10/04/2018 | Yazar: Kaos GL
ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu, okul yönetiminin baskılarına ve yıldırma politikalarına karşı kampüsü canlı tartışma alanları haline getirmeye çağırdı.

ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu, okul yönetiminin baskılarına ve yıldırma politikalarına karşı kampüsü canlı tartışma alanları haline getirmeye çağırdı.
Fotoğraf: 2017 yılı ODTÜ Mezuniyet Töreni
ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu, bir basın metni yayınlayarak “uyarı” aldıklarını duyurdu.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ODTÜ’lü kadınlar tarafından düzenlenen kampüs yürüyüşünün ardından Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı’ndan uyarı alan topluluk, basın açıklamasında “Topluluğumuz ODTÜ’nün resmi ve meşru topluluklarından biri olarak çalışmalarına devam edecektir” diyerek, ODTÜ’deki diğer öğrenci topluluklarını dayanışmaya ve üniversitenin her alanını canlı tartışma alanları haline getirmeye çağırdı.
“Topluluklarımızın marjinalize edilmesi çabasına karşı bir arada duralım”
Basın açıklamasının tam metni şöyle:
“ODTÜ'de toplumsal cinsiyet çalışmaları alanına dair fikir yürüten, tartışan ve etkinlikler düzenleyen kişiler olarak geçtiğimiz dönemde “Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu” ismiyle resmi bir topluluk olduk. Yıllar süren bir mücadelenin ardından kazandığımız topluluğumuz, dönem başından beri yüzlerce kişiye ulaştı, önemli etkinlikler düzenledi. Her dönemi dolu dolu geçirebilmek, topluluğumuzu okulun en canlı tartışma alanlarından biri haline getirebilmek adına çıktığımız bu yolda ne yazık ki birçok sorunla karşı karşıya kalıyoruz.”
“İlk olarak, topluluğumuzun düzenlediği ‘Osmanlı'dan Bugüne Türkiye'de Kadın Mücadelesi’ panelinin üçüncü kişiler tarafından sosyal medyada paylaşılması sonucu etkinliğimizin iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya kaldık. Kültür İşleri’nden onay almış olan etkinliğimizin toplulukla bir alakası olmayan kişiler tarafından paylaşılmış olmasının topluluğumuzu ne yönden ilgilendirdiğine dair bir açıklama da tarafımıza yapılmadı. Danışman hocamızın çabaları sonucu panelimizi gerçekleştirebildik.”
“İkinci panelimizde ise etkinliğimizin ‘sakıncalı’ bulunarak yeniden başvuru yapmamız istendi. ‘Transfeminizm ve Mahpus Trans Kadınların Cezaevlerindeki Durumu’ başlıklı etkinliğimizi ‘Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığının Farklı Biçimleri: Hapishanelerde Cinsiyet Ayrımcılığı’ İsmiyle gerçekleştirebildik. Onay almış haliyle dahi etkinliğimizin çok yayılmaması ‘tembihlendi.’”
“Buna karşın etkinliğimizi kalabalık ve verimli geçirmeyi başardık. Son olarak ise ODTÜ’de gerçekleşen 8 Mart Yürüyüşü sonucu yazılı uyan aldık. Uyan metninde ‘08 Mart 2018 tarihinde saat 19.00 civarında Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Topluluğu üyesi grubun izinsiz olarak yürüyüş düzenlemesi’ iddiasıyla karşı karşıya bırakıldık.”
Üniversitenin eşitlikçi ve özgürlükçü yapısını baskı altına almaya yönelik bir tutumdur
“Ancak:
1) Topluluğumuzun ismi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu’dur. Topluluğumuzun isminden bile bihaber olan üniversite yönetimi, öncelikle uyarı gönderdiği toplulukların isimlerini öğrenmelidir.
2) Gerçekleşen yürüyüş yıllardır üniversite içerisinde cinsiyet ayrımcılığına uğrayan bireylerin eşitsizliğe karşı şeşlerini yükselttiği bir yürüyüştür. Geçtiğimiz yıl üniversite yönetimi tarafından 8 Mart Yürüyüşü nedeniyle toplulukların tehdit edilmesinin ardından (yönetim tarafından reddedilse de), bu yıl doğrudan yazılı uyarı yollanmıştır. Bu tutum, üniversitenin eşitlikçi ve özgürlükçü yapısını baskı altına almaya yönelik bir tutumdur.”
3) Yürüyüş, Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu’nun düzenlediği bir yürüyüş değildir. ODTÜ’lü kadınlar tarafından düzenlenmiştir.
4) Topluluğumuzdan arkadaşlarımızın yürüyüşe katılıp katılmadıkları, ne kadarının yürüyüşe katıldığı, yürüyüşte ne yaptıkları topluluğumuzun inisiyatifinde olan bir şey değildir. Kişilerin kendi istek ve tercihlerine bağlıdır.”
“Bu bağlamda, ODTÜ yönetimi, topluluğumuza gözdağı verme amaçlı bu uyarısını derhal geri çekmelidir. Öğrenci topluluklarına yönelik baskı ve kısıtlamalar, ODTÜ’nün özgürlükçü yapısıyla bağdaşmamaktadır. Topluluğumuz ODTÜ’nün resmi ve meşru topluluklarından biri olarak çalışmalarına devam edecektir. Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu olarak tüm ODTÜ kamuoyuna çağrımızdır: Başta öğrenci toplulukları olmak üzere, baskılara ve kısıtlamalara karşı bir arada duralım ve topluluklarımızın marjinalize edilmesi çabasına karşı üniversitenin her alanını canlı tartışma alanları haline getirmeye çalışalım.”
21 yıllık mücadele
Topluluk, 21 yıl süren mücadele sonucunda geçtiğimiz Mart ayında resmi olarak kuruldu. ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması, üniversitede bir topluluk olarak var olabilme mücadelesini, 1996 yılında LEGATO adı altında buluşan LGBTİ aktivistlerine dayandırıyor. ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması bu kazanımı kadın ve LGBTİ mücadelesinin ortak kazanımı olarak ifade ediyor.
Etiketler: insan hakları, eğitim