30/11/2006 | Yazar: Kaos GL

26 Haziran 1994 tarihli Cumhuriyet gazetesinin "Pazar Konukları" sayfasının konukları Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Enver Tali Çetin ve Enfeksiyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Volkan Korten’di. Bu söyleşiden bir bölümü yayınlıyoruz.

26 Haziran 1994 tarihli Cumhuriyet gazetesinin "Pazar Konukları" sayfasının konukları Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Enver Tali Çetin ve Enfeksiyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Volkan Korten’di. Bu söyleşiden bir bölümü yayınlıyoruz.

KAOS GL

Leyla Tavşanoğlu

AIDS'in dünyada yeni yeni duyulmaya başladığı sırada hastalığın daha çok homoseksüel ilişkiler nedeniyle yayıldığı söyleniyordu...

KORTEN: O zaman yapılan araştırmalarda homoseksüellerin eş sayılarının çok fazla olduğu belirtiliyordu. Yıllık rakamlar inanılmaz fazlalıktaydı. Nitekim daha sonra yoğun bir eğitimle Kuzey Amerika'da eş sayıları azalınca hastalığın yayılma hızı da kesildi. Şu anda hastalığın en hızlı yayıldığı gruplar heteroseksüel nüfus.

Prezervatif, AIDS'e karşı yüzde yüz bir koruyucu olabiliyor mu?

ÇETİN: Prezervatif, eğer uygun biçimde kullanılıyorsa, iyi bir marka prezervatifse, hiçbir deliği, çatlağı yoksa tabii korur. Prezervatif, bunun içindir. Sağlam bir kılıf olduğu için dışardan içeriye ya da içeriden dışarıya herhangi bir mikro organizmanın geçmesine engel olur.

Gelişmiş, Batı ülkelerinde AIDS ortaya çıktıktan sonra bir AIDS hukuğu oluşturulmuştu. Hastaların bildirimi, hamile kadınlarda AIDS virüsü taşıyıp taşımadıklarının saptanması için belli tahlillerin yapılması öngörülmüştü. Türkiye'de böyle bir uygulama var mı?

ÇETİN: Sağlık Bakanlığı'na bağlı AIDS Yüksek Kurulu var. AIDS Yüksek Kurulu dönem dönem toplanmaktadır. Bu toplantılarda seropozitif olanlar ya da AIDS hastalarının durumu, bunların toplumla ilişkileri, kendilerine test yapılıp yapılmaması düşünceleri işlenmiştir. Ancak, bazı ülkelerde AIDS kanunları çıkarılmıştır. Türkiye'de ise böyle bir kanun çıkarılmamış, Böyle bir teklif de yapılmamıştır. Ama birçok ülke bunun gerektiğine inandığı için sırası geldiğinde bu kanunları çıkarmak zorunda kalmışlardır. Örneğin ülkemizde seropozitif olan kişi ya da hasta olan bir kişi çalışamaz duruma geldiğinde bunun geçimini kim sağlayacaktır? Ya da ilacını kim bulabilecektir? Hastane masrafları nasıl karşılanabilecek ya da ailesini kim geçindirebilecektir? Bu konular, daima gündeme gelmektedir. Bu toplumun halledilemeyen, herkesi de çok yaralayan bir sorunu olarak ortada durmaktadır.

Peki, Türkiye'de hangi hastaneler AIDS hastalarına bakıyor?

ÇETİN: Enfeksiyon kliniği bulunan hastaneler AIDS hastalarını kabul edip yatırıyorlar. Yatırmaları da lazım, çünkü Sağlık Bakanlığı'nın genelgesi var. AIDS'i iyi bilen hekimler AIDS'ten korkmazlar. Çünkü AIDS'in bulaşma ve bundan korunma yollarını iyi bilirler. Son yıllarda dünyada artık AIDS'lilerin ayrı yatırıldığı enfeksiyon klinikleri bile sözkonusu olmuyor. AIDS tıbbın her kliniğini ilgilendirdiğinden AIDS hastaları da ABD ve bazı Batı ülkelerinde her türlü kliniğe yatırılmakta.



Kaynak: Kaos GL, Kasım 1994, Sayı 3


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam