ODTÜ’de Homofobi Tepkisi

ODTÜ Felsefe Topluluğu’nun, 1. Teoloji Sempozyumu’nu eşcinselliğe dair yanlış kanaatler yayan LİBİDO ve Düşünbil dergileriyle birlikte düzenleyecek olması tepki çekti. 26 imzacı grup ortak bir bildiri yayımlayarak 15-17 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek sempozyuma Felsefe Topluluğu’nun ev sahipliği yapmasını kınadılar. Bildiri metni şöyle:

“15-17 Şubat tarihleri arasında ODTÜ Felsefe Topluluğu, LİBİDO ve Düşünbil dergileri tarafından ODTÜ’de 1. Teoloji Sempozyumu gerçekleştirilecektir. Sempozyumun dini ve ateizmi tartışmaya açma iddiası değerlidir fakat ODTÜ Felsefe Bölümünü ister istemez temsil eden böyle bir etkinliğin eşcinsel bireylere karşı nefret söylemi yayan iki dergi tarafından gerçekleştirilmesi kabul edilebilir değildir.”

 

“Sempozyumun bileşenlerinden LİBİDO Dergisinin Kasım-Aralık 2012 “Cinselliğin Oluşumu” sayısı bizler için büyük üzüntü ve öfke kaynağı olmuştur. Derginin ticarî amaçlarla kapak sayfasına attığı “Eşcinselliği Doğuran Etmenler” başlığı ve adı geçen yazının içeriği, eşcinselliği hastalık olarak göstermenin de ötesinde 20. yüzyıl başlarındaki kafatasçı yaklaşımı hatırlatmaktadır. Eşcinsellerin kalça oranları ve bedensel farklılıklarını “bilimsellik” adı altında sunan bu yazının bir kitaptan alıntılanması yayıncının sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Psikanaliz dergisi olan LİBİDO’nun psikanalitik yaklaşımdan tamamıyla uzak ve eşcinselliğin halen bir hastalık olarak görüldüğü 1906-1979 yılları arasındaki “bilimsel” araştırmalara dayanan bu yazıyı seçip yayınlaması kendilerine büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Aynı şekilde eşcinselliğin onlarca yıldır hiçbir bilimsel otorite tarafından hastalık kabul edilmediği bilgisine ve güncel bilimsel kuram ve araştırmalara dergide yer verilmemesi; eşcinsellik sözcüğünün sadece erkek eşcinseller için kullanılması, kadın eşcinseller içinse “sevici” kelimesinin kullanılması; editörün kendi yazısında heteroseksüellik dışındaki cinsel yönelimleri patolojikleştirmesi derginin cinsiyetçiliğini ve homofobisini açıkça ortaya koymaktadır.”

 

“Buna karşılık LİBİDO Dergisi ile görüşme çabaları ve eşcinsellerden özür talepleri alaylar ve aşağılamalar ile karşılanmıştır. ODTÜ LGBT’nin bu sürecin sonunda LİBİDO Dergisini eleştirdiği bildiriye Düşünbil Dergisinin yanıtında ise topluluktaki bireylerin “psikolojik tahlilini” yapılmış, eleştirileri hiçleştirilmeye çalışılmıştır. 2009 yılından beri ODTÜ yerleşkesinde homofobi ve transfobi karşısında LGBT bireylerle dayanışmaya çalışan ODTÜ LGBT Topluluğundan bireylerin Düşünbil Dergisi tarafından “hasta/patolojik İslam sempatizanları” olarak yaftalanması ve böylelikle muhatap kabul edilmemesi LİBİDO Dergisinin homofobisi kadar kabul edilemezdir.”

 

“Son olarak ODTÜ’de çeşitli topluluklarından öğrencilerin, LİBİDO ve Düşünbil Dergilerinin kınanması ve etkinlikten çıkarılması için Felsefe Topluluğu ile aldıkları toplantı sonuçsuz kalmıştır. Felsefe Topluluğunun toplantı sonrasında yayınladığı açıklama, LİBİDO VE Düşünbil’in homofobik olduğunu dile getirememekte ve nefret söyleminin eşcinsellere yönelen nefret suçlarıyla doğrudan bir ilişkisi olmadığından etkinliği bu dergilerle gerçekleştirmenin kendilerine sorumluluk yüklemediğini iddia etmektedir. Fakat homofobiye sessiz kalmak ve bu bileşenlerle her şeye rağmen etkinlik yapmak, Felsefe Topluluğunun da bu konudaki konumlanışını belirlemektedir.”

 

Heteroseksizm ve Cinsiyetçilik Yalnızca Dinlere Özgür Değildir
“Yukarıda, yaklaşık bir aydır yaşanan süreci kısaca özetlemeye çalıştık. Heteroseksizm ve cinsiyetçilik yalnızca dinlere özgü değildir; bilimsellik ve ateizm maskeleri altında da karşımıza çıkmaktadır. Ateist olmak, dini eleştirmek hiç kimseyi homofobiden muaf kılmaz. Ateizm adı altında dolaşıma sokulan bu nefret söylemleri, dini muhafazakârlıktan belki de en çok çekmiş LGBT bireyler de aralarında olmak üzere tüm ateistleri zan altında bırakmaktadır. Bizler homofobi, transfobi ve cinsiyetçilik karşıtı öğrenci toplulukları ve oluşumlar olarak LİBİDO ve Düşünbil Dergilerinin, LGBT bireylere karşı yaydıkları nefret söylemlerinden dolayı, ODTÜ’de gerçekleşecek ve Felsefe bölümünü temsil edecek olan bir sempozyumun bileşenleri olmalarını kabul etmiyoruz.”