05/06/2014 | Yazar: Kaos GL

Hapishanelerde paran yoksa çay, sigara, çamaşır, yemek gibi ihtiyaçlar karşılanamıyor. Mahpuslar, ‘muhtaç’ duruma getiriliyor.

‘Hapishanede Paran Yoksa; Yemek, Çamaşır, Çay da Yok!’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Hapishanelerde paran yoksa çay, sigara, çamaşır, yemek gibi ihtiyaçlar karşılanamıyor. Mahpuslar, “muhtaç” duruma getiriliyor.
 
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) muhtaç duruma getirilen mahpuslara ilişkin görüş ve önerilerini açıkladı.
 
Türkiye hapishanelerinde, Haziran 2014 tarihi itibariyle 150 binin üzerinde mahpus tutuluyor. Bu mahpusların önemli bir bölümü kendi ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak. Hapishanelerde tutulan mahpuslar kendilerine verilen 3 öğün yemek ve koğuş aydınlatması dışında temizlik, giyim, sigara, çay gibi bütün ihtiyaçlarını kendileri karşılamak zorunda. Dahası koğuşa ve odalara (hücrelere) alınacak televizyon, buzdolabı gibi teknolojik aletleri ve bu aletlerin takılacağı prizlere giden elektriği, yani elektrik parasını da mahpuslar karşılamak zorunda.
 
Paran yoksa; yemek, sigara, çay, çamaşır yok!
Mahpusların ziyaretçisi ya da herhangi bir geliri yoksa muhtaç durumda kalıyor. Sigara, çay, deterjan, sabun gibi ihtiyaçlar karşılanamıyor. İdarenin verdiği yemek yenilemez olduğunda kantine çıkılamıyor ve hapiste kalınan günler, aylar, yıllar boyunca aynı giysi ve iç çamaşırına mahkum olunuyor.
 
Mahpuslara iki seçenek sunuluyor
CİSST, “muhtaç” duruma getirilen mahpusların iki seçenekleri olduğunu söylüyor:
 
“İlk seçenek, günde 5-6 liraya başkalarının çamaşırlarını yıkamak, temizliğini yapmaktır. Başta yabancı uyruklu özellikle de Afrika kökenli mahpuslar olmak üzere muhtaç durumdaki mahpuslar bunu yapmaktadır. İkinci seçenek ise günde 6-7 liraya hapishanenin çöp, mutfak işlerinde veya atölyelerinde çalışmaktır.
 
“Adalet Bakanlığı İş Yurtları Kurumu Daire Başkanlığı’nın 2012 yılı raporuna göre 8.868’i tam zamanlı, 27.387’si çeşitli zamanlarda ve 611’i de özel işletmelere olmak üzere 36.866 mahpus 6 - 6.5 TL’ye (çıraklar 6 TL, kalfalar 6.25 TL ve ustalar 6.5 TL) çalıştırılmıştır.”
 
Bu iki seçenek dışında seçeneklerin de yaratılması gerektiğini belirten CİSST’in önerileri ise şöyle:
“Mahpuslar, kendi istekleri dışında ve devletin güvencesinde oldukları iddiasıyla hapishanelerde tutulmaktadırlar. Mahpusların temel ihtiyaçlarının giderilmesi devletin sorumluluklarından birisidir. Tutuklanıp, çalışma olanaklarından mahrum bırakılan ve aile desteğinden de yoksun olduğunda ‘muhtaç’ duruma getirilen mahpusların yemek dışındaki temel ihtiyaçları da devletin çeşitli kuruluşlarının koordinasyonu sayesinde devlet tarafından karşılanmalıdır.
 
“Çalışmak isteyene alan; ancak zorunlu olmamalı”
“Hapishanelerde çalışmak isteyen mahpuslar için yeni çalışma alanları yaratılmalı ve isteyen mahpuslar çalışarak kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir. Ancak: Çalışmak zorunlu olmamalıdır. Sadece isteyen mahpuslar çalışmalı, mahpuslara zorunlu çalışma dayatılmamalıdır (Bu konuda Anayasa’daki angarya yasağı akılda tutulmalıdır). Çalışan mahpusa çalışmayan mahpusa göre bir ayrıcalık sunulmamalı, çalışan mahpusların ‘ödüllendirilmesi’ adı altında bir ayrımcılık yapılmamalıdır (Örneğin ortak kullanım alanlarından vs. daha fazla yararlandırılmamak, aile görüş süresini uzatmak vb.)
 
“Ücretli kölelik uygulanmamalı”
“Çalışan mahpuslara 6-7 TL arası gibi yetersiz bir ücret verilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Mahpusların ücretleri gözden geçirilmeli ve bu ücretler mahpusların kendilerinin ve sendika konfederasyonlarının da görüşleri alınarak yeniden belirlenmelidir. Bu yapılmadığı sürece çalıştırılan mahpusların “ücretli kölelik” olarak nitelendirilebilecek imkan ve koşullarda çalıştırıldığı aşikardır.
 
“Çalıştırılan mahpuslar sendikal haklardan mahrumdur. 2012 yılında 300’ün üzerinde hapishanede 36 binden fazla mahpusun çalıştığı düşünülürse bu rakamın ciddiyeti anlaşılır olmaktadır. Kaldı ki 2010 yılında yayınlanan bir genelge ile artık özel işletmeler de hapishanelerde atölyeler kurmakta ve günde 6-7 TL’ye mahpus çalıştırabilmektedir (Adalet Bakanlığı’nın bilgi edinme başvurumuza verdiği 9 Ocak 2014 tarihli cevaba göre 2013 yılında özel işletmeler için çalıştırılan mahpus sayısı 1.194’tür). Çalışan mahpusların sendikalaşmasının önü açılmalı, her hapishanede işçi mahpusların temsilcileri belirlenmeli ve bu temsilciler işçi mahpusların haklarını savunabilmelidir.
 
“Türkiye hapishanelerinde yüzlerce yaşlı, engelli, hasta ve bebekleriyle beraber hapishanede tutulan kadın mahpus bulunmaktadır. Çoğu çalışamayacak durumda olan bu mahpusların, çalışması beklenmeden, temel ihtiyaçları karşılanmalıdır.
 
“Hapishane döner sermayesi mahpuslar için kullanılmalı”
“Mahpusların temel ihtiyaçlarının karşılanması için devlet kaynaklarının da ötesinde ilk olarak hapishanelerin kendi kaynakları kullanılabilir. Burada iki temel kaynak söz konusudur: Hapishanelerin kantinleri. Bu kantinler hapishanelerin hesabına döner sermaye olarak işletilmektedir. Burada, mahpuslardan elde edilen paranın bir kısmının muhtaç duruma getirilen mahpuslar için kullanılması karar altına alınmalıdır.
 
“Emanet para faizleri. 2005 yılında yayınlanan ilgili yönetmelik gereği mahpusların paraları kendilerine verilmemekte ve hapishane idareleri tarafından “emanet”te tutulmaktadır. ‘Emanet para’ olarak adlandırılan bu paralar faiz geliri elde edilmek üzere hapishane idareleri tarafından işletilmektedir. Emanet paranın ve elde edilen emanet para faizinin toplam tutarını, Adalet Bakanlığına ilki 26 Aralık 2013, ikincisi ise 21 Nisan 2014 tarihinde olmak üzere iki defa sormuş olmamıza rağmen ‘Ceza infaz kurumlarına giren ve çıkan tutuklu ve hükümlü sayısının değişkenlik gösterdiği’ gerekçesiyle bu sorularımıza cevap alamadık.”
 
“Hayırseverlik değil yapısal çözümler!”
Temel ihtiyaçlarından bazılarını karşılayamayan ve “muhtaç” duruma getirilen mahpuslar sorununun “hayırseverlik” ya da “yardım” girişimleri çözülemeyeceğini belirten CİSST, “Devletin sorumluluğunun yanı sıra konuyla ilgili kişi ve kurumlara özellikle de ilgili sivil toplum örgütlerine ciddi sorumluluklar düşmektedir. Orta yerde duran bu yakıcı sorunu ortadan kaldırabilmek için farkındalık oluşturmaktan, çözüm önerileri formüle etmeye ve oluşturulan bu çözüm önerilerini gündeme getirip hak temelli bir mücadele yürütmeye ihtiyaç var. Bu sorunu görüp de çözümü için adım atmayan her kişi, kurum ve kuruluş da en az devletin kendisi kadar sorumludur” dedi. 

Etiketler: insan hakları
İstihdam