07/12/2015 | Yazar: Ali Erol

İstanbul’da gerçekleşen LGBTİ Ruh Sağlığı Sempozyumu’ndan psikiyatrlar Koray Başar, Ardıl Bayram Şahin, Seven Kaptan ile psikolog Özlem Çolak kaosGL.org’a konuştular

‘LGBTİ’ler günah-suç-hastalık cenderesinin en ağır tezgâhlarından geçti’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Hafta sonu İstanbul’da gerçekleşen LGBTİ Ruh Sağlığı Sempozyumu’ndan psikiyatrlar Koray Başar, Ardıl Bayram Şahin, Seven Kaptan ile psikolog Özlem Çolak kaosGL.org’a konuştular.

Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) ve Lambdaİstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Ruh Sağlığı Komisyonu  ortaklığı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı işbirliği ile I. LGBTİ Ruh Sağlığı Sempozyumu hafta sonu (5-6 Aralık) İstanbul’da yapıldı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsünde gerçekleşen sempozyuma başta psikoloji bölümlerinden öğrenciler olmak üzere yoğun katılım oldu.

İki gün boyunca ilginin düşmediği sempozyumda ilk olarak “normal” ve “hastalık” kavramları üzerinden Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) kimliklerin çeşitliliğine psikoloji ve psikiyatrinin yaklaşımı tarihsel seyriyle ele alındı ve eleştirel bakışla tartışıldı.

Cinsiyete uymayan çocuklarla trans kimliklere klinik yaklaşımların ele alındığı ve gelecekte nasıl olmasına dair oturumlar tartışmaların yoğunlaştığı bölümler oldu.

Psikolog Mahmut Şefik Nil anısına düzenlenen forumda, LGBT dernekleri ile ruh sağlığı alanında çalışan derneklerin yürüttükleri eğitimler tartışılırken, çeşitli üniversitelerden öğrenci ve uzmanlar da LGBTİ’lerle ilgili yapmış oldukları araştırmaları paylaştılar.

Lezbiyen, biseksüel ve trans kadın görünürlüğü oturumunda ise geçiş sürecinde “normal” kadının inşa süreci tartışıldı.

“Bir adım geri çekilip bu tedirgin edici manzaraya bakmaya gücümüz var mı?”

Zor zamanlardan geçtiğimize dikkat çeken Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Ruh Sağlığı Komisyonu’ndan Psikolog Özlem Çolak, “temel haklarımızın keyfi olarak ihlal edildiği, savaşın ve bombaların arasında tedirgin bir vaziyette yaşadığımız zamanlar” diye ekliyor.

Normal ve anormal’in hayatı çepeçevre kuşattığını belirten Çolak, bu kavramların sorgulanma zamanının çoktan geldiğini söylüyor:

“Üstelik yüzeysel bir sorgulamadan öte, en derinden, bedenimizle, benliğimizle ve zihnimizle nasıl bir ilişki kurduğumuzla başlayarak, mikro düzeyden makro düzeye açılan ve genişleyen bir sorgulamadan bahsediyorum. Kendi bedeniyle ve benliğiyle ilişkisi kopan insan canlısının sürüklendiği felaketi sorgulamaktan.”

“Nedir bu Normal?”

Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Ruh Sağlığı Komisyonu adına konuşan Psikolog Özlem Çolak, sempozyumun ana temasından hareketle “Nedir bu Normal?” diye sorusuyla devam ediyor:

“Normal-anormal ikiliğine sıkıştırılarak zaman içinde bireysel bir patolojiye indirgenme ve hastalık-tedavi ilişkisinin insafına bırakılma konusunda en çok yaralandığımız ve yabancılaştırıldığımız alanın cinselliğimiz olduğunu söyleyebiliriz. Üreme dışı cinselliğin günah-suç-hastalık kategorileri altında engellenmeye çalışılmasının tarihsel ve toplumsal birçok sebebi var ve biz bugün bu kötü mirasın bize bıraktığı sonuçları başkalaşmış şekillerde yaşıyoruz.”

“LGBTİ’ler günah-suç-hastalık cenderesinin en ağır tezgâhlarından geçti”

Geçen yıl çalışmalarına başlayan Lambdaistanbul Ruh Sağlığı Komisyonu’ndan Özlem Çolak, bugün LGBTİ olarak tanımladığımız ancak tarihler ve kültürler boyunca bambaşka isimlerle karşımıza çıkan var olma biçimlerinin bu günah-suç-hastalık cenderesinin en ağır tezgâhlarından geçtiğini hatırlatıyor:

“Bu cendereye karşı çıkışların lokal alanlardan çıkıp küresel bir direnişe dönüşmesinin altında yatan kırılma, cinselliğin bireysel patolojilerden çıkarılıp yeniden toplumsal/politik alana getirilmesiyle oldu. Artık eşcinselliğin ve transseksüelliğin hastalık olmadığı tanımlamasının, bize verilenin, verili olanın ötesinde sözler üretmeliyiz, buna mecburuz da.”

“Anormal diye görünmez kılınan hatta patolojikleştirileni konuşmak herkese iyi geldi”

LGBTİ Ruh Sağlığı Sempozyumu Düzenleme Kurulu’ndan Psikiyatr Dr. Ardıl Bayram Şahin, LGBTİ varoluşların norm-dışında bırakıldığını belirtti ve “Ruh Sağlığı alanında anormal etiketiyle görünmez kılınan hatta patolojikleştirileni konuşmak herkese iyi geldi” diye konuştu.

Prof. Dr. Şahika Yüksel'in “tarihi bir hafta sonu yaşadık” sözünü hatırlatan Şahin, “sempozyuma katılım, bu sempozyumun bir ihtiyaç olduğunu da gösterdi” diye ekledi.

kaosGL.org aracılığıyla organizasyonda emeği geçen tüm hocalarına, meslektaşlarına, arkadaşlarına teşekkür eden Psikiyatr Dr. Ardıl Bayram Şahin, “yıllarca konuşulmayanın, başka bir perspektiften, sadece ruh sağlığı alanına sıkıştırılarak da değil, disiplinler arası bir yerden, sokağın sesine ve ihtiyacına da kulak vererek konuşulmasının ümit verici” olduğunu söyledi.

“Zira norm olanın dışında bir şeyleri konuşmak her zaman tarihte yerini alıyor. Bu sempozyum da yerini illa ki alacaktır.”

“LGBT hak mücadelesi ile akademiyi buluşturmaktan mutluyuz”

Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği’nden (CETAD) Psikiyatr Dr. Seven Kaptan da Prof. Dr. Şahika Yüksel'in “tarihi bir hafta sonu yaşadık” sözünü hatırlattı ve heyecanını kaosGL.org ile paylaştı.

“Katılımcılarının çoğunluğunun gençlerden oluşması mı biz genç olduğumuz için mi bilemiyorum ama çok keyifli ve dinamik bir sempozyum oldu. Özellikle LGBT hak mücadelesinde yıllardır emek veren Kaos GL, Lambdaistanbul ve SPoD gibi derneklerle akademiyi geniş bir alanda buluşturabildiğimiz için de çok mutlu oldum.”

Tartışmalar sırasında çözüme yönelik birkaç eylem planının çıktığını da belirten Psikiyatr Dr. Seven Kaptan, “yaşanan sorun alanlarının çözümünün ancak bu gibi ortak çalışmalar ve dayanışma ile sağlanabileceğini” ekledi.

“Katılım, ilgi, içerik tam zamanı olduğunu gösteriyor”

Sempozyum Düzenleme ve Bilim Kurulu üyesi, Türkiye Psikiyatri Derneği temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Koray Başar, LGBTİ Ruh Sağlığı ile ilgili klinik ve araştırma deneyimi olanların ve bu alanda çalışmaya niyeti olanların bir araya gelebileceği büyük çaplı bir etkinlik olarak Sempozyum’un Türkiye’de bir ilk olduğunu söyledi.

Toplantının sadece akademi ile sınırlı kalmayıp, alanın öznelerinin de örgütleriyle var olabilmelerine dikkat çeken Başar, “yıllardır ruh sağlığı konusuna odaklanan, bu konuda toplantılar, eğitim çalışmaları yapan LGBTİ örgütlerinin, ruh sağlığı ile ilgili meslek örgütlerinin emeklerinin artık başka bir kulvara girdiğini görüyoruz. Katılımın, ilginin yoğunluğu, içeriğin zenginliği bunun tam zamanı olduğunu düşündürüyor” diye konuştu.

Seslerin bu kadar gür çıkmadığı dönemlerden itibaren ruh sağlığı alanında bu konuları gündemleştiren Dr. Şahika Yüksel ve Dr. Nesrin Yetkin’e, CETAD’a ruh sağlığı çalışanları olarak çok şey borçlu olduklarını belirten Dr. Koray Başar, Psikolog Mahmut Şefik Nil’i de andı:

“Bugün böyle birbirinden farklı çok sayıda ruh sağlığı alanından, geniş katılımlı, zengin içerikli bir toplantı gerçekleşmesinde, hem bireysel hem örgütlerle birlikte çabasıyla katkıda bulunmuş olan psikolog Mahmut Şefik Nil’in anılması gerekir. Mahmut Şefik Nil anısına düzenlenen forumda da anlaşıldığı gibi, LGBTİ ruh sağlığı alanında çalışma, etkileşim ve işbirliğinin devamının geleceği, aynı zamanda LGBTİ hareketi ve ruh sağlığı çalışanlarının geneline de etkileri olacağını kestirmek güç değil.”


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam