14/02/2012 | Yazar: Ömer Akpınar

Muhafazakârlık yerine neden Türk sağı ifadesini kullanan Remzi Altunpolat, Türkiye’de milliyetçilik, muhafazakârlık ve İslamcılığın ayrıştırılamaz olduğunu söyledi.

‘Türk Sağının Dindar Nesiller Yetiştirme İsteği Yeni Bir Şey Değil’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Muhafazakârlık yerine neden Türk sağı ifadesini kullanan Remzi Altunpolat, Türkiye’de milliyetçilik, muhafazakârlık ve İslamcılığın ayrıştırılamaz olduğunu söyledi.
 
Kaos Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Çarşamba Seminerleri’nin 8 Şubat’taki konuşmacısı Remzi Altunpolat oldu. Kaos GL Derneği ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyesi Remzi Altunpolat “Türk Sağının Zihniyet Dünyası: Mukaddes Aile, Ahlâklı Cemiyet ve Bir Habaset Unsuru Olarak Eşcinsellik” başlıklı sunumunu yaptı.
“İslamcılık, şeriatçılık” kavramları yerine “muhafazakârlık” kelimesinin kullanılmasının AKP’nin iktidara gelmesiyle son 10 yılda hız kazandığını belirterek sözlerine başlayan Altunpolat, Türkiye’deki muhafazakâr parti oluşumlarına değindi. Sunumunun başlığında muhafazakârlık yerine neden Türk sağı ifadesini kullandığını açıklarken Türkiye’de milliyetçilik, muhafazakârlık ve İslamcılığın ayrıştırılamaz olduğunu söyledi.
 
Altunpolat, Tanıl Bora’dan referansla bu üç kavramı maddenin üç haline benzeterek, milliyetçiliği katı hal, toplumun grameri ve hafızası; İslamcılığı sıvı hal, semboller ve ritüeller, muhafazakârlığı da gaz hal, duygu ve düşünüş tarzı olarak tanımladı. Bu üçünün içiçe ve her an birbirine dönüşebilecek fikriyatlar olarak Türk-İslam sentezinde vücut bulduğunu anlattı.
 
Muhafazakâr düşüncenin toplumu bir organizmaya benzettiğini ve zarar vermemek adına dışarıdan müdahalelerle etkilemekten kaçındığını belirten Altunpolat, bunun muhafazakârlığın toplum mühendisliğine soyunmasına engel olmadığının altını çizdi. “Muhafazakârlığa göre değişim tedrici (aşamalı) olmalıdır, devrimcilikten korkulur.”
 
Sağ düşüncenin aileye atfettiği değeri açıklayan Altunpolat, ailenin toplumsal bağları oluşturan yapı olarak görüldüğünü ve devlete karşı olmadığını anlattı. İnsanlar hata yapmaya meyilli mahlûklar olduğundan birey olarak toplumun atomu olamayacaklarına ve küçük bir cemaat olarak ailenin toplumu şekillendirecek yapı olduğuna değindi.
 
“Türk sağının din eğitimi, dindar nesiller yetiştirme isteği yeni bir şey değil” diye konuşan Altunpolat, 1940’lara kadar Türkiye’de milliyetçiliğin daha ziyade ırkçı ve turancı olduğunu, daha sonrasında İslamcı argümanların güç kazandığını anlattı. Eski sağ partilerin soyut vatan, millet vurgusu yerine günümüzdeki aile vurgusunun çok daha somut ve “ahlaklı nizam” sağlamak için önkoşul olarak görüldüğünden bahsetti.
 
Türk sağında cinsiyet rejimini en sert kuran düşüncenin milliyetçilik olduğunu vurgulayan Altunpolat, 60’larda AP’den Osman Yüksel Serdengeçti’nin “ürkek değil erkek” sözünden, gayrimilli olmanın erkekliğin kaybı olarak görülmesinden ve Nihal Atsız’ın romanlarındaki “erkek” ve aseksüel kadınlardan örnekler sundu.
 
Altunpolat “eşcinselliğin kendisi köksüz ve dışarıdan gelen bir şey olarak görülür” diyerek eşcinsel, biseksüel ve transların dışarıdan gelen fesat unsurları, habis ve kötücül olarak görüldüğünü ve muhafazakârlığın buna karşı her daim teyakkuzda olmaya çalıştığını anlattı. Ayrıca modernizm ve cinselliği imparatorluğun çöküşüyle birarada ele alan edebiyat örneklerinden yararlandı.
 
Sunumun ardından yorumlara sıra geldiğinde oldukça hararetli bir tartışma başladı. Amerika’da eşcinsel birliktelikler, askerlik gibi konulardaki açılımların nasıl yorumlanması gerektiğiyle ilgili soruyu Altunpolat ’68 sonrası radikal hareketlerin düzenin devamı için sistem tarafından absorbe edildiği yönünde yanıtladı. Aileye vurgu bu kadar kuvvetliyken neoliberal politikaların ailenin çözülmesine yol açıp bir çelişki yarattığı yönündeki yorum üzerine sosyal politikalardaki eksikliklerin aileyi aksine daha da birarada tutacağı ve bunun Erdoğan tarafından da desteklendiği görüşleri geldi.
 
Özgürlük kavramı üzerinden devam eden tartışmada ise Altunpolat muhalif kesimlerin özgürlük tanımının liberal özgürlük olduğunu, muhafazakârların ve İslamcıların bu tür bir özgürlüğü kendi özgürlük anlayışlarının tamamen dışında görebileceklerini belirtti. LGBT hareketinin görünürlük kazanmasının ve muhafazakâr kesimleri bu konu hakkında söz söylemeye itmesinin büyük bir başarı olduğuna ilişkin yoruma karşılık Altunpolat o kadar iyimser olmadığını, bunun muhalefetin sindirilmesi için taktikler geliştirilmesine yol açacağını düşündüğünü söyledi.
 
Muhafazakâr politikalar tartışılıyor
 
“Muhafazakârlık, Feminizm ve LGBT Bireyler” ile “Türk Sağının Zihniyet Dünyası: Mukaddes Aile, Ahlâklı Cemiyet ve Bir Habaset Unsuru Olarak Eşcinsellik” seminerlerinin ardından Şubat programı şöyle devam edecek:
 
 “Seks İşçiliği Tartışmaları ve Seks İşçiliğine Karşı Muhafazakâr Tavırlar”: 15 Şubat 2012, Elçin Kubanoğlu, Pembe Hayat
 
“LGBT Bireylerin Eşitlik Talepleri ve Muhafazakâr Politikalar”: 22 Şubat 2012, Çarşamba, Gülbanu Altunok, Bilkent Üniversitesi.
 
“Muhafazakârlaşma Tezahürlerinin Medyanın Homofobik ve Transfobik Söylemlerine Yansımaları”: 29 Şubat 2012, Çarşamba, Gülsüm Depeli, Hacettepe Üniversitesi İletişim
Fakültesi Öğretim Üyesi.
 
“ÇARŞAMBA SEMİNERLERİ”
 
Kaos Akademiye evrilmesini planladığımız Çarşamba Seminerleri, birlikte öğrenmek, birlikte mücadeleyi büyütebilmek için sürecek, bu sebeple katılımınız ve katkılarınız oldukça önemli.
 
Her hafta Çarşamba günü, saat 18:30’da, Kaos Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Çarşamba Seminerleri” herkesin katılımına açık yapılıyor.
 
Kaos Kültür Merkezi
GMK Bulvarı, 29/12, Demirtepe/Kızılay-Ankara
0312 230 0358 / 12
 
Kaos GL Çarşamba Seminerleri Başlıyor
Erbaydar ve Candansayar Çarşamba Seminerleri’nde
Çarşamba Seminerleri’nde Sıra Selçuk Candansayar’da
Yamaner, Cömert ve Üstün "Çarşamba Seminerleri" Kasım Programında
Çarşamba Seminerlerinde Güzin Yamaner’le "Taciz" Üzerine Konuştuk
"Kadınsı Olan Her Şey Erkeğin Taciz Nesnesi Olabiliyor!"
"Çarşamba Seminerleri’nde Bu Hafta "Queer" Konuşulacak
"Mağduriyetten Politikaya Taciz" Çarşamba Seminerinde
Aralık’ın İlk Çarşamba Semineri: "Ulusun Cinsiyeti"
Çarşamba Seminerlerinde "Suçunuz Travesti Olmak"
"Açılmanın Politikası" Çarşamba Seminerinde
Politik Bir Eylem Olarak Açılma Üzerine İlay Ertetik’i Dinledik
Sığınma Evi Politikalarında LGBT Bireyler
Psikolog Tosun: "Sığınağa Alma Kriterleri LGBT’leri Dışlıyor!"
Muhafazakâr İdeoloji ve Siyaset Çarşamba Semineri’nde
Muhafazakârlığın Neo-Liberalizme Flörtü Haklara Karşıdır!
"Muhafazakâr Politika Olur mu?"
Çarşamba Semineri Bu Hafta Aileye Açılıyor!
Psikiyatr Dr. Koray Başar: Aileler LGBT Çocukları İçin Birbirlerine Destek Olmalı!
Eğitim Hakkı Çarşamba Semineri’nde Feminist Perspektiften Ele Alınacak
Eğitim Hakkı Talebi Eğitimin İçeriğine de Başkaldırmalı!
Çarşamba Seminerleri Şubat Programı Belli Oldu
“Türk Sağının Zihniyet Dünyası” Çarşamba Seminerinde

Etiketler: yaşam
İstihdam