18/03/2014 | Yazar: Kaos GL

Kaos GL’nin koordine ettiği 3. Uluslararası Feminist Forum ve KASAUM’un 20. yılı etkinliklerinin ikinci gününde (16 Mart) teori ve aktivizmin nasıl bir arada ilerleyebileceği tartışması Kuzey Kıbrıs ve Türkiye örnekleri üzerinden ilerlerdi.

‘Teori Olmadan Aktivizm, Aktivizm Olmadan da Teori Eksik Kalıyor’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Uluslararası Feminist Forum’un son gününde Kuzey Kıbrıs’tan Doğuş Derya ile Türkiye’den Simten Coşar ülkelerindeki feminizmin evrilişini ele aldılar.
 
Kaos GL’nin koordine ettiği 3. Uluslararası Feminist Forum ve KASAUM’un 20. yılı etkinliklerinin ikinci gününde (16 Mart) teori ve aktivizmin nasıl bir arada ilerleyebileceği tartışması Kuzey Kıbrıs ve Türkiye örnekleri üzerinden ilerlerdi. Cumhuriyetçi Türk Partisi – Birleşik Güçler (CTP-BG) Milletvekili Doğuş Derya ile Kaos GL Danışma Kurulu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Simten Coşar, Kuzey Kıbrıs ve Türkiye’deki feminizmin evrilişini ele aldılar.
 
“Ortak Düşman”a Karşı Feminizm
Oturumun kolaylaştırıcılığını yapan Funda Şenol Cantek, eril tahakkümü kadınları, LGBTİ’leri (lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks) ve hatta erkekleri etkileyen bir “ortak düşman” olarak tanımladı. Halepçe Katliamı’nın 26. yılında katliamda hayatını kaybedenleri anan Cantek, Doğuş Derya’nın KKTC Meclisi’nde okuduğu “alternatif yemin”i paylaştı.
 
“Kıbrıs’a Barış 1974’te Gelmedi”
“Teori olmadan aktivizm olmuyor, aktivizm olmadan da teori eksik kalıyor” diyerek sözlerine başlayan Derya, Kıbrıs’taki kemikleşmiş “Biz İngiliz medeniyeti gördük, biz demokratız” algısının şiddeti hep “dışarının” sorunu olarak gördüğünü belirtti. “Kıbrıs’taki bir diğer kemikleşmiş algı da barışın 1974’te geldiği” diyen Derya, resmî tarihin dışındaki bir bilgi üretiminin peşine düştüğünü anlattı.
 
Fotoğraf: Gülistan Aydoğdu
 
“Ülkemdeki İnsan Hakları İhlalleri Sahte Değil”
CTP-BG vekili, “Daha önceden üstümüze askeri botlarla basıyorlardı, şimdi AKP sonrasında kocaman bir neo-liberal ajanda var üzerimizde” diyerek feminist mücadelenin ırkçılık karşıtı, anti-militarist, homofobi karşıtı ve ekolojik kaygıları olan bir mücadele olması gerektiğini belirtti. Kuzey Kıbrıs’a yöneltilen “sahte devlet” ifadesinin yaşanan hak ihlallerini görünmez kıldığına dikkat çeken Derya “evet, sahte devlette yaşıyor olabilirim ama benim ülkemdeki insan hakları ihlalleri sahte değil” dedi.
 
Ahlakçı Siyasete Karşı LGBT-Feminist İttifaklar
Konuşmasına Pınar Selek’e selam göndererek başlayan Simten Coşar da Doğuş Derya gibi 1980’lerdeki “öcü”nün asker olduğunu, şimdi ise bunun “sivillik” iddiasındaki neo-liberal bir yapılanma olduğunu söyledi. Coşar, sürekli kriz halindeki neo-liberalizmin sorunlarına çözüm olacakmış gibi sunulan ahlakçı bir yaklaşımın içinde feminist bir politika örmeye çalıştıklarını belirtti.
 
Fotoğraf: Gülistan Aydoğdu
 
Sömürüye Karşı Örgütlü Karşı Çıkışlar
Feminist Forum’un açılış konuşmacısı Cynthia Cockburn’ün sözleri üzerinden devam eden Coşar kapitalizm, patriyarka ve milliyetçiliğin ortaklaştığı noktanın sömürü ve eril tahakküm olduğunu vurguladı.
 
3. Uluslararası Feminist Forum’un son oturumunda ise Alev Özkazanç’ın kolaylaştırıcılığında “Özel Olan Politikse Feminist Politika Nerede?” başlıklı bir açık tartışma gerçekleşti.
 
İlgili haberler:

Etiketler: kadın
İstihdam