20/08/2014 | Yazar: Kaos GL

Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü’nü alan Prof. Dr. Akdeniz ile Yrd. Doç. Dr. Altıparmak, İnternet Yönetişim Forumu’nu boykot etme nedenlerini açıkladı.

‘İnternet forumunu neden boykot ediyoruz?’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
İnternet ve ifade özgürlüğü üzerine çalışmaları dolayısıyla 2014 Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü’nü alan Prof. Dr. Akdeniz ile Yrd. Doç. Dr. Altıparmak, İnternet Yönetişim Forumu’nu boykot etme nedenlerini açıkladı.
 
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz 2-5 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın ev sahibi olduğu ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun koordinasyonunu üstlendiği İnternet Yönetişim Forumu 2014’ü (Internet Governence Forum- IGF 2014) boykot ettiklerini açıkladı.
 
Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak Yayıncılar Birliği’nin 2014 yılı Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü’nü Haziran ayında almışlardı.
 
Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak, TİB tarafından yürürlüğe sokulan Twitter erişim engelleme kararı üzerine Anyasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuşlar ve sonuçta erişim yasağı Anayasa Mahkemesi tarafından kaldırılmıştı.
 
Daha sonra Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak YouTube erişim yasağı için de aynı şekilde bireysel başvuruda bulundular ve bu yasak da Anayasa Mahkemesi tarafından kaldırıldı.
 
48 bin internet sitesi engelli
Bianet’in haberine göre; Prof. Dr. Akdeniz ile Yrd. Doç. Dr. Altıparmak’ın boykot gerekçeleri şöyle:
 
* Türkiye, Mayıs 2007 ila Temmuz 2014 tarihleri arasında, çocukları zararlı içerikten korumak amacıyla İnternet sitelerine erişimin engellenmesine olanak tanıyan 5651 sayılı tartışmalı İnternet Yasası kapsamında 48.000 İnternet sitesine erişimi engellendi.
 
* Yasa ile getirilen hükümler başından itibaren sadece çocuklar için zararlı görülen içeriklerle sınırlı kalmadı, daha çok erişkinlerin bilgiye ulaşma hakkına getirilen kısıtlar olarak yapılandırıldı. 5651 sayılı yasada Şubat 2014’te yapılan değişikliklerle birlikte, zaten sorunlu olan bu yapı, kişisel hakların ve özel hayatın ihlal edildiğine yönelik iddiaları da kapsayacak şekilde genişletildi. Yasadaki değişikliklerle ayrıca, erişim engelleme kararlarının bildirildiği andan itibaren dört saat içinde merkezi olarak uygulanmasını sağlamak amacıyla tüm İnternet Servis Sağlayıcılarının Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne üye olmaları şart koşuldu.
 
TİB personeli koruma altında
* Bütün İnternet Servis Sağlayıcılarının (İSS) yanı sıra, yer sağlayıcıların da, bir ila iki yıl boyunca trafik verilerini saklamasına yönelik şartlar getirildi. Ayrıca, yeni hükümler uyarınca İSS’lerin proxy siteleri gibi alternatif erişim yollarına erişimi engellemek için gerekli tüm tedbirleri almaları gerekiyor, ki buna diğer engellemeyi aşmaya yönelik diğer hizmetler ve muhtemelen VPN hizmetleri de dahildir. Ayrıca, 5651 sayılı yasanın değiştirilmiş yeni hali ile, Telekomünikasyon ve İletişim Başkanlığı (TİB) personeli, görevlerini yerine getirirken işledikleri suçlardan dolayı cezai soruşturma açılmasına karşı koruma altına alındı.
 
* Yasada yapılan tartışmalı değişiklikler sonrasında, Mart 2014’te, Twitter ve YouTube’a erişim TİB tarafından, Anayasa Mahkemesinin de kısa süre önce verdiği kararlarda doğrulandığı üzere, keyfi ve hukuka aykırı bir şekilde engellendi. Her iki erişim engelleme kararında da hükümet, 17 Aralık 2013 tarihinde ortaya çıkan yolsuzluk iddialarının 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden önce yayılmasını engellemeyi amaçladı. Ayrıca, erişimin engellendiği süre boyunca yetkililer, belli başlı İnternet Servis Sağlayıcılarına, Google DNS ve Open DNS sunucularını, DNS zehirlemesi yoluyla engellemeleri için talimat verdi ve DNS sistemlerinin ayarlarıyla oynamak suretiyle iletişimi gözetlemeyi ve kullanıcıların erişim engellerini aşmalarının önüne geçmeyi amaçladı.
 
AYM’nin Twitter kararı ve Twitter’ın sansür uygulaması
* Anayasa Mahkemesi, Twitter’ın TİB tarafından engellenmesinin tüm kullanıcıların ifade özgürlüğüne yönelik ağır bir müdahale niteliğinde olduğunu belirtti.  Bunun dışında, Anayasa Mahkemesi 14’e karşı 2 oy çokluğuyla aldığı kararında, YouTube yasağının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve başvurucuların Anayasa’da korunan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.
 
* Ancak, söz konusu kuvvetli kararlara rağmen Twitter, Ülke Bazlı İçerik Engelleme Politikasını Türkiye için uygulamaya karar verdi ve bazı Twitter hesaplarına ve münferit tweet’lere erişimi engellemeye başladı. Haziran 2014’te çıkan bir habere göre, Twitter’ın 14 Nisan 2014 tarihinde Ankara’yı ziyaretinden itibaren 51 mahkeme kararından 44’üne uyduğu ifade edildi. ABD merkezli bu sosyal medya platformu, Türkiye yetkililerinin siyasi içeriklere Türkiye’den sansür uygulamasına yardımcı olmaya devam ediyor.
 
Kürt sorunuyla ilgili sitelere sansür
* Facebook da benzer şekilde 2013 yılında kendi sosyal medya platformunda yer alan, Yüksekova Haber, Ötekilerin Postası, Yeni Özgür Politika, Kürdi Müzik dahil olmak üzere Kürt hareketiyle ilgili başka grupların da yayın yaptığı çeşitli alternatif haber kaynaklarının sayfalarını yasakladı ve Barış ve Demokrasi Partisi ile ilgili bazı sayfaları yayından kaldırdığı için eleştirildi.
 
* Yukarıda anılan Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen, halihazırda Scribd, Last.fm, Metacafe, ve Soundcloud gibi popüler platformlara Türkiye’den erişim engellidir. Bunun dışında, Wordpress, DailyMotion, Vimeo ve Google+ sitelerine erişim, geçen yıl içerisinde çıkan mahkeme kararları veya idari kararlarla geçici olarak engellendi. Yine, Fırat Haber, Azadiya Welat, Dengemed ve Keditör de dahil olmak üzere, Kürt sorunuyla ilgili haber yapan çok sayıda alternatif haber sitesine Türkiye’den erişim süresiz olarak engellendi. Kürt siyasal hareketi ile ilişkili veya sol görüşlü yayınlarından dolayı toplamda yaklaşık 200 İnternet sitesinin yasaklandığı tahmin ediliyor. Bir sitenin tamamının engellenmesi suretiyle gelecekteki yayınlarının yasaklanması, demokratik bir toplumda ‘gerekli’ müdahale anlayışının çok ötesine geçerek sansür anlamına geliyor.
 
Tweetlere soruşturma ve ceza
* Geçen yıl içerisinde pek çok kullanıcı sosyal medyadaki faaliyetlerinden dolayı, genellikle terör, dine hakaret veya devleti ve devlet yetkililerini eleştirmek gibi suçlamalarla, ertelenmiş hapis ve para cezasına çarptırıldı. Eylül 2013’te, İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan yeniden yargılamada, piyanist ve besteci Fazıl Say, yayınladığı bir dizi tweet’te dini değerlere hakaret ettiği gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldı, cezası ertelenerek denetim süresi uygulanmasına karar verildi.
 
* Haziran 2013 Gezi Parkı eylemlerinin ardından yapılan polis müdahalesinde onlarca insan sosyal medyadaki yayınlarından dolayı gözaltına alındı. Türk Ceza Kanunu’nun 214. ve 217. maddeleri kapsamında, suç işlemeye tahrik ve kanunlara uymamaya tahrikten, ve yine 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun çeşitli hükümlerine dayanılarak cezai soruşturma ve kovuşturmalar başlatıldı. Ne var ki, bu tarz cezai soruşturma ve kovuşturmalar ‘demokrasiye hizmet etmemekte ve hatta onu zedeleyerek’ tüm sosyal medya kullanıcılarını ciddi şekilde caydırıyor. Oysa AİHM’in norm haline getirdiği standartlara göre, ‘hükümetin işgal ettiği üstün mevki, özellikle muhaliflerinin veya medyanın haksız saldırılarına ve eleştirilerine cevap vermek için başka araçları kullanabileceği durumlarda ceza davasına başvurmada kendisini sınırlı görmesini gerektirir.’  Gezi eylemlerinden bu yana hükümet yetkilileri kendilerine bu şekilde hiçbir sınırlama getirmedi.
 
İnternet gözetimi
* Siyasi görüşleri susturmak için İnternet sitelerinin ve içeriklerinin yaygın olarak engellenmesi, ceza soruşturması ve kovuşturma başlatılmasının yanı sıra, Türkiye yetkilileri, her türlü iletişimi kanuna aykırı bir şekilde izlemek için derin paket analiz sistemlerinin (DPI) kullanıldığı denetim altyapıları kuruyor.
 
* Bu nedenlerle, biz, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın ev sahibi olduğu ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun koordinasyonunu üstlendiği IGF 2014 buluşmasını boykot ettiğimizi ve bu vesileyle, IGF’e katılmayacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. 

Etiketler: medya
İstihdam