07/02/2013 | Yazar: Seçin Tuncel
Biseksüel kadınların ve lezbiyenlerin örgütlenme deneyimleri ve hayata bakışlarına dair yaptığımız söyleşilerin dördüncü konuğu Fidan Soylu.
Biseksüel kadınların ve lezbiyenlerin örgütlenme deneyimleri ve hayata bakışlarına dair yaptığımız söyleşilerin dördüncü konuğu Fidan Soylu. Fidan, ataerkil bir toplumda kadın olmanın zorluklarını ve lezbiyen/biseksüel kadınlardan oluşan dev ailesini anlatıyor.
Türkiye’de bir kadın olarak yaşamanın zorlukları olduğunu düşünüyor musun? Düşünüyorsan bu zorluklar eşcinsel ve biseksüel kadınlar tarafından nasıl yaşanıyor sence?
Bana göre genel olarak ataerkil dünyada kadın olmak zor, Türkiye’de kat be kat zor. Aklıma ilk gelen doğduğumuz andan itibaren kalıplara sokuluyoruz. Ailede, evde ve sonra okul ve çalışma hayatında… Kadın olarak, birey olarak var olmak; biseksüel/eşcinsel, heteroseksüel kadın olmak fark etmiyor. Sıkıntılar çok değişmiyor, bir anlamda fark var. Heteroseksüel kadın evlenip toplumun düzenine uyduğu, kabul gördüğü zaman kademe atlıyor görünse de sonrasında başka sorunlar ortaya çıkıyor.
Kadının her zamanki gibi daha çok sorunu var. Eşcinsel kadın 1-0 yenik başlıyor hayata, hayatta var olmaya. Temelde kadın sorunları fark etmiyor, E/B kadın denince akla hemen bir fantezi objesi geliyor, bunlar yapsa yapsa ne yapacak ki diyerek cinselliğimizi, aldığımız hazzı yok saymaya çalışıyorlar.
Eşcinsel / biseksüel olmanın hayatına olumlu katkıları olduğunu düşünüyor musun?
Tabii ki katkısı var. Kendimi tanıdım. Beni, vücudumu, ne ile mutlu olacağımı anladım. Kendimi keşfettim. Bu süreçte LGBT örgütlerinin desteği sayesinde çok şey öğrendim. 2000’li yılların başında şimdiye göre bu oluşumların görünürlüğü çok azdı, Ankara’da öğrenci olduğum için çok şanslıydım diye düşünüyorum. Kaos GL’nin kapısından girdiğim ilk gün dün gibi aklımda. Kaos’un etkinliklerine katılmaya başladım. Dünyayı o zaman tanımaya başladım. Benim için böyleydi.
Bir eşcinsel / biseksüel birey olarak ailenle, arkadaşlarınla, çevrenle ilişkilerini değerlendirebilir misin?
Kendimi tanıma sürecinde aileme özellikle anneme açılmayı çok istedim, olmadı. Şu an ailemden dayım, bir kuzenim ve çekirdek çevrem yani çok yakın arkadaşlarım biliyor. Şimdi ailemin bilmesini istemiyorum, 30‘lu yaşlardayım ve her geçen gün evlilik baskısını dolaylı-dolaysız hissetmeye başlıyorum. Ailem bilseydi beni evliliğe çok daha zorlarlardı ya da yanımdaki her kadın arkadaşımı sevgilim sanıp hayatımı çok daha zorlaştırırlar, kısıtlarlardı. Arkadaşlarımın deneyimlerinden de biliyorum. Bir arkadaşımın annesi kızının yanında soyunmuyormuş bile. Sapık damgası yemek hem de özannen tarafından, bu çok acı. Çok yakın arkadaşlarım biliyor, onların aklındaki kötü resmi “ben”i tanıtarak değiştiriyorum.
Ailemle yaşıyorum. Büyük şehirden sonra küçük şehirde yaşamanın zorlukları çok oldu. En basiti, burada yaşadığım şehirde Kaos GL yoktu. Fakat zamanla LB arkadaşlarım olunca çok daha yaşanılır hale geldi. Heteroseksüel çevrem, arkadaşlarım çok olduğu halde kendim gibi insanların varlığı bana çok kuvvet veriyor. Benim eşcinsel değil genel olarak kadın olmaktan duyduğum sıkıntılar var. Toplumun algısı gittikçe gerilere doğru çekiliyor, bu çok korkutucu.”Kadın işte, eksik etek” ve ”Saçı uzun aklı kısa” gibi söylemler hep vardı fakat son zamanlarda çok daha arttığını düşünüyorum. Bir kadın olarak ne kadar başarılı da olsa (her anlamda) başarısının arkasında başka şeyler aranıyor, bir de evli değilseniz başka türlü bakılıyor size.
Başka eşcinsel / biseksüel kadınlarla nasıl bir araya geldiğini anlatabilir misin?
Kendimi keşfetmeye başladığım ilk yıllar çok kitap okuyor, araştırıyor, sorguluyordum. O yıllar internet bu kadar yaygın değildi, örneğin eşcinsellikle ilgili sadece iki tane site vardı. Kaos GL dergisini bulunca kendimi çok şanslı hissediyordum. Üniversitelerin kütüphanelerinde utana sıkıla kitap arıyordum. Kaos’la tanışınca arkadaşlarım olmaya başladı, çok klasik olacak ama benim gibi başka insanların varlığını bilmek çok güzeldi. Gittikçe çoğaldı. Artık Ankara dışında da oluşumlar var. Bir gün İstanbul’dan bir arkadaşım beni aradı, bulunduğum şehirde eşcinsel bir kadının intihar etmek üzere olduğunu ve benim onunla konuşmam gerektiğini söyledi. Kadınla tanıştım, kendi deneyimlerimi onunla paylaştım. Kadın daha iyi olmaya başladı ve hayatına devam etti. Buna çok sevinmiştim. Türkiye’nin farklı illerinde L/B kadınlardan oluşan kocaman bir ailem var benim.
“Keşke” şöyle olsaydı dediğin?
Keşke anaerkil bir dünya olsaydı ve orda yaşasaydım.
Etiketler: kadın