20/06/2008 | Yazar: Kaos GL

‘Gey mültecilerin durumu karışık, çünkü eşcinselliğin Türkiye’de suç olmamasına karşı, Türk halkı ve Emniyet cinsel azınlıklara karşı düşmanca davranıyor. Geçtiğimiz yıllarda birçok gey ve lezbiyen mülteci sözel ve fiziksel saldırıya uğradı. Bunun bir getirisi olarak da güvenlikleri için kapalı yerlerde kalmak zorunda kaldılar. Sadece geceleri dışarıya çıkabiliyorlardı. Çünkü gece karanlıkta yabancı oldukları fark edilemiyordu ve cinsel yönelimlerini de bu şekilde saklayabiliyorlardı.’ Hossein Alizadeh’in kaleminden.

‘Gey mültecilerin durumu karışık, çünkü eşcinselliğin Türkiye’de suç olmamasına karşı, Türk halkı ve Emniyet cinsel azınlıklara karşı düşmanca davranıyor. Geçtiğimiz yıllarda birçok gey ve lezbiyen mülteci sözel ve fiziksel saldırıya uğradı. Bunun bir getirisi olarak da güvenlikleri için kapalı yerlerde kalmak zorunda kaldılar. Sadece geceleri dışarıya çıkabiliyorlardı. Çünkü gece karanlıkta yabancı oldukları fark edilemiyordu ve cinsel yönelimlerini de bu şekilde saklayabiliyorlardı.’ Hossein Alizadeh’in kaleminden.

KAOS GL - 20/06/2008

Hossein Alizadeh

*Amerika Birleşik Devletleri’nde sığınma statüsü kazanmış İranlı bir gey. Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonunda Haberleşme Koordinatörü

Sadece iki yıl önce iki genç İranlı, Arash ve Javad (gerçek isimleri değil), geleceklerini beraber kurmaya karar vermişlerdi. Arash’ın İran’ın finansal sektöründe başarılı bir kariyeri vardı. Javad ise Tahran’da üniversite öğrencisiydi. Şimdi yoksulluk içinde Türkiye’nin uzak bir köşesinde yoksulluk içinde yaşıyor. Gelirleri yok ve sık sık komşularının çöplerinden işe yarar şeylerle geçinmek zorunda kalıyorlar. Javad şeker hastası, hastalığının düzenli olarak takip edilmesi ve tıbbi bakıma ihtiyacı var. Bunu da kendisi karşılayamıyor. Sağlığı gün geçtikçe kötüye gidiyor ve sürekli şeker komasına giriyor.

Bu iki İranlı gencin korkunç durumu nasıl sona erecek? Bu sorunun cevabı çok basit. Arash ve Javad gey ve ülkelerinden kaçmaya zorlandılar. İran yasalarına göre, eşcinsellik suç ve ölüm ile cezalandırılıyor.

Arash ve Javad 2005 tanıştılar. Ve bir yılı aşkın bir süre ilişkilerini gizli olarak yaşadılar. Fakat 2006 yılının sonuna doğru, Javad’ın babası onları yakaladı ve bu dindar adam oğlunu ve partnerini yatak odasına kilitledikten sonra onları orada öldürmek için hızlı bir şekilde mutfağa bıçak almaya gitti. Arash ve Javad pencereden kaçtılar ve eğer İran’da kalırlarsa mob ve ahlak polisi tarafından yakalanacaklarını biliyorlardı. Başka bir seçenek kalmamıştı. Komşu ülke olan Türkiye’ye mülteci statüsünde kaçtılar.

Birleşmiş Milletler (BM) istatistiklerine göre, Türkiye’de 2500’ü İran’dan olmak üzere 21 binin üzerinde mülteci bulunuyor. Türkiye birçok İranlı gey mültecilerin tercih ettiği bir yer. Çünkü Türkiye’ye girişleri için vize almalarına gerek yok. Buna rağmen, gey bir mülteci Türkiye’ye gelir gelmez durum kasvetli bir hal alıyor. Başvuruların sayısına bağlı olarak, başka bir ülkeye kabul edilme süreleri normal olarak iki yılı buluyor. Geçiş dönemi boyunca, gey mültecilerin sadece küçük şehirlerde çalışmalarına ve eğitim almalarına izin verilmeden yaşıyorlar. BM Mülteci Şubesi finansal yardım sağlıyor fakat miktar değersiz ve bu miktarı alma kriterlerine uyabilmek için gerçek bir mülteci olmanız gerekiyor. Bu da garantisi olmayan bir süreç.

Arash ve Javad Aralık 2006 yılında Türkiye’ye geldiklerinden bu yana BM Mülteci Şubesi ile iki kez görüştüler. Bugüne kadar mülteci olarak tanınmadılar ve bu yüzden de mali/tıbbi yardım alabilme kriterlerine uygun olamadılar.

Bu durum, mültecileri Arash ve Javad gibi, idam ve korkusuyla ülkelerinden kaçmak zorunda kalan gey mültecileri mahrumiyete götürdü. Gruplar şeklinde hareket eden ve birçok açıdan aynı şeyleri paylaşan diğer mülteciler ailelerinden, kiliseden ya da parti üyelerinden destek alırlarken, gey ve lezbiyen mülteciler aileleri tarafından reddediliyorlar. Destek alabilecekleri bir ağ yok ve çoğu zaman başka ülkeye yerleştirilmek için yeterli kaynakları olmuyor.

Gey mültecilerin durumu karışık, çünkü eşcinselliğin Türkiye’de suç olmamasına karşı, Türk halkı ve Emniyet cinsel azınlıklara karşı düşmanca davranıyor. Geçtiğimiz yıllarda birçok gey ve lezbiyen mülteci sözel ve fiziksel saldırıya uğradı. Bunun bir getirisi olarak da güvenlikleri için kapalı yerlerde kalmak zorunda kaldılar. Sadece geceleri dışarıya çıkabiliyorlardı. Çünkü gece karanlıkta yabancı oldukları fark edilemiyordu ve cinsel yönelimlerini de bu şekilde saklayabiliyorlardı.

Trajiktir ki, dünya çapında gey ve lezbiyenlerin ihtiyaçlarını karşılayacak bir organizasyon bulunmuyor. Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu, ve beraberinde birkaç insan hakları ve sığınmacıların yeniden yerleştirilmeleri ile ilgilenen şube, mülteci krizine cevap vermeye çalıştılar. Fakat durumun çokluğu bunu imkansız hale getirdi. Birleşik devletler hükümeti ülkelerinden kaçan dini ve etnik azınlıkların yeniden yerleştirilmesi için yüz binlerce dolar harcıyor. Bizim hükümetimizin de bu savunmasız popülasyonun korunması için biraz ilgi göstermesinin zamanı değil mi?

Çeviri: Semih Varol

Etiketler: insan hakları, mülteci
İstihdam