10/11/2014 | Yazar: Kaos GL
Kaos GL Derneği, ‘Muhafazakârlaşmanın Eğitim Politikalarına Yansıması’ başlıklı 5. Eğitim Forumu’nu Cumartesi günü Tayfa Kitapkafe’de gerçekleştirdi.

Kaos GL Derneği, “Muhafazakârlaşmanın Eğitim Politikalarına Yansıması” başlıklı 5. Eğitim Forumu’nu Cumartesi günü Tayfa Kitapkafe’de gerçekleştirdi.
“LGBTİ hakları sendikal haklardır”
Forumun ilk oturumunda Berna Savcı, Kaos GL Eğitim Çalışma Grubu ile Sendikal Çalışmalar Grubu’nun çalışmalarını anlattı. “Çalışmalarımızı daha çok gittiğimiz şehirlerdeki sendikalarda ya da sendikalar aracılığıyla yapıyoruz” diyen Savcı her iki çalışma grubunun arasındaki ilişkiye dikkat çekti.
Savcı, Eğitim Çalışma Grubu olarak farklı şehirlerdeki öğretmen gruplarıyla buluşarak okullarda LGBTİ öğrenci ve öğretmenlerin karşılaştıkları sorunları ele aldıklarını belirtti.
Sendika çalışmalarında ise LGBTİ’lerin sendikalarda görünürlüğü için çalıştıklarını ifade eden Savcı, İstanbul, İzmir ve Eskişehir Eğitim-Sen şubelerindeki LGBTİ komisyonlarının çalışmalarına değindi.
“LGBTİ broşürü öğretmenler odasında patlayıcı etkisi yaratıyor”
Eğitim Forumu’nda Adana’dan bir öğretmen eğitim sistemindeki ahlâk kuşatmasına dair şunları söyledi: Eşcinsel bir öğretmen işinden atıldığında “genel ahlâk” denilen şeyin ne kadar sert olduğunu anladım.

İzmir’den katılan bir öğretmen ise “Kaos GL’nin bir broşürünü öğretmenler odasına koyun, patlayıcı etkisi yaratıyor. Rehber öğretmenler bile neler yapacaklarını şaşırıyorlar, kaldırmaya çalışıyorlar” diyerek öğretmenlerin LGBTİ meselelerine yaklaşımını anlattı.
“Okul müdürleri baba figürü olarak hareket ediyor”
Forumun ikinci bölümünde mevcut eğitim sistemi içerisinde açılabilecek alan tartışıldı.
Yasemin Şafak, okul müdürlerinin baba figürü olarak hareket etmesinin okul işleyişine yansıdığına dikkat çekerek “LGBTİ çocuklar aileyi, okulu utandıran yaramaz çocuklar olarak görülüp sürgüne uğrayabiliyor” dedi.

LGBTİ çocukları “düzelterek” meslekî rüştünü ispat edeceğini düşünen öğretmenlerin olduğunu söyleyen Şafak, LGBTİ öğrencilerin danışabileceği bir figür olarak bilinmenin öneminden bahsetti.
Öğretmenler çocuklara nasıl zarar veriyor?
Çiğdem Şimşek, eğitimi düşünürken ilk olarak öğretmenlerin çocuklara “nasıl zarar verdiğine” ilişkin bir farkındalık kazanması gerektiğini vurgularkan Dilek Çankaya farklı kesimlerle olan karşılaşmalarına yer verdiği sunumunda toplumsal dönüşüme dair umudunun devam ettiğini söyleyerek şöyle sordu:
“’Bunları da yaptık, aferin bize’ demezsek bizim dışımızdaki biri mücadelenin anlamlı bir şey olduğunu hissedebilir mi?”
Modernleşmede en büyük görev eğitime veriliyor
Muhafazakârlığın tarihî, toplumsal ve bireysel yansımalarının tartışıldığı son oturumda Işıl Ünal “her dönemde, bir önceki değişim sürecine yönelik bir muhafazakârlık ortaya çıkabilir” diyerek muhafazakârlığın köklü değişimlere olan tepkisini anlattı. Modernleşmede en önemli görevin eğitime verildiğini belirten Ünal, Cumhuriyetin eğitim aracılığıyla aileyi etkilemesinin muhafazakâr tepkilere yol açtığını anlattı.

“Muhafazakârlık iktidarlara lazımdır”
Melek Göregenli, muhafazakârlığın iktidarların çıkarlarına uygun bir ideoloji olduğuna dikkat çekerek “azınlıkta kalmış bir muhafazakârlık çok nadirdir. Muhafazakârlık iktidarlara lazımdır,” dedi.
Muhafazakârlığın iki temel fonksiyonunun eşitsizliklerin meşrulaştırılması ve değişime direnç olduğunu söyleyen Göregenli, AKP’nin “muhafazakâr demokrat” tanımını eleştirdi:
“Muhafazakâr demokrat tanımı, muhafazakârlığın meşrulaştırılması için uydurulmuş bir kavram. Muhafazakâr olmanın fıtratıyla, demokrat olmanın fıtratı birbirine tamamen aykırı. Demokrat olmak değişimden yana olmaktır.”
“Muhafazakârlık var olan değişim karşısında bir tutunma çabası”
Selçuk Candansayar ise muhafazakârlığın artış gösterdiği dönemlerde toplumsal dönüşümün izinin sürülebileceğine dikkat çekerek “Muhafazakârlığın var olan değişim karşısında bir tutunma çabası olduğunu söyleyebiliriz,” dedi.
“Bir toplumda büyük bir muhafazakârlık dalgası varsa, orada ciddi bir devrimci hareket de var diye düşünebiliriz.”
Cinsellik üzerinden toplumu hizalamak
Muhafazakâr baskıların cinselliği ve eşcinselliği kullanarak toplumu hizalamaya çalıştığını söyleyen Candansayar şu ifadelerde bulundu:
“Bütün değişim anlarında hem birey, hem grup, hem örgüt, hem devlet bizi bir hizaya çekmeye çalışır. Cinsellik üzerinden yürütülen bu hizalama çabalarında en çok heteroseksüel olmayanlar üzerinde baskı kurulur. Eşcinsellere dönük her baskı ‘kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’ mesajı verir.”
Etiketler: insan hakları, eğitim