08/07/2024 | Yazar: Yusuf Çelik
BUT10 temasıyla gerçekleşen 10.Mersin Onur Haftası çeşitli etkinliklerle kutlandı. Komite, yaptığı basın açıklamasında “Onuncu yılımızda da hatırlıyoruz” dedi.
Mersin Onur Haftası, bu yıl yasak gelmeden çeşitli etkinlikler ve örgütlenme faaliyetleriyle coşkuyla kutlandı. Onuncu yılını “BUT10” temasıyla kutlayan Mersin Onur Haftası Komitesi, basın açıklamasında lubunyalara selam göndererek varoluş mücadelesini sürdüren herkese teşekkür etti. Komite, Onur Haftası'nın her yıl daha da güçlenerek devam edeceğini vurguladı. Mersin Onur haftası 10. yılında ülkenin dört bir yanında onur haftalarını yasaklayan Valilik ve Kaymakamlık yasaklarını hatırlatarak on yılın birikimine ve lubunyaların, lubunyalığın yasaklanamayacağını belirterek Onur Haftasını başlattı. Çeşitli etkinlik ve atölyelerle bir araya gelen lubunyalar hepbir ağızdan “BUT10’a basıyoruz” dedi.
“Bütün butonlara basıyor ve Onur Haftamızı kutluyoruz!”
Mersin Onur Haftası Komitesi, açıklamasına ülkenin dört bir yanında yasakları delerek varoluş mücadelesini sürdüren tüm lubunyalara selam vererek başladı. Komite, "Direnişine, duruşuna, varoluşuna sağlık LUBUNYAAA!" dedi.
Komite, Mersin Onur Haftası’nın onuncu yılında “BUT10” teması ile biriktirdikleri, beğendikleri, büyüttükleri ve kimi zaman yıprattıkları bütün butonlara basarak Onur Haftası’nı kutladıklarını belirtti. "Patriarkaya, homofobiye, transfobiye, mizojiniye, ırkçılığa, mezhepçiliğe, mülteci düşmanlığına, sermayeye ve türcülüğe karşı yıllardır olduğu gibi bugün de BUT10’a basıyoruz!" dediler.
Komite ayrıca, "Biz yaşadıkça çıldıranların hepsini onuncu yılımızda da hatırlıyoruz!" ifadesini kullanarak on yıldır LGBTİ+, kadın ve sivil toplum örgütleriyle, bağımsız aktivistler ve meslek odalarıyla birlikte düzenledikleri Onur Haftası’nı bu yıl da Mersin’de coşkuyla yaşadıklarını ve yaşattıklarını vurguladı. Yasaklara, ötekileştirilmeye, hedef gösterilmeye, öldürülmeye karşı kıvraklıklarıyla, neşeleriyle, gayretleriyle yani etten, tırnaktan but inadlarıyla bir araya geldiklerini belirterek, aşklarını ve mücadelelerini birlikte ördüklerini söylediler.
"Sokaklara taştığımız yılları, ana arterleri, AVM’leri kapattığımız yürüyüşleri, karalara sığmayarak açıldığımız denizleri, biz yaşadıkça çıldıranların hepsini onuncu yılımızda da hatırlıyoruz!" diye eklediler.
“Unutmuyoruz, kayıt tutuyoruz”
Komite, "Gezi’de direnen yüz binleri, Soma’da öldürülen maden işçilerini, hapiste suçsuz yere tutulan siyasetçi ve gazetecileri, faili meçhul cinayetleri, ekranlara Filistin deyip kapalı kapılar ardında İsrail'i besleyenleri, zorunlu göç etmek zorunda bırakılan lubunyaları, aktivistleri, akademisyenleri ve doktorları, en az üç çocuk diye bağıranların daha vakıflardan bile koruyamadıkları çocukları, bir kereden bir şey olmaz diyen bakanları, uygulanmayan 6284’ü, vazgeçmediğimiz İstanbul Sözleşmesi'ni, depremde tali kusurlu sayılan ve yargılanmayan yetkilileri, otellerin inşa edilmesi için rant uğruna yakılan ormanları, başıboş yaftası ile uyutulmak istenilen hayvanları da unutmuyoruz!" dedi. Bu listenin uzadıkça uzadığını gayet iyi bildiklerini ve her şeyi izleyip kayıt tuttuklarını belirten Komite, "Öyle ki korkabilirsiniz, çünkü elbet bir gün hesap vereceksiniz!" dedi.
“Sistematik nefretin kurbanları”
Komite, "Esat-Eryaman’da, Bornova ve Bayram Sokak’ta lubunyalar evlerinden, çark alanlarından edilmek istendi. Derin’i, Ganimet’i, Candle’ı, Ecem Seçkin’i, Hande Kader’i, Eylül Cansın’ı, Okyanus Efe Özyavuz’u, Didem Akay’ı, Ahmet Yıldız’ı, Zirve Soylu’yu, Hande Buse Şeker’i, Esra Ateş’i, Berrak Yılmaz’ı bu sistemin nefret dili öldürdü" ifadesini kullanarak sistematik olarak yoksullaştırılan, yalnızlaştırılan, düşmanlaştırılan LGBTİ+'lar olarak kesiştikleri tüm kimliklerle hemen yanı başlarında olduklarını ve hiçbir yere gitmediklerini bir kez daha bağırdıklarını belirtti. "Alışın, buradayız!" dediler.
"Başınız sıkıştığında yapıştırdığınız terör örgütü yaftasını, gündemi değiştirmek adına sürekli ısıtarak önümüze koyduğunuz her yerinden istismar akan makbul ailelerinizi, nefretle örgütlemeye çalıştığınız devşirme hareketleri, Dünya Bankası’ndan kredi alabilmek adına el pençe divan duruşlarınızı biz çok iyi biliyoruz!" dedi.
“Çoğalmaya ve yaşamaya devam ediyoruz!”
Komite, "Tüm bunların karşısında barışı, sevgiyi, dayanışmayı ve aşkı örgütlemeye, sesimizi duyurmaya, çoğalmaya ve yaşamaya devam ediyoruz!" dedi. "İllegal söylemlerine karşı hep birlikte ses çıkarıyoruz! Butlar butu meşruyuz! Bunu er ya da geç ya kabul edeceksiniz ya da kabul edeceksiniz!" ifadesini kullandı.
Komite, “Başınız sıkıştığında yapıştırdığınız terör örgütü yaftasını, gündemi değiştirmek adına sürekli ısıtarak önümüze koyduğunuz her yerinden istismar akan makbul ailelerinizi, nefretle örgütlemeye çalıştığınız devşirme hareketleri, Dünya Bankası’ndan kredi alabilmek adına el pençe divan duruşlarınızı biz çok iyi biliyoruz” dedi. Ayrıca iktidarın işlemeye çalıştığı nefrete ve muhalefetin ikiyüzlülüğüne inat, "bize her yer direniş, her yer mücadele!" diyerek nefret boca edilse de çiçekler açmaya devam ettiklerini, gökkuşağı gibi her yağmurun ardına parladıklarını, küllerinden tekrar ve tekrar doğduklarını belirtti. "Yıllardır bizlerden çalmaya çalıştığınız alanları, hayatta kalma mücadelemizle, varoluşumuzla doldurmayı da biliriz. Bu onura sahip çıkıp sesini bizlerle yükselten, neşemizi kuvvetlendiren herkese bin selam olsun!" dediler.
Son olarak Komite, "Biz but baharlar gördük Adem, o elmayı da çoktan bitirdik zaten!" ifadesini kullanarak sözlerini sonlandırdı.
Etiketler: insan hakları, onur yürüyüşü