09/12/2016 | Yazar: Gözde Demirbilek

Arnavutluk, Bosna-Hersek ve İtalya’da sosyal hizmetlerin LGBTİ’lere yansımaları Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum’da konuşuldu.

‘LGBTİ’lerin seçmeli ders konusu değil, tüm konuların öznesi olduğu anlaşılmalı’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Arnavutluk, Bosna-Hersek ve İtalya’da sosyal hizmetlerin LGBTİ’lere yansımaları Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum’da konuşuldu.

LGBTİ’lerin hak mücadelesi ve sosyal haklar alanında ilki 2012’de düzenlenen Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum, bu yıl “Başka Bir Sosyal Hizmet Mümkün” temasıyla Hacettepe Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Tuğrul Çubukçu Salonu’nda yapılıyor.

Sempozyumun ikinci günü LGBTİ’lerle sosyal hizmetin farklı ülke deneyim paylaşımıyla başladı. Marsida Cela’nın Arnavutluk’tan, Marija Vuletić’in Bosna-Hersek’ten, Northdurfer Urban’ın İtalya’dan yansımaları paylaştığı oturumun moderatörlüğünü Dragana Todorovic yaptı.  

Oturum, Dragana Todorovic’in Batı Balkan ülkelerinde LGBTİ’lerin ayrımcılıkla mücadelesine yönelik genel durumu aktarmasıyla başladı.  

“LGBTİ hareketi son 20-30 yıldır Batı Balkan ülkelerinde hakim. Geçtiğimiz 10 yılda büyük bir ilerleme var ve bu ilerleme daha çok yasal mevzuatta iyileşmelerin sağlanması. Bunlar Avrupa Birliği entegrasyon sürecinde, içeriden bir etkiyle değil dışarıdan baskıyla gerçekleşti. Makedonya hariç çoğu ülkede ayrımcılık karşıtı yasalar LGBTİ’leri kapsayacak şekilde tasarlandı. Ne var ki mevzuatla uygulama arasındaki boşluk giderek büyüyor. Ve Batı Balkan ülkelerinde LGBTİ’ler hâlâ yoğun homofobi ve transfobiyle karşılaşıyor ve farklı sosyal hizmetlere ihtiyaç duyuyor. Ne var ki devletler bu çerçevede sosyal hizmet sunmuyorlar ve LGBTİ’lerin sosyal hizmet haklarını gasp ediyorlar.”

“Birlikte çalışmak en güçlendirici yol”

Oturumun ilk konuşmacısı Marija Vuletić, Bosna-Hersek’te büyük şehir – taşra farkının, mevcut hizmetlerin LGBTİ’lere yansımalarını değiştirdiğine dikkat çekti:

“Bosna-Hersek’te kısa bir süre önce cinsel kimliğe yönelik ayrımcılık yasası çıktı. Bu çok güzel bir haber ama yasal çerçeve dışına çıktığımızda çok da iyi olmayan bir durum görüyoruz. Büyükşehir – taşra uçurumu gittikçe büyüyor ve insanlar daha iyi bir yaşam için merkeze yerleştikçe taşrada kalanlar için hayat daha da zorlaşıyor.”

“Ülkenin iyiye gittiğini söyleyemeyiz ama kurumlarla çalışmak zorundayız. Misal Polisle de çalışmayı denedik, cehennem gibiydi. LGBTİ’leri de korumanın onların görevi olduğunu hatırlatmak onlar açısından zor,  bizim açımızdan bunu deneyimlemek korkunç ama LGBTİ’ler için çok önemliydi.”

“Arkadaşlarımız açılamıyor öte yandan, seküler olmayan bir ülkede olmamız sebebiyle.  Dinler, insan haklarına günlük bazda sürekli müdahale ediyor. Buna karşı mücadele etmekten ve ulaşabildiğimiz bütün sivil toplum kuruluşlarıyla ortak hareket etmekten başka bir güçlendirici yol henüz yok.”

“Evsiz LGBTİ’lerin Arnavutluk’ta gidebileceği bir yer var”

Evsiz LGBTİ’ler için Balkan ülkelerinde açılan ilk kurum Streha’dan gelen Marsida Cela, LGBTİ sığınağının koşullarını ve faydalanıcı profilini aktardı:

“Streha evsiz LGBTİ’ler için Balkanlar’da kurulmuş ilk kurum. Ayrımcılık karşıtı kanunla birlikte hizmet vermeye başladı. Henüz bir kamu kurumu değil, devlet fon sağlamıyor.”

“Ev, 2014 yılından beri 7/24 açık. Kapasitemiz 8 yatak. Genel profilimiz 18-25 yaş arası, yeni açılmış ya da açılmaya hazırlandığı için dışlanma ve aile çatışmaları arasında kalan gençler.”

“Sadece faydalananlar için değil, tesis dışı vaka yönetimleri için de kuruma gelen kişilerin takibini yapıyoruz. Aile travması terapisi veriyoruz. Burada aileye ulaşmaya çalışıyor ve karşılıklı iyileşmeyi amaçlıyoruz. Henüz 36 örnekten 3’ünde başarılı olduk, çünkü genel olarak aileler bizimle görüşmek istemiyorlar ve terapi kültürü yok.

“Sosyal kabul olmadığı için, insanlar gizli. Daha bütüncül bir hizmet için tüm STK’larla ortak yol izlememiz gerekir. O zaman daha fazla insana ulaşabileceğiz.”

“LGBTİ’lerin seçmeli ders konusu değil, tüm konuların öznesi olduğu anlaşılmalı”

İtalya’da sosyal hizmetlerin LGBTİ’ler üzerindeki etkisini anlatan Northdurfer Urban, eğitimdeki eksikliğin hizmet aşamasında büyük uçurumlar yarattığına dikkat çekti:

“Sosyal çalışmacılık toplumsal bir iştir. LGBTİ’lerin nasıl ayrımcılığa uğradığını anlamak için özel alan – kamusal alan ayrımı yapmadan bütüncül bakmak gerekiyor.”

“LGBTİ hareketiyle sosyal çalışma alanının nasıl kesiştiğini görmek için, hareketin tarihine bakmak gerekiyor. 70’lerde ilk dernekler kuruldu, 80’lerde toplumsal görünürlük sağlandı, 90’larda dernekler savunuculuk ve hak temelli mücadeleye yoğunlaştılar. Ne var ki kırsalda kalanların bu derneklere ve kuruluşlara ulaşması hâlâ çok zor. Dernekler ne kadar sunduğu hizmeti görünür kılmaya çalışsa da siyasi destek olmadığı sürece herkese ulaşmak gerçekçi değil.”

“İtalya’da ayrımcılıkla mücadele yönünde yasal adımlar çok geç atıldı. Resmi düzeyde eşitliğin sağlanması dışında uygulamalar için daha önümüzde uzun bir yol var. Mevzuattakini uygulamaktan sorumlu kişiler çoğu şeyi değiştirebilir. Kilit nokta da tam olarak bu, çünkü mevzuat kendi başına yeterli olmuyor. Sosyal çalışmacılar da bu konuda eğitim almadığı sürece ön yargılarının kıskacında kalıyorlar.”

“Sosyal çalışmacılarla görüşmelerimiz sonucu gördük ki: bir kısmı müfredatın kısıtlı olmasını suçluyor, bir kısmı daha acil konulara yoğunlaşılması gerektiğini söylüyor, bir kısmıysa LGBTİ’lerin damgalanmasından çekince duyduğunu ifade ediyor.

“Öğrencilerin bilgi eksikliği tespit edilmeli”

“Bizim tavsiyelerimiz şunlar: Konuda uzman olmayan kişilerin, bu konuları anlatması ve kısıtlı bilgi akışına sebep olması engellenmeli. LGBTİ meselelerini sosyal hizmet eğitimine yedirirken, öğrencilerin ihtiyacını ve deneyimini de göz önünde bulundurmak zorundayız. Öğrencinin bu konuyla ilgili neye ihtiyacı var, hangi konular eksik tespit ederek bir yol izlemeliyiz. Ama öğrencilerin kişisel inanç ve düşüncelerinin de zorlanması gerek. Bir sosyal çalışmacı adayı “ben buna inanmıyorum” diyerek ayrımcılık yapmamalı, ona etik sorumluluğunun farkına varması yönünde yardımcı olmalıyız.”

“LGBTİ meseleleri “seçmeli ders” değil herkesin katıldığı dersler olmak zorunda. Mevcut konularla LGBTİ’lerin bağı kurulmalı, sadece görünürlük değil LGBTİ’lerin tüm konularda özne olabileceği bilinci öğrencilere kazandırılmalı.”

5. Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum, "LGBTİ’lerle Sosyal Hizmet, Farklı Ülkeler Farklı Deneyimler - 2" oturumuyla Hacettepe Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Tuğrul Çubukçu Salonu’nda devam ediyor.


Etiketler: insan hakları, sosyal hizmet
İstihdam