02/05/2011 | Yazar: Kaos GL
“Cinsel haklar toplumsal yapının ayrışmasına yol açmaz; ancak cinsel temelli her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yöneliktir.”
“Cinsel haklar toplumsal yapının ayrışmasına yol açmaz; ancak cinsel temelli her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yöneliktir.”
İzmir Homofobi Karşıtı Buluşma programı Ege Üniversitesi’nde, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Tuğrul Erbaydar’ın “Cinsel Haklar ve Ayrımcılık” konferansı ile tamamlandı.
Ege Üniversitesindeki Homofobi Karşıtı Buluşma etkinliğinin ev sahipliğini, Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneğinin katkılarıyla Ege Üniversitesi Psikolojik Danışma Topluluğu yaptı.
“Cinsel Haklar ve Ayrımcılık” konferansı (26 Nisan) çoğunluğunu Psikolojik Danışma öğrencileri ile Kadın Çalışmaları yüksek lisans öğrencilerinin oluşturduğu 100 kişilik izleyici ile gerçekleşti. Konferansın sonunda izleyicilerin sorularını Tuğrul Erbaydar ile Kaos GL'den Ali Erol birlikte cevapladılar.
Doç. Dr. Tuğrul Erbaydar konferansında, Birleşmiş Milletler’in 1949’da kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile 2005’te Montreal’da toplanan 17. Dünya Seksoloji Kongresinde kabul edilmiş Cinsel Haklar Bildirgesinin birbirini nasıl tamamladığını anlattı.
Cinsel ayrımcılığın biçimlerini anlatan Erbaydar, eşcinsellere yönelik ayrımcılığın gerekçelerinin aslında egemen söylemin ürünü olduğunu belirtti. “Ailenin korunması” ne demektir? ve Cinsel haklar aileyi tehdit ediyor mu? sorularını ele alan Erbaydar, cevap arayışında “hangi aile?” diye sordu.
“Cinsel haklar herhengi bir cinsel davranış modelini teşvik etmez; ancak belirli bir cinsel davranış modelinin dayatılmasına karşıdır.”
İnsan hakları / Cinsel haklar kim için? ve Ayrımcılık kimin sorunu? soruları ile konferansını tamamlayan Tuğrul Erbaydar, cinsel haklarla ilgili altını çizdiği maddeleri ise şöyle sıraladı:
“Cinsel hakların ne kadarının verilebileceği ya da ne kadarının uygun olup olmayacağı müzakere konusu olamaz; cinsel hakların ya çiğnenmesi ya da tanınması söz konusudur.”
“Cinsel hakların ihlal edildiği uygulamalar ve bu uygulamaların dayandırıldığı yaklaşımlar erkek-egemen aile yapısının ve bundan beslenen otoriter yapıların sürdürülmesine yönelik amaçlı eylemler ve yaklaşımlardır.”
“Cinsel haklar aileyi / erkekliği / toplumsal yapıyı tehdit etmez; ancak erkek egemenliğini tehdit eder.”
“Cinsel haklar herhengi bir cinsel davranış modelini teşvik etmez; ancak belirli bir cinsel davranış modelinin dayatılmasına karşıdır.”
“Cinsel haklar kişilerin her istediğini yapması değildir; ancak erkek egemen yapının sürdürülmesini isteyenlerin her istediklerini zorla dayatmalarına karşıdır.”
“Cinsel haklar ahlaksızlığı teşvik etmez; ancak erkek-egemen heteroseksist ahlak anlayışına karşıdır.”
“Cinsel haklar toplumsal yapının ayrışmasına yol açmaz; ancak cinsel temelli her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yöneliktir.”
Fotoğraflar: Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği
Etiketler: insan hakları, eğitim
