27/04/2021 | Yazar: Kaos GL

Öğrenciniz size lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks ya da + kimliğiyle açıldığında ona vereceğiniz ilk karşılık çok önemlidir. İşte bir eğitimci olarak olası bir açılma anı için önceden hazırlanmanız, yapmanız ve kaçınmanız gerekenler…

Öğrenciniz size açıldığında… Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Öğrenciniz size lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks ya da + kimliğiyle açıldığında ona vereceğiniz ilk karşılık çok önemlidir. Bu karşılık kapsayıcı, destekleyici, güven verici ve etik çerçeveye uygun olmazsa öğrenciniz kendini yanlış ve yalnız hissedebilir, açıldığı için pişman olabilir, paniğe kapılabilir, sonrasında anlatmak, soru sormak, destek istemek gibi ihtiyaçları olursa yeniden adım atmakta zorlanabilir. Bu nedenle, bir eğitimci olarak olası bir açılma anına önceden hazırlanmanız, yapılması ve kaçınılması gerekenleri bilmeniz önemlidir. Somut önerilere geçmeden önce ‘açılma’ kavramı ve süreciyle ilgili bazı noktalar üzerinde duralım.

Açılma nedir?

Açılma, İngilizcedeki coming out of closet (coming out) kavramının Türkçesidir. Dolaptan [saklandığı yerden] çıkma anlamına gelir. LGBTİ+’ların kendilerine ve uygun gördükleri kişilere (aile bireylerine, yakınlarına, arkadaşlarına, öğretmenlerine vb.) cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve/veya cinsiyet özelliklerini ifade etmeleridir.

Açılma nasıl gerçekleşir?

Ruh sağlığı literatüründe açılma genellikle ‘kendine açılma’ ile başlayıp başkalarına açılmaya doğru giden doğrusal bir kimlik gelişimi süreci şeklinde tanımlanır. Ancak kişinin cinsiyet kimliğini, cinsel yönelimini ve/veya cinsiyet özelliğini fark etmesi, tanımlaması, kabul etmesi ve bunu başkalarıyla paylaşması belirli yaş aralıklarında başlayıp biten, kesin çizgileri olan bir süreç değildir. Benzer bazı süreçlerden geçilse de herkesin biricik olduğu ve farklı koşullar içinde hayatını sürdürdüğü unutulmamalıdır. Kişinin kaç yaşında, kime/kimlere ve ne şekilde açılacağı öznel bir karardır ve her bireyde değişiklik gösterebilir. Dolayısıyla açılma doğrusal değil, çok evreli, iç içe geçmiş, zaman zaman askıya alınabilen bir süreçtir.

LGBTİ+’lar açılmaya neden ihtiyaç duyarlar?

Herkesin natrans ve heteroseksüel kabul edildiği cis-heteronormatif ikili cinsiyet rejimi içinde LGBTİ+lar ‘öyle’ olmadıklarını ifade etmek durumunda kalırlar. Natranslar ve heteroseksüeller açılmaya ihtiyaç duymazlar, çünkü kim likleri baştan tanımlı ve meşrudur; kendilerini gizlemek zorunda kalmadıkları gibi görünürlük sıkıntısı da yaşamazlar. LGBTİ+’lar ise çok çeşitli nedenlerle açılmaya ihtiyaç duyabilirler: natrans ve heteroseksüel varsayılmaktan ya da öyleymiş gibi davranmaktan sıkılmak, kimliğini gizlemeye çalışmaktan yorulmak, sürekli bir otokontrol hali içinde yaşamak istememek, kendisi olabilmek, sevdiği kişilerle hayatının tüm yönlerini paylaşabilmek, LGBTİ+’lara ve LGBTİ+ topluluklarına ulaşabilmek…

Açılmayla ilgili dikkat edilmesi gereken noktalar 

• Açılmanın ‘olumlu/sağlıklı’, açılmamanın ‘olumsuz/sağlıksız’ bir kimlik gelişimine işaret ettiği düşünülmemeli,

• Açık kimlikli kişiler ile açık olmayan kişiler arasında ‘cesur/güçlü’ ve ‘korkak/zayıf’ ikiliği yaratılmamalı,

• Herkesin her ortamda ve aynı derede açık olması beklenmemeli,

• Hiç kimse açılmaya ya da açılmamaya zorlanmamalı,

• Kişinin cinsiyet kimliği, cinsel yönelimi ve/veya cinsiyet özelliği bilgisi/onayı dışında bir başkasına açıklanmamalıdır.

Kişiler cinsiyet kimlikleri, cinsel yönelimleri ve/veya cinsiyet özellikleriyle ilgili başkasına/başkalarına açılabilir, henüz hazır hissetmedikleri için açılmayı bekletebilir, açılmaya gerek görmeyebilir ya da ayrımcılık, baskı ve şiddete maruz bırakılacakları endişesiyle istedikleri halde açılamayabilirler. Öğrencinizin açılmak için sizi seçmiş olması kuvvetle muhtemel ‘tesadüf’ değildir. O vakte kadar LGBTİ+ kimliklerle ilgili açık bir ifade kullanmamış olsanız bile öğrenciniz sizden sizinle konuşabileceğine dair bir ‘güven işareti’ almıştır. Bu güvenin çok çeşitli nedenleri olabilir:

• Şefkatli bir eğitimci olmanız,

• Şiddetsiz bir iletişim dili kullanmanız,

• Güvenli ve barışçıl bir sınıf ortamı oluşturmanız,

• Çeşitliliği benimsemeniz ve eğitim-öğretim süreçlerinin merkezine almanız,

• Öğrencilerinizin sadece akademik gelişimlerini değil, duygusal, sosyal, bedensel, cinsel gelişimlerini de takip etmeniz ve desteklemeniz,

• Derslerinizde ya da rehberlik odasında kapsayıcı, eşitlikçi, ayrımcılık karşıtı bir dil ve yaklaşımı benimsemeniz,

• Tek bir öğrenciyi dahi ‘dışarıda’ bırakmamak için çaba göstermeniz,

• Müfredat dışında hak temelli, koruyucu-önleyici ve güçlendirici çalışmalar yapmanız,

• Öğrencilerinize desteğe ihtiyaç duydukları her konuda size gelebileceklerini hissettirmeniz,

• Destek talebiyle gelen öğrencilerinizi yargılamadan dinlemeniz,

“Derse başlayacağımız sırada bir arkadaşına ‘ibne misin oğlum’ diye güya takılan bir öğrencime müdahale ederek net bir şekilde ‘bu bir espri değil, insanların cinsel yönelimi ile ilgili ayrımcı bir söylem ve dersimde ayrımcılık yapılmasına müsaade etmem’ dedim, sonra da ayrımcılık kavramını çok kısaca açıkladım. Bundan iki hafta kadar sonra bir öğrencim özel olarak görüşmek istediğini söyledi ve bu görüşmede eşcinsel olarak açıldı. Açılmak için sınıftaki sözlerimden güç aldığını da açıkça ifade etti. Bu olay bana bazen tek bir cümlenin bile öğrencinin kendini ‘tanınıyor’ hissetmesi için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark ettirdi.” (Lise Tarih öğretmeni, Cinsel Gelişimin Desteklenmesi: Eğitimci Sorumlulukları Semineri, 2017)

Öncelikle her çocuğun gelişiminin ve ihtiyaçlarının biricik olduğunu, dolayısıyla açılmanın da çeşitli ihtiyaç, motivasyon ve yöntemlerle gerçekleşebileceğini unutmayın. Çocuklar çoğunlukla güvenli bir alanda olduklarını düşündüklerinde, kabul göreceklerine inandıkları yetişkinlere açılmayı tercih ederler. Ancak bazen güvensiz bir alanda ve ayrımcı-dışlayıcı tutumlara tepki olarak açıldıkları da olur. Yapabilecekleriniz, söyleyebilecekleriniz:

Öğrenciniz sizinle özel olarak görüşmek istediyse mahremiyeti sağlayabileceğiniz bir alan oluşturun: Bu görüşme okulda olabileceği gibi, online alanda ya da telefonda da yapılabilir. Mahremiyetin sağlanması tüm bu durumlar için geçerlidir. Bazen çocuklar başkalarının da bulunduğu, güvenli olmayabilecek ortamlarda (okul koridoru, öğretmenler odası vb.) açılmak üzere adım atabilirler. Böyle durumlarda konuşmayı özel alana taşımaya çalışın, öğrencinizin mahremiyeti koruyacak ve sürdürecek düzenlemeler yapın.

Öğrencinizin konuşmayı başlatmakta ya da sürdürmekte zorlandığını gözlemliyorsanız “acele etme, seni dinlemek için buradayım” gibi destekleyici ifadeler kullanın: Konuşma sırasında sessizlik ve durma anları olursa bu sizi tedirgin etmesin. Boşlukları bir şeyler söyleyerek/sorarak doldurmak zorunda hissetmeyin, sakince bekleyin.

Dinleyin, dinleyin, dinleyin:  Kabul, şeftkat ve anlayışla dinlemeniz öğrencinizin güvende ve rahat hissetmesini sağlar. Dinlerken zorlandığınızı hissediyorsanız dikkatinizi nefesinize odaklayabilir, birkaç derin ve yavaş nefes alıp bedeninizdeki duyguları fark ederek isimlendirmeye çalışabilirsiniz: “Şu anda içim sıkıştı, endişelendim, hayal kırıklığı yaşıyorum, çaresiz hissediyorum, öfkelendim…” gibi. Bu duyguların bedeninizde dengelenmesi için kendinize biraz zaman verebilirsiniz. Çeşitli hislerle dinlemekte zorlanmak doğal olsa da öğrencinizin size güvenle açıldığı alanı tutmaya devam edebilmek için duygularınızı olabildiğince düzenlemeniz, can kulağıyla dinlemeye devam etmeniz önemlidir.

Olabildiğince nötr bir ifade ile dinlemeye çalışın: Şaşkınlık, endişe, hayal kırıklığı, çaresizlik, öfke gibi duygularınızın mimiklerinize ve beden dilinize yansıması öğrencinizin yanlış ve suçlu hissetmesine neden olabilir. Dinlerken zorlanmanızın çeşitli nedenleri olabilir: açılma anını ilk kez deneyimliyor olmanız, LGBTİ+ çocukların toplum tarafından maruz bırakıldığı ayrımcılık ve şiddeti düşünerek öğrenciniz için endişelenmeniz, LGBTİ+ özne ya da yakını olarak kendi kişisel deneyimleriniz, kişisel inanç, yanlış bilgi ve önyargılarınız... Daha sonra bu durumla ilgili düşünmeniz, sizi zorlayan şeyleri fark edip üzerinde çalışmanız önemlidir.

Paylaştığı için teşekkür edin: Size güvendiği için mutlu olduğunuzu da ifade edebilirsiniz.

Desteğe ihtiyacı olup olmadığını anlamaya çalışın: Öğrencinizin yardıma ihtiyaç duyduğunu varsaymayın, zira kendini tamamen rahat hissediyor ve sizden somut bir şey beklemiyor olabilir. Belki de sadece birine söyleyebilmeyi ya da onu daha iyi tanımanızı istemiştir. Her çocuğun ihtiyaçlarının öznel olduğunu aklınızda tutun.

Aşağıdakilere benzer sorular sorabilirsiniz:

(Soruları sorgulamak için değil, anlamak için yönelttiğinizi unutmayın.)

• Okulda kendini rahat ve güvende hissediyor musun?

• Derslerimde (ya da rehberlik servisinde) kendini rahat ve güvende

hissediyor musun?

• Başka biriyle paylaşabildin mi? Paylaştığın kişiler sana karşı destekleyici davranıyor mu?

• Başka birileriyle paylaşmak istiyor musun?

• Senin için yapabileceğim bir şey var mı?

• Farkında olmadan sana iyi gelmeyen bir şey söyledim ya da yaptım mı?

Öğrencinizin mahremiyetine saygı gösterin ve mahremiyetini gözeteceğinizi ifade edin.

Öğrenciniz için ek destek gerektiren durumlar söz konusuysa uygun şekilde yönlendirme yapın.

Öğrencinizin size açıldıktan sonra da ‘aynı insan’ olduğunu hep hatırlayın.

Öğrenciniz başkalarına açılmaya karar verdiğine ya da açıldığında ihtiyaç duyduğu noktalarda onu desteklemeye hazır olun.

Kendiniz de destek alın: Öğrencinizi dinlerken zorlandıysanız, öğrencinizin soruları olduysa ve yanıtlayamadıysanız, konuyla ilgili yeterince bilgili ve hazır olmadığınızı fark ettiyseniz, öğrenciniz için ek destek gerektiren durumlar söz konusuysa… bilgi, görüş ve destek alabileceğiniz güvenilir kaynakların, kişilerin, kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, aile gruplarının bir listesini oluşturun. Bu listeyi sürekli güncelleyin. Destek mekanizmalarına başvurmaktan çekinmeyin.

Yanlış yaptığınız ya da eksik bıraktığınız bir yer olduğunu fark ederseniz bunu öğrencinizle açık bir iletişimle paylaşın: “Seni dinlerken …... demiştim ama fark ettim ki doğru bir ifade kullanmamışım”, “…... şeklinde bir bilgi vermiştim, araştırdığımda gördüm ki eksikmiş” gibi ifadelerle gerekli düzeltmeleri yapmak, eksikleri tamamlamak, özetle açık ve dürüst davranmak öğrencinizle aranızdaki güven ilişkisini kuvvetlendirir.

Kaçınmanız gerekenler

Sorgulayan, yargılayan, suçlayan, endişe ve paniğe sevk eden, mahremiyeti ihlal eden, magazinel merak içeren, utandıran her türlü soru, ifade ve tavırdan uzak durun.

Niyetinizin iyiliğinden emin olabilir, öğrencinize destek olmak isteyebilirsiniz. Ancak bazı söz ve davranışlarınız yanlış bilgi ve inanışlarınızı dışavurabilir, önyargılı ve ayrımcı olabilir, zarar verebilir. ‘İyi niyet’ kendi başına yeterli değildir, unutmayın.

Aşağıdakilerden ve benzeri ifadelerden kaçının:

• Biliyordum, tahmin etmiştim, anlamıştım.

• (Öğrenciniz henüz tanımlamadan) Eşcinselsin yani, anladım.

• Bunlardan bahsetmek için yaşın henüz çok küçük.

• Demek büyüyünce oğlan olacaksın ama bu imkânsız, sen bir kızsın.

• Ergenlik bir geçiş dönemidir, kafan karışmıştır, bir süre normale döner.

• Emin misin? Seyrettiğin dizilerin/filmlerin etkisinde kalmış ve özenmiş olabilir misin?

• Sadece henüz doğru kızı/oğlanı bulmadın.

• Eşcinsel olamazsın, daha önce karşı cinsle ilişkilerin oldu.

• Bundan sakın kimseye bahsetme.

• Bunu hemen ailene anlatmalıyız.

• Ailen çok üzülecek/sinirlenecek.

• Bunu idareyle paylaşmam gerekiyor.

• Bu bir hastalık, tedavi olman gerekiyor.

• Endişe etme, bu düzeltilebilir bir durum, seni psikoloğa yönlendireceğim.

• Pek onlar gibi görünmüyorsun, şaşırdım.

• Daha önce de senin gibi bir öğrencim olmuştu.

• Bu okulda senin gibi başka arkadaşların da var mı, biliyor musun?

• Hiç sevgilin oldu mu? Birbirinizi nasıl buluyorsunuz merak ediyorum.

• Harika! Ben LGBTİ+’ları çok severim, çok renkli insanlar!

• Ben de biseksüelim, yalnız değilsin!

Öğrencinizin cinsel kimliğini hemen reddeden ya da hemen sabitleyen bir yaklaşımdan sakının.

Öğrencinizin beyanı üzerine, “imkânsız, olamazsın, mümkün değil” gibi reddeden ifadeler kullanmanız, “yaşın küçük, kafan karışmıştır, zaman içinde değişir” gibi ifadelerle değişmesini umduğunuzu hissettirmeniz, “kesin şöylesin” demeniz ya da “öyle değil de şöyle olabilir misin?” şeklinde seçenekler sunmanız doğru değildir. Onun yerine, onun için en doğru cinsiyet kimliğini ya da cinsel yönelimi bulmaya çalışmayın. Bir eğitimci olarak yapmanız gereken şeyin; çocukların kendilerini (kimliklerini, duygularını, ihtiyaçlarını, sınırlarını…) tanıma, anlama ve ifade etme süreçlerine eşlik etmek, bu yolculukta onları desteklemek olduğunu hep hatırlayın. Öğrencinizin bu süreci engelleme, baskı ve şiddetin olmadığı güvenli bir ortamda yaşayabilmesini sağlamak için sorumluluk alın.

İfşayı meşrulaştırmayın. Öğrencinizden diğer öğrencilerinizin cinsel kimlikleriyle ilgili bilgi almaya çalışmayın. Açılmanın bir ihtiyaç, kişiyi başkasının özel bilgilerini ifşa etmesi için yönlendirmenin sınır ihlali olduğunu unutmayın.

Arkadaş olmaya çalışmayın. Size açılan öğrencinizi desteklemek için yetişkin rolünden çıkmanız ve sınırlarınızı esnetmeniz gerekmez. Yetişkin rolünüzü ve sorumluluklarınızı bırakmadan da duyarlı, destekleyici bir ilişki kurabilirsiniz. Öğrencinizi desteklemenin yolu ona kendi cinsiyet kimliğiniz, cinsel yöneliminiz ve/veya cinsiyet özelliğinizle ilgili açılmak değildir. Bir eğitimci olarak, öğrencinizle aranızdaki ilişkisel sınırı ve mesleki çerçevenizi korumaya özen gösterin.

Öğrencinizin mahremiyetini ihlal etmeyin. Öğrencinizin beyanını ve paylaştıklarını sınıfta, öğretmenler odasında, öğretmen ya da veli whatsapp gruplarında, aile ve arkadaş ortamlarınızda, sosyal medyada vb. -isim vermeden olsa dahi- gündemleştirmeyin. Öğrencinizin ismini vermiyor olmanız yaptığınız şeyin mahremiyet ihlali olduğu gerçeğini değiştirmez. Bütün bu davranışlar hem meslek etiğine aykırı hem de özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması haklarının ihlali, yani suçtur.

Destek almak için birisiyle/birileriyle konuşmanız gerekiyorsa öğrencinizin kişisel bilgilerini ve paylaştığı özel detayları aktarmadan, sadece konuyu özetleyin.

Öğrencinize yapamayacağınız ya da gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatlerde bulunmayın.

Öğrenciniz adına, onun bilgisi/onayı olmadan adımlar atmayın.

Öğrencinizin çeşitli ihtiyaçları olduğunu gözlemliyorsanız ya da kendisi sizden bazı taleplerde bulunduysa, -kaç yaşında olursa olsunonu atılacak adımlar ve süreç hakkında bilgilendirin.

Öğrencinizin kendi yaşamının öznesi olduğunu, sürecin doğrudan onu ilgilendirdiğini hep aklınızda tutun ve onunla birlikte ilerleyin. Özellikle erken çocukluk dönemindeki çocukların oyun oynarken, resim çizerken, bir etkinlik ya da sohbet sırasındaki bazı sözlerini/davranışlarını cinsel kimlikle ilişkilendirebilirsiniz. Kurduğunuz ilişki sizin varsayımlarınız ve önkabullerinizle ilgili olabilir ve çocuğun gerçekliğini yansıtmayabilir. Çocuklara hemen bir cinsiyet kimliği/cinsel yönelim atamak yerine onların gelişim süreçlerini izlemeniz ve desteklemeniz gerekir.

Küçük yaş grubundaki çocuklarla ilgili burada bahsettiğimiz durum ‘açılma’ ile aynı şey değildir. Ancak bu bölümdeki bilgilerin çoğu, özellikle ‘kaçınılması gerekenler’ başlığı altındaki notlar böyle durumlar için de geçerli ve önemlidir.

Bu içeriğin hazırlandığı “LGBTİ+ Öğrencileri Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korumalı?” kılavuzuna buradan erişebilirsiniz.


Etiketler: eğitim
İstihdam