11/03/2025 | Yazar: Kaos GL
LGBTİ+’ları hedef alan bir imza kampanyası da Memur-Sen’den geldi. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, LGBTİ+’ları hedef gösterdi. Medeni Kanun ve Anayasa’da aileye ilişkin maddelerin değişmesini talep etti.

LGBTİ+’ları hedef alan nefret kampanyalarına bir yenisi daha eklendi. Geçtiğimiz günlerde Diyanet’in sendikalarından olan Mil-Diyanet Sen’in düzenlediği LGBTİ+ karşıtı imza kampanyasının ardından Memur-Sen de “Anayasa değişsin aile korunsun” başlıklı bir imza kampanyası başlattı.
Kampanya kapsamında, anayasaya, "Aile, kadın ve erkekten oluşur” ve “Aile ilişkisinin temeli evliliktir" cümlelerinin eklenmesi talep ediliyor.
Bununla birlikte; Medeni Kanun’a “Aynı Cinsiyetteki Kişiler” başlıklı bir maddenin eklenmesi ile "Aynı cinsiyetteki kişiler evlenemez. Aynı cinsiyette iki kişinin yapmış olduğu evlenme yoklukla maluldür. Kişinin herhangi bir ülkenin hukuk düzeni veya kanunlarına dayalı olarak aynı cinsiyetten evlenmesi, Türkiye’de geçerli bir evlilik sayılmayacaktır" hükmünü içerecek yeni bir maddenin eklenmesi de isteniyor.
“Sapkın lobiler”, “cinsiyetsizlik”, “aileyi ifsat”…
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 10 Mart’ta imza kampanyası için yaptığı konuşmada “toplumsal cinsiyet ideolojisi”, “sapkınlık” ve “cinsiyetsizleştirme” ifadeleriyle LGBTİ+’ları hedef aldı.
Yalçın, ailenin var olma mücadelesi verdiğini öne sürerek, “Toplumsal cinsiyet ideolojisi üzerinden anormalliği ve sapkınlığı özgürlük olarak sunan bu güçler; tekellerine aldıkları sosyal medya şirketleri, moda sektörü, dizi ve film sektörü, dijital yayın platformları üzerinden aileyi zayıflatan, dağıtan kültürel ve ahlaki dejenerasyon operasyonu yürütmektedir” dedi.
“Sapkın lobiler”, “cinsiyetsizlik”, “aileyi ifsat” ifadelerini kullanan Yalçın, LGBTİ+’ları şu sözlerle hedef gösterdi:
“Sapkın küresel lobilerin fonladığı birtakım kesimler biyolojik cinsiyeti reddederek cinsiyetsizliği dayatmakta. Eşcinselliği teşvik ederek eşcinsel evlilik dedikleri sapkınlığı normalleştirmekte, ahlaki bir yapı olan aileyi ifsat etmeye çalışmaktalar. Bilinmelidir ki aileyi korumak inanç ve medeniyet değerlerimizi korumak ve yaşatmaktan; inanç ve medeniyet değerlerimizi gelecek nesillere aktarmak ise aileyi korumak ve yaşatmakla mümkündür. Aile medeniyetinin müntesipleri olarak bizlerin artık bir beka meselesine dönüşmüş olan bu saldırılara sessiz kalmamız, bu sapkınlıkları hak ve özgürlük olarak görmemiz mümkün değildir. Kimliksiz, cinsiyetsiz, değerlerinden arındırılmış, sağlıksız bireyler imal etmek üzere kendisini konumlandırmış bu odakların karşısında durmak ve ailemizi korumak hepimizin sorumluluğu ve görevidir.”
Etiketler: insan hakları, nefret suçları