26/07/2011 | Yazar: Kaos GL

Esmeray, 29-30 Temmuz günlerinde ‘bohça’yı yeniden açacak. ‘Cadının Bohçası’nı bu kez kendisi için açtığından öncesinde ‘bedeni hakkında verdiği kararını’ anlatıyor.

‘Bedenim Hakkında Kendim Karar Veririm’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Esmeray, 29-30 Temmuz günlerinde “bohça”yı yeniden açacak. “Cadının Bohçası”nı bu kez kendisi için açtığından öncesinde “bedeni hakkında verdiği kararını” anlatıyor.
 
Yaşamı cinsel kimlik mücadelesiyle geçen Esmeray, mücadele sürecinde biriktirdiklerini tiyatro sahnesinden “Cadının Bohçası” ile anlattı.
 
Önümüzdeki günlerde “bohça”yı yeniden açacak. Bu kez özel gösterim olacak. Çünkü Esmeray, 10 yıldır aldığı bir kararı, dayanışma ile hayata geçirme hazırlığında. Ameliyat olacak. Kendi deyimiyle, “bedeninde istemediği bir şeyden kurtulacak.”

Esmeray, 29-30 Temmuz günlerinde yapılacak özel gösterim öncesinde ANF’den Ruken Adalı’nın sorularını yanıtladı.
 
“Cinsel yönelim ile cinsiyet kimliği çok farklı şeyler”
İlk soruda çamı devirerek başladık röportaja. İlk soru, “Cinsel yönelimindeki farklılığı ne zaman hissettin” oldu. Yanıt ise: “Çok sorulan bir soru. Ayrıca gıcık bir soru. Sana yönelik demiyorum bunu. Bu soruyu duyunca, aslında kendi cinsel yönelimleri nasıl oldu? Sorusu geliyor aklıma. Ama heteroseksizm bize tek cinsel yönelim olarak dayatıldığı için bu tür sorular sorulması da ’normal’. Cinsel yönelim ile cinsiyet kimliği çok farklı şeyler.”

Öğrendim ki Esmeray’ın problemi cinsiyet kimliğiyle ilgili. Sorunun düzeltilmiş hali ise; “Ne zaman fark ettin erkek olduğunu.”

Şaşırdım açıkçası. Esmeray, şaşkınlığımı sorusuna verdiği yanıtla giderdi: “8- 9 yaşında emin oldum ki; Ben erkek çocuğum. Çünkü o ana kadar kendimi kız çocuğu zannediyordum. Annem bizi köyde leğende yıkardı. Bir gün, benden 1-2 yaş büyük ablamla birlikte yıkarken, anneme, ’benim önüm niye, ablamın ki gibi değil’ diye sormuştu. 4 ya da 5 yaşındaydım. Annem kafama vurmuş, ’sen erkek çocuğusun’ demişti. Cinsel yönelim, buluğ çağında belli oluyor. Ben de çok erken yaşta -9-10 yaşları- buluğ çağına girdim ve o zaman erkeklerden hoşlandığımı anladım. Tabi bu bir felaket. Köydesiniz, herkes inanılmaz heteroseksüel. Erkekliğin el üstünde tutulduğu, kadının yok sayıldığı, kadınların da kimi zamanda erkekleştiği bir toplum.”

“Kendimi deli zannediyordum”
Kendi durumunu fark etmesiyle birlikte, ruhsal dünyasındaki durumu, “Kendimi deli zannediyordum” şeklinde özetliyor: “Kafayı yememek için sürekli erkek rolü oynuyorsun. Köylerde erkek çocukları kız çocuklarına kibrit kutusunda mektup gönderirdi. Ben de yaptım bunları.”

Sonra 13 yaşında İstanbul’a gelmiş. 14-15 yaşından sonra ailesi de gelmiş. 16 yaşında durumunu tam olarak idrak etmiş. Ailesinde anlatacağı kimse olmadığını düşünerek, 16 yaşında ailesini terk etmiş. Çünkü, kaçmasa, düzelmesi için evlendireceklermiş. 

16 yaşında ‘sokak hayatı’ başlıyor: “Sokakta, orada, burada, otellerde kaldım. Eşcinsel camia ile tanıştım, yani bir sokak yaşantısı başladı.”

“Akla gelebilecek her işi yaptım”
Esmeray, 5 yıl kadar da fuhuş yapıyor. O günleri şöyle anlatıyor: “1992’de kimliğiyle çıktım, 5 yıl çalıştım, fuhuş yaptım. Ama, hiçbir zaman kendime uygun meslek olarak görmedim. Sürekli içinden çıkmaya çalıştığım için, sadece aç kalmamak için yaptım. O dönemleri, Emekçi Kadınlar Birliği bilir. Dergilerinde benimle yaptıkları bir röportaj da yayınlanmıştı. 1999’da tamamen bıraktım. Aklına gelebilecek her işi yaptım. Börek yapıp kafelere sattım, şal, kazak örüp mağazalara sattım. Bazen arkadaşlarım iş veriyorlardı, onları yaptım. Ondan sonra tiyatroya başladım, 5 yıldır da geçimi tiyatro ile sağlıyorum.

“Ruhumda vardı”
Tiyatro için “Ruhumda vardı” diyor ve ekliyor: “Çocukken de çok taklit yapardım. Düğünlerde, erkeklerin odasında gelinin, kadınların odasında damadın taklidini yaptırırlardı. Adım köyde anıldığında iki soru soruyorlar; dişleri halen güzel mi? İkincisi de halen taklit yapıyor mu?”

İstanbul’a gelince tiyatroyu tanımış. Sokak atölyesinde çalışmış. Sonra feminist tiyatro grubunu kurmuşlar. 2 yıl MKM’de tiyatro eğitimi aldı. Şimdi ise tek başına oynuyor: “Meddah gibi anlatıyorum. Başka bir ifadeyle stand up yapıyorum. Ben stand up diyorum ama tiyatrocular da ’evet anlatıyorsun ama senin bu yaptığın aynı zamanda da bir oyundur’ diyorlar.”

Esmeray, 29-30 Temmuz günlerinde, Cadının Bohçası’nı yeniden açacak. Yine hikayeler anlatacak, homofobik ve transfobik yanlarımızı kimi zaman dobra dobra, kimi zaman inceden inceden anlatacak. Ancak bir farkla. Bu kez, kendisi için düzenlenen bir dayanışma etkinliğinde sahne alacak. 

“Bedenim hakkında kendim karar veririm”

Esmeray, 10 yıldır aldığı ancak ekonomik nedenlerle hayata geçiremediği bir kararı, dayanışma ile hayata geçirecek ve ameliyat olacak. Ameliyatı için herkes bir şey söylüyormuş. Ama onun için, süreç zor olsa da basit. Bedeni hakkında kendisi karar verecek ve bedeninde görmek istemediği bir şeyden kurtulacak. 

“Ameliyat sonrasında senin için ne değişecek?” sorusunun yanıtı: “Bana bir şey olmayacak. Sadece adım kimlikte Esmeray ya da Esra olacak. Çok fazla bir şey değişmeyecek. Ameliyat olsam da olmasam da sosyolojik olarak, psikolojik olarak yaşamımı kurmuşum. Sadece bedenimden istemediğim bir şeyden kurtulacağım.”

“Göbeğini kestim, erkektin, ölene kadar da erkeksin”
Bugün ailesiyle görüşüyor. “Bu çok kolay olmadı, 5 yıl boyunca hiç görüşmedim” diyor. İlk olarak telefonda kız kardeşi ile görüşüyor. Şaşırmamışlar kadın olduğuna. “Travestilerin öcü gibi gösterilmesi aileleri etkiliyor. Bu nedenle korkuyorlar. Daha can alıcı olan da, fuhuş yapmak zorunda kalmaları. Bu korkutuyor ve görüşmek istemiyorlar. Yoksa öyle bir şey olmasaydı, aileler sahip çıkarlardı. Çünkü, çocuklarını tanıyorlar. Şimdi ailelerin çoğu, çocuklarına sahip çıkıyor. Böyle tanıdığım çok aile var” diyor.

Annesi ise onu hâlâ erkek olarak kabul ediyor. “Annem benim her şeyiyle bir Kürt kadını. Giyim- kuşam, yaşam. Ama çok politik bir kadındır. Yurtseverdir çünkü. Ama bir türlü kabul edemiyor. ’Evladımsın, ben seni doğurdum, göbeğini kestim, erkektin, ölene kadar da erkeksin’ diyor” diye anlatıyor annesini.

Yeğenleriyle ise arası çok iyi. Gözlerinde sevecen bir parıltıyla anlattı yeğenlerini. Amca, dayı demeleri bile incitmiyor onları. ‘Beni böyle seviyorlar, nasıl kızabilirim ki” diyor. 

“Siz kimsiniz ki, bizim hakkımızda kararlar veriyorsunuz”
Esmeray’ı en çok ne incitiyor. Yanıtı, gayet politik ve toplumsal: “Aslında bu sistemde şunu fark ettim, bana özel bir şey yok çok fazla. Çünkü öyle düşünürsem, işin içinden çıkamam. Mağduriyet politikası üzerinden kendini var etmek kadar kötü bir şey yok. Çünkü sadece bana yapılmıyor, herkese yapılıyor. Kürtleri öldürüyorlar, Çingeneleri sürüyorlar. Beyaz ve Türk değilsen, bayrağı sevmiyorsan ötekisin. Tüm ötekiler aynı sorunu yaşıyor. İşin sıkıcı yanı belki de canımı yakan yanı, bütün ötekilerin birbirini anlamaması. Ötekilerin de birbirlerini ötekileştirmesi. Mesela, başörtüsü için mücadele ediyor ama eşcinselliği sistem gibi görüyor. Ötekilerin birbirini dıştalaması canımı acıtıyor. Keşke bütün ötekiler, bir araya gelip, ’siz kimsiniz ki, bizim hakkımızda kararlar veriyorsunuz’ diyebilse!”

“Devlet gibi düşünen radikal sol hâlâ var”
Sol camianın eskisi gibi olmadığını anlatıyor. Yurtseverlerin de. Özellikle yeni genç kuşağın bu konuda daha aydınlık düşündüğünü söylüyor. Ancak, radikal sol diye kendilerini tanımlayan kimi kesimlerin, eşcinseller konusunda devlet gibi düşünmesini eleştiriyor ve çok yerinde sorular soruyor: “İnanılmaz yazılar yazıyorlar. ’Siz hastasınız, biz iktidara gelirsek, sizi iyileştireceğiz” diyor. Ben de bu durumda şunu soruyorum: ’F tipi cezaevlerine karşı niye mücadele ediyorsunuz?’. Çünkü, devlet de tutukluları iyileştirmek için F tipine koyduğunu söylüyor. Ölüm oruçlarında, tutuklunun bedenine kendi iradesi dışında müdahalesine karşı çıkıyorsunuz. Doğrusu bu. Ama benim neden bedenime müdahale ediyorsunuz? Senin yaptığından farklı olarak ben ne yapıyorum, bir eşcinsel senin yaptığından farklı ne yapıyor? Farklı olan solcu gruplar da var. Örneğin, ESP. Onların gençlerinin kampına gittim. Gençler müthişti, eşcinsellik üzerine 2 saat tartıştık, sorular sordular, anlamaya çalıştılar. Kampta oyunda oynadım. Çok iyi bir ortamdı.”

Esmeray politikayla aktif olarak ilgileniyor. Kendisini yurtsever ve feminist olarak tanımlıyor. Ötekileştirilenlerin yanı başında onu her zaman görmek mümkün. 

Röportajın son sorusu kendimle ilgili: “Sorduğum sorularda, sence, homofobinin etkileri var mı?” 

Yanıtı nazik ama ders gibi: “Çok fazla yok. Ama genel olarak insanların merak edebileceği şekilde soruluyor. Ve insanların genelde merak ettikleri homofobik şeyler. Bir de homofobi ile transfobi aynı değildir. Homofobik olan birisi transfobik olmayabilir ya da transfobik olan birisi homofobik olmayabilir. Bu sistemde biz de yaşıyoruz ve etkileniyoruz. Bazen biz de kendimizin hasta olduğunu düşünebiliyoruz. Bazen homofobik yanlarımız açığa çıkabiliyor. Ben bazen öyle anlarda transfobik olduğumu görüyorum ki, şaşırıyorum. Çünkü bu sistemde yaşıyorum.” (ANF)

Etkinlik ile bilgi:
Tarih: 29-30 Temmuz 2011 
Saat: 20:30
Yer: İstiklal Cad. Kumbaracı Yokuşu Kumbaracı 50 Taksim/İstanbul

Etiketler: kültür sanat
İstihdam