10/02/2012 | Yazar: Kaos GL

Nefret Suçları Platformu temsilcileri AB Uyum Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu’nu makamında ziyaret etti.

‘Farklılıkları bir arada ve barış içinde yaşatmış bir milletiz’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Nefret Suçları Platformu temsilcileri, ‘Nefret Suçları Yasa Kampanyası’ çerçevesinde Platformun kampanya koordinatörlüğünü yürüten Murat Köylü, Sosyal Değişim Derneği genel sekreteri Levent Şensever, Uçan Süpürge Derneği’nden Selen Doğan, Kaos GL Derneği avukatı Hayriye Kara ve Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği genel sekreteri Kemal Ördek, AB Uyum Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu’nu makamında ziyaret etti. 

Platform temsilcilerinden Murat Köylü, nefret suçunun öncelikle kimlikle ilgili bir konu olduğunu dile getirdi. Platformu oluştururken, bütün mağdur taraf ve dernekleri kapsayacak bir yapı kurmaya özen gösterdiklerini amaçlarının ise ayrı ayrı mücadele eden dernekleri bir çatı altında birleştirmek, kamunun gündemine getirmek olduğunu ifade etti. “Nefret suçu can yakıcı bir sorun. Küresel bir sorun. Kimlikler çeşitlenince bu suç artmaktadır. Nefret suçlarının yasal tanıma kavuşturulmasını istiyoruz” dedi.
 
Kemal Ördek ise “Nefret suçları platformu olarak yurtiçinde 60 civarında sivil toplum kuruluşu ve birçok kişinin aktif çabaları ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu kapsamda, aynı şekilde uluslararası gruplar ile nefret suçları yasası ve politikalar çerçevesinde görüşmelerimiz de devam etmekte. Uluslararası insan hakları kuruluşları ve devletlerüstü kurumların raporları ile Türkiye’de bu alanda çalışma yürüten mağdur gruplarının verileri, Türkiye’de gerçekleşen nefret suçları vakalarının yoğunluğunu gözler önüne sermektedir. Dolayısı ile kampanyamızın, toplumsal barış noktasında önemli bir işlev görmesini umut ediyoruz.” diye konuştu.
 
Ardından söz alan Levent Şensever, ‘önyargı’ saikıyla işlenen suçlara nefret suçu denildiğini söyledi: “Bu, yeni bir kavram. İlk kez ABD’de kullanıldı. 56 AGİT ülkesi, mağduriyetleri ortadan kaldırmaya dönük olarak kendi yasalarında düzenleme yaptı. İlaveten AGİT, 2007’de Atina’da katılımcı ülkelere tavsiye kararı aldı. AB, 19 Nisan 2007’de Almanya dönem başkanlığı sırasında, alınan bir kararla, nefret uçlarına ilişkin düzenleme yapmalarını üye ülkelere zorunlu kıldı. Burada ırk, dil, din, ten rengi, kin ve nefreti kışkırtan söylem ve eylemler konu edilmektedir. Yani bu farklılıkların hiç biri, başka farklılıklardan nefret etmeyi gerektiren bir unsur olamaz. Türkiye bu kararların bazılarının altına imza atmıştır” Şensever, soykırım ve benzeri konuların nefret suçlarından ayrı olduğuna dikkat çekerek, aralarındaki farkı, soykırımın uluslararası hukukun nefret suçlarının ise iç hukukun konusu olduğunu belirterek yaptı. “Türk Ceza Kanununda ‘önyargı ile işlenen suçlara’ ağırlaştırıcı cezalar getirilmelidir. Çalışmalarımız yeni olduğu için, bu çok boyutlu meselenin karakterini, örneklerini yeteri kadar bilemiyoruz. Çalışmalarımız bilmek, toplumu aydınlatmak ve yasal düzenleme yapmanın koşullarını hazırlamaya dönüktür. Kamunun ilgili kademeleri ile birlikte, eğitimden, soruşturma ve yargı boyutlarına kadar beş aşamalı bir eylem planı ortaya çıkarılabilir. Bunlar, 1. Nefret suçlarını görünür kılmak ve etkin politikalar üretmek, 2. İnsanları eşit yurttaşlık temelinde tanımlamak, 3. Durum tespiti yapmak; ortak amaçlar etrafında işbirliği ve koalisyon imkânlarını artırmak, 5. Kamu kurumları, Meclis ve diğer platformlarda bir araya gelip etkinliği artırarak, sesimizi yükseltmek ve tepki vermek” diye konuştu.
 
AB Uyum Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu ise ideal bir toplumda bu tarz problemlerin olmaması veya son derece sınırlı olmasına dikkat çekerek, “Ancak şu da bir gerçek ki, sosyolojinin temel kavramı olarak toplum, bir realite olarak bu ve benzer sorunları maalesef üretiyor. Bize düşen mevcut veya olması muhtemel toplumsal sıkıntıları, sağlıklı çözümlerle aşmak için, gereken yasal düzenleme ve uygulamaları yapmaktır. Bu kapsamda ülke olarak yapabildiklerimiz, yapamadıklarımız ve yapmamız gerekenler vardır. Biliyorsunuzdur, AB süreci çerçevesinde yapılanları izlemek üzere bir Reform İzleme Grubu (RİG) kurulmuştur. Grup, Dışişleri, Adalet, Avrupa Birliği ve İçişleri Bakanlıklarının genelde bakan düzeyinde temsilcileri ile Başbakan Müsteşarı’ndan oluşuyor. Biz grubun toplantılarına gözlemci olarak katılıyoruz. Bu gruba bağlı olarak geçen Aralık ayında Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kuruldu. Bunlar yeterli olmamakla beraber iyi gelişmelerdir dedi.
 
Başkan Tekelioğlu konuyla ilgili olarak başka adımların da atılabileceğini, atılması gerektiğini ifade etti. “Sorunu bu izleme grubuna taşırım. Zaten biz bu konularla ilgili olmak zorundayız. Biz tarih boyunca farklılıkları bir arada ve barış içinde yaşatmış bir milletiz. Biz insanları, dillerine, renklerine, cinsiyetlerine göre değerlendirmedik, değerlendirmeyiz. Bu ayrımcı, küçültücü ölçütler bizim kültür ve medeniyet havzamızda varlık alanı bulamamıştır. Biz realitesini kabul ettiğimiz ötekini, ötekimizi kendi varlığımızın imkânı, zenginliği olarak görürüz. Bu anlayış, yaşayan canlı algı olarak devam etmektedir. Türkiye’nin AB İlerleme Raporunda bu konularda fazla bir sorun yoktur. Bu tür sorunlar bizden çok başka toplumlarda görülüyor. Bunu sosyolojik bir tespit olarak söylüyorum. 2. Dünya Savaşında Yahudilere karşı geliştirilen ve zaman zaman korkunç örneklerle başka azınlıklara karşı yönelen nefretin şiddete dönüşmesini hâlâ görmekteyiz. Müslümanlar ve bizim oradaki yurttaşlarımız, trajik boyutta can yakıcı sıkıntılarını yaşıyorlar şeklinde konuştu.
 

Etiketler: insan hakları, nefret suçları
İstihdam