22/09/2014 | Yazar: Kaos GL

Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu, tecavüz edilip öldürülen göçmen işçi Jesca Nankabirwa için Kurtuluş Son Durak’tan Pangaltı’ya yürüdü.

Öldürülen göçmen kadın işçi Nankabirwa için yürüyüş Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu, tecavüz edilip öldürülen göçmen işçi Jesca Nankabirwa için Kurtuluş Son Durak’tan Pangaltı’ya yürüdü.
 
Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu, göçmen işçi Jesca Nankabirwa’nın tecavüz edilip öldürülmesini Kurtuluş Son Durak’ta protesto etti.
 
Ugandalı Jesca Nankabirwa, yaklaşık bir yıldır Türkiye’de yaşıyordu. Sultangazi’de bir tekstil fabrikasında 900 TL karşılığı çalışan Nankabirwa, aldığı parayı memleketine göndererek çocuklarının masraflarını karşılıyordu.
 
Nankabirwa, 6 Eylül’de ortadan kayboldu. Cesedi, arkadaşlarının çabaları ile Yenibosna Hastanesi’nin morgunda bulundu. Savcılık, “şüpheli ölüm” olarak rapor hazırladı. Olay dolayısıyla bir kişi yakalandı, ancak ifadesi alındıktan sonra serbet bırakıldı.
 
Jesca Nankabirwa, yaşadığı zor koşullara karşı, göçmen olarak geldiği Türkiye’den tabut içerisinde ülkesine yollandı.
 
ETHA’nın haberine göre Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu, kadın cinayetlerini ve göçmen kadınlara yönelik baskı ve sömürüyü protesto etti, “Göçmen kadınlar yalnız değildir” dedi. Kurtuluş son durakta toplanan kadınlar, “Kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze son. Göçmen kadınlar yalnız değildir” yazılı pankart açtı, taleplerinin yer aldığı İngilizce, Türkçe ve Kürtçe yazılı dövizler taşıdı.
 
Kadınlar, İngilizce ve Türkçe açıklama yaptı. Türkçe açıklamayı okuyan Özgü Kaplan, yoksulluk ve savaşın göçe zorladığı, yolu Türkiye’ye düşen yüzbinlerce göçmenin, sadece göçmenlik konumu, cinsiyet ve tenlerinin renginden dolayı ayrımcılık ve kötü muameleye maruz kaldığını, ucuz ve güvencesiz çalışmaya, izbe mekanlarda fahiş miktarda kiralar ödemeye mahkum edildiklerini söyledi. Göçmen kadınların bir de erkeklerin cinsel şiddetine ve tacizine maruz kaldıklarını kaydeden Kaplan, kağıtsız yaşayan göçmen kadınların sınırdışı edilme korkusu nedeniyle, yaşadıkları cinsel taciz ve tecavüzü şikayet etmeye dahi cesaret edemediklerini kaydetti.
 
Kaplan, zaten Türkiyeli kadınların maruz kaldıkları cinayet, şiddet, taciz, tecavüz, zorla evlendirme, çocuk yaşta evlendirilme gibi suçlarla mücadelede tam olarak işlemeyen adaletin, yeterli olmayan koruma ve destek mekanizmalarının söz konusu kağıtsız göçmen kadınlar olduğunda tamamen ortadan kalktığını vurguladı.
 
“Jesca, bu ülke yasalarının değersizleştirdiği, sahipsizleştirdiği göçmen bir kadın olduğu için öldürüldü” diyen Kaplan, yüzlerce kadının her gün aynı baskı ve yaşam tehdidine karşı mücadele ettiğini söyledi.
 
Talepler
Jesca Nankabirwa’yı öldüren kişin cezalandırılmasını isteyen Kaplan, şu talepleri sıraladı: “Acilen Türkiye’de yaşayan göçmen kadınların cinsel şiddete ve sömürüye uğradığında başvurabileceği sivil ve çok dilli kiriz merkezi kurulsun. Sınırdışı korkusu olmadan sağılık, barınma ve hukuki destek sağlayan koruma mekanizmalarının oluşturulsun. İstanbul Sözleşmesi’nin göçmenleri de kapsayan şiddeti önleme ve koruma hükümlerinin hayata geçirilsin.”
 
Açıklamanın ardından kadınlar Kurtuluş Caddesi’ni trafiğe kapatarak yürüdü. Yürüyüş boyunca, “Erkek adalet değil, gerçek adalet”, “Göçmen kadınlar yalnız değildir”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadınların isyanı sınırları aşıyor” sloganlarını attı, şiddete, ayrımcılığa, kadın katliamlarına karşı seslerini yükseltti. Yol üzerinde zaman zaman oturma eylemi yapan kadınlara, halk da alkışlarla destek verdi.

Etiketler: kadın
İstihdam