29/03/2010 | Yazar: Kaos GL

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bir dizi temaslarda bulunmak

‘Kavaf Gibi Değil Sağlık Bakanımız Gibi Düşünüyorum’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bir dizi temaslarda bulunmak için geldiği İzmir'de, kentteki üç üniversitenin uluslararası ilişkiler bölümü öğrencileriyle bir araya geldi. Öğrencilerle sohbet eden Bağış, yeni Anayasa taslağında tartışmalara yol açan yargı bağımsızlığı konusunun hatırlatılması üzerine Türkiye'de çoğu hakim ve yargıcın Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'ndan (HSYK) memnun olmadığını ileri sürdü. Bağış ayrıca, Kadın ve Aileden Sorumlu Aliye Kavaf'ın eşcinselliği hastalık olarak değerlendirmesi konusunda, bunun ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi ve tahammül edilmesi gerektiğini belirtti.

Toplantıda, Türkiye'nin hızla büyüyen bir ülke olduğuna dikkat çeken Bakan Bağış, “Türkiye'nin önü çok açık. Yeter ki biz Türkiye'de bir uzlaşma kültürü oluşturalım. Ne zaman bir ülkede millet birbirinin giydiğiyle, saçının sakalının şekliyle, yediğiyle, okuduğu kitapla uğraşmaya başlamış, o ülke hep gerilemiş. Birbirimizi değiştiremeyeceğimizi kabullenmeliyiz. İnanın bana Fenerbahçeliler istediği kadar uğraşsınlar, Galatasaraylıları Fenerbahçeli yapamazlar. Tersi için de geçerli. Birbirimize hoşgörü göstermeliyiz” diye konuştu.

‘Kaçının HSYK'dan memnun olduğunu sanıyorsunuz?’
Türkiye'de statüko muhafızlarının bulunduğunu ve değişim istemediğini ileri süren Bağış, yeni Anayasa paketinde kuvvetler ayrılığı konusundaki endişelerin hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:
“Yargı bağımsızlığı ile ilgili hiçbir sorunumuz yoktur. Yargı bağımsızlığı hepimize lazımdır. Ama bağımsız olduğu kadar tarafsız olduğundan da endişe duymayacağımız bir yargıya ihtiyacımız var. 11 bin hakim ve savcı var. Anket yapılsa kaçının bugünkü HSYK'dan memnun olduğunu sanıyorsunuz. Çoğu memnun değildir. Çoğu çok zor koşullarda çalışan bu insanlar kendileri ile ilgili sıkıntıları olduğunda kurul üyelerine ulaşamamaktadır. Aralarında çok ciddi duvarlar vardır. Yasama yürütme yargı ayrımı çok ülkede vardır ama sivil iradenin de yetkisi vardır.”
Konuşmasında bazı reformların Anayasa Mahkemesi kararıyla engellendiğine işaret eden Bağış, “Halkın oyuyla seçilmişlerin aldığı kararı atanmış 11 kişi iptal ediyordu. Ben 11 kişinin atanma sürecinde seçilmişlerin yetkisinin olmamasından şikayetçiyim” dedi.

‘Tahammül etmemiz gereken bir açıklamadır’
Bağış, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Kavaf'ın eşcinselliği hastalık olarak değerlendirmesinin hoşgörü kültürüyle ne kadar örtüştüğü yönündeki soruya karşılık ise şunları söyledi:

“Sayın Kavaf'ın bu açıklaması kendi ifade özgürlüğü kapsamında yaptığı, hepimizin tahammül etmemiz gereken bir açıklamadır. Bu açıklamadan hemen sonra Sağlık Bakanımız da açıklama yaptı eşcinselliğin hastalık olmadığını ifade etti. Kavaf'ı net duydunuz da Sağlık Bakanı'nı niye net duymadınız? Benim de kanaatim, bu bir hastalık değildir. Dünya tıp dünyası 1973'te karar alıp açıkladı. Ben tıp uzmanı, doktor değilim. Bu konularda uzmanların fikirlerine saygı gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Sağlık Bakanımız tıp profesörüdür. Görüşleri benim için yeterlidir.”

‘Her türlü tartışmaya hazırız’

Türkiye'nin geleneksel bir hoşgörü kültürüne sahip olmasına rağmen uzlaşı konusunda sıkıntı veren bir ülke imajı verdiğini kaydeden Bağış, “Bu durum tarihimizle genetik kodlarımıza yakışmıyor. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Eğer daha demokrasi daha fazla risk demekse üstlenmeye hazırız. Birilerinin hazır olması lazım. Yoksa bu statüko muhafızlarına bırakırsak Türkiye siddin sene daha bu şekilde gider. Bu işi TBMM'de milletin vekilleriyle yapamazsak vatandaşa gideriz” dedi.

Türkiye'nin birçok meselesinin bulunduğunu aktaran Bağış, en azından bu meseleleri teşhis etmeye başladıklarını vurgulayarak, “Teşhis tedavinin yarısıdır. Bunları yapmadan AB'ye üye olamayız. Türkiye darbe anayasalarıyla yönetiliyor. Hiçbir zaman sivil iradenin hazırlayıp halka sunduğu bir anayasamız olmamış. O dönemden bu yana da AB'ye üye olamamışız. Bu bir tesadüf değil. Tüm vatandaşların benim diyeceği bir anayasaya kavuşmadan AB'ye üye olmamız çok zor. Darbe anayasasına mahkum kalamayız. Biz her türlü tartışmaya hazırız” değerlendirmesini yaptı.

‘At gözlüğüyle siyaset yapmaya çalışanlar var’
Anayasa'dan kimsenin memnun olmamasına rağmen değişiklik çalışmaları sırasında siyasi partilerden destek bulamadıklarını belirten Bağış, “Türkiye çok şey kaybediyor. Gerçekten bir yargı reformu sağlamanın tek yolu anayasa değişikliği. Biz oldukça kapsamlı bir anayasa değişiklik paketi hazırladık. Daha paketi görmeden reddeden partiler oldu. Bu kadar at gözlüğüyle siyaset yapmaya çalışanlar var. Türkiye'nin sorunu muhalefet partilerinin çağla bağı kopmuş liderler tarafından yönetilmesidir. İktidar için büyük bir fırsattır. Muhalefetimizden memnunuz. Allah onlara sağlık versin başımızdan eksik etmesin ama bu Türkiye için çok büyük bir sıkıntıdır” diye konuştu.

‘AB'ye üyeliği çocuklarım değil kendim için istiyorum’
Üniversite öğrencileriyle buluşmasının ardından İzmir'deki basın kuruluşlarının temsilcileri ile görüşen Bağış, AB'ye üye olmak için 2023'ü beklemeyeceğini, AB üyeliğini çocukları için değil kendisi için istediğini ifade etti. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık önerisinin de hiçbir altyapısının bulunmadığını söyleyen Bağış, “27 ülkenin bir kısmı yeni statüye geçme kararı alırsa değerlendirmeye alabiliriz. Şu aşamada laf söylemek bile abesle iştigaldir. Altyapısı olmayan bir şeyi bize teklif etmek adeta hakarettir. İkili ilişkilerimizde ayrıcalıklı ortaklık gibi bir şey önerebilirler ona da zaten sıcak yaklaşırız” dedi. Bağış ayrıca, birçok ülkeye vize uygulamasının 12 Eylül sonrasında başladığına dikkat çekerek, vize uygulamasının kaldırılması için çabalarının da sürdüğünü sözlerine ekledi.

Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam