17/01/2012 | Yazar: Kaos GL

Hammarberg, ‘Türk adalet yönetiminde uzun süredir var olan yapısal eksikliklerin insan haklarından yararlanılmasını olumsuz yönde etkilediğini’ belirtti.

Avrupa İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammerberg, 10-14 Ekim 2011 tarihleri arasındaki Türkiye ziyaretinin ardından hazırladığı “Türkiye’de Adalet Yönetimi ve İnsan Haklarının Korunması” başlıklı raporu yayınladı.
 
Hammarberg, “Türk adalet yönetiminde uzun süredir var olan yapısal eksikliklerin insan haklarından yararlanılmasını olumsuz yönde etkilediğini” belirtti.
 
Yapılan ciddi reformlara ve bazı önemli engellerin halledilmesi konusunda Türkiye’nin son yıllarda kaydettiği ilerlemelere rağmen, ülkedeki kanun ve uygulamalar hâlâ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadıyla tam uyumlu olmadığını söyleyen Hammarberg, bu durumun nedenlerinden birini şöyle belirtti: “İlerlemeyi engelleyen önemli faktörlerden biri, çeşitli seviyelerdeki hakim ve savcıların izlediği, devleti korumayı insan haklarını korumanın üstünde tutan yerleşik tutum ve uygulamalardır.”
 
Rapora ilişkin İnsan Hakları Yüksek Komiserliği açıklaması şşöyle:
Uzun yargılamalar ve tutukluluklar ciddi endişeler doğurmaya devam etmektedir. “Türk yetkili makamları, yargılamayı hızlandırmaya ve tutuklama dışındaki alternatifleri daha sık kullanmaya yönelik çabalarını artırmalıdırlar. Yetkili makamlar, halen on yıla kadar uzayabilen aşırı uzun tutukluluk süresi sınırlarını da kısaltmalıdırlar.” Komiser, yetkilileri savcıların oynadığı rolü, adli kolluğun işleyişini ve iddianamelerin niteliğini de değerlendirmeye teşvik etmektedir.
 
Komiser, özellikle işkence ve kötü muameleye ilişkin ciddi insan hakları ihlallerinde dokunulmazlıkla mücadelede kaydedilen önemli ilerlemeleri memnuniyetle karşılamakta, ancak sorunların devam ettiğini düşünmektedir ki bu sorunlardan bazıları gazeteci ve yazar Hrant Dink cinayetinin soruşturulması sırasında ortaya çıkmıştır. İşkenceyle ilişkili olmayan vakaların soruşturulması için idari ön izin alma gereği, kısa zamanaşımı süreleri ve dokunulmazlıkla mücadeleye dair istatistiklerin olmaması endişe veren önemli faktörlerdir. Komiser, örneğin LGBT bireylere yönelik şiddet davalarında olduğu gibi bazı davalarda orantısız bir şekilde hafif cezalar verilmesinden de kaygı duymaktadır.
Komiser Hammarberg, yetkili makamları, mağdurların cezai soruşturma ve yargılamaya katılımını geliştirmeye acilen davet etmektedir. Komiser, etkili bir polis şikayet mekanizmasının kurulmasını ve bütün sorgulamaların zorunlu olarak kaydedilmesini teşvik etmektedir. 
 
 

Etiketler: insan hakları
İstihdam