bilinmektedir (örneğin, doğumdaki biyolojik kriterlerin uyumlu olmadığı interseks koşullarında) ve bu durumlarda, bazı kişilerin bireysel vakanın koşullarında en uygun görülen bir cinsiyete veya diğerine atanması gerekir. Mahkeme için, diğerlerinin yanı sıra, transseksüellere yasal olarak olarak cinsiyet kimliği atanmasında kromozomal unsurun kaçınılmaz olarak belirleyici bir önem taşıması gerektiği açık değildir (Bkz. 52. paragrafta belirtilen Bellinger v Bellinger'deki Thorpe LJ'nin Muhalif Oyu ile Chisholm J'nin yukarıdaki 55. paragrafta atıfta bulunulan Re Kevin, Avustralya davasındaki Kararı).
83. Mahkeme, bu nedenle, tıp bilimi veya bilimsel bilgi durumunun, transseksüellerin yasal olarak tanınması konusunda belirleyici bir argüman sunduğuna ikna olmamıştır.
85. … 21. yüzyılda transseksüellerin maddi ve manevi varlığı geliştirme ve fiziksel ve ruhsal güvenlik haklarından, toplumdaki başkaları gibi tam manada, yararlanmaları bir tartışma konusu olarak görülemez. Ve ilgili meselelere daha net ışık tutmak için zamanın geçmesi beklenemez. Kısacası, ameliyat sonrası transseksüellerin tam olarak bir cinsiyet ya da diğeri olmadıkları için ara bir bölgede yaşadıkları tatmin edici olmayan durum artık sürdürülebilir değildir.
69. Mahkeme, bir kişinin geçiş yaptıkları [ÇN. Burada Yargıç, tümcesinde cinsiyet ataması yapmaktan kaçınmak için “bir kişinin, geçiş yaptığı” dememiş, onun yerine “onlar” zamirini ima ederek “bir kişinin, geçiş yaptıkları”, biçiminde tümce kurmuştur] cinsiyette yaşayabilmesinin ve doğumda atandıkları cinsiyette tanımlanmaya zorlanmamasının önemini değerlendirmiştir. Mahkeme ayrıca sadece kromozom tahliline dayanan, cinsiyete-biyolojik-yaklaşımı reddetmiştir.
70. Buna karşılık İngiliz hükümeti 2004'te Cinsiyet Kimliği Tanıma Yasası'nı yürürlüğe koymuştur. Bu, insanların bir Cinsiyet Kimliği Tanıma Sertifikası (GRC) almaları için bir mekanizma sağlamaktadır. Cinsiyet Tanıma Yasasının 9. Maddesi aşağıdaki düzenlemeyi öngörür:
(1) Bir kişiye tam bir cinsiyet tanıma sertifikası verildiğinde, kişinin cinsiyeti her amaç için edinilen cinsiyet haline gelir (böylece edinilen cinsiyet erkek cinsiyeti ise, kişinin cinsiyeti bir erkeğinkine ve eğer edinilen cinsiyet dişi cinsiyetse, kişinin cinsiyeti bir kadınınkine dönüşür).
(2) (1). Bent, sertifika verilmeden önce yapılanları veya meydana gelen olayları etkilemez; ancak, sertifika çıkarılmadan önce (veya ayrıca daha sonra) çıkarılan kanunlar ile, ortaya konulan veya yapılan araçların ve diğer belgelerin yorumlanmasında etkilidir.
(3) (1). Bent, bu Kanun veya herhangi bir diğer yasa veya herhangi bir alt mevzuat tarafından öngörülen hükümlere tabidir.
71. Yarışan insan hakları argümanlarını göz önünde bulundurarak, Avrupa Sözleşmesinin 17. maddesinin aşağıdaki düzenlemeyi öngördüğü belirtilmelidir:
“Bu Sözleşmedeki hiçbir hüküm, herhangi bir Devlet, grup veya kişi için, Sözleşmeyle öngörülen hak ve özgürlüklerin yok edilmesine veya Sözleşmede belirtilenden daha büyük ölçüde sınırlandırılmasına yönelik herhangi bir faaliyette bulunma veya herhangi bir işlem yapma hakkı anlamına geldiği şeklinde yorumlanamaz. ”
72. Lee v Ashers Baking Company Ltd. [2018] IRLR 1116’da Yüksek Mahkeme bunları ona zorlamak için bir hukuka uygunluk nedeni olmadıkça sanıkların, derinden karşı oldukları bir ifadeye zorlanamayacaklarına hükmetmiştir.
73. EqA hükmünde taciz şu şekilde öngörülmüştür: "(1) Bir kişi (A) diğerine (B) şu koşullara tacizde bulunmuş sayılır:
Eğer
(a) A, B’nin ilgili, korunan özellikleriyle ilişkili istenmeyen davranışlarda bulunması ve
(b) davranışın,
(i) B'nin haysiyetini ihlal etmek, veya
(ii) B için yıldırıcı, düşmanca, aşağılayıcı, tahkir eden veya saldırgan bir ortam yaratmak amacı ve etkisi olması
(4)(1)(b) altbendine göre, davranışın etkili olup olmadığına karar verirken aşağıdakilerin her biri dikkate alınmalıdır.
(a) B’nin algısı;
(b) davanın diğer koşulları;
(c) davranışın bu etkiye sahip olmasının makul olup olmadığı.
(5) İlgili korunan özellikler şunlardır: “yaş, engellilik; cinsiyet değiştirme; ırk; din veya inanç; cinsiyet; cinsel yönelim. "
Tahlil
74. Duruşmanın başlangıcında, ilk evvela, bu konunun en iyi çözümü için başlangıçta ele alınması gerekeni dile getirdim. Bir kişinin taşıdığı inanç, bu inancın tezahürleri ve inanç tarafından gerekçelendirildiği belirtilen şeyler arasında potansiyel olarak önemli bir çakışma vardır.
75. Bana gösterilen tartışmaların çoğu fikirlerin ince gelişimi ve işlenmesi için çok az yer veren Twitter'da geçmiştir. Tartışmanın bir kısmı çirkin terimlerle ortaya konmuştur. Bir kişinin başkalarını, kusurlu ve yasadışı bir şekilde taciz etmesi durumunda, felsefi bir inancından ziyade davranışlarının kendisine karşı yapılan herhangi bir eylemin asıl nedeni olabileceğini belirtmek önemlidir. Felsefi inançlar da dahil olmak üzere korunan özelliklere sahip olmak, insanların başkalarını taciz etmemeye özen göstermesini engellemez. Bununla birlikte, ifade özgürlüğü adındaki nitelikli sözleşme hakkına da tam bir saygı gösterilmelidir.
76. Bir inancı neyin oluşturduğunu ve bu inancın ifadelerinin neler olduğunu anlamak zor olabilir. Örneğin, Davacının bazı tweet'lerini dikkate alırken, inancının doğasını kanıtlayıp kanıtlamadıklarını veya bu inanca dayanan ya da aslında anın sıcaklığı içinde inandığı şeyleri yansıtmayabilecek ifadeleri olup olmadığını göz önünde bulundurmak gerekir. Örneğin, Davacı tarafından atılan bazı tweetlere, özellikle retweetlere dikkatim çekildiğinde bunların özellikle trans insanlar hakkında basmakalıp varsayımlar içerdiği güçlü olarak iddia edilebilirdi (bkz. Yukarıdaki 34. paragraf). Kanıtların bütünü bağlamında, bu özel tweet'lerin Davacının inancının çekirdeğini temsil ettiğini düşünmüyorum.
77. Davacı'nın inancının özü, cinsiyetin biyolojik olarak değişmez olduğudur. Sadece iki cinsiyet vardır, erkek ve kadın. Bunun maddi bir gerçeklik olduğunu düşünmektedir. Erkekler yetişkin erkeklerdir. Kadınlar yetişkin kadınlardır. Erkek ve kadın arasında herhangi bir cinsiyet olasılığı yoktur; ya da bir kişinin ne erkek ne de kadın olması olasılığı. Cinsiyeti değiştirmek imkansızdır. Erkekler, her şey çalışıyorsa, erkek gamet (sperm) üretebilen vücut tipine sahip insanlardır. Dişiler, her şey çalışıyorsa, kadın gamet (ova) üretebilen ve gebeliği geliştirebilen vücut tipine sahiptir. “Cinsiyet”, “cinsiyet kimliği” veya “cinsiyet ifadesi” yerine temelde önemli olan sekstir. Hiçbir koşulda bir trans kadının gerçekte bir kadın olduğunu veya bir trans erkeğin bir erkek olduğunu kabul etmeyecektir. Davacının sahip olduğu inanç budur.
78. Davacı inancının “önemli” olduğunu savunmaktadır, çünkü benlik duygusu, feminizmi ve politik aktivizmi, tekçi cinsiyet hizmetlerinin önemine olan inancı, tekçi cinsel eğitim için desteği, sadece kadınlara ayrılmış soyunma odalarını ve duşlarını kullanmak, yaşlı bakımı, aile planlaması ve annelik hizmetleri, çocukların yetiştirilmesi, korumasız kadınlara yönelik hizmetler ve siyasi çevrimiçi aktivizmi için önemlidir. Kanıtlarında, özellikle, erkekler tarafından cinsel saldırıya maruz kalmış özellikle savunmasız kadınlara ve kızlara, sadece doğumda kadın atanan kadınlara açık olması gereken bazı alanların önemi konusundaki görüşüne özellikle odaklanmıştır. Uygun bir tahlilde, cinsiyetin değişmezliği konusundaki inancını neden önemli gördüğünün, inancının kendisinden daha önemli olduğunu düşünüyorum.
79. Davacının savunmasız kadınların korunmasını sağlamak gibi endişelerinin çoğu aslında biyolojik cinsiyetin değişmez olduğuna dair bir inancın kabulüne bağlı değildir. trans kadınların kadın olduğunu kabul etmek ancak yine de, cinsel saldırıya maruz kalanların travmaları nedeniyle belirli trans kadınları, genel olarak doğumda kadın atanan kadınlara açık olan alanlardan hariç tutmanın haklı olacağı belirli koşullar olduğunun savunulması da mümkündür. Bu, meşru bir amaca ulaşmanın orantılı bir aracı olduğu halde EQA uyarınca belki yasal olabilir.
80. Bir trans kadının kadın olarak tanındığı durumlar olabilir, ancak haksız bir avantaj yaratacaksa, doğumda kadın atanan kadınlarla tamamen eşit bir şekilde sporda rekabet etmesine izin verilmeyebileceği koşullar olabilir belki.
81. Davacı'nın dayandığı örneklerin çoğu aslında erkeklerin asla kadın olamayacağı inancına dayanmaz; ancak bir kişinin bir trans kadın veya trans erkek olmasının ilgili olduğu, örneğin trans statüsünü bir şekilde hesaba katan uygun tıbbi bakımın sağlanması halleri gibi, sınırlı durumlar olabileceği tahliline dayanmaktadır.
82. Davacı'nın cinsiyetin biyolojik ve değişmez olduğu görüşünü samimiyetle taşıdığını kabul ediyorum. Onun için durum, ziyadesiyle, eldeki mevcut enformasyona dayanan bir görüş ya da bakış açısıdır. Bu inanca sın zamanlarda gelmiş olmasına rağmen, onun içinde sabitlenmiştir ve gitgide daha fazla öyle olmaktadır. İnancının doğru olmayabileceği ihtimalini düşünmeye hazır değildir. İnancının Davacı'nın insan yaşamının ve davranışının önemli yönlerine eriştiğini kabul ediyorum.
83. Daha sonra Davacının cinsiyetin değişmez olduğuna dair temel inancının bir düzeyde geçerlik ve tutarlıktan yoksun olup olmadığını düşündüm. Kuşkusuz dini veya metafizik bir inanç değildir, ancak bilimsel olduğu söylenmektedir. Onun inancı, bir erkeğin, eğer her şey çalışıyorsa, sperm üretebilen bir kişi olduğu ve bir kadının, eğer her şey çalışıyorsa, yumurta üretebilen bir kişi olduğu yolundadır. Bu, onun sözleriyle herşey hiç “çalışmadığı” zaman ve asla çalışmamış olabilse da kişinin hala sadece erkek veya kadın olabileceği yolundaki düşüncelerine kolayca oturmamaktadır. Davacı, intekseks koşulları ve biyolojik düşüncenin, giderek, mutlakçı bir yaklaşımdan, varlıkları veya yoklukları spesifik nitelikleri belirleyen genleri, hangi genlerin mevcut olduğunu, hangilerinin açıldığını analiz etmenin gerekli olduğunu, bunların ne ölçüde açıldıklarını ve diğer genlerle nasıl etkileştiklerini anlama yoluna girmek üzere uzaklaştığı gerçeğini büyük ölçüde göz ardı etmektedir. Bununla birlikte, “tutarlılığın” temel olarak inancın anlaşılabilmesini gerektirdiğini ve bundan “çok fazla bir şey beklenmemesi” gerektiğini hatırlatırım.
“Bilimsel” inanç, o kadar mantıksız olmadan görece ılımlı tutarlılık eşiğini karşılayamayacak kadar iyi bir bilime dayandırılamaz. Dengeleyince, Davacının inancının “belirli bir düzeyde geçerlik, ciddiyet, uyum ve önem kazanma” testini geçmediğini düşünmüyorum; bunun yanlış olduğuna dair önemli bilimsel kanıtlar olmasına rağmen. Ayrıca Davacının yaklaşımının (bir Cinsiyet Kimliği Tanıma Sertifikasının bir kişinin cinsiyetini her amaç için değiştirdiğini kabul etmemesi konusu hariç) büyük ölçüde cinsiyete hala bir doğum belgesinde tanımlandığı gibi ikili muamele eden ve halihazırda yasa tarafından kabul edilen yaklaşım da olduğunu gözardı etmiyorum.
84. Ancak, Davacı'nın görüşünün, mutlakçı doğası gereği, insan onuruyla ve başkalarının temel haklarıyla bağdaşmaz olduğunu düşünüyorum. Cinsiyet Tanıma Sertifikasına sahip bir kişinin geçiş yaptıkları cinsiyet olma hakkını inkar edecek kadar ileri gitmektedir. Davacının, Cinsiyet Tanıma Yasası'nın sadece yasal bir kurgu oluşturduğu konusundaki görüşünü kabul etmiyorum. Birbiriyle ilişkili çeşitli [ÇN. Avrupa İnsan Hakları] sözleşme haklarının değerlendirilmesine dayanarak, bir kişiye, belirli durumlarda cinsiyet geçişi ve daha sonra geçtikleri cinsiyete ait olarak tüm amaçlar için o cinsiyete göre muamele görme hakkı sağlar. Goodwin'de AİHS'nin gerekçesinin temel bir yönü, geçişi olan bir kişinin doğumda atanan cinsiyetle tanımlanmaya zorlanmaması gerektiğidir. Böyle bir kişi, geçtikleri cinsiyetten biri olarak [ÇN. Hakim yeniden İngilizcede tekil kullanmanın cinsiyet ifade etmeyi gerektirdiği için “kişinin, geçtikleri cinsiyet” biçiminde bir yan cümleyi tercih etmiştir] yaşama hakkına sahip olmalıdır. Bu, cinsiyet değişikliğinin “her amaç” için geçerli olduğunu belirten Cinsiyet Tanıma Yasası'nca kabul edilmiştir. Bu nedenle, bir kişi erkekten kadına geçtiyse ve Cinsiyet Tanıma Sertifikası varsa, o kişi yasal olarak bir kadındır. Bu, Davacının görmezden gelmeye hakkı olduğu bir şey değildir.
85. Birçok trans insan trans durumlarını tartışmaktan memnundur. Diğerleri değildir ve/veya yanlış cinsiyetlendirilmek onlar için hayati önem taşımamaktadır. Kürsü İçin Eşit Muamele Kitabı, transseksüel statüsüne sahip olan kişilerin durumlarının, isteklerine aykırı olarak açıklandığı hallerle ilgili TUC anketini kaydetmiştir. Davacı, bir kişinin Cinsiyet Tanıma Sertifikasına sahip olsa bile, bu kişiyi yanlış cinsiyetlendirmekten kaynaklanabilecek muazzam acıdan kaçınması gerektiğini kabul etmemektedir. Cinsiyet Tanıma Belgelerine sahip insanlar hakkında yaptığı açıklamada “Birçok durumda insanlar bir kişinin cinsiyetini bir bakışta tanımlayabilir veya geçişten önce kişiyi tanıyor olabilirler .... İnsanların kendi gözlerine inanmamaları için veya zaten bildiklerini ya da zaten kamuya mal olmuş olanları unutmak ya da unutmuş gibi davranmak yolunda genel bir yasal zorunluluk yoktur… ” demiştir. Davacı'nın konumu, bir trans kadının Cinsiyet Tanıma Sertifikasına sahip olsa bile, kendisini dürüstçe bir kadın olarak tanımlayamayacağıdır. Bu inanç demokratik bir toplumda saygı görmeye değmez. AİHS tarafından tanımlanmış ve Cinsiyet Tanıma Kanunu ile yürürlüğe konmuş olan başkalarının insan haklarıyla bağdaşmaz.
86. Davacı'nın Cinsiyet Tanıma Yasasında önerilen ve daha fazla öz-tanımlama yolundaki revizyona karşı kampanyasını durdurmak için yapacak bir şey yoktur. Meşru bir amaca ulaşmanın orantılı bir aracı olduğu hallerde, doğumla kadın olarak atanan kadınlarla sınırlı olan bazı alanlar olması gerektiği fikrini ortaya koyma hakkına sahiptir. Ancak bu, cinsiyetin değişmez olduğuna dair mutlakiyetçi görüşünün, EQA amaçları bağlamında korunan bir inanç olduğu anlamına gelmez. Davacı, trans kadınları erkek olarak adlandırmakta ısrar etmeden de sadece doğumla kadın olarak tanımlanan kadınlar için mevcut olan güvenli alanların önemli olduğu yolundaki fikirlerini meşru olarak ortaya koyabilir.
87. İnsan Hakları hukuku gelişiyor. İnsanlar trans haklarını daha iyi anlıyorlar. Tercih ettikleri zamirleri kabul etmenin ve cinsiyetlerini tanımlayabilmesinin birçok trans insan için ne kadar önemli olduğu açıktır. Trans kadına bir erkek demek derinden üzücü olabilir. Yasadışı taciz olabilir. Nitelikli ifade özgürlüğü hakkına gereken dikkat verilse bile, insanların temel inançları başkalarının haysiyetini ihlal etmeyi ve / veya onlar için yıldırıcı, düşmanca, aşağılayıcı, tahkir edici veya saldırgan bir ortam yaratmayı içeriyorsa korunmayı bekleyemezler.
88. Yukarıda da belirtildiği gibi, inanç ve taciz oluşturabilecek inanca dayalı ayrı eylem arasında bir ayrım çiziyorum. Bununla birlikte, inancın bir kısmı zorunlu olarak başkalarının haysiyetinin ihlali ile sonuçlanacaksa, bu ayrı bir şeyden ziyade inancın bir bileşenidir ve inancın korunan felsefi bir inanç olup olmadığını belirlemekle ilgili olacaktır. Davacı nezaket meselesi olarak tercih edilen zamirleri kullanacak olsa da, inancının bir parçası olarak bir trans kadının bir kadın ya da bir trans erkeğin erkek olduğunu kabul etmeyecektir, bu başkalarına ne kadar zarar verirse versin. Meslektaşları tarafından yapılan şikayete yanıt olarak Davacı “Bana ‘trans kadınlar erkektir’ ya da kadınların ‘yetişkin insan dişi’ anlamına geldiğini söylemenin rahatsız edici olduğu söylendi. Ancak bu ifade doğru olduğu için söylemeye devam edeceğim.” demiştir.
89. Davacı tarafından yanlış cinsiyetlendirildiklerini [Mahkeme cinsiyetlendirmemek için çoğul kullanmaktadır] iddia eden Gregor Murray'le, kabul edelim oldukça yıkıcı tartışma içindeyken, Georg Murray’in meşru isteklerini karşılamak yerine Davacı şunları söylemiştir: “Bu adamın çoğul zamirler “onlar” ve “onların” olarak adlandırılmak istediğini unutmuşum. Murray, bir tanesini gördüğümde tanıdığım erkek’ten erkek olarak bahsetmemi aynı zamanda “transfobik” olarak nitelendiriyor. Katılmıyorum.” Gerçekte Murray bir insandır. Murray'in bir erkek olmadığına inanma hakkı vardır, ancak Murray başkalarını buna inanmaya zorlayamaz. ”Ve“ Ben erkeklere atıfta bulunmak için [ÇN. Erkek] “o” ve [ÇN. Erkek] “onu” zamirlerini kullanma hakkını saklı tutarım. Alternatif zamirleri nezaket olarak kullanmayı tercih etsem de, hiç kimsenin başkalarını inanmadıkları ifadeleri vermeye zorlama hakkı yoktur. ”
90. Bundan ve delillerin bütünüyle incelenmesinden, Davacının cinsiyet açısından mutlakçı olduğuna ve bir kişiyi, onurlarını [ÇN. Mahkeme cinsiyetlendirmemek için çoğul kullanmıştır] ihlal etse ve / veya korkutucu, düşmanca, aşağılayıcı, tahkir eden veya saldırgan bir ortam yaratsa dahi, uygun gördüğü cinsiyete göre adlandırmasının, Davacının inancının temel bir bileşeni olduğu sonucuna varıyorum. Bu yaklaşım demokratik bir toplumda saygı görmeye değmez.
91. Bu tahlilimin Yüksek Mahkemenin haklı neden gösterilmedikçe, kişilerin derinden itiraz ettikleri bir mesajı ifade etmeye zorlanmamaları gerektiği yolundaki Lee v Ashers kararıyla zayıfladığını kabul etmiyorum Davacı genellikle, bir kadını bir erkek olarak çağırmaktan kaynaklanan ağır bir suçu işlemekten kaçınabilir çünkü genellikle bir kişinin cinsiyetine atıfta bulunmak gerekli değildir. Bununla birlikte, eğer gerekli ise, Davacı'nın bir kadını taciz etmekten kaçınması için trans kadını kadın olarak çağırmanın Davacı’ya şart koşulmasını meşru buluyorum. Benzer şekilde, Davacı'nın ifade özgürlüğüne ilişkin hakkının öneminin gözardı edildiği fikrini kabul etmiyorum, çünkü Cinsiyet Kimliği Tanıma Belgesinin tam etkisini kabul etmeyi reddederek veya trans kadınların erkek olduklarında, trans erkeklerin kadın olduklarında ısrarla tacizde bulunup başkalarının haklarına zorunlu olarak zarar veren bir inancı dışlamak meşrudur. İnsan haklarının dengeleme uygulamasında, denge, benimsediği mutlakçı yaklaşım nedeniyle Davacı aleyhindedir.
92. Davacının sahip olmadığını iddia ettiği, herkesin doğumdaki cinsiyetinden farklı olabilecek ve trans erkeklerin erkek ve trans kadınların kadın olarak doğumdaki cinsiyete galebe çalacağı bir cinsiyet kimliği olduğu, inancına ilişkin olarak ise bunun, en azından bazı durumlarda, Grainger kriterlerini alternatif inançtan ziyade inanç eksikliğine uygulamak için iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Trans bir kadının kadın olduğuna inanmak, Goodwin kararıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi veya Cinsiyet Kimliği Tanıma Yasası yaklaşımı ile çatışmaz veya taciz içermez. Bu, inanç eksikliğinin yaptığı gibi, insan onuru ve başkalarının temel haklarıyla uyumsuzluk meselesiyle karşılaşmaz, aynı şey değildir, çünkü inanç eksikliği trans kadınların mutlaka erkek olduğu görüşünü içermektedir. İnanç eksikliği Grainger kriterlerini karşılayamamaktadır.
93. Ayrıca, Davacı'nın sadece trans kadınların kadın olduğu inancına sahip olmadığını ileri sürmek biraz dikkatsizlik olur. O, Onların erkek olduğuna pozitif olarak inanmaktadır; ve ne zaman canı isterse o zaman öyle söyleyecektir. Bir inanç veya inanç eksikliği olarak ifade edildiğinde, Davacı'nın görüşü Grainger kriterlerini geçemez ve bu nedenle felsefi inancın korunan bir özelliğine sahip değildir.
________________________________________ İş Hakimi Hakimi Tayler
18 Aralık 2019
Dipnotlar:
1. Boğaziçi Üniversitesi.
2. İnanç veya inançsızlık anlamında.
3. Bkz. Öz. 77-94. Paragraflar
Etiketler: insan hakları, yaşam, dünyadan