19/07/2011 | Yazar: Gülistan Aydoğdu
1997 yılında Çemişgezek kırsalında çatışmada öldürülen Ali Yıldız ile birlikte 19 kişinin toplu mezarının açılmasını isteyen Hüsnü Yıldız, açlık grevinde 36. Günü geride bıraktı.
1997 yılında Çemişgezek kırsalında çatışmada öldürülen Ali Yıldız ile birlikte 19 kişinin toplu mezarının açılmasını isteyen Hüsnü Yıldız, açlık grevinde 36. Günü geride bıraktı.
“Kardeşimi almadan buradan gitmem!”
Bu cümleler Ali Yıldız’ın ağabeyi Hüsnü Yıldız’a ait. 1997 yılında Çemişgezek kırsalında çatışmada öldürülen DHKP-C üyesi Ali Yıldız ile birlikte 19 kişinin toplu mezarı bulundu.
2011 yılının Şubat ayında bulunan mezarda kardeşi Ali Yıldız’ın isminin de geçtiğini öğrenen ağabey Hüsnü Yıldız mezarın açılması için önce Çemişgezek savcılığına müracaat ediyor. Çemişgezek savcısının “Bu bizim yetkimiz içinde bulunmuyor. Özel yetkili savcıya başvurun” demesi üzerine Malatya özel yetkili savcılığına başvuruyor. Malatya özel yetkili savcılığından gelen yanıt ise “Çemişgezek bölgesinin kendilerine bağlı olmadığı” nedeniyle dava dosyası oradan oraya gönderiliyor. 4-5 aylık süre böyle geçmiş.
Davaya bakan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Oya Arslan, Kaos GL’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Güler Zere sürecinde de benzer bir durumu yaşadık. Çok basit bir şekilde çözülecek sorunu bürokrasi çarkına taktılar. Ölümüne mücadele etmedikçe başarılı olmanın söz konusu olmadığını görüyorum. Umarım süreç uzun sürmez. Yargı süreci hemen hemen tamamlanmış durumda. Bu tür durumlarda kamuoyu baskısı çok önemli.”

Kaos GL’ye konuşan ve tek şikâyetinin tansiyonundaki iniş çıkışlar olduğunu, şimdilik başka sağlık problemi olmadığını söyleyen Yıldız, “Kararlıyım. Bu işin ne kadar süreceği, nasıl biteceği umurumda değil. Ben kardeşimin cenazesi bana verilene kadar açlık grevine devam edeceğim. Mezardakilerin bazılarının ailelerine ulaşılamadı. Bir kısmı yurt dışına çıkmış. Dersim’e gelmek kardeşimin olayını öğrendikten sonra nasip oldu ne yazık ki” dedi.
Fotoğraflar: Gülistan Aydoğdu
Etiketler: insan hakları