05/10/2011 | Yazar: Kaos GL

‘Başbakan Erdoğan’ın iddialarının gerçeklerle herhangi bir ilgisi yoktur. Kürtlerin seçilmiş temsilcileri ile temasta bulunmak ve siyasi görüşmeler yapmak bizce normal ve doğaldır.’

‘Suçlamalar, Kürt muhalefeti Suçlu Gösterme Çabasının Parçası’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
“Başbakan Erdoğan’ın iddialarının gerçeklerle herhangi bir ilgisi yoktur. Kürtlerin seçilmiş temsilcileri ile temasta bulunmak ve siyasi görüşmeler yapmak bizce normal ve doğaldır.”
 
Alman siyasi vakıfları, Erdoğan’ın “CHP ve BDP’li belediyeler aracılığıyla PKK’ya kaynak aktarıyorlar" iddiasını reddetti. Konrad-Adenauer, Heinrich Böll, Friedrich Ebert ve Friedrich Naumann’ın söylediği ortak cümle: “Gerçek dışı.”
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Alman siyasi vakıfları üzerinden Cumhuriyet Halk Partili (CHP) ve Barış ve Demokrasi Partili (BDP) belediyeler aracılığıyla PKK’ya kaynak aktarıldığı iddiasının ardından Konrad-Adenauer, Heinrich Böll, Friedrich Ebert ve Friedrich Naumann Vakıfları yaptıkları açıklamalarda iddiaları reddetti.
 
Erdoğan, Makedonya dönüşü uçakta gazetecilere Alman Vakıfları ile ilgili: "Dünyada, Türkiye’de de faaliyet gösteren öyle vakıflar var ki bunlardan çok rahatsızım. Özellikle bir Alman vakfının bölgedeki faaliyetleri çok dikkat çekici. CHP ve BDP’li belediyelerle çalışıyor. Onlarla kredi sözleşmesi yapıyor. Bu tabii vakıf adı altında aslında bir fon. Sözleşmeyi yaparken de şu müteahhit firmaya vereceksiniz diye şart koşuyor. Bu ilginç. Bu yolla resmen PKK’ya para gönderiyor o vakıflar. Ama tabii teknik takipte ortaya çıkan bazı noktalar var. Almanlara zaman zaman bu konudaki rahatsızlığımızı dile getirdik. Bir sonuç alamadık. Ama rahatsız olduğumu söyleyebilirim" demişti.
 
Vakıfların, Erdoğan’ın söylediklerine verdikleri cevaplar şöyle:
 
Friedrich Naumann Vakfı Türkiye Daimi Temsilcisi Mr. Jörg Dehnert:
Alman siyasi vakıflarını kast etmiyordur
Bu çok ciddi bir iddia. Eminim ki Sayın Başbakan’ın bu konuda ciddi kanıtları vardır ve Alman otoriteleriyle bunu paylaşıp, takibe alınmasına yardımcı olacaktır. Öte yandan benim Sayın Başbakan’dan ricam, hangi Alman vakıflarını kast ettiğini netleştirmesi yönünde.
Alman Siyasi vakıfları mı yoksa bir kısım enstitüler ya da başka Alman kurumlarını mı kast ediyor? İnanıyorum ki, Alman siyasi vakıflarını kast etmiyor zira bu vakıfları çok iyi tanıyor ve Türkiye’de ne faaliyetlerde bulunduğumuzu biliyor.
Kürt sorununun çözülmesini umuyoruz fakat bunun dışında bu çözüm için yaptığımız özel bir çalışma yok. Friedrich Naumann Vakfı, Türkiye’de demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve piyasa ekonomisinin gelişmesini savunuyor. Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecini destekliyor.
 
Konrad-Adenauer: Tüm etkinliklerimiz denetleniyor
Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği, hiçbir Türk belediyesine, il idaresine, başka kurumlara veya örgütlere kredi olanağı sunmadı ve ödeme yapmadı.
Tüm etkinliklerimiz 5253 sayılı Dernekler Kanunu’na tabidir ve bunun bir gereği olarak çalışmalarımızın tamamı Türk makamlarınca düzenli olarak denetlenir.
Periyodik olarak gerçekleşen temsilci değişimi dolayısıyla Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği Türkiye Bürosu’nda şu anda yetkili bir temsilci bulunmuyor.
Heinrich Böll Stiftung: Suçlamalar, Kürt muhalefeti suçlu gösterme çabasının parçası
 
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan’ın iddialarının gerçeklerle herhangi bir ilgisi yoktur. Alman siyasi dernekleri ne altyapı projelerini destekler, ne de kredi verir.
Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği, Türkiye’de öncelikle sivil toplum örgütleri, insan hakları grupları, araştırma enstitüleri ve meslek odaları ile birlikte çalışmaktadır.
 
Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilmiş yerel yönetimler ve enerji verimliliği ile ilgili bir proje çerçevesinde de yerel yönetimlerle birlikte bir proje yürütmektedir. Yerel yönetimlerle yaptığımız bu işbirliklerinde siyasi parti ayrımı yapmamaktayız. Ayrıca Adalet ve Kalkınma Partili yerel yönetimler ile de çalışmaktayız.
 
Sayın Başbakan iddialarıyla, derneğimizin Türkiye’deki siyasi muhalefet ile temaslarını PKK’ya destek gibi gri bir alana çekmeyi hedefliyor. Bu, özellikle sivil Kürt muhalefet ile sürdürdüğümüz temaslar için geçerli.
 
Geçen iki buçuk yıl içinde 3 binden fazla Kürt siyasetçi ve sivil toplum aktivisti gözaltına alınmış, bunların arasında birçok belediye başkanı, seçilmişler ve yerel siyasetçiler PKK’yı desteklemekle suçlanmıştır. Alman siyasi derneklerine yöneltilen iddiaları, sivil Kürt muhalefeti suçlu gösterme çabasının bir parçası olarak değerlendiriyoruz.
 
Bu görüşümüz, Sur Belediye Başkanı Sayın Abdullah Demirbaş ile 2 Ekim tarihinde yürüttüğümüz görüşme hakkında bazı medya kuruluşlarında yer alan ve tarafsız olmayan haberler için de geçerlidir. Bu görüşmeyi PKK’ya destek verdiğimiz yönündeki gerçek dışı bir iddianın delili olarak sunmak tamamen yanlıştır.
 
Heinrich Böll Stiftung Derneği bu belediyeye herhangi bir finansal destek vermemiştir. Ayrıca, Kürtlerin seçilmiş temsilcileri ile temasta bulunmak ve siyasi görüşmeler yapmak bizce normal ve doğaldır. Kürt sorununa sivil ve barışçıl bir çözüm isteyen her kesim, bu sivil güçleri desteklemek ve görüşmelere dâhil olmak zorundadır. 

Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam