09/05/2023 | Yazar: Aslı Alpar
Kaos GL Derneği İnsan Hakları Programı’ndan Defne Güzel, Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayları Yavaş ve İmamoğlu’nun LGBTİ+’ları karikatürize eden ayrımcı söylemlerini değerlendirdi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 5 Mayıs’taki Mersin mitinginde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ysa 7 Mayıs’ta Çorum’daki mitingde iktidarın LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemlerine karşı çıkmak yerine ayrımcılğı güçlendiren söylem üretti.
Mansur Yavaş’ın ayrımcı sözleri şöyle: “Şimdi ben bunların LGBT karnesini açıyorum. İçişleri Bakanı sürekli bunlar gelirse erkek de erkek, insanla hayvan evlenecek sürekli fantezilerini anlatıyor. Çok zengin fantezileri var. Türkiye'de 2002'den sonra bir sürü LGBT derneği kurulmuş. 14 tane kurulmuş. Bunlardan 7'si Süleyman Soylu döneminde kurulmuş. LGBT oteli açılmış. Müslüman Eşcinseller Derneği'ne de izin vermişler.”
LGBTİ+’lara yönelik iktidarın nefret politikalarına karşı LGBTİ+ haklarını savunmak yerine Ekrem İmamoğlu da konuşmasında LGBTİ+ varoluşu cinselliğe indirgeyip karikatürize ederken Süleyman Soylu'ya şunları söyledi: “Bunlar gelirse erkek-erkeğe evlenilecek diye her gün defalarca tekrarlıyor. Tuhaf bir bilinçaltı var. Aklı fikri orada. Başka bir yere çalışmıyor aklı. Çok içselleştirmiş meseleyi enteresan. Hayırlısı Allah'tan.”
Her ikisi de Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı olan Yavaş ve İmamoğlu’nun bu sözlerini Kaos GL İnsan Hakları Programı’ndan Defne Güzel’e sorduk:
“Bu söylemler LGBTİ+ varoluşları güçsüzleştiriyor, alay konusu haline getiriyor”
“Seçim mitinglerinde son kertede akıl almaz derecede yanlış bir tartışma sürüyor. Cumhur İttifakı tarafından ‘LGBT’ci’ olarak anılan Millet İttifakı bileşenleri bu zamana kadar yaşam tarzına devletin müdahale edemeyeceği üzerinden LGBTİ+ haklarını savunurken ve ayrımcılıkla mücadele vaadi verirken şimdi sözde örneğin Mansur Yavaş iktidarın ‘LGBT karnesini’ açıyor.
“Yavaş’ın bahsettiği gelişmeler iktidarın yaptıkları değil iktidara rağmen LGBTİ+ hak savunucularının kazanımlarıdır. LGBTİ+ dernekleri iktidarın baskısına rağmen Anayasal bir hak olduğu için bin bir emekle aktivistler tarafından kuruldu. Daha da kurulacak elbette. Dernek kurmak, LGBTİ+ haklarını savunmak için insan hakları savunucularının izne ihtiyacı yok. Yalnızca baskı araçlarının kaldırılmasına ihtiyaçları var.”
“Bir diğer mesele de liderlerin birbirlerini ‘ibnelikle’ suçlaması. Birbirlerine ‘ibne’ imasında bulunması. Herhalde siyaset ve seçim arenasının bundan daha fazla görebileceği bir bayatlık ve gaflet yoktur. Bu imalar tabiri caizse seçmenleri güldürmek için kullanılıyor. Bu söylemler LGBTİ+ varoluşları güçsüzleştiriyor, alay konusu haline getiriyor. LGBTİ+ haklarını savunduğunu söyleyenler şu anda savunduklarının tam tersini yapıyor. Yaşanan bu durumlar bize vaatler bir yana LGBTİ+ haklarının ne derece içselleştirilmediğini, seçim mezesi yapılabileceğini maalesef gösteriyor.
“Acil bir şekilde seçime günler kala bu söylemlerden özellikle Millet İttifakı bileşenlerinin geri dönmesi ve LGBTİ+ haklarını, hak ihlallerini görünürleştirmesi gerekiyor.”
Etiketler: insan hakları, siyaset
