16/01/2017 | Yazar: Kaos GL
Kaos GL üyesi ve LGBTİ aktivisti Remzi Altunpolat, gözaltı ve tutuklama furyasıyla birlikte artan hak ihlallerine ilişkin DİHABER’e konuştu
Kaos GL üyesi ve LGBTİ aktivisti Remzi Altunpolat, gözaltı ve tutuklama furyasıyla birlikte artan hak ihlallerine ilişkin DİHABER’e konuştu.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte siyasetçisinden gazetecisine, akademisyeninden öğrencisine, sanatçısından işçisine, sosyal medya paylaşımında bulunanlara, kısacası toplumun tamamına dönük büyük bir gözaltı ve tutuklama dalgası başlatıldı.
Gözaltı ve tutuklama furyasıyla birlikte artan hak ihlallerine ilişkin Kaos GL üyesi ve LGBTİ aktivisti Remzi Altunpolat, Dicle Medya Haber (DİHABER) Ajansı’na açıklamada bulundu.
“LGBTİ'ler her daim dinci-muhafazakâr milliyetçilerin hedef tahtasında olmuştur”
İktidar sahipleri tarafından “Yeni Türkiye” olarak adlandırılan rejimde kendisinden olmayana hayat hakkı tanımadığını belirten LGBTİ aktivisti Remzi Altunpolat, en küçük eleştiriyi “vatan hainliği” ve “terör” ile eşdeğer gören zihniyetin medya ve iletişim araçları vasıtasıyla nefret söylemini yaygınlaştırıp linç kültürünü kurumsallaştırdığına vurgu yaptı.
Altunpolat, LGBTİ’lere dönük saldırılara ilişkin de şöyle konuştu:
“LGBTİ'ler her daim dinci-muhafazakâr milliyetçilerin hedef tahtasında olmuştur. LGBTİ'lere yönelik linç güruhları gayrı resmi operasyonel kuvvetler olarak hemen her zaman köşe başında beklemektedir. Geçtiğimiz yıllarda Tophane, Cihangir saldırıları, bu yıl Onur Yürüyüşü’nün engellenmesi bunun en canlı örnekleri. LGBTİ’lere yönelik bu saldırılarının içinden geçtiğimiz OHAL ve başkanlık rejiminin ihdası sürecinde katmerlenerek artıp artmayacağını yaşayarak göreceğiz. Bunun kimi emarelerini de görüyoruz. Barbaros Şansal'a yönelik fiziksel linç girişimi dışında cinsel kimliği üzerinden kendisine nefret kusulması. Balıkesir LGBTİ aktivisti öğrenci Uğur Büber'in sırf sosyal medya paylaşımları üzerinden tutuklanması. Avukat ve LGBTİ aktivisti Levent Pişkin in gözaltına alınması. Bütün bu olan bitene karşı önce toplumu kutuplaştırıp sonra sahte birlik beraberlik edebiyatı yapanlara karşı toplumun her kesiminden vicdan ve akıl sahibi insanlarla bir arada yaşamı hakikaten nasıl inşa edebileceğimize kafa yorup harekete geçmemiz gerekiyor.”
Etiketler: insan hakları
