08/12/2010 | Yazar: Zeynep Akkuş
William Wharton’un romanı “Birdy”den uyarlanan aynı adlı oyun, 7 Aralık’tan itibaren Üsküdar Stüdyo Sahne’de seyircisiyle buluşuyor.

William Wharton’un romanı “Birdy”den uyarlanan aynı adlı oyun, 7 Aralık’tan itibaren Üsküdar Stüdyo Sahne’de seyircisiyle buluşuyor. Bu önemli yapıt, 1989 Şubatı’nın son gününde TRT’de de yayınlandı… ve yaşı uygun olan izleyicilerin hâlâ hatırladığı küçük çaplı bir kıyamet koptu!..
William Wharton’un (1925-2008) 1979’da yayımlanan ve Ulusal Kitap Ödülü’ne layık görülen ilk romanı “Birdy”den uyarlanan aynı adlı oyun, 7 Aralık’tan itibaren Üsküdar Stüdyo Sahne’de seyircisiyle buluşuyor. Serkan Erdemli’nin çevirdiği, Atilla Şendil’in yönettiği; Erdoğan Ersever, Can Yılmaz, Kerim Altunbaşak, Emre Çakman, Onur Demircan ve Hakan Yufkacıgil’in rol aldığı iki perdelik oyunun galası 16 Aralık’ta yapılacak.


İki genç arasındaki yakın dostluğu, savaşı, savaşın yol açtığı derin travmaları konu alan ve baş karakterlerden Al’ın ağzından anlatılan “Birdy”nin romanında olaylar İkinci Dünya Savaşı öncesinde başlar. Philadelphia’nın banliyölerinden birinde yaşayan ve İtalyan göçmeni bir ailenin oğlu olan Al, kanaryalara saplantı derecesinde ilgi duyan zeki, hassas fakat içine
kapanık Birdy ile arkadaşlık kurar. Savaş patlak verdiği zaman iki genç askere yazılır. Ancak, ikisi de çok ağır yaralarla döner cepheden: Yüzü darmadağın olan Al artık sürekli sargılarla dolaşmakta, Birdy ise tanık olduğu vahşet nedeniyle ağır bir şok geçirmiş, kimseyle konuşmamaktadır. Doktorlar Birdy’nin tekrar cepheye gönderilmemek için numara yapıp yapmadığından emin değildir. Son çare olarak yakın dostu Al’ı çağırıp arkadaşına eski haline dönmesinde yardımcı olmasını isterler...

“Birdy”, Türkçe çevirisini okumadan, tiyatro sahnesinde izlemeden önce de belli bir aşinalığımız olan bir eser. Ünlü yönetmen Alan Parker 1984 yılında özgün öykü üzerinde epey oynayarak -örneğin İkinci Dünya Savaşı’nı Vietnam Savaşı olarak değiştirip- sinemaya uyarlamıştı. Nicolas Cage (Al) ve Matthew Modine’in (Birdy) başrolleri paylaştığı film, 1985’te Altın Palmiye’ye de aday gösterildiği Cannes Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü’nü kazanmış, iki yıl sonra da Varşova Uluslararası Film Festivali’nde İzleyici Ödülü’ne layık görülmüştü. Bu önemli yapıt, 1989 Şubatı’nın son gününde TRT’de de yayınlandı… ve yaşı uygun olan izleyicilerin hâlâ hatırladığı küçük çaplı bir kıyamet koptu!..



Bütün bu kakofoninin ortasında belki de en isabetli tespiti artık aramızda olmayan Erdal Çetin yapmıştı: “Alan Parker’ın ‘Birdy’si savaş karşıtı bir başyapıt. (…) Birtakım baskı ve karşı çıkmalara rağmen Türk sinemaseverine yaygın şekilde seyrettiren TRT yetkililerini kutlamak gerekir.” Gerçekten, o yetkilileri kutlamak lazım. Günümüzün TRT’sini bir düşünelim. Bugün varılan noktada hangi yetkili, iktidardan böyle bir talep gelse geri çevirebilir?

Aynı zamanda başarılı bir empresyonist ressam olarak tanınan William Wharton (gerçek adı: Albert du Aime) 7 Kasım 1925’te Philadelphia’da doğdu. 17 yaşındayken, yatağının altına özel olarak yaptığı kafeste 250 kanarya besliyordu. Kuşlar, Wharton’on hayatında hiçbir zaman eksik olmadı. İkinci Dünya Savaşı’nda orduya katıldı. Topçu birliğinde görev yaparken ağır yaralandı. Terhis olduktan sonra UCLA’de önce resim bölümünde lisans öğrenimini tamamladı, ardından psikoloji bölümünde doktora yaptı. 1968’de Paris’e yerleşti. 53 yaşındayken yayımlanan ve otobiyografik özellikler taşıyan ilk romanı “Birdy” ile Amerikan Ulusal Kitap Ödülü’nü kazandı (“Birdy”, Şubat 2009’da Evrim Şolpan’ın çevirisiyle Artemis Yayınları tarafından yayımlandı). “Dad” (1989) ve “A Midnight Clear” (1992) adlı romanları da sinemaya aktarıldı. 1995’te, kızını, damadını ve iki torununu trafik kazasında kaybetmesi üzerine kaleme aldığı “Ever After: A Father’s True Story” yayımlandı. 29 Ekim 2008 tarihinde Encinitas, California’da, 82 yaşında aramızdan ayrıldı.
Etiketler: kültür sanat