05/12/2014 | Yazar: Kaos GL
Yönetmen Mary Dore: "Bir şeyi ilk kimin yaptığını öğrenmeye bayılırım; ancak önemli olan, tabandan gelen tüm bu kadınların da orada olduğunu göstermek diye düşündüm."

Bu ay, film yapımcısı ve aktivist Mary Dore feminist bir başyapıt olan filmi “She’s Beautiful When She’s Angry”yi tüm dünya ile paylaşıyor. Nadir bulunan arşiv görüntülerini, fotoğrafları, feminist külliyata özgü metinler ve müzikleri (The Chicago Women’s Liberation Band mi dediniz? Evet, lütfen!) bünyesinde barındıran film, seyirciye 1960’ların sonlarındaki kadın özgürlüğü hareketinin ilham verici hikâyesini sunuyor.
The Ms. Blog olarak, Brooklyn’de yaşayan Dore’u Los Angeles’ta yakaladık ve kendisiyle film, ona ilham veren feministler ve aktivizmin önemi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
New York’taki kamu yayıncılığı merkezi WNET’teki işinize son verildiğinde İrlanda’daydınız- ve size bu filmi yapmak için ilham veren tam da bu oldu, öyle mi?
“Peki, en çok yapmak istediğin proje ne olurdu?” diye düşünüyordum ve şimdiye kadar hiç kimsenin kadın hareketi üzerine geniş çaplı destansı bir belgesel hazırlamadığını fark ettim. Yalnızca hareketin ilk zamanlarına odaklanmak istedim, çünkü hikâyenin kimsenin bilmediği kısmı orasıydı: İkinci Dalga feministlerin Yurttaşlık Hakları hareketinin, savaş karşıtı hareketin içinden gelişi ve bir noktada kendileri için de eyleme geçmeleri gerektiğini fark edişleri- ayrıca, bence gerçekten ilgi çekici olan da bunlardı.
Film, şair ve feminist basın öncülerinden Alta, Lavender Menace* kurucularından Karla Jay ve kongre üyesi Eleanor Holmes Norton gibi etkileyici feministlerden oluşan kapsamlı bir derlemeyi bünyesinde barındırıyor. Filmde kullandığınız figürleri nasıl seçtiniz?
Kasıtlı olarak muhtelif isimlerin yer aldığı bir çalışma yapıldı. İnsanlar tarihin bu kesitini bilmediğinden, her yerde küçük kıvılcımlar olduğunu göstermek bir zorunluluktu. Bir şeyi ilk kimin yaptığını öğrenmeye bayılırım; ancak önemli olan, tabandan gelen tüm bu kadınların da orada olduğunu göstermek diye düşündüm. Hepsi sıradan kadınlardı; ancak olağanüstü şeyler yaptılar. Erken dönemlerdeki feministlerin gündeme getirdiği ancak bunun için hiç takdir edilmedikleri konuları ele almak istedim.
Film, feminist gazete “O Ben Diilim Bebek” It Ain’t Me Babe, sokak tiyatrosu grubu “Cehennemden Gelen Kadınların Uluslararası Terör Örgütü” Women’s International Terrorist Conspiracy from Hell-W.I.T.C.H ve 1973’teki Roe v. Wade davasının* kararı öncesinde kürtaj yapan yeraltı topluluğu JANE gibi pek çok sıradışı aktivist örgütünün çıkış öyküsünü aktarıyor.
JANE kolektifi, ilgilendikleri insanları gerçekten çok önemsiyordu. Kendileri kürtaj yapmaya başlamadan önce bile yaptıkları işin büyük bir parçası, kadınların güvende hissetmelerini sağlamaktı. İnanılmaz derecede cesur işler yapan pek çok hareket vardı, ancak kadın hareketini farklı yapan entelektüel anlamda muazzam riskler almalarıydı. Bütün dünyayı fikren yeniden şekillendirmek durumundasınız… Tüm bu riskleri almak çok cesurca, çünkü herkesin sizi küçümsemesi dışında hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Ayrıca, daha önce hiç dokunulmamış bir konuyla uğraştığınız için hatalar da yapıyorsunuz.
Kadın hareketi için yapılan eleştirilerin bunu hesaba katmadığını söyleyebilir misiniz? Kadın hareketi gereksiz yere fazla mükemmeliyetçi standartlara mı tabi tutuldu?
Hiçbir hareket kusursuz değildir ve hepsi hatalar yapar, ama… sebebi ne olursa olsun, kadın hareketi çok fazla karalamaya maruz kaldı. İnsanlar A) Diyelim ki başarılı oldu, ne fark eder? ya da B) Baştan başarısızlığa mahkum bir hareket diye düşünüyorlardı. Ancak bu asla başarısız bir hareket değil! Öyle ki, bugün yaşadığımız hayatı değiştirdi. Kucağında bebek taşıyan bir adam görebiliyorsak, bunu kadın hareketine borçluyuz. Yüksek mahkemede kadınları görebiliyor olmamızı da. Tüm bunlar mucizevî bir şekilde oluvermedi. Tüm bunlar oldu, çünkü insanlar bunun için sürekli uğraştılar ve değişim en sonunda gerçekleşti.
Kadın hareketinin “beyaz” kadınlara ait bir hareketten çok daha fazlası olduğunu gösterdiniz.
İlk zamanlarda karşılaştığım bütün kadın hareketleri birlik beraberlik içindeymiş gibi yapmak niyetinde değildim, çünkü gerçekte durum hiç de böyle değildi. Feminizm, Black Power (Siyah İktidar) hareketiyle yaklaşık aynı zamanlarda, ayrımcılık belli siyasî sebepler nedeniyle çok daha normal sayılıyorken başladı. Kadın hareketi de bu dönemde, ancak farklı önceliklerle ilerliyordu. Kaç kişi “SNCC Black Women’s Liberation Committee” Şiddet Karşıtı Öğrenciler Eşgüdüm Kurulu Siyah Kadınların Özgürlük Komitesi’ni kuran Fran [Beal] ve onunla birlikteki diğer kadınları tanıyor? [Denise Oliver-Velez ve] Young Lords* etrafında gerçekleşenlerin inanılmaz olduğunu düşüyordum- o da hareketin başlı başına bir koluydu. Erkeklerle birlikte çalışacağız ve onlar her şeyi yoluna koyana kadar canlarına okuyacağız. Hareketin tüm bu türevlerini göstermek istedim, böylece insanlar ne kadar çeşitli olduğunu görecekti.
Bu filmi seyreden izleyicilerin derinlemesine anlamalarını umduğunuz şey nedir?
Siz muazzam değişiklikler yaratabilirsiniz. Sıradan insanlar sıradışı değişiklikler yapabilirler. “Our Bodies, Ourselves” Bedenlerimiz Biziz kitabını hazırlayanlar tıp öğrencileri değil, annelerin bir araya geldiği bir grupta tanışan ve kadın sağlığı hakkında hiçbir şey bilmediğini fark eden… ve buna inanamayan sıradan kadınlardı. [Kadın hareketi tarihi öncülerinden] Ruth Rosen yüksek lisans derecesi olduğu ve tarih üzerine doktora yaptığı halde kadınlar hakkında hiçbir şey bilmemesini inanılmaz buluyordu. Bunun hakkında bir şeyler yapmaya karar verdiğinizdeyse, değişimi getiren siz olabilirsiniz.
She’s Beautiful When She’s Angry’nin açılışı 5 Aralık’ta New York’ta ve 12 Aralık’ta Los Angeles’ta gerçekleşecek.
*Lavender Menace: 1970’te kendilerinin feminist hareketten dışlandığını düşünen lezbiyen radikal feministlerce kurulan oluşum.
* Roe v. Wade davası: ABD’de 1973 yılında kürtaj karşıtı yasaların çoğunun iptaliyle sonuçlanan dava.
*Young Lords: Amerika’nın çeşitli şehirlerinde faaliyet gösteren, yoksullara yardım eden Porto Rikolu grup.
Kaynak: Ms. Blog

Etiketler: kültür sanat