10/01/2013 | Yazar: Ali Erol

Kaos GL Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nilgün Toker Kılınç: ‘Bu topraklarda yeniden birlikte yaşamak için barışmak zorundayız ve barışmak için önce savaşmama kararı gerekiyor.’

Olabilecek En Kötü Şey Bir Halkın Umutlarını Yıkmaktır! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Kaos GL Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nilgün Toker Kılınç: “Bu topraklarda yeniden birlikte yaşamak için barışmak zorundayız ve barışmak için önce savaşmama kararı gerekiyor.”
Hükümetin İmralı Cezaevi’nde Abdullah Öcalan ile görüşmeye başlaması barış beklentilerini siyasetin gündemine taşıdı.
Savaş ortamında gelişen milliyetçi dalganın nefretle harmanlanıp tüm toplumu ablukaya almasına karşı her zaman barışı savunagelen Kaos GL, “müzakere” sürecini Danışma Kurulu üyeleri ile değerlendirdi. 
 
Sürmekte olan “görüşmeler”in savaşmama kararını sağlaması gerektiğini belirten Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü’nden Kılınç, “umut ediyor ve diliyorum ki bir an önce gerçek bir müzakere başlasın” dedi.
 
Sadece “komutanlar”ın savaşmama kararının toplumsal bir barışma sürecini başlatamayacağını belirten Kaos GL Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nilgün Toker Kılınç, müzakere süreci için “görüşme”lere sadece askeri aktörlerin değil, tüm siyasal aktörlerin de dâhil olması gerektiğini söyledi.
 
Bir kez daha barış umudu mu?”
 
Prof. Dr. Nilgün Toker Kılınç, Hükümetin İmralı Cezaevi’nde Abdullah Öcalan ile görüşmeye başlamasını kaosgl.org’a değerlendirdi.
 
“Yine neden oldu, niye olduğunu bilmediğimiz ama her koşulda olmasını istediğimiz bir “barış için müzakere” imkânı umutlarıyla izlemeye başladığımız bir “İmralı ile görüşme” sahne aldı.”
 
Olabilecek en kötü şeyin bir halkın umutlarını yıkmak olduğunu söyleyen Kılınç, şunları söyledi: “Bundan yıllar, yıllar önce yine umutlarımızla bir “açılım” süreci izlemeye başladığımızda, olabilecek en kötü şeyin bir halkın umutlarını yıkmak olduğunu söylemiştim ve ne yazık ki geçtiğimiz yıllarda o kadar “çözeriz, çözeceğiz” sloganlarına rağmen Kürt halkının umutlarının yok edildiği, hatta umutlarla birlikte bir “yok etme” kampanyasına tekrar girildiğine şahit olduk.”
 
AKP’nin “Hükümet” olmayı sosyal, siyasal ve hatta özel hayata tümüyle hükmetmek olduğunu açıkça ilan ettiğini belirten Kılınç, böylesi bir bakış açısının Kürt sorununu çözmekten bugüne kadar anladığının “barışı sağlamadan da Kürtleri ele geçirmek” olduğunu söyledi.
 
“Görülen o ki, şimdi –o ya da bu hesapla- belki Kürtleri ele geçiremeyeceğini anlamanın da “yol göstericiliğiyle”, bir müzakere yapılacaksa bunun gerçekten Kürtlerle ve Kürt siyasal örgütlenmeleriyle yapılacağını kabul eden bir süreç başlamış görünüyor.”
 
Yeniden başlayan diyalogun henüz müzakere “imkânı” üzerine bir görüşme olduğunun anlaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Nilgün Toker Kılınç, “bir an önce gerçek bir müzakere başlamalı” dedi.
 
Müzakerenin tüm Türkiye toplumuna anlatılması, açık kılınması ve karşılıklı konuşma ve anlama imkânının açılması gerektiğini belirten Kaos GL Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nilgün Toker Kılınç, sözlerini şöyle tamamladı: 
 
“Barıştan anladığımız tek şey artık savaşmama anlaşması değil, barışmak. Barışmak için de herkesin birbirini kabul ettiği, acılarını gördüğü ama önemlisi umutlarını ortaklaştırdığı, yani “derdi ortaklaştırıcı” bir konuşma gerekiyor.”
 
“Tekrar söylemek lazım, bu topraklarda sürekli umutlarıyla oynanan bir “kesim” yaratan “sözde” görüşmeler, bu kesimleri birlikte yaşama ufkundan çıkarmaya uğraşıyor demektir, barışı tesisi etmeye değil. Şimdi bu görüşmelerin “gerçek” olmasını istemek ve bunu talep etmek ve buna irade göstermekten başka çaremiz yok.”
 
İlgili haber:
 
İmralı Görüşmeleri Barış Umutlarını Yükseltti

Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam