19/12/2013 | Yazar: Kaos GL
Sel Yayıncılık’ın sahibi İrfan Sancı dava süreci ve ‘müstehcenlik’ ile ilgili kaosGL.org’un sorularını yanıtladı.

Apollinaire’nin “Genç Bir Don Juan’ın Maceraları” kitabı üzerinden Sel Yayıncılık’a açılan “müstehcenlik” davasında mahkeme kovuşturmayı erteleme kararı verdi. Sel Yayıncılık’ın sahibi İrfan Sancı dava süreci ve “müstehcenlik” ile ilgili kaosGL.org’un sorularını yanıtladı.
“Genç Bir Don Juan’ın Maceraları”yla ilgili dava sürecinden nasıl etkilendiniz?
Diğer yayıncılık faaliyetlerimizin yanı sıra CinSel Kitaplar adıyla erotik edebiyat örnekleri de yayınlamak için yola çıktık ve birçok kitap yayımladık. Severek yayınladığımız kitapların dava konusu olması son derece sıkıcı bir durum. Tabii ki bu sürecin yıpratıcı bir yanı var fakat bu vesileyle birçok çarpık sorunu da kamu oyuna taşıdık. Dava süresince Muzır Kurul saçmalığını teşhir ettik. Yine devletin toplum mühendisliğine soyunup nelerin okunup nelerin okunmayacağına yargı yoluyla müdahale etmesine karşı durduk. Bütün bunların para, zaman, emek gibi bir karşılığı oldu bizim için.
“Müstehcenlik” davası sizinle birlikte çevirmen İsmail Yerguz’a da açıldı. Yayıncının yanı sıra çevirmenlerin de bu tür davaların hedefinde olmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Yayıncı ile birlikte çevirmenin de yargılanmasının, yayıncıya, bu tarz kitaplar yayınlama, çevirmene, böyle kitaplar çevirme... gibi çok açık bir mesajı var.
Dava, 3 yıl boyunca “aynı türden bir suç” işlenmemesi halinde askıya alındı. Sel Yayıncılık olarak “benzer suçları” işlemeye devam edecek misiniz?
Biz bir kitabı seçerken, “dur, bir suç işleyelim” mantığıyla karar vermiyoruz. Belli bir yayıncılık anlayışımız var, bu doğrultuda seçimimizi yapıyoruz. Bu mantıkla yayınladığımız bir kitap dava konusu olursa bu bizim değil, yargının daha doğrusu devletin sorunu.
Geçen seneye kadar Terörle Mücadele Kanunu kapsamında çocukların terör suçlusu olarak yargılanabildiği bir ülkede edebiyatın “müstehcenlik” adı altında ablukaya alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kurgu bir metnin yargılanması doğrudan “düşünce ve yaratım özgürlüğüne” yönelik bir saldırıdır ve kabul edilemez.
Dava süreci boyunca beklediğiniz dayanışmayı gördünüz mü? “Müstehcen” bulunan bir kitabı savunma konusunda kamuoyunun tepkisini nasıl buluyorsunuz?
Çok ilginçtir, dava boyunca –bu onları temize çıkarmaz ama- medya yayın organlarında tek bir olumsuz değerlendirme yazısı çıkmadı. Başta Türkiye Yayıncılar Birliği olmak üzere ulusal ve uluslararası birçok kuruluş hep yanımızda oldu. Beni şaşırtan genel kamu oyu tepkisinden ziyade birkaç tekil örnek dışında LGBT hareketin ilgisizliği oldu.
Etiketler: kültür sanat