03/06/2014 | Yazar: Ezgi Koçak

Kadın Koalisyonu toplantısında 70’e yakın kadın gündemi tartıştı: ‘Birlikte mücadeleyle özgürleşmeye!’

‘Ruh Daralmadan Özgürlük İstenmez!’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Kadın Koalisyonu toplantısında 70’e yakın kadın gündemi tartıştı: “Birlikte mücadeleyle özgürleşmeye!”
 
Kadın Koalisyonu’nun farklı bölge ve çalışma alanlarından 70’e yakın kadının katıldığı geniş kapsamlı toplantısı Foça’da gerçekleşti.
 
3 gün süren toplantıda yerel seçimler, kreş hakkı, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) incelemeleri ve Soma katliamı gibi ülke gündemi; kadınlar ve LGBTİ dernekleri tarafından değerlendirildi.
 
Kaos GL Danışma Kurulu üyesi Nilgün Toker, “Katılım nedir?” sorusu üzerinden bir sunum gerçekleştirdi.
 
Katılımın yalnızca bir eşitlik meselesi olmadığını, eşitler arası kurulmuş yeni bir dünyaya işaret ettiğini, diğer bir ifadeyle katılımın, var olan düzeni “tamir etmekten” öte düzeni bir kaosa ve/veya bir dönüşüme taşıdığını ifade etti.
 
“Katılım özgürlüğün görünür kılınmasıdır”
Toker katılımın “Görünmeyenin görülmesi, görülmeyenin kendini görünür kılması” olarak tanımlarken katılım hakkının “herkesin var olma hakkıyla” eşit olduğunu ifade etti.
 
Toker konuşmasına şöyle devam etti: “Katılım, bir var olma; eşitlik ve özgürlüğün açığa vurulması, diğer bir ifadeyle, bir var olma mücadelesidir. Zira katılım özgürlüğün görünür kılınmasının adıdır. Kadına yönelik tarihsel tanımın reddedilmesi mücadelesidir.”
 
Bu bağlamda LGBTI mücadelesine de değinen Toker, katılım hakkının var olmanın ifadesi olduğunu belirtip LGBTİ grupların onlar “biz varız” dedikten sonra duyulmaya ve görülmeye başladıklarını ifade etti.
 
“Katılım temsile indirgenirse eşitsizlik sürer”
Son olarak katılım ve temsil arasındaki farkın altını çizen Toker, katılım meselesi temsile indirgendiğinde var olan eşitsizliğin yeniden üretildiğini ifade etti. Çünkü temsil meselesinin “hangi kadının temsili” sorusunu da beraberinde getirdiğini dolayısıyla temsile indirgenen siyasette kadın anlayışının kadınları homojen bir grup olarak varsaydığının altını çizdi.
 
KADAV’dan Özgül Kaptan toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine duyarlı yerel yönetim için SPOD ile bir araya gelerek hazırladıkları seçim çalışmasını aktardı. Yerel yönetimlere yönelik talepler metni oluşturup daha önce kamuoyuna sunulmuştu. 
 
“LGBTİ ve kadın örgütleri birlikte mücadeleyi yükseltmeli”
Kaosgl.org’a konuşan Kaptan çalışmalarını şu şekilde değerlendirdi:
 
“Müşterek dil bütün özgürlük ve eşitlik mücadeleleri için geçerli denebilir. Doğanın cinsiyetlendirilmesi sonucu aynı eril tahakküm altındaki doğa ve kadın meselesini birlikte ele almayı öneren ekofeminizm gibi. Fakat LGBTİ-kadın hareketinin çok daha doğrudan ve derin bağı var. Aynı eşitlik talepleri olan farklı kesimlerin kendilerinin eşitlikçi olamamaları, bir arada duramamaları çok enteresan bir paradoks.
 
“LGBTİ bireyler ve kadınların kent hakkı ve yerel siyasete katılımı önündeki engellerin kaldırılması mücadelesinde kadın örgütleri olarak ‘diğer cins ve cinsel yönelimlerin sözüne de yer vermek’ pozisyonunda değil eşit bir zeminde birlikte politika üretmek zemininden hareket etmek durumundayız. Bu çalışma ile küçük bir adım attık. Fobiler düzeyini aşmış feminist kadınlar olarak bile, cümlemizin başında ‘LGBTİ’ desek dahi, konuşmaya sadece ‘kadınlar’ üzerinden devam ediyoruz. Bunun aşılması, eşit katılımla birlikte üretme/mücadele deneyinde ısrar ederek mümkün olacaktır.”
 
“Kreş hakkı heteroseksist kurguyu da bozuyor”
Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi’nden (KEİG) Gülnur Elçik kreş hakkı üzerine kadın, LGBTİ, emek, meslek ve hak örgütleri, sendikaların kadın yapılarının bir araya gelerek oluşturduğu “Kreş Haktır Platformu”nu ve taleplerini aktardı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın dahi kreşinin olmadığını ve Çalışma Bakanlığı kreşinin sorunlu olduğunu aktaran Elçik, kreş hakkı istemenin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği açısından da değerlendirdi:
 
“Erken çocukluk dönemi bakımı ve eğitimine yönelik hizmetlerin kapsamından yola çıkarak, bir ülkenin kadınları erkek egemenliğinin hangi noktasında, ne düzeyde konumlandırdığını görmek de mümkün. Bir mikro devlet olarak aile, kadının çocuk doğurduğu ve esas görevinin çocuğun bakımı üstlendiği bir mekanizma olarak oluşturulduğundan, kamusal bir hizmet olarak kreş hizmetleri neredeyse sağlanmıyor. Bu anlamda, çocuk bakımının kamusallaşmasına yönelik hizmetlerin desteklenmesi, anneliğin sosyal bir görev olarak kabulüne yönelik bir itiraz olarak heteroseksist kurguyu da tehdit ediyor” dedi.
 
ŞÖNİM’ler nasıl çalışıyor?
Koalisyon toplantısında aktarılan diğer çalışmalar ise Urfa ŞÖNİM ve “Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı”nı imzalamış Trabzon Belediyesi’ni izleme çalışmalarıydı.
 
Kadın Koalisyonu ŞÖNİM’leri izlerken şiddet izleme değil katılım odaklı bir izleme gerçekleştirdi. Bu bağlamda 60’a yakın soru hazırlandı. Bu sorular toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli sorulardı. Kadın ve LGBTİ örgütlerinin katkısı ile hazırlanan sorular “katılım” konusunda farklı sorunlara işaret etti.
 
Urfa Yaşam Evi Derneği’nden Emine Çiftçi ve Şevreş Yazar yaptıkları çalışmada Urfa’da bulunan ŞÖNİM’in alt yapısının sıkıntılı olduğunu belirtirken, ŞÖNİM’in yeri, hastane ve belediyelerin ŞÖNİM konusundaki bilgileri, burada çalışan uzmanların kadın odaklı çalışmaması gibi sıkıntıları araştırdıklarını söyledi. Kadınların buraya nasıl başvurduklarını değerlendirdiklerini aktardı.
 
Trabzon Belediyesi eşitlik sözleşmesine uymuyor
Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği Trabzon Belediyesi’nin imzalamış olduğu “Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı”nı yerine getirmediğini anlattı. Belediyenin bir çok alanda bu belgeyi imzaladıklarını belirtirken aynı zamanda görüş aldıklarını ancak bunun toplumsal yaşama geçmediğini ifade ettiler.
 
KA-DER Ankara ve Kaos GL Derneği üyesi Zehra Tosun, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) izlemesini aktardı:
 
“Verilere göre Komisyon ne yazık ki atıl kalıyor, kanun tasarılarında kendisinden görüş talep eden bir yasa teklifi geldiğinde ancak toplanıyor bu durum da kanun taslakları kadın erkek eşitliği açısından değerlendirilmeden sunuluyor.”
 
Birlikte, daha ileriye!
Kadın koalisyonu toplantısı daha sonra Kaos GL Danışma Kurulu üyesi Gülşah Şeydaoğlu’nun analiz ve istatistik üzerine katkısı, Ferya Salman’ın uluslararası mekanizmalar hakkındaki sunumu grup çalışmaları ve önümüzdeki süreçte neler yapılacağının planlanmasıyla geçti. 

Etiketler: kadın
İstihdam