26/09/2017 | Yazar: Aylime Aslı Demir

Kadın Yazarlar Haftası, ‘Gülersen Yengeçler Isırmaz’ kitabının yazarı Zeynep Pelin Ataman ile başladı.

‘Meme kanseri, hayatımın kahramanı olduğum bir deneyim’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kadın Yazarlar Haftası, “Gülersen Yengeçler Isırmaz” kitabının yazarı Zeynep Pelin Ataman ile başladı: Bu kitlenin hikayesi benim için üzgün-hüzünlü bir hikaye değil. Aksine kendimi tanıdığım, hayatımın kahramanı olduğum bir deneyim.

Çankaya Belediyesi Cinsiyet Eşitliği Birimi, 25-29 Eylül tarihleri arasında Ayizi Yayıncılık işbirliği ile ‘Kadın Yazarlar Haftası’ düzenliyor. Söyleşilerin, kitap armağanlarının ve imza günlerinin olduğu hafta yazar Zeynep Pelin Ataman’la başladı.

Çankaya Belediye Başkan Yardımcı Gülsün Bor Güner, cinsiyet eşitlik biriminin yaptığı faaliyetleri anlattığı açılış konuşmasında Ayizi Yayıncılık’ın kurucularından olan ve tutuklu bulunan İlknur Üstün’e dayanışma mesajlarını ileterek sözü Aksu Bora’ya verdi.

“İlknur Üstün de aramıza katıldığında güçlenerek ilerleyebileceğiz”

Aksu Bora konuşmasında İknur Üstün, Selma Acuner ve kendisi tarafından kurulan bu yayınevini kurarken ne tür motivasyonlarının olduğuna değindi. Hem yazar olarak hem de editör olarak kadınların kendilerine daha az yer bulabildiği yayıncılık alanında hem kadınları teşvik etmek istediklerini hem de şimdiye kadar kadınlar için oldukça önemli konulara dair çeşitli yayınlar hazırlama hayaliyle bu yola koyulduklarını aktardı. Kuruluşunun ardından geçen bu 7 yılda ilk kitabı yayınlanan pek çok kadın yazarın olduğunu dile getiren Bora, önümüzdeki dönemlerde kadınlar arası arkadaşlık ilişkilerine dair bir kitap hazırlama planlarının olduğunu ancak bütün bu faaliyetlerin İlknur Üstün’ün de aralarına tekrar katıldığı taktirde güçlenerek ilerleyebileceğini dile getirdi. Bora yayına hazırladığı, Ayizi Yayınevi’nin yayınladığı ilk kitaplardan olan “Gülersen Yengeçler Isırmaz” kitabının yazarı Zeynep Pelin Ataman’ı sahneye davet etti.

“Hayatımın kahramanı olduğum bir deneyim”

Zeynep Pelin Ataman ise sunumuna kitabının da temel kurucu öğesi olan meme kanseri deneyimini anlatarak şöyle devam etti:

“1973 yılında İstanbul’da doğdum. Hukuk Fakültesi’ni bitirerek iş hayatına atıldım ve 99’da Strazburg’a taşındım. 1999’dan 2009’a kadar hayatım hep bir koşuşturmayla geçti, kariyer yapmam, kendimi ispatlamam gerekliydi. 39 yaşına geldiğimde çocuk sahibi olmak istedim. Bu süreci modern bir kadın olarak elbette en hızlı şekilde gerçekleştirmeliydim. Doktora gittim, bu süreci hızlandırması için bir ilaç vermesini istedim. Çocuk sahibi olmayı kolaylaştırıcı bir ilaç aldım doktorumdan (sonrasında bu yöntemin taşıdığı risklerden ötürü terk edildiğini öğrenecektim). Bu ilaç mememde bir kitleye neden oldu. Bu kitlenin hikayesi benim için üzgün-hüzünlü bir hikaye değil. Aksine kendimi tanıdığım, hayatımın kahramanı olduğum bir deneyim.”

“Ağustos ayında, 2012 Ağustos’unda başlayan bir hikaye bu, en sevdiğim ve bence kadınlara en çok yakışan Ağustos ayında.”

“Havanın çok sıcak olduğu bir gündü ve normalde bunu yapmam ama nemden korunmak için pudra sürmeye karar verdim vücuduma ve başladım. O anda bir kitle keşfettim vücudumda. Aslında bu kitleyi bulunca hiç korkmadım aksine epey sakindim.  Ama eşim aniden ağlamaya başladı ve ertesi gün jinekoloğumu görmeye karar verdim. Ertesi gün jinekoloğun yaptığı bir testle saldırgan bir kanser türüyle karşı karşıya olduğumu öğrenecektim. Aile geçmişimde kanser yoktu, sigara kullanmıyordum. Doktorum aradı. Alışveriş yaparken, ne yapacağımı bilemez bir şekilde aldım bu haberi.”

“Savaş yerine tecrübe deyince her şey kolaylaştı”

“Kimseyle paylaşmak istemedim ilk anda. İlk iki gün eşimden sakladım. Maalesef biz kadınlar sürekli mücadele etmek zorunda kaldığımız için, “meme kanseriyle mücadele” etme kelimesini kullanıyoruz. Mücadele-savaş yerine tecrübe ve deneyim denince her şey daha kolay oldu benim için.  İlk aşamada çevremdeki kimseye bu durumu anlatamadım.”

“Kitabı yazmamdaki galiba en itici güç kendimi ifade etme isteğimdi. Bir insan hakları hukukçusu olarak da ifade özgürlüğünün en önemli özgürlüklerden biri olduğunu düşüyorum. İfade edememek. Göğüslediğimiz onca şeyi. Memelerimizde birikenleri.

“Kemoterapi odaları zordur. Oradaki insanlara oranla şanslıydım. Hormonel bir kanser olmasıyla daha kolay olabiliyor tedavisi. Metastatik değildi. Bir nebze şanslıydım. Kadınlarla birlikte oluyorsunuz kemoterapi odalarında. Kadınlar bu döngü işini daha iyi biliyor, kendi hikayelerimizden deneyimlerden çok şey görüyor. Bununla dönüşüyoruz. Mümkün olduğunca ifade et diyor beden. Akışa bırak diyor.”

“Hep çözüme odaklı yaşamak zorunda kalıyoruz. Hep pratik olmalıyız, ev almalıyız, ayakkabı almalıyız, tenimiz güzel olmalı ve hep genç kalmalıyız. Bu kapitalist dünyanın çarkına kapılarak bedenlerimizi beğenmiyoruz.”

“O gün aynaya baktım…”

“Annem ve babama da anlatamadım, ancak ameliyat öncesi paylaştım. Bir gün annemle pastanede oturuyorduk peruğumla ve kullandığım ilaçların etkisiyle epey bunaldım ve peruğu çıkarıp bir kenara bıraktım. O anda garson elindeki tepsiyi düşürdü annem panikle tak lütfen geri tak peruğunu diyerek çığlık atıverdi. Muhtemelen benim kel olmamdan utandı. Kendilerinin verdikleri bedenin defolu çıkmasından utandı. Benim hissettiğim buydu. Peruklu ve kel olmak zordu. 21 Aralık 2012’ye takmıştım. Önemli bir şey olacak diyordum kendi kendime. O gün aynaya baktım ve saçlarım yük olmadığı için algım açıldı diye bir fikre kapıldım. Önemli olan buydu.”

“Bu süreçte şifacı doktorlara ulaşmak oldukça önemliydi ve hayatımın seyrini değiştiren de mahalle doktorum oldu. “Bu hikayede kahraman sensin ve sen karar vereceksin” dedi.” 

“Kitabın hikayesi 6 kemoterapi sırasında gerçekleşti. Her kemoterapi seansında bir kadın kahraman yarattım ve onlar aslında kendi kendine ortaya çıktılar. Kadınlar memelerinde biriktiriyor bazı şeyleri. Paylaşırsam yükü hafifler diye düşündüm. Öyle de oldu. Gülmenin her kriz anını nasıl güzelleştirdiğini anladım ve bu hikayelerde bu kahraman kadınları anlattım.”

Hafta nasıl devam edecek?

Kadın Yazarlar Haftası’nın önümüzdeki günlerde programı şöyle;

26 Eylül 2017 - 13.00 - Makbul Anneler, Müstakbel Vatandaşlar / Aksu BORA (editör)
27 Eylül 2017 - 18.30 - Annemle Konuşmalar / Şöhret BALTAŞ
28 Eylül 2017 - 18.30 - Elleri Tılsımlı / Gökçen BEYİNLİ
29 Eylül 2017 - 18.30 - Kadın Sağlığı Hareketinden Sesler / Burcu ŞİMŞEK (çevirmen)

Detaylı bilgi için: https://www.facebook.com/events/113994659291952/


Etiketler: kadın
nefret