03/12/2024 | Yazar: Oğulcan Özgenç
Macaristan’da faaliyet gösteren LGBTİ+ derneği Háttér Society’den Könnyü Hella anlatıyor.
Fotoğraf: 6 Temmuz 2019'da Macaristan'ın başkentinde Onur Yürüyüşü, Attila Kisbenedek / AFP
LGBTİ+ karşıtlığının siyasal ve toplumsal düzlemde kendisini gösterdiği ülkelerden birisi de Macaristan. Tarihsel olarak Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri arasında LGBTİ+ hakları bakımından görece iyi bir konumda olan Macaristan, Başbakan Viktor Orbán’ın iktidara gelmesiyle LGBTİ+ karşıtı söylemlerin ve yasal düzenlemelerin gündeme geldiği bir ülkeye dönüştü.
Macaristan’da iktidarın eğitim, istihdam, sağlık hizmetlerine erişim gibi pek çok unsuru LGBTİ+ karşıtı tutumlarla düzenlemesiyle birlikte Macaristan artık LGBTİ+ karşıtlığıyla karakterize ediliyor. İstanbul Sözleşmesi’nin de uzunca bir süredir tartışıldığı ülkede aşırı sağcı siyasi partiler LGBTİ+ karşıtlığına ivme kazandırmaya devam ediyor.
Peki, Macaristan’da LGBTİ+ karşıtlığı hangi söylemler üzerinden kuruluyor? LGBTİ+’ları hedef alan düzenlemeler neler? Söz konusu karşıtlık LGBTİ+’ları nasıl etkiliyor?
Macaristan’da faaliyet gösteren LGBTİ+ derneği Háttér Society’den Könnyü Hella anlatıyor.
Öncelikle bize Macaristan’daki LGBTİ+ karşıtlığına ilişkin genel bir manzara çizebilir misiniz? Söz konusu karşıtlık en çok hangi söylemler üzerinden ilerliyor?
İktidar partisinin bugün Macaristan'daki en büyük LGBTQ+ karşıtı örgüt olduğunu söyleyebiliriz. Buna ek olarak, elbette toplumsal cinsiyet ve LGBTQ+ karşıtı söylemlerde aktif olan daha küçük aşırı sağcı partiler ve gruplar da var. 2021'den bu yana en güçlü ses, pedofili ile LGBTQ+ hareketini ilişkilendirmeyi amaçlayan "çocuk koruma" söylemi.
Macaristan’daki LGBTİ+ karşıtı duyguları veya eylemleri yönlendiren ana faktörler neler? Hükümet, medya kuruluşları, siyasi partiler LGBTİ+ karşıtlığı konusunda nasıl bir pozisyonda?
Aslında birçok bileşeni olan çok karmaşık bir karşıtlıktan söz edebiliriz. Macaristan'da LGBTQ+’ların toplumsal kabulü orta düzeyde, 1990'lar ve 2000'lerin başı LGBTQ+’ların kabulünde keskin bir artışla karakterize edilebilir, bu artış son yıllarda yavaşladı.
Toplum bölünmüş durumda: nüfusun yaşlı, kırsal, eğitimsiz kesimleri çok daha olumsuz tutumlara sahip ve bunlar iktidar partilerinin temel destekçileri, dolayısıyla LGBTQ+ karşıtı kampanya seçmenler nezdinde karşılık buluyor.
LGBTQ+ haklarının reddedilmesi ideolojik bir mesele olmaktan ziyade; dikkatleri eğitim, sağlık hizmetleri veya hükümetin oldukça başarısız olduğu ekonomi gibi konulardan uzaklaştıran araçsal bir strateji olarak kullanılıyor.
Macaristan'da kiliseler çok güçlü değil, Macarların çoğu kendi yöntemleriyle dindar olduklarını söylüyor, hatta hükümet açıkça okulları kiliselere vererek ya da devlet okullarında (isteğe bağlı) din eğitimi getirerek dinin etkisini artırmaya çalışıyor.
Macar toplumunda özellikle translar konusunda genel bir bilgi eksikliği var ve okul programları ve medya üzerindeki kısıtlamalarla bunu değiştirmek çok zor. Hükümet yanlısı medyada, daha ilerici ülkelerdeki LGBTQ+ taleplerini ve politikalarını yanlış yansıtan kötü niyetli dezenformasyon propagandası da yapılıyor. LGBTQ+ gruplarının anaokulu çocuklarına cinsiyet değiştirme ameliyatı yapılmasını savunduğunu veya aynı cinsiyetten çiftlerin çocukları cinsel istismar amacıyla evlat edinmek istediğini iddia etmek gibi.
“Macaristan, LGBTQ+ haklarına yüksek düzeyde koruma sağlayan ülkeler arasındaydı”
Macaristan'da LGBTİ+ karşıtlığına öncülük eden toplumsal gruplar var mı?
Evet, çoğunlukla radikal sağ çevrelerden (parlamentodaki muhalefet partisi Our Homeland, 64 County Youth Movement, Aryan Greens) olmak üzere, açıkça LGBTQ+ karşıtı birkaç grup var. Genellikle homo/transfobiyi çocuk koruma gibi daha "kabul edilebilir" mesajların arkasına saklamaya bile çalışmıyorlar. Kendilerini sadece LGBTQ+ karşıtı duygulara değil, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve anti-semitizm içeren tüm radikal sağ ajandaya adamış görünüyorlar.
Macaristan Başbakanı Orbán'ın LGBTİ+ haklarını hedef aldığını biliyoruz. Bu karşıtlık nasıl başladı? Yasal ve siyasi bağlam Macaristan'daki LGBTİ+’ların haklarını nasıl etkiliyor?
Tarihsel olarak Macaristan; özellikle Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri arasında, eşcinsel çiftler için kayıtlı partnerlik, eşit muamele, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelinde nefret suçu ve nefret söylemi mevzuatı ile LGBTQ+ haklarına yüksek düzeyde koruma sağlayan ülkeler arasındaydı.
Parlamento 2021'den bu yana LGBTQ+’ların haklarını kısıtlayan bir dizi yasayı kabul etti. Hangisinin en ciddi olduğuna öncelik vermek istemiyorum, ancak kişisel görüşüme göre, trans ve intersekslerin günlük yaşamlarını en imkânsız hale getiren şey yasal cinsiyet tanımasının olmaması. 2020 yılında, uzun süredir devam eden yasal cinsiyet tanıma uygulaması yasadışı ilan edildi ve yasal cinsiyet tanıma yasaklandı. Bu, COVID-19 salgını nedeniyle herhangi bir toplumsal istişare olmaksızın "olağanüstü hâl" döneminde gerçekleşti. Bu, trans ve intersekslerin artık resmî belgelerinde isimlerini ve cinsiyet hanelerini değiştiremeyecekleri, uyum süreci prosedürlerinin kendi başına yasaklanmadığı, ancak erişimin çok daha zor hale geldiği, birçok sağlık hizmeti sağlayıcısının artık böyle bir hizmet sunmadığı anlamına geliyor. Buna ek olarak, 2020'de, LGBTQ+’ların evlat edinmesi neredeyse imkânsız hale getirildi ve eşcinsel çiftlerin çocuk sahibi olması çok daha zor hale geldi. Ve 2021 yılında, reşit olmayanların LGBTQ+ temalı kimi içeriklere erişimini kısıtlayan sözde "çocuk koruma yasası" (genellikle propaganda yasası veya sadece LGBTQ+ karşıtı yasa olarak anılır) kabul edildi.
“Mevcut siyasi ortam ilerlemenin önünde korkutucu bir engel teşkil ediyor”
LGBTİ+ karşıtı hareketle mücadele etmek için Háttér Society ile diğer kuruluşlar veya paydaşlar arasında herhangi bir işbirliği veya ortaklık var mı? Macaristan'da LGBTİ+ hakları alanında çalışmayan ancak hak savunuculuğu yapan sivil toplum örgütleri LGBTİ+ hareketine nasıl bakıyor?
Evet, Háttér Society LGBTQ+ karşıtı hareketlerle mücadele etmek ve LGBTQ+’ların haklarını savunmak için sıklıkla diğer sivil toplum örgütleri, paydaşlar ve uluslararası ortaklarla işbirliği yapıyor. Bu işbirlikleri; ortak savunuculuk kampanyaları, koalisyon oluşturma, kaynak ve uzmanlık paylaşımı ve daha geniş insan hakları girişimlerine katılım gibi çeşitli şekillerde gerçekleşiyor.
Macaristan'daki bazı sivil toplum kuruluşları öncelikli olarak LGBTQ+ haklarına odaklanmasa da birçoğu LGBTQ+’lar da dahil olmak üzere tüm ötekileştirilmiş grupların haklarını desteklemenin ve savunmanın önemini kabul ediyor.
Macaristan’daki siyasi ve toplumsal atmosferi göz önüne aldığınızda LGBTİ+ hakları için devam eden mücadelede en büyük zorluklar olarak neleri görüyorsunuz?
Muhafazakâr ve milliyetçi partilerin hâkim olduğu siyasi ortam, ilerlemenin önünde korkutucu bir engel teşkil ediyor. Siyasi liderlerin LGBTQ+ karşıtı söylemleri ve ayrımcı yasaların uygulanması LGBTQ+ hareketinin marjinalleştirilmesine neden oluyor.
Mevcut siyasal ve toplumsal atmosfer yasal ve sosyal eşitlik çabalarını engelliyor. Ayrıca, eşcinsel evlilik veya evlat edinme yasakları gibi mevcut yasal kısıtlamalar ve özellikle "çocuk koruma yasası" gibi damgalayıcı mevzuat, LGBTQ+’ların yaşamlarını doğrudan etkileyen ayrımcılık ve önyargıyı besleyen düşmanca bir ortam yaratıyor. Bu yasal engeller, cinsiyet ve cinselliği çevreleyen köklü toplumsal önyargılar ve muhafazakâr değerlerle kesişiyor. Bu noktada; LGBTQ+ kimliklerinin kabulünü ve anlaşılmasını teşvik etmek için sürekli eğitim ve farkındalık kampanyaları gerekiyor. Ayrıca, LGBTQ+’lara yönelik şiddet ve ayrımcılığın devam etmesi; etkili yasal korumalara, yaptırım mekanizmalarına ve kültürel normlara meydan okuyacak girişimlere duyulan acil ihtiyacın gösteriyor. Başta Avrupa Birliği ve diğer savunuculuk örgütleri olmak üzere uluslararası etki, değişim için potansiyel yollar sunarken milliyetçi tepkilere de yol açıyor. Bu zorlukların ortasında, Macaristan'daki LGBTQ+ hakları gruplarının örgütsel kapasitelerinin güçlendirilmesi; cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğine bakılmaksızın tüm bireylerin haklarını ve onurunu savunmada sürekli etkin olmalarını sağlamak açısından oldukça önemli.
Háttér Society’den Türkiye’ye mesaj: “Hak ettiğiniz dünya için mücadele etmeye devam edin!”
LGBTİ+ karşıtı hareketler tüm dünyada yükselişte. Siyasi figürler, LGBTİ+’ları ortak ifadelerle ve benzer söylemlerle hedef alıyor. Bu noktada, uluslararası düzeyde LGBTİ+ hakları alanında çalışan aktivistlerin ve örgütlerin bir dayanışma örgütlemesi önemli görünüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
LGBTQ+ hakları alanında çalışan aktivistler ve örgütler arasında uluslararası dayanışma, özellikle de küresel olarak artan LGBTQ+ karşıtı hareketler ve bazı ülkelerin (özellikle Rusya) dış politika meselesi olarak LGBTQ+ karşıtı önlemleri aktif olarak desteklemesi karşısında gerçekten çok önemli.
Uluslararası düzeyde işbirliği ve koordinasyon, savunuculuk çabalarını güçlendirebilir, en iyi uygulamaları paylaşabiliriz. Ayrımcılıkla mücadele etmek ve dünya çapında LGBTQ+’lar için eşitliği teşvik etmek adına karşılıklı destek sağlayabiliriz.
Türkiye'deki LGBTİ+ topluluğu ile paylaşmak istediğiniz bir mesaj var mı?
Sizlere sarsılmaz desteğimizi ve dayanışmamızı iletmek istiyoruz. Eşitlik, kabul görme ve temel insan hakları için verdiğiniz mücadelede karşılaştığınız zorlukların farkındayız ve empati kuruyoruz.
Unutmayın ki yalnız değilsiniz. Dünyanın dört bir yanında sizinle birlikte duran, haklarınızı savunan ve sesinizi yükselten sayısız kişi ve kuruluş var. Görünürlüğünüz ve aktivizminiz, baskı ve ayrımcılık karşısında değişim için güçlü bir kuvvettir. Güçlü kalın, kendinize sadık kalın, saygı ve haysiyeti hak ettiğinizi bilin. Hak ettiğiniz dünya için mücadele etmeye devam edin!
Bu söyleşi ilk olarak Kaos GL Dergisi'nin Uluslararası Ahval dosya konulu 197. sayısında yayınlanmıştır. Dergiye kitapçılardan veya Notebene Yayınları’nın sitesinden ulaşabilirsiniz. Online aboneler dergi sitesinden dergiyi okuyabilir.
Etiketler: insan hakları, siyaset, dünyadan