24/06/2025 | Yazar: Elif Gölet

Merhaba Canım, Nasılsın? dizimizin ikinci konuğu Melis Tuna Arslan: “Yıllardır sürekli farklı gündemler adı altında hedef gösteriliyor, günden güne artarak kriminalize ediliyoruz. Bu bizim sadece birlikte mücadele etme duygumuzu harekete geçiriyor.”

Merhaba Canım, Nasılsın?: Melis Tuna Arslan Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Merhaba Canım, Nasılsın?” yazı dizisinin ikinci konuğu: Melis Tuna Arslan.

Haziran’a, Onur Ayı’na, kendimize ve birbirimize sorduğumuz o tanıdık soruyla devam ediyoruz : “Nasılsın?”.  Melis’e kulak verdik bu defa. Çünkü bazen birinin gerçekten “nasılsın” demesi çok şey değiştirir.  Kimi zaman gülerek, kimi zaman susarak… ama her defasında biraz daha yan yana.

Bugün nasılsın?

Zor uyandım. Birkaç gündür uyku problemi yaşıyorum. Ya uyuyamıyor ya da erkenden uyanıyorum. Bu durum güne motivasyonsuz başlamama sebep olabiliyor, ta ki ofise gelene kadar. Harika bir ekiple çalışıyorum. Neşesi, gullümü ve inancı yeter hepsinin. İnsanın evinde olduğunu bilerek çalışması bu hayattaki en büyük konforu sanırım. Hayatımdaki şansın farkındayım.

Kendini son zamanlarda nasıl hissediyorsun?

18 Haziran Translarla Eşitlik Haftası’nı geride bıraktık. İyi ve güçlenmiş hissediyorum. Etkinlikler, organizasyonlar ve temaslar iyi hissettirdi. Haftaya dair aldığım/ız yorumlar bana böyle hissettirdi.

Bu aralar seni en çok ne yoruyor?

Yoğun bir gündem ve planın içindeydik. Haftayı geride bıraktık ama sonrasında dinlenme fırsatı bulamadık. Tatlı bir yorgunluk :) 

Yakın zamanda seni etkileyen bir şey oldu mu?

Anlayış ve destek beklediğim birinden aksine bir davranış tutumu gördüm. Emeğin görülmediği, takdir edilmediği ve toparlayıcı olmak yerine suçlayıcı bir tavır ile karşılaştım. Uzun süre alttan alınan konuların zamanında sınır çekilmediği için mübahlaştırıldığını deneyimlemiş oldum. Sağlıklı sınırlar hayat kurtarır ☺

Şu anda en çok neye ihtiyacın var?

Tatile ihtiyacım var ☺ Yakın bir arkadaşım bana ‘uzaklaşmak, yakınlaştırır’ demişti. Beni yoran işlerden, kişilerden ve olaylardan uzaklaşmak, sakinleşmek ve enerjimi tazelemek istiyorum. Aniden gelişen karşılaşmalar ve planlar bana iyi hissettiriyor. Önümüzdeki günlerde güzel ve ani gelişmelerin gerçekleşmesini diliyorum ☺

İçinde taşıyıp da paylaşmak istediğin bir duygu var mı?

Yakın bir zamanda bir kayıp yaşadım. Görüşmediğim ve yıllardır sesini bile duymadığım bir akrabamı kaybettim. Görüşemezdim çünkü. Kayıptan ziyade maruz kaldığımız veya itildiğimiz zorunluluklara öfkelendim. Destek ve yanında olmak istediğim insanlara uzaktan bir telefon ile bunu hissettirebilmenin verdiği öfkeyi ve sıkışmışlığı taşıyorum içimde.

Son zamanlarda seni gülümseten neydi?

Translarla Eşitlik Haftası kapsamında düzenlediğimiz güçlenme ve esenlik etkinliğinde bir kişi beni kenara çekerek ‘uzun süredir evdeyim, aylardır kaygı ve endişeler ile savaşıyorum, burada olmak bana çok iyi geldi, tekrar yaşadığımı hissettim’ cümlesini kurdu. Her hatırladığımda içimi huzur kaplıyor.

Kendinde güçlü hissettiğin bir yön var mı?

Devam etme gücüm. Her ne yaşarsam yaşayım, başıma olumsuz ne gelirse gelsin veya içinde bulunduğum durum beni ne kadar kötü etkilerse etkilesin ayağa kalkıp devam etmeyi bildim. Bu özelliğimi çok seviyorum. Çünkü hayatım boyunca yapamazsın, yapmamalısın, içinde yaşamalısın, başka bir yolunu bulmalısın cümlelerine kulak asmadığım için şimdiki güzellikleri elde ettiğime inanıyorum.

Sana iyi gelen bir an yaşadın mı?

Geçtiğimiz aylarda maddi zorluk yaşadığım bir süreç geçirdim. Kim yaşamıyor kı? Yaklaşık bir yıldır hayatımda olan insanların bana nasıl yardım etmek istediğine şahit oldum. Benim de borcum var kredi çekemiyorum ama arkadaşımdan rica edebilirim, sen ona toparlayınca ödersin diye bir cümle duydum. Ben kendim halledebildim o süreci. Her şey geçici, her zorluk atlatılıyor, bu da öyle oldu ama insan, gerçekten yanında olması gereken gerçek dostlarının farkına varıyor. Güçlü hissetmiştim ☺

Sana umut veren şeyler ne?

Lubunyalar! Umudu, direnişi, mücadelesi bitmeyen lubunyalar! Yıllardır sürekli farklı gündemler adı altında hedef gösteriliyor, günden güne artarak kriminalize ediliyoruz. Bu bizim sadece birlikte mücadele etme duygumuzu harekete geçiriyor. Yer yer umudumuzu kaybettiğimizde birbirimizden güç alıyoruz. Çünkü biz birlikte güçlü ve güzeliz, bunu biliyoruz ☺

“Nasılsın?”

Basit bir soru gibi görünür. Gündelik konuşmaların başında ezberden söylenir çoğu zaman. Ama biz biliriz ki bu soru, sadece bir nezaket kalıbı değil; karşıdakinin ruhuna, yüküne, varlığına uzanan bir el olabilir. Hele ki zor zamanlarda…Ve evet, biz zor zamanlardan geçtik. Hâlâ geçiyoruz. Hayatlarımızı kurmaya çalışırken, bir yandan da her gün nefretle, yok sayılmakla, güvencesizlikle, yasaklarla, yoksullukla baş ediyoruz. Sadece var olmanın bile mücadele sayıldığı bir ülkede, bazen sokakta, bazen okulda, evde, işyerinde, kamusal alanda görünmez kılınıyoruz. Kimi zaman bir kararda, kimi zaman bir bakışta, kimi zaman bir suskunlukta hatırlatılıyor bize: Yaşamak, bir direniş hâline geldi.

Böyle zamanlarda birbirimize “nasılsın?” demeyi unutuyoruz. “Bu geçsin, sonra sorarız” diyoruz. Oysa en çok da böyle zamanlarda sormalıyız bu soruyu. Çünkü o sorunun içinde bir durak var; durup birbirimizi görme, duyma, yükümüzü bölüşme ihtimali.
 “Gerçekten nasılsın?” diye sorulduğunda, cevabın ağırlığını birlikte taşıyabiliriz.

Bu yüzden biz, bu soruyu birbirimize yeniden, başka bir yerden, daha sahici bir yerden sormak istiyoruz. İçten, sade, yargısız bir sesle. Çünkü lubunyaların her hâli kıymetli. Hissettiğimiz her şey haklı ve yerli yerinde. Öfkeliyken de, yılmışken de, umutluyken, kırılmışken, coşkuluyken, korkmuşken, hüzünlüyken de… Arkadaş Sezai’nin de dediği gibi hüznümüz, hüzünlerin çiçek açmış haliyken. 

Bu bir “iyi hisset” çağrısı değil. Ama hissetmenin her hâlini onurlandıran bir davet. Bir lubunyadan bir diğerine uzanan küçük bir köprü. Belki birbirimizi hiç tanımıyoruz. Ama bu soruyla bir alan açıyoruz: Duyguların görünür kılındığı, yoldaşlığın sessizce sürdüğü bir alan.


Etiketler: yaşam
İstihdam