11/07/2013 | Yazar: Kaos GL

Güney Afrika’nın gey ve lezbiyen örgütlenme tarihinde önem taşıyan Güney Afrika Gey ve Lezbiyen Eşitliği Koalisyonu’nun kurulması pek çok açık gey ve lezbiyenin aktif olduğu aparthayd karşıtı mücadeleye dayanmaktadır.

Mandela’nın LGBT’lere Mirası Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Güney Afrika’nın gey ve lezbiyen örgütlenme tarihinde önem taşıyan Güney Afrika Gey ve Lezbiyen Eşitliği Koalisyonu’nun kurulması pek çok açık gey ve lezbiyenin aktif olduğu aparthayd karşıtı mücadeleye dayanmaktadır. Koalisyonun kurucu üyesi ve Lezbiyen Gey Eşitlik Projesinin eski başkanı Phumi Mtetwa, Mandela’nın Güney Afrikalı LGBTİ’lere bıraktığı mirası Mail&Guardian’a yazdı.
 
“Oliver Tambo thetha noBotha akhulul’ Mandela / u Mandela azobusa… [Oliver Tambo Botha ile konuş ki Mandela serbest kalsın!”]
 
Benim akranım pek çok aparthayd karşıtı aktivist diğerleriyle birlik halinde bu şarkıyı söylediler. Nelson Mandela’nın başkanlığa yükselmesiyle geleceğine inandığımız özgürlük özlemimiz hâlâ hatırımda.
 
Serbest bırakılmasının sabahında KwaThema’nın sokaklarında yürüdük, dans ettik; sonraki gün hapishaneden yumruğunu kaldırarak yürüyerek çıkmasını dev ekranlarda seyrettik. Pek çoğumuz o anda ilk defa özgürlük hissini tattık – ve mücadelemizde sona yaklaştığımızı hissettik.
 
27 Nisan 1994’te Mandela’nın Güney Afrika’nın demokratik olarak seçilmiş ilk devlet başkanı olsun diye ANC’ye oy verdik. O yıl Mayıs ayında, meclis açılış konuşmasında Mandela, “Bütün vatandaşlarımızın politik özgürlüklerini ve insan haklarını güvence altına alacak şekilde özgür ve insan odaklı bir toplum inşa etmeliyiz” dedi.
 
Yeni bir Güney Afrika kurma çağrılarından aldıkları cesaret ile 70’e yakın lezbiyen, gey ve insan hakları örgütü Aralık 1994’te Güney Afrika Gey ve Lezbiyen Eşitliği Koalisyonu’nu (NCGLE) kurdu. Bu yeni oluşumun hedefi, ülkenin yeni anayasa ve kanunlarında cinsel yönelimden bağımsız olarak herkes için eşit hakları güvence altına almaktı. Koalisyonun stratejisi üyelerinin çeşitliliği ve bastırılmışlığın tüm şekillerinin tanınması ile şekillenmişti. Böylece herkes için eşitliği savundu.
 
Güney Afrika’nın gey ve lezbiyen örgütlenme tarihinde önem taşıyan bu anın kökeni pek çok açık gey ve lezbiyenin aktif olduğu aparthayd karşıtı mücadeleye dayanmaktadır. Bu aynı zamanda Güney Afrika’daki çoğunluğun dışlanma, bastırılma, ayrımcılık ve şiddetle dolu bir geçmişte şekillenmiş olan bakış açılarının doğasını kolektif olarak tanımlama anıydı.
 
Ayrımcı Koşullar
Daha geniş anlamıyla ANC hareketi, yurtiçinde ve yurtdışında, eşcinselliği açıkça ve doğrudan tartışmaya; lezbiyen, gey, biseksüel, transeksüel ve interseksleri (LGBTİ) koruyan politikalar yürütmeye çağırılmıştı.
 
Geçici 1993 Anayasası Güney Afrikalıların dışlandığı belirli durum ve kimlikleri içeren eşitlik maddesine sahipti. Cinsel yönelim de bunlardan biriydi.
 
Mandela, 1994 yılındaki başkanlık konuşmasında 1990 yılında ANC tarafından kabul edildiği gibi, insan hakları yasasının renk, cinsiyet, din, siyasi görüş ve cinsel yönelimden bağımsız olarak tüm vatandaşlara eşit koruma sağlayan bir düzeni yansıtan prensipleri içerdiğini belirtmişti.
 
Şubat 1995’te, ANC’nin o zamanki merkezinde koalisyon delegasyonu (Simon Nkoli, İngiliz aktör Sir Ian McKellen ve ben) örgütün eşitliğe bağlılığını bildirmek, vaatlerini yerine getirebilmesinin önemini tekrar etmek ve NCGLE olarak örgütlenmiş pek çok lezbiyen ve geyin özlemlerini dile getirmek amacıyla Devlet Başkanı Mandela ile görüştü.
 
Mandela’nın başkanlığı anayasal ve hukuksal reform dönemi olmuştur. 1996 yılında son Anayasa kabul edildiğinde eşitlik maddesini ve insan hakları yasasını kutlamaya devam edebildik. Dağıldığı 1999 yılında kadar NCGLE, Lezbiyen ve Gey Eşitlik Projesi, LGBTİ Ortak Çalışma Grubu ve üye örgütler eşcinsel beraberliklerin ve evliliklerin tanınması gibi yasal reformlar üzerinde çalıştılar. Bu reform çabası 2006 yılında medeni birliktelik yasasının meclis tarafından kabul edilmesi ile başarıya ulaşmıştır. Bu, Mandela’nın Güney Afrika’yı gökkuşağı ülkesi olarak görmesinin sonucu olarak görülebilecek ve geniş ölçüde desteklenen süreçlerin bir örneğidir.
 
Cinsel Yönelimin Temeli
1997 yılında ANC’nin 50. kongresinde, parti cinsel yönelime dayalı ayrımcılığa karşı çıkmak için bir yasa çıkardı. Bu yasa, partinin 1993 yılına ait “Yönetmeye Hazır” belgesinde yer alan Güney Afrikalı LGBTİ’lerin eşitliğinin desteklenmesi ve ANC’yi LGBTİ’lerin toplumda temsil edilmesine yönlendirme hususlarını ve eşcinsellere yönelik önyargıların programlarla giderilmesi ve örgüt içinde eşitliği teşvik etme çağrısını güçlendirmiştir.
 
Bu başarıların anlamı çok büyüktü. Pek çok insan açılmıştı. Johannesburg’daki Afrika’nın en eski onur yürüyüşünde artık kahverengi kâğıt torbalar ile yüzlerini saklayan insanlar görülmüyordu.
 
Yasal kazanımlar ayrımcı uygulamaları durdurmaya yardımcı olmuştu. Zimbabwe’nin Robert Mugabe’si, Namibya’nın Sam Nujoma’sı ve Uganda’nın Yoweri Museveni’sinden farklı olarak Mandela bu hareketin önemli bir ikonu haline geldi.
Mandela’nın yetiştiği politik gelenekler müzakereleri destekliyordu ve Afrika’da artık az görülen bir liderlik tarzı geliştiriyordu. Namını hak etmişti, Dalibhunga – “diyalog kurucu”. Cesur bir şekilde dinlerdi ve görüşlerini popüler olmasalar da desteklediği prensiplere göre şekillendirirdi.
 
Özgürlük ve eşitliğe yönelik tehditler olduğunu biliyordu. Yasal değişikliklerin sosyal ve ekonomik baskıları ve dışlanmaları sonlandırmayacağını biliyordu. Buna rağmen, politik ve ekonomik yapıyı eşitsizlik lehinde değiştirmeyerek, homofobik şiddetin veya farklı şiddet türlerinin, kadın düşmanlığının ve ezilmişlerin ezilmişler tarafından günah keçisi ilan edilmesinin artmasına olanak sağlamamıştır.
 
Bunlar Mandela’nınki gibi sosyopolitik bir vizyonun politik – ekonomik yapıyı baştan şekillendirmeden geliştirilmesi çelişkisinin giderilebilmesi için ANC’nin acilen ele alması gereken meselelerdir.
 
Bir queer aktivisti olarak uTatu Dalibhunga’yı sembolize ettiği hayallerle hatırlayacağım. Bu benim için neokolonyalizm ve kapitalizm ile mücadeleye devam etmek için bir ilham kaynağı. Güney Afrika’nın insan hakları kanun tasarısını destekleyeceğim ve hükümetin vaatlerini yerine getirmesini sağlamak için mücadele edeceğim. LGBTİ’lere ve diğer Afrika ülkelerinden olup burada yaşayan insanlara yöneltilen nefrete karşı mücadele edeceğim. Eşitsizliğe, patriyarkaya, kadın düşmanlığına ve ırkçılığa karşı mücadele edeceğim. Aşiretçiliğe, milliyetçiliğe ve fundamentalizme karşı mücadele edeceğim.
 
Dünya genelinde pek çok insan Haziran’ın son haftasonunda onurumuzu kutluyor. Güney Afrika’nın pek çok şehrinde onur kutlamaları yıl boyu devam eder! Bu tür organizasyonların hepsinde gökkuşağı bayraklarının altında özgürlük hareketinin en büyük ikonlarından biri olan Mandela’yı hatırlayıp onun “Özgür olmak yalnızca kendi zincirlerinden kurtulmak değil, başkalarının özgürlüklerine saygı duyarak özgürlükleri besleyecek şekilde yaşamaktır” sözünü yansıtacağımızı ve bu anlayışı geliştireceğimizi umut ediyorum. 
 
Çeviren: Meryem / Kaos GL

Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam