04/06/2025 | Yazar: Kaos GL

Diyarbakır Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu’nun “2013-2023 Türkiye’de LGBTİ+’lara Yönelik Nefret Söylemi ve Suçları: Medya Analizi Raporu” yayınlandı. Rapor, nefret söylemlerinin artışına odaklanıyor.

Medyanın 10 yıllık LGBTİ+ karnesi: Ayrımcı dil ve nefret söylemi rekor seviyede arttı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Görsel: Gizem Winter, KaosGL.org için stok görsel

Diyarbakır Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu’nun “2013-2023 Türkiye’de LGBTİ+’lara Yönelik Nefret Söylemi ve Suçları: Medya Analizi Raporu” yayınlandı.

Gezi Olayları, OHAL dönemi ve pandemi dönemi gibi kritik dönemlerde nefret söyleminin artışına odaklanan raporda; medyanın nefret söylemini artırıcı rolü ve çözüm önerileri yer aldı.

Rapor kapsamında dijital medya platformlarındaki LGBTİ+’lara yönelik haberler ve raporlar, sosyal medya platformlarında nefret söylemi içeren paylaşımlar, etiketler, kamu kurumları, dini ve siyasi liderlerin LGBTİ+’lara yönelik açıklamaları analiz edildi.

10 yılda LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemleri arttı

Raporda LGBTİ+’lara yönelik ayrımcı dilin 2013’te yüzde 49 seviyesindeyken 2023 yılına kadar sürekli artış gösterdiği ve yüzde 69 oranına ulaştığı belirtildi. Bununla beraber; rapora göre LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi 2013-2016 arasında düşük seviyelerde kalırken, 2023 yılında yüzde 64 oranına ulaştı. Rapora göre; LGBTİ+’lara yönelik hak ihlalleri 2013’te yüzde 10’un altında seyrederken, 2023’te bu oran yüzde 68 seviyesine çıktı.

Nefret söylemi, toplumsal kontrolün aracı olarak kullanılıyor

Raporda LGBTİ+’lara yönelik nefret söyleminin politikacılar, din insanları ve kamu görevlileri tarafından toplumsal kutuplaşmayı artırıcı bir araç olarak kullanıldığı vurgulandı:

“Nefret söylemi, siyasetçiler, din adamları ve kamu görevlileri tarafından toplumsal kontrolün bir aracı olarak kullanılabilir. Bu grupların otoriteleri, nefret söylemini yalnızca bireysel bir davranış olmaktan çıkarıp, kurumsallaşmış bir soruna dönüştürmektedir.”

Raporda Gezi Olayları sırasında LGBTİ+’ların ahlaki yozlaşma söylemleriyle hedef alındığı, OHAL döneminde LGBTİ+ etkinliklerinin sistematik olarak yasaklandığı ve LGBTİ+’ların kamusal alandan dışlandığı, pandemi sürecinde ise LGBTİ+’ların ahlaki çöküş ve hastalık yayma gibi söylemlerle hedef gösterildiği vurgulandı.

Çözüm önerileri

Raporda pek çok çözüm önerisi de yer aldı. Raporda yer alan çözüm önerilerinden bazıları şöyle:

  • Siyasetçilerin, din adamlarının ve kamu görevlilerinin nefret söylemi içeren ifadelerine karşı caydırıcı yasalar çıkarılmalıdır.
  • Kamu görevlileri ve din adamlarına, insan hakları ve ayrımcılık karşıtı eğitim verilmelidir.
  • Gazetecilere, hassas gruplarla ilgili tarafsız ve sorumlu habercilik eğitimi verilmelidir.
  • Editoryal politikalar, ayrımcı ve kutuplaştırıcı içeriklerin önlenmesini sağlamalıdır.
  • Yanlış bilgileri tespit eden bağımsız doğruluk kontrolü mekanizmaları, medya kuruluşlarıyla daha yakın çalışmalıdır.
  • Sosyal medya platformları, nefret söylemi ve dezenformasyonu engellemek için daha sıkı politikalar uygulamalıdır.
  • Medya, toplumdaki her kesimin hikayelerini ve katkılarını görünür kılmalıdır.
  • Ayrımcılık karşıtı kampanyaları desteklemeli ve hedef grupların olumlu temsiline öncelik vermelidir.

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.


Etiketler: insan hakları, medya, nefret suçları
İstihdam