27/06/2018 | Yazar: Umut Güven
“Son zamanlarda infaz koruma memurlarının cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine yönelik saldırıları arttı.”
İstanbul Onur Haftası’nda “Hapishanede LGBTİ+ Olmak” söyleşisi yapıldı: “Son zamanlarda infaz koruma memurlarının cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine yönelik saldırıları arttı.”
Bu yıl “Sınır” temasıyla yapılan İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında, LGBTİ+ mahpusların son dönemde yaşadıkları hak ihlalleri, ayrımcılıklar ve karşılaştıkları tecridin deneyimlerle aktarıldığı panel Cezayir Salonu’nda gerçekleşti.
KADAV’dan Beyza Bilal’in moderatörlüğünde gerçekleşen panel Hilal Başak Demirbaş’ın Konuşması ile başladı.
“OHAL hapishanelerde kötü muamele için zemin oluşturdu”
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden Hilal Başak Demirbaş, OHAL döneminde LGBTİ+ mahpusların yaşadığı sorunları anlattı. En çok kötü muamele, şiddet ve tacizle karşı karşıya kalan kişilerin LGBTİ+’lar olduğunun altını çizen Demirbaş, ulusal mevzuatın mahpus LGBTİ+’lar için yetersiz olduğunu belirtti.
Türkiye’nin pek çok bölgesinde, 18 farklı hapishanede mahpus LGBTİ’ler ile bağlantılı olduklarını ve OHAL sürecinde değişen devlet-toplum ilişkilerinin de mahpusları doğrudan etkilediğinden bahseden Hilal Başak Demirbaş, yaşanan hak ihlallerine dair örnekler verdi:
“696 sayılı KHK ile tek tip kıyafet giyme zorunluluğu kondu. Henüz uygulanmasa da ikili cinsiyet sistemi üzerinden bunlar belirlendi ve LGBTİ mahpuslar yine göz ardı edildi.
OHAL’de bunun benzeri diğer yeni düzenlemeler ile de mahpusların yaşam alanları kısıtlandı ve kötü muamele için daha fazla zemin oluşturulmuş oldu. Son zamanlarda infaz koruma memurlarının da cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine yönelik saldırıları arttı. Mahpusların eşyalarına el konuyor ve istemedikleri kıyafetler ve iç çamaşırlarını giymek zorunda bırakılıyorlar.”
Mahpus LGBTİ’ler ile iletişimlerinin kısıtlandığını belirten Hilal Başak Demirbaş, “Mektuplar üzerinden şikayetler anlatılamıyor. Çünkü durum böyle olduğunda mektuplara el konuluyor. Gönderilmiş bazı mektuplar elimize ulaşmıyor” Sözleriyle konuşmasını sürdürdü.
Hapishanelerde LGBTİ+ ların hak ihlallerine dair çarpıcı örnekler sunan Hilal Başak Demirbaş, hakların geri kazanılması için kamuoyunun oluşmasının ve aktivistlerin desteklerinin önemine değindi.
Mektuplar ve haberleşme özgürlüğü ihlali
Deneyim paylaşımlarıyla devam eden panelde Dersim Roştîya Asmê LGBTİ kurucu aktivistlerinden eski mahpus Loren Elva, OHAL sürecinde tutuklanmanın sonuçlarının çok ağır olduğunu belirtti:
“Üç kişilik hücrelerde yedi kişi kalıyor. Diğer hapishanelerden işkence, baskı haberleri alıyorduk. Diyarbakır’da hapishane personeliyle pek temasımız olmasa da, bizlerin de yaşam alanı tamamen kısıtlanıyordu. Hiçbir yayın ve kitabı yanımıza alamıyorduk. Gelen tüm mektuplara el konuyordu. Diğer arkadaşlarıma gelen radikal metinler dahi kabul görürken, bana gelen en basit mektuba dahi el konuyordu. Bunların başında da derneklerden gelen mektuplar yer alıyordu.”
“Adama benziyorsun ama gittiğin yol yanlış, normal ol!”
Açık ceza infaz kurumlarına dair deneyimler paylaşan panelistlerden Coşkun Yanat, hapishanelerdeki sorun ve sıkıntılara şu sözlerle dikkat çekti:
“Eskiden LGBTİ+ Mahpuslar açık ceza infaz kurum haklarından faydalanamıyorken, ilk kez on dört ay önce Maltepe 1 No’lu ceza infaz kurumundan bir mahpus LGBTİ’ye ‘açık hakkı’ tanındı.
Açık ceza infaz kurumlarında her türlü ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz fakat tüm düzem memurların inisiyatifi çerçevesinde şekilleniyor. Memurlar, ‘top, ibne’ gibi kelimeler kullanarak rahatlıkla seni aşağılayabiliyorlar. Mahpus LGBTİ+lara ‘Adama benziyorsun ama gittiğin yol yanlış, gel bu yoldan dön, normal ol.’ gibi homofobik ve transfobik söylemleri var.”
Açık ceza infaz kurumlarında infaz koruma memurlarının LGBTİ+’ları açık açık tehdit edebildiğini ve mahpusların da sevk edilmekten çekindikleri için şikayet haklarından faydalanamadığını belirten Coşkun Yanat, hapishanelerde çok ciddi bir psikolojik baskı ve şiddet olduğunun altını çizdi.
Etkinliğin sonunda ise “içeri ve dışarı” arasındaki sınırları bir nebze olsun kırabilmek adına mahpus LGBTİ+lerin mektupları okundu ve katılımcılar tarafından mahpus LGBTİ+’lar için mektup yazıldı.
26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası tam programı için tıklayınız.
Etiketler: insan hakları