07/11/2010 | Yazar: KAOS GL

"Nefret Söylemi ve Nefret Suçları" toplantısında, bu suçların yeni medya araçlarıyla yaygınlaşmasına dikkat çekildi; buna karşılık olarak bilinç ge

"Nefret Söylemi ve Nefret Suçları" toplantısında, bu suçların yeni medya araçlarıyla yaygınlaşmasına dikkat çekildi; buna karşılık olarak bilinç geliştirmeye yerel medya ve eğitim siteminden başlanmasının önemine değinildi. Aktivistler, birlikte mücadele etmenin yollarını tartışıyor. 

İnsan Hakları Gündemi Derneği'nin (İHGD) düzenlediği toplantıda, "Nefret Söylemi ve Nefret Suçu" bilincinin medya ve eğitim sisteminde yaygınlaşmasının önemine işaret edildi.
Almanya Büyükelçiliği'nin desteklediği ve Ankara Midas Oteli'nde gerçekleştirilen etkinlikte Tankut Taşkın Soykan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) bu söylem ve suçlarla mücadelesi konusunda sunum yapmasıyla başladı.
 
Toplantıya katılanlara, Avrupa Konseyi'nin Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı ile Mücadele Komisyonu olan ECRI’si gibi AGİT'in de bu suçlarla mücadelede Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu'nun (ODIHR) bulunduğu aktartıldı; Türkiye yetkililerinin çok az bilgilendirdiği bu yapıya hak savunucuları ve STK'ların da bilgi aktarabileceği belirtildi.
 
Yerel medya araçlarına dikkat!
Nefret söyleminin yeni medya araçlarıyla (blog, forum, twitter, facebook vs) çok sıradan şekilde yaygınlaşmakta olduğu konusunda uyarıda bulunan Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mutlu Binark, eğitim sistemi içerisinde buna dair bir strateji geliştirilmesinin öneminden söz etti.
 
Yerel medya ve okullarda bilinç önemli
İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) temsilcisi Ferai Salman da, ifade özgürlüğü kadar nefret söylemi konusunda da yerel medya düzeyinde de bilinçlenmeye ihtiyaç olduğunu, diğer yandan da bu alanın da izlenmesi gerektiğini söyledi. Toplantıda yerel ve ulusal gazeteci örgütlerinin gazetecilere yönelik ihlaller kadar bu konuda ses vermelerinin zorunluluk olduğu da ifade edildi.
 
Selendi sanıklarına 216'dan dava
İzmir Romanlar Derneği başkanı Abdullah Cıstır ise, bu suçlarla mücadele konusunda yargının kararlılık göstermesinin önemine işaret etti; Selendi'de Romanlara yönelik saldırılarla ilgili "kin ve düşmanlığa tahrik"i cezalandıran Ceza Yasası'nın (TCK) 216. maddesinden dava açılmasının kendiliğinden olmadığını ve sürecin kararlı bir şekilde izlemelerinin sonucunda olduğunu kaydetti.
 
ABGS, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı da temsil edildi
Tespit ve önerilerini paylaşan katılımcılar, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı'ndan birer temsilcinin davette bulunmalarını önemsediklerini, diğer bakanlık ve kamu kuruluş temsilcilerinin de sürece dahil edilmesinin önemli olduğu konusunda birleştiler.
 
Geçmişte Genelkurmay başkanlarının toplumun çeşitli kesimlerini hedef gösterir açıklamalar yaptığına değinilen toplantıda Başbakan Erdoğan'dan da dışlayıcı beyanlardan kaçınması istendi.
 
Toplantıda, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi, KAOS GL, KURT DER, Mülteciler Derneği, Siyah Pembe Üçgen İzmir LGBT derneği, Diyarbakır Barosu, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM), Kafkas Derneği'nin temsilcileri de vardı. 
 

Etiketler: insan hakları
nefret