24/11/2014 | Yazar: Kaos GL

Pembe Hayat Derneği’nin 20 Kasım etkinlikleri kapsamında Cumartesi günü medyadaki nefret ve transfeminizm konuşuldu.

Nefrete karşı kendi sesini duyurmak Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Pembe Hayat Derneği’nin 20 Kasım etkinlikleri kapsamında Cumartesi günü medyadaki nefret ve transfeminizm konuşuldu.
 
Pembe Hayat Derneği, 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü dolayısıyla bu yıl 9 şehirde etkinlikler düzenledi.
 
Ana başlığı “Medya” olarak belirlenen etkinliklerin Ankara ayağında, Cumartesi günü “Medyanın Nefreti, Nefretin Medyası” ve “Cins Kıyımdan Trans Nefret Cinayetlerine Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet - Transfeminizm” oturumları gerçekleşti.
 
Seks işçisi bir trans köşeyazarı olabilir mi?
 
Programın ilk oturumunda moderatörlük yapan kaosGL.org editörlerinden Yıldız Tar, medyanın “tarafsızlık” mitinin ötekileştirilenlerin yeniden ötekileştirilmesine hizmet ettiğini söyledi. Tar, transların örgütlenip taleplerini dile getirmesiyle medyanın bunu görmezden gelemediğini ancak translara ilişkin haberlerin hâlâ “ilginçlik, tuhaflık” üzerinden pazarlandığını anlattı.
 
Oturuma video konferansla bağlanan Esmeray, Taraf gazetesindeki köşeyazılarıyla translara yönelik insan hakları ihlallerini gündemleştirebildiğine dikkat çekti.
 
Anaakım medyada bir trans olarak var olmasının da meseleyi çözmediğine dikkat çeken Esmeray, “Gazetede yazmam beni ‘iyi transeksüel’ yapıyor ama seks işçiliği yapan bir transın yazılarına Taraf’ta yer verilir mi bilmiyorum” dedi.
 
“Herkes için kendi sorunu birincil, gerisi teferruat...”
 
Esmeray’ın ardından konuşan Karin Karakaşlı, Agos Gazetesinin 90’larda bir "iletişim kurma, sesini duyurma, muhatabını arama" ihtiyacıyla ortaya çıktığını belirtti.
 
Ötekileştirilen kesimlerin medyada “öcüleştirme” ve “nesneleştirme”ye maruz kaldığını söyleyen Karakaşlı, “mağdur mağdurun halinden anlamadığı gibi çok daha zalim olabiliyor” diyerek politik mücadelenin yanı sıra hayatta yan yana gelmenin önemini vurguladı.
 
“İnsanların bedenine bakarak ‘bu erkek, bu kadın’ diyemeyiz”
 
Medya oturumunun ardından İlksen Gürsoy, Noir ve Gani Met “transfeminizm”i tarşmaya açtı.
 
Konuşmasına Leslie Feinberg ve Ali Arıkan’ı anarak başlayan Noir, natrans feministlerin zaman zaman kimin feminist olup olmadığına karar verme hakkını kendinde gördüğünü söyledi.
 
Cinsiyetin kadın ve erkekten ibaret olmadığına dikkat çeken Noir’in ardından İlksen Gürsoy, ”insanların bedenine bakarak ‘bu erkek, bu kadın’ diyemezsin. Bunu devlet yapıyor,” dedi.
 
Transfeminizm kavramının kendisinin de yeni bir alan belirleyip belirlemediğini soran Gani Met ise “İçinde beni barındıramayan bütün hareketlere hak temelli olmadıklarını söylüyorum. Ben alanın her tarafında var olmak istiyorum,” dedi.
 
20 Kasım Nefret Mağduru Transları Anma Günü Etkinlikleri, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı’nın finansal olarak desteklediği Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu Projesi ile Avrupa Birliği Demokrasi ve İnsan Hakları için Avrupa Aracı’nın finansal olarak desteklediği Nefret Etme Projesi kapsamında Pembe Hayat ve Kaos GL Dernekleri tarafından organize edilmektedir.  

Etiketler: medya
İstihdam