24/10/2017 | Yazar: Umut Güner

Açık kimlikli LGBTİ öğretmenler öğrencilerin güvenli limanı olabilir.

Lubunya öğretmen olmak 7: Güvenli liman? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Lubunya öğretmen olmak dizimizin yedinci yazısı: Açık kimlikli LGBTİ öğretmenler öğrencilerin güvenli limanı olabilir.

Lubunya öğretmen olmak yazı dizimizin son yazısında ‘Organik Gay’ soruyor: Pek çoğumuz ‘kulağımıza su kaçıracak’ cesarette öğretmenlerin sayesinde toplumsal cinsiyet meselelerine dair ilk sorgulamalarımıza girişmedik mi?

Ataerkil, heteroseksist toplumlarda açık kimlikli LGBTİ birey olarak var olmak başlı başına bir mücadele. Toplum kuir bireyleri bazı meslek alanlarında en azından kabul etme eğilimindeyken, ortasınıf ahlakının tutuculuğu ile biçimlenmiş bazı mesleklerde kuir kimlikler diğer alanlarda olduğundan daha sert bir şekilde reddediliyor. “Çocuklarımızı emanet ediyoruz!” romantizmi ile biçimlenen öğretmenlik de bu alanların başında geliyor. Dolayısıyla öğretmenlik yapan kuir bireylerin, ahlakçı ve heteroseksist baskının en şiddetli hallerinden birine maruz kaldığını söylememde sakınca olmadığını düşünüyorum. Özellikle iletişim, pazarlama, medya gibi alanlarda kuir kimliği ile cesurca var olanlar sayesinde alınan yolun ve açılan alanın öğretmenlere yansıması çok zaman alıyor ve sınırlı kalıyor.

Esas meseleme gelmeden kuir öğretmenlerin maruz kaldığı en yıkıcı şiddet unsurlarından birinin iş kaygısı olduğunu söylemem gerek. LGBTİ bireylerin öğretmenlik yapamayacağına dair bir yasal düzenlememiz (şükürler olsun ki) olmasa da, kuir öğretmenler kimliklerinin açığa çıkması durumunda işyerinde duygusal taciz, yalnızlaşma, veliler tarafından reddedilme gibi tehlikelere günlük olarak maruz kalıyor. İşe giriş-çıkış süreçlerinin zaten pamuk ipliğine bağlı olduğu özel sektörde ise kuir bir öğretmen rahatlıkla başka bir sebep gösterilerek işten uzaklaştırılabiliyor. Daha acıklısı bunun gerçekleşmesi her zaman bireyin kimliğini açıkça ortaya koymasını gerektirmiyor; öğrencilerin ve/veya velilerin arasında gezinen bir söylenti de öğretmenin işsiz kalmasına yol açabiliyor. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin cinsel dürtülerin kontrolü ile ilgili olmadığı yargısı toplumda yaygınlaşana kadar da böyle devam edecek. Cinsel yönelimini heteroseksüel olarak beyan eden CIS öğretmenlerin öğrencilerini taciz ettiğine dair haberler medyada ne kadar sıklıkla yer bulursa bulsun, toplumsal yapı velilerin “yavrularını eşcinsel bir öğretmene teslim etme” kaygısını beslemeye devam ediyor.

Öte yandan, kuir öğretmenler kimliklerini gizli tutarak iş güvenliklerini ve saygınlıklarını korumaya alma ile kuir öğrenciler için güvenli liman olmak arasında oldukça bıçak sırtı bir karar vermek zorunda kalıyor.

Cinsel yönelimi ve/veya cinsiyet kimliği ataerkil toplumun dar kabullerinin dışında kalan bireylerin eğitim kurumlarında maruz kaldığı psikolojik ve fiziksel şiddet hepimizin malumu. Ortasınıf ahlakı üzerine kurulu pek çok eğitim kurumu kuir öğrencinin ailesi ile ilişkisini yönetmek ve öğrencinin evde maruz kaldığı şiddete karşı durmak bir yana öğrencinin okul sınırlarında maruz kaldığı şiddeti engellemek için de sistematik bir çalışma yürütmüyor. Alışıldık senaryoda bir LGBTİ birey ailesinden görmesi muhtemel şiddete ek olarak eğitim kurumunda ayrımcılık, aşağılama ve ötekileştirmeye de yoğunlukla maruz kalıyor. Bu şiddet karşısında kurumsal bir duruş göremeyen öğrencilerin okula güveni ve okula bağlılığı hızla yok olma eğilimine giriyor, hatta bireyler can ve ruh sağlığını korumak için örgün eğitimin dışına kaçmak zorunda kalabiliyor.

Özellikle ergenlik öncesi dönemde öğrenciler için öğretmenlerin kuvvetli rol modelleri olduğu bilindik bir gerçek. İçinde bulunduğu ataerkil toplumda ‘reddedilmiş’ bir kimlikle var olmaya çalışan bireyin kişiliğini kurduğu dönemi sağlıklı ve özgüvenli şekilde geçirmesi mevcut eğitim kurumlarımız dâhilinde ne yazık ki çok güç. Öğretmenin görmezden gelmesi, onaylamaması, arka çıkmaması ya da ötekileştirmesi akranların uyguladığı ayrımcılık ve şiddetten daha kalıcı yaralar açar. Akranların ayrımcı davranışlarının, ortamdaki otorite olan öğretmen tarafından desteklenmesi ya da görünür şekilde reddedilmemesi; bireyi kimliğinin gerçekten de reddedilmesi gerektiği fikrine iter. Bu süreci çoğumuz kimliğini özgüvenle kabullenen bireyler olarak geride bırakmış olabiliriz ancak bu, o dönemde aradığımız ve hak ettiğimiz hak savunuculuğunu görememiş olmamızın tehlikesini azaltmaz.

Peki, kuir bir öğretmen bu senaryoda ne yapabilir? Burada kuir öğretmenin her koşulda, iş güvenliğini düşünmeksizin açıkça var olarak kurumunda hak savunuculuğu yapmasını savunmak kulağa çok aktivist gelse de gerçek hayatın böyle işlemeyebileceğini biliyoruz. Oysa kuir öğretmenlerin iş güvenliğini güvenceye alan bir yasal düzenleme, bu öğretmenlerin ihtiyaç duyan öğrenciler için güvenli limanlar olmasını sağlayabilir.

Kendini tanıma mücadelesini nihai bir tanıma ulaşma zorluğu içinde sürdüren bir öğrenci için kuir kimliği ile meslek alanında açıkça var olan bir öğretmenin değeri eşsizdir. Anaakım medyanın kuirleri ya gülünçleştirip aşağılayarak ya da suçluya dönüştürerek servis eden sunumlarının yanında mesleğinde saygı gören bir birey olarak var olan öğretmenler, kuir öğrencilerin kendilerine dair yargıları üzerinde oldukça olumlu etkiler gösterecektir. Kuir öğrenciler, bu öğretmenlerden yalnızca hak savunucusu olarak değil; kendileri ile aynı deneyimlerden geçmiş bir yetişkin olarak da fayda görür. Arkadaşları arasında kendini var edecek, açılacak alanı bulamayan bir öğrenci (ailesinde de bu ortamı bulamıyorsa), güvenebileceği bir yetişkin olarak öğretmenine yönelmek isteyecektir. Elbette olması gereken, öğretmenin kimliğinden bağımsız olarak bu öğrenciler için güvenli liman olması, öğrencinin arkadaşları ve ailesi ile çatışmalarını yönetmesi ya da uzmanlığı bu olan bir uzmana yönlendirmesi. Ancak sayısız kere deneyimlediğimiz üzere pek çok öğretmen, kimliğini kendine açık eden öğrencisini yargılamakta, suçlamakta, bunları yapmıyorsa bile ‘şefkatle’ düzelmesini salık vermekte bir sorun görmüyor ve burada kuir öğretmenlere gerçekten ‘ateşten gömlek’ sayılacak bir görev düşüyor.

Tabii burada akla, kuir öğretmenin meslektaşları ve amirleri ile ilişkisi kadar öğrencileri ile ilişkisi de gelmeli. Kurumsal düzeyde sahiplenilmeyen bir kuir öğretmenin, öğrencileri tarafından reddedilmesi ve değersizleştirilmesi de çok olağan. Burada bireysel, tekil deneyimlerle öğüt vermek en kibar tabir ile hadsizlik olur ancak kuir öğretmenlerin, kuir öğrencilerin onların varlığına ne denli ihtiyaç duyduğunu bilmesi gerektiğine inanıyorum. Sosyal medya ile kişisel alanların şeffaflaştığı günümüzde öğretmenin güvenlik ihtiyacı ile kimliğini kurumunun dışında tutma çabasının başarısız olması ihtimali de çok yüksek. Öğretmenlik (asla ‘kutsal meslek’ mitolojisine gönderme yapmıyorum), kişisel alandaki hareketleri de çok sınırlayan bir meslek. Öğretmenlerin farklı sosyal medya platformlarında ya da tanışma sitelerindeki profillerine ait ekran görüntülerinin öğrencilerin elinde bir alay malzemesi olarak dolaşmasına da çok şahit oldum/oluyoruz. Durum zaten böyleyken kuir öğretmen meslek alanında saklanmayarak hem saldırı alacağı yumuşak karnını ortadan kaldırma hem de kuir öğrenciler için güvenli liman olma yolunu seçse, daha iyi olabilir mi? Görünür oldukları için aktivistlere ödetmediği fatura kalmayan bir toplumda çok zor bir karar bu. Pek çok kurumsal örgütlenmede, bırakın öğretmenin kurum içinde hak savunuculuğu yapmasını, kurum dışı kişisel alanında aktivist olarak örgütlenmesi bile iş kaybı için yeterli olabiliyor.

Kuir öğretmenin meslek alanında maruz kaldığı ayrımcı uygulamaları özetleyerek bitirmek gerekirse, iş kaybı bu alandaki tek olumsuzluk değil. Yasal düzenlemeler ya da sözleşme koşulları sebebiyle öğretmenin işine son veremeyen kurumlar, velileri ve öğrencileri öğretmene karşı örgütleme yoluna gidiyor çoğu zaman. Öğretmen meslektaşları tarafından saygısız davranışlara maruz kalırken, ötekileştirici öğretmenler kuir öğretmene iş tacizi uygulamakta öğrencileri saflarına çekmek için çalışabiliyor. Çevrenizdeki kuir öğretmenleri dinlerseniz öğretmenler odasında uğradıkları saygısız davranışların yanında meslektaşları tarafından sınıflarda alay malzemesi yapıldıklarını da duyacaksınız.

Bu yapıda bir toplumda kuir olmak zaten bir yaşam mücadelesi iken, kuir öğretmen olmak zorlukları katmerli hale getiriyor. Buradaki tek ışık, öğretmenin etki alanının diğer pek çok mesleğe göre oldukça geniş olması. Pek çoğumuz ‘kulağımıza su kaçıracak’ cesarette öğretmenlerin sayesinde toplumsal cinsiyet meselelerine dair ilk sorgulamalarımıza girişmedik mi?

Yazı dizisindeki diğer anlatılar:

Lubunya öğretmen olmak 1: Güvenli alanlar yaratabiliriz!

Lubunya öğretmen olmak 2: Alışın, gitmiyorum!

Lubunya öğretmen olmak 3: Anaokulu çalışanı oldum!

Lubunya öğretmen olmak 4: Öğretmenliği neden bıraktım?

Lubunya öğretmen olmak 5: Bir kefede açık yaşamak diğerinde kariyer

Lubunya öğretmen olmak 6: Kendin olamadığın her an…

 


Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam