19/09/2006 | Yazar: Kaos GL

‘Kaos GL’nin ‘eşcinselliği’ disipline etmeden, hoşa gitse de gitmese de, her şeye ve herkese açık olması gerektiği kanısı taşıyorum. ‘İnsana dair hiçbir şey yabancımız olmasın.’ Diyarbakır’dan bir okurun kaleminden.

‘Kaos GL’nin ‘eşcinselliği’ disipline etmeden, hoşa gitse de gitmese de, her şeye ve herkese açık olması gerektiği kanısı taşıyorum. ‘İnsana dair hiçbir şey yabancımız olmasın.’ Diyarbakır’dan bir okurun kaleminden.

KAOS GL

Diyarbakır, Gey

Kaos GL’ye ilk mektubumda uzun bir süre iletişime geçme olanağını bulamadığımı ifade etmiştim. Aslında, bir yanıyla da, kendim bu olanağı yaratmadım:
-Güven yokluğu...
-Sadece bir kaç yazılarından tanıdığım ve ‘reaksiyoner’ olduklarını çıkarsadığım ama yine de hiç tanımadığım insanlara bir tür ‘coming-out’ girişiminde bulunacak olmam...
-’Münzevi’ bir yaşam tarzına koşullanmış olmam... ve daha bir çok neden...

Ancak her şeye rağmen, kişinin toplumsal konumu ile cinsel tercihlerinin bu kadar iç içe geçtiği bu toplumda ‘kuşatılmışlık’ ağır bastı. Ve elime geçen, dergimizin, 17. ve 18. sayıları... Fikirdaş ve duygudaş bir dost çevresinin, güven verici, varlığına tanık olmak gerçekten sevindirici...

Sınıflı toplumların -doğal bir sonucu olarak- insanların cinsel tercihlerinin bile sınıflandırıldığı bu düzende, bizim lehimize, ‘pozitif ayrımcılığın’, maalesef, gerekli olduğu kanısındayım. Bu bazda: müstakil bir derginin önemi tartışılamaz diyorum. Bu konu itibariyle, müstakil bir derginin yapabilecekleri: Kişilerin, varoluşlarının ayrılmaz ve tamamlayıcı bir parçası olarak, kabul ettikleri cinsel tercihleri bağlamında; kendi sorumluluklarıyla, kendi yaşamlarına yön vermelerine yani kendi kültürlerini ve karakterlerini kendi yetenekleri ölçütünde yaratma şanslarına katkıda bulunmak olabilir. Gerisi kişinin başkalarının onayına duyduğu gereksinimin şiddetine göre kendisini çevresine herhangi bir şekilde kabul ettirmesine kalıyor. Yani, kısacası, estetik bir tavrı onaylıyorum. Bu anlamda, Kaos GL’nin ‘eşcinselliği’ disipline etmeden, hoşa gitse de gitmese de, her şeye ve herkese açık olması gerektiği kanısı taşıyorum. ‘İnsana dair hiçbir şey yabancımız olmasın.’

Dergi kapsamında belirlenecek herhangi bir tartışma konusu üzerinde, okurların katılımları sağlanarak bir bilgilenme-bilgilendirme süreci başlatılabilir. Bunun dergiye, ‘kollektif’ bir biçim kazandıracağına inanıyorum. Örneğin; ‘biyolojizm-psikolojizm’ hakkındaki sayıda olduğu gibi daha önce bu konularda okurların düşünceleri sorulsa, kişilerden gelecek düşünsel ürünler dergide yer alabilirdi... (tabi ki bunun ne derece yapılabilir olduğunu, derginin çalışma koşullarını ve bunun getireceği ek zorlukları bilmeden talep ediyorum.)

Ayrıca (daha önce çıkan sayılarda oldu mu bilmiyorum ama 17. ve 18. sayılar itibariyle söyleyecek olursam) dergimizde gördüğüm en büyük eksiklik; tarih boyunca yaratılan ‘eşcinsellik’ ile ilgili literatürlere hemen hiç yer verilmemesi... Nice emekler ve bedeller ödenerek yaratılan bu ürünlerin tanıtımına geniş yer verilmesini rica ediyorum. Ayrıca dilimize çevrilmemiş eserler için de çevirmen dostlara çok büyük görevler düştüğünü ve bu açıdan onlara çağrılarda bulunmanın gerektiğini düşünüyorum. Tarihsel emeklerimizin ürünlerini ‘damıtalım’...

Emeğimizin, duygularımızın ve sevdalarımızın rantını bu düzene yedirmemek dileğiyle...

Kaynak: Kaos GL, Mayıs 1996, Sayı 21

Etiketler:
İstihdam