05/09/2007 | Yazar: Kaos GL

Ferzan Özpetek: ‘Son filmim 'Bir Ömür Yetmez' için, dağıtım şirke

‘Seyirci alışsın istedim’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı Ferzan Özpetek: ‘Son filmim 'Bir Ömür Yetmez' için, dağıtım şirketi Medusa Film, 'Ferzan, iki adamın öpüşme sahnesini koymazsak, film bir milyon daha fazla seyirci yapabilir' dedi. Sahneyi çıkarmadım. İnsanlar belirli bir şeyler görüyorlar, yaşıyorlar hayatlarında; bir de farklı, başka bir şey görsünler, yani alışsınlar dedim.’ Radikal gazetesinden Mehmet Basutçu, Venedik Film Festivali jüri üyelerinden Özpetek’le konuştu.

Dünyanın en eski festivalinin 75. yıldönümünde, Altın Aslan ödüllerini belirleyecek yedi yönetmen arasında yer almak Ferzan Özpetek'i hem çok heyecanlandırıyor, hem de gurur veriyor. Çok kültürlü kimliğini, Çin'den Meksika'ya dek farklı coğrafyalardan gelen bu yönetmenlerin bir bölümüyle paylaşmak Ferzan Özpetek'i ayrıca sevindirmiş.

"Jüriyi sunarken, beni İtalyan-Türk yönetmen diye tanıttılar. Türk-İtalyan diye tanıtmalarını tercih ederdim" diyerek, Türk kimliğinin önce geldiğini vurguluyor. Yoksa İtalyanların kendisine gösterdiği sevgiden son derece mutlu. Bu ülkede hiç de yabancı hissetmiyor kendini. Gerçekten de, İtalya, örneğin Fransa'nın Magrip kökenli bir yönetmene bakışından çok daha öte, 'kendinden' görüyor Ferzan'ı... Özümsemeye çalışmadan, her türlü farklılığına ve sanatına saygı göstererek seviyor ve en iyi çalışma koşullarını sunuyor. Gelecek ay, çağdaş yazar Melania Gaia Mazzucco'nun tanınmış romanından uyarlanan 7'nci filmi 'Mükemmel Bir Gün'ün (Un giorno perfetto) çekimlerine başlayacak Ferzan Özpetek'le Venedik'te sinemadan güncel politikaya kadar değişik konularda söyleştik.

Yarışan filmlerin düzeyi yüksek, karar vermek herhalde zor olacaktır.

Her şeyden önce böyle bir jüri içinde olmaktan çok mutluyum. Dünyanın dört yanından gelen yaratıcı yönetmenlerle günlük yaşamı paylaşmak, filmleri tartışmak, sohbet etmek, değişik konularda konuşmakçok hoş. Başkanımız, filmlerini çok beğendiğim Zhang Yimou, harika bir adam. Üstelik, benim gibi çiftkültürlü birçok yönetmen var aramızda: Verhoeven hem Hollandalı hem Amerikalı, İnarritu da Meksikalı ve Amerikalı... Karar aşaması tabii zor olacak. Festival, mümkünse aynı filme birçok ödül vermememizi rica etti bizden. Halbuki ben bir filme beş ödül birden verilebilmeli diyorum. Hak ediyorsa neden olmasın? Tartışmalarımızın başka bir doyurucu yanı, zaman zaman filmlerimize karşılıklı göndermeler yapmak: 'Ferzan'ın şu filmindeki o sahneden yola çıkarsak...' gibi.
Aslında, jürideki diğer yönetmenlerin benim sinemamı fazla tanımadıklarını sanıyordum. Yanılmışım, mesela Paul Verhoeven bütün filmlerimi izlemiş. Bu beni hem şaşırttı, hem de sevindirdi.

Festivallerarası rekabeti, Amerikan sinemasının ağır toplarına verilen yeri ve gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konuda Cannes, festivallerin en farklısı. Yarışmaya birkaç Amerikan yapımı ya da görselliği öne çıkan kimi filmleri alsa da, 'auteur' sinemasına çok fazla yer veriyor. Marco Müler ise daha geniş kitlelere seslenen filmlere ve Uzakdoğu sinemalarına geniş yer tanıyor. Ben Müller'in yaptığı seçimleri beğeniyorum. Cannes'ın seçimlerini de beğeniyorum ama, 'Festivaller için film yapmak' gibi bir eğilimi hiç doğru bulmuyorum. Kimi yönetmenler, festivaller için film çektikleri izlenimi veriyorlar; bu çok kötü bir duygu. Her zaman şunu düşündüm: En önemlisi, seyirciyi bir şekilde filmin içine almaktır; ama inandığınız, doğru bulduğunuz biçimde almaktır.

Son filmim 'Bir Ömür Yetmez' için, dağıtım şirketi Medusa Film, "Ferzan, iki adamın öpüşme sahnesini koymazsak, film bir milyon daha fazla seyirci yapabilir" dedi. Sahneyi çıkarmadım. İnsanlar belirli bir şeyler görüyorlar, yaşıyorlar hayatlarında; bir de farklı, başka bir şey görsünler, yani alışsınlar dedim. Hayat öyle bir noktaya geldi ki, artık her şeyi görüyor, her şeyi değerlendiriyoruz. 'Öpüşme sahnesine biz de karşı değiliz ama, giderek katılaşan günümüz İtalya’sında ticari açıdan daha iyi olur' dediler. Film o sahneyle bile 2 milyon izleyici toplayıp İtalya'da 7'nci sıraya çıktı ve iki haftadır en çok satılan DVD! Bu, çok hoşuma gidiyor. Bazen de tam tersi oluyor.

Çekimlerine hazırlandığım filmdeki bir eşcinsel karakteri, romanda olmasına rağmen, yüzeysel ve sıradan bulduğum için senaryodan çıkardım. Önemli olan hayatın içinde olabilmek, en doğru olanı yapabilmek; o karakteri koyup bunu çıkarmak değil. Aslında, dünyada gözlemlenen genel katılaşma karşısında, hoşgörüsüzlüğe karşı çıkmak, birtakım kurallara karşı gelmek, biraz da bizim görevimizdir diye düşünüyorum. Bu bağlamda, sinema festivallerinin önemli görevlerinden biri de, yenilik getirmek ve değişik bakış açıları sunmaktır. İzleyicisini farklı şeylere bakmaya alıştırmaktır.

Bu nedenle, Ang Lee'nin burada yarışan filminin Antalya'da açılış filmi olarak düşünülmesini çok olumlu buldum. Bu cesur tavrın arkasında durmak gerekir. Festivallerde sansür ve yaş sınırlaması getirilemez; belki bir ön uyarı yapılabilir, o kadar. İnsanların hayatta yaşanan şeyleri görmeleri lazım. Bu arada unutmayalım ki, olaylara şematik gözlüklerle, önyargılarla bakmak Avrupa'da da giderek artıyor. Müslümanım dediğinizde size acayip bakıyorlar. İçki içmenizi anlayamıyorlar. Türkiye'yi anlayamıyorlar. Buraya ilk geldiğim gün, birkaç Batılı gazeteci, "Bugün sizin için hüzünlü bir gün olmalı" dediler. 'Niye' diye sorunca, "Türkiye'de eşi başörtülü biri cumhurbaşkanı seçildi' dediklerinde çok rahatsız oldum; karşı çıktım. Politik konular dışında, Abdullah Gül'e insan olarak baktığımda, içgüdüsel olarak kendisini çok seviyor ve bugüne kadar yaptıklarını takdir ediyorum. Karısıyla birlikte, buram buram insan ve sevgi kokuyorlar; öyle duyumsuyorum.

Çekimine hazırlandığınız filmden sonra, başka bir projeniz var mı?

Var. Beni çok heyecanlandıran bir film olacak. Baştan sona Türkiye'de geçen ve çok sevdiğim, çok beğendiğim ünlü bir Amerikalı kadın oyuncunun rol alacağı bu filmin senaryo çalışmalarını sürdürüyoruz.

* Konuyla ilgili haberler:

[[‘Seyirci alışsın istedim’]]

[[Özpetek filmlerinin cazibesi]]

[[Ferzan Özpetek de yürüdü]]

[[Özpetek: ‘Eşcinseller arası birliktelik yasallaştırılsın’]]


Etiketler: kültür sanat
İstihdam