01/03/2025 | Yazar: Kaos GL
ODTÜ Öğrencileri, dün Fizik çimlerinde yaptığı basın açıklamasında Medeni Kanun ve Ceza Kanunu’nda yapılması öngörülen değişikliklere tepki gösterdi.

2025 “Aile Yılı” olarak belirlenmişken, çantadan bu kez de Türk Ceza Kanunu’nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklif Taslağı çıktı. KaosGL.org’un ulaştığı kanun teklif taslağına göre; “biyolojik cinsiyet” ifadesi Ceza Kanunu’na eklenecek. Kamusal alanda LGBTİ+ ifade biçimleri cezalandırılacak, cinsiyet uyum sürecine ilişkin yasal prosedürler zorlaşacak.
Tıklayın-LGBTİ+’lar, Medeni Kanun ve Ceza Kanunu’nda yapılması öngörülen değişikliklerle hedefte
ODTÜ Öğrencileri, dün Fizik çimlerinde söz konusu yasa teklifine karşı basın açıklaması düzenledi. Öğrenciler, açıklamalarında “Dayanışmamızla bu LGBTİ+fobik, transfobik yasa tasarısının karşısında duruyoruz ve durmaya da devam edeceğiz!” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“27 Şubat Perşembe günü, LGBTİ+'ları hedef gösteren, trans yaşamları hedef alan bir yasa tasarısı gündeme geldi.
Bu tasarı, cinsiyet uyum süreci için yaşın 18'den 21'e çıkarılması, üreme yeteneğinden yoksunluk şartının geri gelmesi, sürecin Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastaneler tarafından yürütülebilmesi, yurtdışında ya da estetik olarak ameliyat olanların cezalandırılabilmesi, doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişilerin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması, "biyolojik cinsiyet" ifadesinin Ceza Kanunu'na eklenmesi gibi düzenlemeler içeriyor. LGBTİ+ ifade biçimlerinin "hayasızlık" olarak nitelendirilmesi ve bu ifade biçimlerini görünür kılmanın cezalandırılacak olması, aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapmaları halinde bu kişilere bir yıl altı aydan dört yıla kadar hapis cezası verilmesi gibi LGBTİ+'ları hedef gösteren, ötekileştiren ve yaşamlarını tehdit eden maddeler barındırıyor.
Biz bugün burada, bu yasa tasarısına karşı sesimizi yükseltmek, bu tasarının karşısında tüm gücümüzle ve dayanışmamızla durduğumuzu ilan etmek için toplandık.
Bizler, AKP-MHP iktidarının her geçen gün körüklediği bu nefret politikalarını tanıyoruz. AKP'nin seçim sonrası balkon konuşmasının daha ilk cümlelerinde LGBTİ+'ları hedef göstermesinden biliyoruz. Yine AKP iktidarının polisinin şehirlerdeki ve kampüslerdeki Onur Yürüyüşlerine uyguladığı işkencelerden, gözaltılardan, bu Onur Yürüyüşlerine hukuksuzca açtıkları davalardan biliyoruz. İstanbul Onur Yürüyüşü'nde hukuksuzca gözaltına alınan ve haklarında hukuksuzca dava açılan arkadaşlarımızın mücadelesini hatırlıyoruz. Biliyoruz, tanıyoruz ve her zaman olduğu gibi, her yürüyüşümüzde, her Onur Yürüyüşümüzde olduğu gibi bu nefret politikalarının karşısında durmaya devam ediyoruz.”
“Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”
“İktidarın, dünyanın dört bir yanındaki LGBTİ+fobik siyasetçiler, liderler ve milyarderlerle kol kola yürüttüğü trans karşıtı nefreti körükleme ve trans yaşamlarını "yok etmeye" kalkışma siyasetinin araç ve sonuçlarından biri de transların medikal uyum süreçlerinin önemli bir parçası olan hormona erişiminin kısıtlanması ve birçok trans birey için fiilen yasaklanmasıdır. Türkiye'de tarihsel olarak "makul" görülmeyen transların hormona resmi bir şekilde erişmesi her zaman için çağdışı yöntemlerle kısıtlanmış ve engellenmiş olsa da, 2024 Kasım itibariyle açıklanan reçete kısıtlamaları ve geçtiğimiz gün ortaya çıkan yasa tasarısı ile medikal olmayan uyum süreci araçlarının (seçilmiş isimle hitap edilme hakkı, cinsiyet kimliğini onaylayıcı kıyafet ve fiziksel tercihler gibi) da bir suç unsuru haline getirilmeye çalışılması, transların yaşamına kast etmek, varoluşlarını yasaklamaktır.
Saray rejimi; bugün işçi sınıfını insanlık dışı koşullarda çalıştırıyor, kadınları ve LGBTİ+'ları derinleştirdiği yoksulluk kriziyle sefalet koşullarında bir yaşama sürüklüyor.
AKP iktidarı yarattığı krizlerle LGBTİ+'ları yasaklarken, yaşatmıyorken ve gittikçe yoksullaştırırken, bu karanlığın karşısında topyekûn bir mücadeleyi örgütlemekten başka bir yolumuz yok. LGBTİ+'ları yok sayan bu faşist düzene karşı omuz omuza haykıracağız:
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!
LGBTİ+'lara yönelik nefretin en büyük araçlarından biri olan "Büyük Aile Platformu", Türkiye'nin pek çok yerinde nefret yürüyüşleri düzenledi. Videoları, RTÜK tarafından insan haklarına aykırı bir şekilde kamu spotu olarak yayınlandı. "Büyük Aile Buluşmaları" adı altında yapılan bu yürüyüşlerde "kutsal aile" söylemi kullanılarak LGBTİ+'lar hedef alındı. Her Onur Yürüyüşü'nde LGBTİ+'ları hukuksuzca gözaltına alan polis, açıkça nefret suçu işlenirken bu yürüyüşlere hiçbir müdahalede bulunmadı.”
“Hak savunucularını yıldıramayacaksınız”
“Çocuklarım aç! diyerek kendini yakan babayı, çocuklarını ısıtamadığı için yan odada intihar eden anneyi, eğitim hakkı elinden alınarak reşit olmadan evlendirilen çocukları unutturmaya çalışan bu iktidar, yetmezmiş gibi 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etti ve sorunların odağına LGBTİ+'ları yerleştirdi.
LGBTİ+'ları kutsal aile kavramını bozmakla suçlayan iktidara sesleniyoruz:
Hatay Depremi'nde önlem almadığınız için ölen yüzbinlerin, üzerinden iki yıl geçmesine rağmen ailelerin konteynırlara mahkûm edilmesinin ya da önlem almadığınız için Kartalkaya'da diri diri yanan ailelerin sorumluları da mı LGBTİ+'lar?
Kutsal aile kavramınız; aile üyeleri tarafından istismara uğrayan çocuklarsa, eşleri tarafından şiddete maruz kalan ve hatta öldürülen kadınlarsa bilin. O kutsal ailenizi başınıza yıkacağız!
18 Şubat'ta 50'den fazla kişi HDK'ye yönelik operasyonlarda gözaltına alındı. 21 Şubat'ta LGBTİ+ mücadelesinden dostlarımız Elçin ve Yıldız'ın da aralarında bulunduğu gözaltındaki 30 kişi tutuklandı, 13 kişiye ev hapsi verildi, 7 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Yıldız'ın ifadesi alınırken, 2012-2015 yılları arasında kadınlar ve LGBTİ+ hak savunucularıyla yaptığı görüşmeler suç unsuru olarak gösterildi. Transfeminist mücadelemizi suç sayamaz, bunu haber yapan gazetecileri esir alamazsınız.
LGBTİ+'ları, kadınları, yaşam hakkı savunucularını yıldıramayacaksınız! Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın.
Bayram Sokak'taki, Bornova Sokak'taki transların, her alanda yaşamları kısıtlanan, yaşamlarından vazgeçirilen transların; hayatlarının her noktasında iktidarın nefretinin hedefi haline gelen tüm LGBTİ+'ların yaşam mücadelesinden güç alıyoruz. Dayanışmamızla bu LGBTİ+fobik, transfobik yasa tasarısının karşısında duruyoruz ve durmaya da devam edeceğiz!”
İmzacı topluluklar
ODTÜ Münazara Topluluğu, ODTÜ Sosyoloji Topluluğu, ODTÜ Hayvan Dostları Topluluğu, ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu, ODTÜ Müzik Toplulukları, Amatör Astronomi Topluluğu, ODTÜ Amatör Fotoğrafçılık Topluluğu, ODTÜ Çevre Topluluğu, ODTÜ Sinema Topluluğu, ODTÜ Psikoloji Topluluğu imzacı, ODTÜ Seslendirme Topluluğu, Arkeoloji Topluluğu imzacı, ODTÜ Vegan imzacı, ODTÜ Türk Halk Bilimi Topluluğu, ODTÜ Medya Topluluğu, AEGEE-Ankara, ODTÜ Uluslararası Gençlik Topluluğu, ODTÜ Hazırlık Komitesi, ODTÜ SBKY Öğrenci Temsilciliği, ODTÜ Ekonomik Topluluğu, Demir Leblebi, ODTÜ Dağcılık ve Kış Sporları Kolu, ODTÜ Feminist Çalışmalar Topluluğu, ODTÜ Siyaset Bilimi Topluluğu, FLE Forum Bölüm Dayanışması, ODTÜ Jonglörler Topluluğu, ODTÜ SODET,ODTÜ Feminist Dayanışma, ODTÜ SOL Genç, ODTÜ Marksist Fikir Topluluğu, ODTÜ Yapı Topluluğu, Kadınlar Sokağa Hareketi, Direnenler Topluluğu, ODTÜ İzci Grubu, ODTÜ Oyuncuları, HDK ODTÜ Meclisi, ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu, TİP'li Öğrenciler, ODTÜ Bilim Kurgu ve Fantazi Topluluğu
Etiketler: insan hakları, medya, aile, siyaset