28/07/2022 | Yazar: Kaos GL
Mersin Onur Haftası, Valilik yasağını protesto eden ironik basın açıklamasıyla başladı: Neyse ki bakkala gitmemiz yasak değil… şimdilik!
Mersin Valiliği’nin yasak kararının ardından Mersin Onur Haftası Komitesi, dün (27 Temmuz) Eğitim-Sen’de basın açıklaması yaparak yasağı protesto etti ve hafta etkinliklerinin başladığını duyurdu.
Komisyon adına ironik basın açıklamasını okuyan Nalan Turgutlu Bilgin sözlerine “Bu yıl 8.sini düzenlediğimiz Mersin Onur haftasının basın lansmanına hoşgeldiniz” diyerek başladı ve başta Vali olmak üzere yetkililere teşekkür (!) etti:
“Sayın Valim, Sayın Vali yardımcılarım, Sayın Mersin Milletvekillerim, Sayın Mersin Büyükşehir Belediye ve Mersin İlçe Belediye başkanlarım ve başkan yardımcılarım, saygıdeğer belediye meclis üyelerim, Kent konsey başkanlarım, il milli müdürüm, il sağlık müdürüm, gençlik ve spor müdürüm, saygıdeğer emniyet müdürüm ve şube müdürlerim bu sene de Mersindeki her bir yurttaşı ve hemşerileri önemsediğiniz için, eşit, adil, paylaşımcı ve dayanışmacı bir kent yaratma çabalarınızla bizlerden esirgemediğiniz destekleriniz için komisyon adına teşekkürlerimi sunarak söze başlamak isterim.
“Yıllardır sürdürdüğünüz eşit yurttaşlık mücadelesini ne kadar takdir etsek inanın azdır. Homofobi, transfobi, cinsiyetçilik başta olmak üzere ırkçılık, mezhepçilik, yoksulluk gibi konularda ayrımcılığa sıfır tolerans politikalarınız, ilkeleriniz ve çalışmalarınız kentimizi ve ülkemizi gün be gün insan onuruna yakışır şekilde, yaşanabilir bir yer haline getiriyor.
Açtığınız alanlar, sağladığınız salonlar, sunduğunuz mecralar ve araçlar olmasa halkımıza insanları hedef göstermenin, nefret söylemi üretmenin suç olduğunu nasıl anlatırdık inanın bilmiyoruz.”
Açıklamanın devamı şöyle:
“Her yıl olduğu gibi bu yıl da Onur haftasını birlikte örme azminiz ve kararlılığınız olmasaydı inanın Onur haftalarını bir şölen, bayram ve festival tadında kutlayamazdık. Demokratik bir yaşamın örülmesi ve korunması için Onur haftası komisyonunun varlığını önemsemeniz haklar ve özgürlükler bakımından çağdaş, aydın ve katılımcı vizyonunuzu sergiliyor, farkındayız. Ayrıca hak mücadelesi yürüten sivil toplum kuruluşları, dernek ve meslek örgütlerinden oluşan bağımsız komisyonun bu konudaki rehberliğine güveniniz sayesinde kentimizdeki eksiklikler ve ihtiyaçlar belirleniyor, öznelerin aktardığı zorluklar duyuluyor ve her yıl bu eksiklikleri giderme çabalarınızla el birliğiyle hep birlikte bir adım daha gelişiyoruz, bunun da farkındayız.
“Onurlu yurttaşlık bilincini daha ana okuldan başlayarak her bir çocuğa tane tane anlatıp 72 yıldır yürürlükte olan İnsan hakları evrensel bildirgesi doğrultusunda
“tüm insanların hiçbir ayrım gözetmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olduğu, herkesin cinsiyet, ırk, renk, din, dil, yaş, tabiiyet, düşünce farkı, ulusal veya toplumsal köken, zenginlik gibi fark olmaksızın kanun karşısında eşit olduğu, özgür bir şekilde düşüncelerini açıklamak, istediği yere gitmek, yerleşmek, diğer insanlarla ve makamlarıyla olan ilişkilerinde insanca ve hakça muamele görmek hakkına sahip olduğu” bilinciyle bir yaşam inşa etme çabalarınız olmasaydı maazallah 21. Yüzyılda hala kentte ve ülkede azınlık ve kırılgan grup algısı olurdu ve o gruplar için huzurlu ve güvenli bir yaşam kurmak ne zor olurdu düşünmek dahi istemiyoruz.
“Her biriniz kentimize ve ülkemize sadece emek değil gönül vermiş, hizmet etmeyi borç bilmiş ve tabii ki bütün birimlerinizle haklar ve özgürlükler bakımından şehrimizi ve ülkemizi ileri taşımak için gece gündüz çalışan demokrasi neferlerisiniz.
“Yerel yönetimlerin demokrasinin gelişmesi için ne kadar önemli olduğunu sayenizde tekrar tekrar deneyimliyoruz. Nefret söylemlerine karşı blok halinde duruşunuz, ayrımcılığın suç olduğu konusundaki kararlılığınız, herkesin sağlığa ve eğitime eşit erişimi için çalışmalarınız, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı eşitlik birimleriniz ve homofobi, transfobi, cinsiyetçiliği izleme ve engelleme merkezlerinizle birlikte, her bir durak, her bir pano kullanılarak sadece onur haftalarında değil her gün kamuyu bilgilendirmeleriniz sayesinde eşit yurttaşlık bilincimiz gelişiyor ve huzurlu bir yaşam inşa edebiliyoruz.
“Bildiğiniz gibi bu insan onuruna yakışan, eşit yurttaşlık mücadelesi sadece Mersinde değil şüphesiz bütün illerimizde, ülkemizin tamamında veriliyor. İktidar, muhalefet fark etmeksizin eşitliği savunmamız ve İstanbul Sözleşmesi gibi bu eşitliği sağlayan uluslararası anlaşmalara dört elle sarılmalarımız tabii ki sebepsiz değil.
“Sayın Cumhurbaşkanımız, sayın İç İşleri bakanımız ve sayın Adalet bakanımızın her fırsatta demokratik, eşitlikçi ve kapsayıcı politikalarını vurgulamasalardı, tek bir yurttaşın bile kılına zarar gelmesinin bir güvenlik ihlali ve kendilerinin sorumluluğu olduğunun altını çizmeselerdi: ülkemizde maazallah bir erkeklik krizi ortaya çıkar ve her gün kadına, çocuğa, LGBTİ+ lara yönelik nefret ve şiddetin önüne geçemez, her gün taciz, tecavüz, gasp, istismar gibi şiddet içeren durumlarla, iyi hal indirimleri, tutuksuz yargılanmalarla ve salıverilme haberleriyle karşı karşıya kalırdık. Böyle bir karanlık ortamda hak ihlalleri, keyfi yasaklar, hedef göstermelerin üstesinden gelemezdik.
“İşte tam da bu eşit, barış ve huzur içinde birlikte yaşamayı hedeflediği için:
“Mersin Valiliği 26.07.2022 tarihli kararıyla, 8. Mersin Onur Haftası başlamadan hemen önce, LGBTİ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İntersex) dernekleri veya benzer oluşum ve gruplar ile bu grupların yapmış olduğu bu tür eylemleri desteklemek veya protesto etmek amacıyla ilde açık ve kapalı yer toplantısı yapılması düşünülen her türlü etkinliği (toplanma ve toplanma teşebbüsünde bulunma, basın açıklaması, yürüyüş, oturma eylemi, stand/çadır kurma, bildiri dağıtma, afiş/pankart asma, protesto eylemi, şenlik, festival, spor müsabakası, panel, konferans, seminer, film gösterimi vb.) on beş (15) gün boyunca yasaklamıştır.
“Evet sevgili arkadaşlar, yurttaşlar ve romalılar: bildiğiniz üzere bu yılki Onur haftasının teması İLLÜZYON ve eminiz ki sizler de en az bizler kadar şaşkınsınız çünkü şapkadan bu sene de yasaklar çıktı.
Neyse ki bakkala gitmemiz yasak değil… şimdilik!
“Tabii ki bu durumla ilgili Onur haftası komisyonunun ve lubunyaların söyleyecekleri var!
“Bu yıl sadece Onur Ayı etkinlikleri kapsamında farklı farklı illerden keyfi 10larca yasak kararı çıktı (Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü, ODTÜ Rektörlüğü, Gaziantep Valiliği, Çanakkale Valiliği, Datça Kaymakamlığı, Beyoğlu Kaymakamlığı, Kadıköy Kaymakamlığı, Eskişehir Valiliği ve İzmir Valiliği), üstüne üstlük güvenlik güçleri 37 günlük süreçte toplamda 530 LGBTİ+ ve LGBTİ+ hak savunucusunu hukuksuzca gözaltına aldı. Ve tabii ki Mersin valisi de bu kervana katılma kararını ivedilikle ve büyük bir hevesle açıkladı.
“Bizler gün geçtikçe artan devlet şiddetine, LGBTİ+ ların kriminalleştirilmesine, devlet eliyle çetelere hedef gösterilmesine, her türlü baskı şiddet ve ayrımcılığa, homofobiye, bifobiye, transfobiye, erkek yargıya, patriarkal sisteme karşı tüm varlığımızla direnmeye devam ediyoruz.
“Ülkenin kültürel mirasları yok edilirken, ormanları yanarken, doğası talan edilirken, gazetecileri tutuklanırken, öğrencileri barınamazken her şey güllük gülistanlık "mış gibi yapan" ve bizleri bu İLLÜZYONA inandırmaya çalışan iktidar ve şürekası karşısında tabii ki LGBTİ+ hareketinin direnişini buluyor.
“Yaşamımızı, varoluşumuzu, özgürlüğümüzü bu denli kısıtlayan iktidar zihniyeti bizleri omuz omuza hak mücadelesi verdiğimiz yoldaşlarımızla, komşumuzla, dostumuzla da ayırmanın derdine düştü. Tıpkı mülteci düşmanlığı, Kürt düşmanlığı, cinsiyetçilik, türcülük gibi LGBTİ+ fobi de halka sistematik bir şekilde pompalanıyor.
“Varoluşumuz kriminalize ve terörize ediliyor. Yıllardır bizi lafta gerici çetelerden korumak amaçlı açık alandaki etkinliklerimizi iptal eden zihniyet şu an böyle bir senaryo yazma gereği bile duymuyor. Alenen yıllardır maç yaptığımız halı sahalar, iş yaptığımız oteller, çay içtiğimiz kafeler devlet ve güvenlik kolları tarafından tehdit ediliyor. Paramızla hizmet satın almamız engelleniyor. Sadece bununla kalmıyor sesimiz, sözümüz kısılmaya çalışılıyor. Mesela bilbord ve raket çalışmalarımız (sadece temel insan haklarını hatırlatan) yayınlanmıyor ve valisi, belediyesi, belediye meclisi, taşeronu derken bu şekilde el birliğiyle korku toplumu ve faşizm yaratılıyor. Daha 2019’da Onur haftalarında tweet atabilen muhalif belediyeler bu süreçte, bu hukuksuzluğa karşı ölü taklidi yapıyor. Baskıcı, gerici ve yasakçı zihniyet gücünü tam da bu sessizlikten alıyor.
“Hâlbuki herkes biliyor ki: kral çıplak!!! Ve korkunç bir usulsüzlük, bir hukuksuzluk yaşanıyor. Bir var oluş keyfi bir şekilde yasaklanmaya çalışılıyor. Bu yasaklar insanlara saç renginden, göz renginden dolayı yasak getirmekle aynı anlama gelir ki hatırlatırız tarih er ya da geç bu tarz eylemleri diktatörlük ve faşizm olarak yazar.
“Kadına, çocuğa ve LGBTİ+lara yönelik şiddetin önünü alamayan devlet ve şürekası bütün ülkede barışçıl etkinliklerden oluşan onur haftalarına saldırıyor.
“Bugüne kadar eril şiddetle ilgili hiçbir yasak getirmeyen valilikler (mesela tekbir getirerek tanımadığı kadınlara sırtından satırla saldırma gibi) Onur haftası program duyurusunun yayınlandığı 24 saat içinde yasak kararı alıyor ve aynı gün içerisinde programdaki bütün mekânlara yasakları tebliğ edebiliyor. Bir vali düşünün ki 14 kişilik futbol maçını engellemeyi asli görevi addediyor, göz göre göre, bile isteye ofsayta düşüyor!
“Valinin tebliğ ettiği yasağı her mecrada okuyun, yazın, okutun!
“açık ve kapalı yer toplantısı yapılması düşünülen her türlü etkinliği (toplanma ve toplanma teşebbüsünde bulunma, basın açıklaması, yürüyüş, oturma eylemi, stand/çadır kurma, bildiri dağıtma, afiş/pankart asma, protesto eylemi, şenlik, festival, spor müsabakası, panel, konferans, seminer, film gösterimi vb.) on beş (15) gün boyunca yasaklamıştır.”
“Bugünkü kararlarınız gelecek nesillerinizi bu utançtan, yükten, korku toplumundan ve faşizmden özgürleştirmek adına olmasını umuyoruz.
“Çünkü biz bütün varlığımızla inanıyoruz ki dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey!
“Bizler bu günleri ve sizleri kötü bir dönem ve o dönemin suç ortakları olarak hatırlayacağız ve yazacağız, ancak sizler çocuklarınıza, torunlarınıza nasıl bir kent, nasıl bir ülke, nasıl bir yarın bırakacağınızın sorumluluğunu alsanız iyi olur.
“Sayın valim, sayın belediye başkanlarım, sayın vekillerimin çocukları ve torunları hariç değil!!
“8. Onur Haftamız kutlu olsun!
“Yaşasın Onurlu mücadelemiz.”
Etiketler: insan hakları, nefret suçları