16/10/2006 | Yazar: KAOS GL

‘Kimi bana yaklaşmak bile istemiyor, sanki bulaşıcı hastalığım varmış gibi uzak durmayı tercih ediyorlar ve diğerlerine bakarak ‘aman bana da bulaşmasın’ deyip gülüyorlar. Benim oturduğum yere kimse oturmak istemiyor, sanki benim oturduğum sandalyeye benden sonra oturan eşcinsel olacakmış gibi...’ Stuttgartgeceleri rumuzlu okuyucumuz çalışma hayatını anlatıyor.

‘Kimi bana yaklaşmak bile istemiyor, sanki bulaşıcı hastalığım varmış gibi uzak durmayı tercih ediyorlar ve diğerlerine bakarak ‘aman bana da bulaşmasın’ deyip gülüyorlar. Benim oturduğum yere kimse oturmak istemiyor, sanki benim oturduğum sandalyeye benden sonra oturan eşcinsel olacakmış gibi...’ Stuttgartgeceleri rumuzlu okuyucumuz çalışma hayatını anlatıyor.

KAOS GL

Rumuz: stuttgartgeceleri

Benim eşcinsel olduğumu herkes biliyor. Nedense ben geldiğimde konu hep eşcinsellik oluyor, bilen bilmeyen bir eşcinselle olan herhangi anisini anlatıyor ve ardından kahkahalarla gülüyorlar, kimi bana yaklaşmak bile istemiyor, sanki bulaşıcı hastalığım varmış gibi uzak durmayı tercih ediyorlar ve diğerlerine bakarak ‘aman bana da bulaşmasın’ deyip gülüyorlar. Benim oturduğum yere kimse oturmak istemiyor, sanki benim oturduğum sandalyeye benden sonra oturan eşcinsel olacakmış gibi...

Arkamdan zaten hep konuşurlar, hiçbir konuda beni mahrum bırakmazlar, yaşamlarının bir parçası olmuşum, her konuya beni de isleyerek yemeğin tuzu biberi olurum. Zaman zaman bu durumlar beni bıktırıyor, bıkıyorum hep eşcinsellik hakkında konuşulanları duymaktan. Herkesten veya çoğu kişilerden akıllı olduğumu biliyorlar ama bir türlü benimseyemiyorlar, ne zaman bir şey hakkında konuşsalar ben yanlışlarını doğrultmak için söze girsem, haklı olduğum halde kabul edemiyorlar ve hemen beni damgalıyorlar. Ne anlarmışım ben ondan bundan, ne bilirmişim bu halimle şundan bundan diye mırıldanıyorlar ve hatta bazıları daha ileri giderek, -sen kendi ibneliğine bak- diye biliyorlar. Eh napalım bizde susuyoruz, sakalımız yok ki sözümüzü dinletelim.

Hiç bir kimseyle fazla samimiyet kuramıyorum, hemen bir kulp takıyorlar, bazı kişiler dostça yaklaşsa ve hatta bana acıdıklarından yardımcı olmaya kalksalar hemen o kişinin benimle bir ilgisi olduğunu söylüyorlar, tabi o kişiyi de bu söylentiler çok rahatsız ediyor. Tek başıma kalıyorum genelde, kimseyle muhatap olmak istemiyorum, olamıyorum, çünkü biliyorum biriyle samimiyet kurduğum zaman mutlaka bir şeyler buluyorlar. Çok yalnız hissediyorum bunca insanin arasında kendimi. Patronlarla zaten görüşemiyoruz, ustalar bu konuda daha iyiler, belki de Avrupa’da olduğumuz için, benim isime bakıyorlar, cinsiyetime değil, iyi is çıkarıyorsam onlar mutlu oluyorlar ve övünüyorlar benimle, gerisi zaten onları ilgilendirmiyor. Tabi haberleri var iş yerinde bir ibnenin çalıştığından ve çoğu kişinin onu rahatsız edici tavırlarda bulunduğundan. Ben şikayet etmedikçe herhangi bir müdahalede bulunmuyorlar, şikayet edemiyorum çünkü her gün aynı ortamda aynı kişilerle çalışıyoruz, biri değil ki şikayet edeyim hepsi de aynı, onlar için şaka olan benim için acı gerçekler, aşağılanma, küçük görülme, dalga geçme, laf sokuşturmalar, çeşitli lakaplar takmalar falan, ama napalım bizde sonunda çalışmalıyız ve ekmeğimizi kazanmalıyız, dışarı çıkıp orospuluk mu yapalım yani.

En kötüsü de Avrupa’daki eşcinseller bu tür olayları ciddiye almıyorlar, kendilerinin aşağılandığının farkında bilincinde değiller, birisi bu konu hakkında bir şeyler söylese diğeri hemen o kişiyi suçluyor, -davranışlarından dolayı seni böyle rencide ediyorlardır- gibi sözlerle kendisinin de yaşamış olduğu olayları örtbas etmeye çalışıyor. Dünyanın hiçbir yerinde, herhangi bir is yerinde eşcinsel olan bir kişiyle dalga geçilmesin, aşağılanmasın küçük düşürülmesin. Bunu maalesef çoğu kabul edemiyor. Yazikkk...



İş yerinde yaşadıklarınızı anlatın, "Tanıklıklar" sayfasında yayınlayalım.
Öyküleriniz için adresimiz: editor@kaosgl.com

Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
nefret