17/12/2014 | Yazar: Hakan Özkan

Kaos GL’nin düzenlediği Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum’da Birleşik Krallık’tan sendikacılar bir araya geldi.

‘Gey-Lezbiyen Birliği madenci direnişini destekledi, dostluk başladı’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Kaos GL’nin düzenlediği Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum’da Birleşik Krallık’tan sendikacılar bir araya geldi, LGBT’lerin madencilerle dayanışmasından ırkçılık ve homofobi arasındaki ilişkiye birçok konu tartışıldı.
 
13-14 Aralık 2014 tarihinde Tüm-Bel Sen’de gerçekleştirilen 3. Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum’un, ilk gününde yapılan ikinci oturumda Birleşik Krallık’taki sendikal deneyimler konuşuldu.
 
Oturumun moderatörlüğünü Kaos GL Derneği Üyesi, Unison Sendikası Eski Dış İlişkiler Koordinatörü Kürşad Kahramanoğlu yaptı. Konuşmacılar ise, “UK Black Pride” Başkanı ve Kurucu Üyesi, Kamusal & Ticari Hizmetler Sendikası Kampanya Sorumlusu Phyll Opoku-Gyimah ve “Madencilerle Dayanışan Gey ve Lezbiyen Topluluğu” Üyesi Gethin Roberts, idi.
 
Birleşik Krallık’taki sendikal hareket ve LGBT hareketi tarihi üzerine konuşan konuşmacılar şunları kaydetti:
 
Gethin Roberts: Gey-Lezbiyen Birliği olarak madencileri destekledik
 
“Konuşmamı Birleşik Krallıkta LGBT aktivistlerinin geçmişte ne yaptıkları ve şu an ne yapıyor oldukları üzerinden götürmek istiyorum. Thatcher döneminde madenlerin kapatılması ile başlayan süreç, madenciler için büyük kayıplara neden oldu ve bir geçim sıkıntısı yarattı. Bu dönemde Madenciler Sendikası’nın parasına el konuldu, polis müdahalesi ve yasa dışı müdahale çok fazlaydı. Kitlesel desteklere rağmen tutuklamalar oldu. Biz o dönemde gey-lezbiyen birliği olarak madencilere destek verdik. Onlara para göndermeye başladık. Bu sayede 30 yıldır süren bir dostluk bağı kurmuş olduk.
 
“Hükümet o dönemde planlı bir şiddet politikası yürüttü ve bugün ulaşabildiğimiz belgelerde bu planları görebiliyoruz. Zafere çok yaklaşmıştık ancak bizim için çok kötü bir mağlubiyet oldu.
 
“Yakın zamanda Ankara’da da prömiyeri yapılacak olan Pride Filmi de bu mücadeleyi gözler önüne seriyor.  Bu filmde eşcinsellerin, dönemin madencilere olan desteğini izleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra, dünyada gençler sendikal faaliyetlere ilgisiz. Bize “Sendika nedir?” diye sorabiliyorlar. Filmin içinde gençler, LGBT’ler yani herkes var ve dayanışmaya yöneliyor. Ancak bugün baktığımızda Londra’da Arama Kurtarma ekiplerinin bütçesi kesildi ve gençler bu konuya ilgisiz. Yani neo liberaller insanların beyinlerine girdiler ve dayanışmayı söküp aldılar. Bugün sadece hırs ve rekabet kaçınılmaz olarak görülüyor.”
 
Kürşad Kahramanoğlu: İngiltere’de madenci hareketi, Türkiye’de Gezi
 
İşçiler adına yenilgiyle sonuçlanmış bu süreç, ancak küçük grupların desteğiyle devam etmiştir. Baktığımız zaman koskoca hükümete karşı durmuş bir grup var ve maalesef ki hüzünlü bir sonla bitti.
 
Günümüzde dahi LGBT hareketi sadece cinsellik üzerinden sanılıyor. Oysaki tarihte karşılaştığımız madenci hareketi, Türkiye’de Gezi Süreci aynı fonksiyonu yaratan örnekler.
 
Phyll Opoku-Gyimah: Herkesin açılabileceği alanlar yaratmalıyız!
 
“Öncelikle başkanı olduğum UK Black Pride örgütü, ilk kurulmak istendiğinde “ayrımcı” olmak ile eleştirildi. Sendikalar da bu eleştirilere maruz kalıyor. Oysaki hepimiz sendikalaşmanın önemini ve sendikal hareketin gerekliliğini biliyoruz.
 
“Ben kurucusu olduğum örgüt ile beraber, kamusal hizmetlerle, sendikal haklar alanında çalışıyorum. Birleşik Krallık’ta aşırı sağcı, ırkçı, homofobik yaklaşım sergileyenler lezbiyen ve geyleri hedef gösteriyor.  Biz bu türden aşırı sağcı düşüncelerin ortadan kalkması için savaşıyoruz. Ve bu türden söylem ve politikaları derinden sarsmalı ancak bunu yukarıdan paraşütle düşermiş gibi değil, yayılarak yapmalıyız.
 
“UK Black Pride, kanla ve terle kurulmuş bir örgüttür. LGBT’lerin ve bütün dostlarının katılmasını sağlar. Sorunlarımız dinamik işliyor, eskiden eşit evlenme hakkı mesele iken, bugün hala korku ile yaşayan şiddete maruz kalan, nefret suçu mağduru bireyler var.
 
“Herkesin açılacağı bir alan yaratılmalıdır. UK Black Pride Örgütü bu bastırılmışlık içinden doğdu ve inanıyorum ki insanlar için alan yaratmaya devam edecek. Çok çeşitli üyelerimiz var, Türkiye’den, Kıbrıs’tan. Herkesi kucaklıyoruz ve herkes üyemiz olabilir. Siyahi ve siyasilik ekseninde bir alanda çalışmıyoruz. Birbirimizin önüne geçmek yerine bir araya gelmeye inanıyorum ve konuşmamı şu alıntı sözle bitirmek istiyorum: "Eğer siz adaletsizlikte tarafsızsanız, baskı uygulayanın tarafını seçmişsinizdir!"
 
Oturum, Türkiye’de şekillenen işçi hareketleri ve LGBT hareketi ilişkisine dair sorular ekseninde devam etti. Özellikte 2009 yılındaki Tekel İşçi Direnişi’nden izlenimlerini ve deneyimlerini aktaran dinleyiciler, işçi hareketlerinin özelinde bir LGBT dayanışmasına duyduğu ihtiyaçtan bahsetti. Heteronormatif zihniyetin ve heteroseksist düzenin dayanışma alanlarında pek de önemli olmadığını vurgulayan deneyimler aktarıldı.
 
Bunun yanı sıra, oturum Birleşik Krallık ve Türkiye karşılaştırmasına dair sorular ile son buldu.
 
İlgili haberler:

Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
nefret