28/06/2018 | Yazar: Umut Güven

Avukatlar beraat talep ediyor; gözaltına alınanlar, “Hiç suçumuz olmamasına rağmen bir yıldır yargılanıyoruz” diyor.

Onur Yürüyüşü gözaltı davası: “Suçsuz olmamıza rağmen bir yıldır yargılanıyoruz” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

2017 LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınanların yargılandığı dava bir kez daha ertelendi. Avukatlar beraat talep ediyor; gözaltına alınanlar, “Hiç suçumuz olmamasına rağmen bir yıldır yargılanıyoruz” diyor.

Fotoğraf: İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü, 2017, Şener Yılmaz Aslan

25 Haziran 2017 LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında yürüyüşte gözaltına alınan kişilerin yargılandığı dava bugün İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam etti.

Haklarında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten dava açılan homofobi, bifobi ve transfobi karşıtlarının yargılandığı davanın üçüncü duruşması İstanbul Çağlayan Adliyesi 48. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Dava ertelendi

Duruşmada Avukatlar Levent Pişkin ve Davut Erkan, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını hatırlattı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları gereğince beraat talep etti.

Dava 8 Kasım’a ertelendi.

Av. Pişkin: Böyle bir yargılamanın en baştan olmaması gerekiyordu

Davanın Avukatlarından Levent Pişkin duruşmayı KaosGL.org’a değerlendirdi. Daha önceki senelerde Onur Yürüyüşü’ne katıldıkları için gözaltına alınan kişilerin beraat ettiğini hatırlatan Pişkin şöyle devam etti:

“Böyle bir yargılamanın olmaması gerekiyor. Bu yargılamaların üçüncüsü ve daha önceki yargılamalarda da beraat kararı aldık. Artan toplumsal muhafazakarlaşmanın bir sonucu bu yargılamalar. Yürüyüşe katılmak ifade özgürlüğüdür. Beraat kararı bekliyoruz. Bir sonraki duruşmada en baştan başlamaması gereken bu yargılamanın beraat ile sonuçlanmasını bekliyoruz.”

“Gündelik hayattaki homofobi mahkeme salonlarına da yansıyor”

Yürüyüş günü gözaltına alınan kişilerden Burak ise, “Beraat kararı gelmesi önemliydi ancak gelmedi. Bir Onur Yürüyüşü daha kapıda. Mahkemenin beraat kararı vermesi bu hafta yapılacak Onur Yürüyüşü için çok önemli. Gündelik hayatımızdaki homofobik tutum mahkemelere de yansıyor. Ortada hiçbir suç olmamasına rağmen bir yıldan beridir yargılanıyoruz. Ortada bir hukuk garabeti var. Mahkeme süreci uzadıkça uzuyor” dedi.

Ne olmuştu?

İstanbul Valiliği 2017 LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne “izin verilmeyeceğini” açıkladı. Valilik internet sitesinden yaptığı son dakika açıklamasıyla 25 Haziran LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne izin verilmeyeceğini söyledi. Açıklamada “Bu çağrıya karşı toplumun farklı kesimlerinden çok ciddi tepki gösterildiği görülmektedir”, “turistlerin güvenliği ve kamu düzeni gözetilerek anılan gün ve öncesi ve sonrasında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesine izin verilmeyecektir” ifadeleri yer aldı.

Valilik açıklama haberi için tıklayınız.

Polis ve milliyetçi, İslamcı gruplar 15. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne saldırdı. İstiklal Caddesi’ni kapatan polis üzerinde gökkuşağı sembolü taşıyan veya yürüyüşe katılacağını “düşündüğü” kişilerin caddeye girmesine izin vermedi. Bütün saldırılara rağmen Beyoğlu’nun çeşitli yerlerinde eylemler yapıldı.

Polis günün erken saatlerinde İstiklal Caddesi’ni kapattı. Gün boyunca keyfi bir şekilde geçiş sağladı. Kimin neye göre geçtiğini soranlara ise, “sezgilerimize göre” gibi cevap verdi.

Gözaltındaki aktivistlerden bazıları kendilerine “Kuran dinletildiğini” belirtti. Çoğu kişi gözaltına alınırken darp edildi. Polis, bir işkence metodu olarak ters kelepçe yaptı.

Onur Haftası'na hukuki destek veren 4 avukat da zorla gözaltına alındı. Yaklaşık bir saat süren gözaltının ardından avukatlar serbest bırakıldı.

Onur Yürüyüşü’ne saldıran milliyetçi ve İslamcı gruplar gün boyunca Taksim çevresindeydi. Saldırganların bazıları polis tarafından gözaltına alınırken, LGBTİ+ aktivistleri bazı yerlerde polisin saldırganların başını okşadığını, yakın pozlar verdiğini gözlemledi.

Yürüyüş boyunca yaşananlar için tıklayınız.

Yürüyüşten tanıklıklar için tıklayınız.

2911 sayılı kanun ne diyor?

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 3. maddesine göre; “Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”

Kanunun 12. maddesi Düzenleme Kurulu’nun sorumluluklarını şöyle sıralıyor:

“Düzenleme kurulu, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumludur. Kurul, bunun için gereken önlemleri alır ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını ister. Toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurul veya toplanamadığı takdirde kurul başkanı dağılma kararı alır ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir.”

AİHM ne diyor?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Rusya’daki Onur Yürüyüşünün engellenmesi ve yürüyüşe yapılan saldırıyla ilgili Alekseyev v. Rusya kararı bulunuyor.  Mahkeme 2006, 2007 ve 2008 Moskova Onur Yürüyüşleri’nin yasaklanmasının 11. maddeyi açıkça ihlal ettiğine karar verdi. AİHM, bu karar ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının yasaklanmasının meşru bir amaca dayanıp dayanmadığına veya kanunla düzenlenip düzenlenmediğine bakmayı demokratik toplumun gereği açısından gereksiz gördüğünü ve 11. maddenin gösterinin konu ve amacından rahatsız olabilecek veya göstericilerle aynı fikirde olmayan kişilerin saldırılarına karşı korumayı da içerdiğini yineledi. Mahkeme sadece riskin varlığının gösteriyi yasaklamak için yeterli olmadığını, yetkililerin potansiyel saldırılara ilişkin gerekli önlemleri alması gerektiğinin altını çizdi.

Benzer şekilde AİHM, Identoba ve Diğerleri v. Gürcistan kararında da özellikle saldırı sırasında söylenen homofobik cümleleri dikkate alarak, LGBTİ’lerin gösteri sırasında maruz kaldıkları şiddeti, o sırada duydukları korkuyu ve hissettikleri aşağılanmayı 14. maddeyle bağlantılı olarak 3. maddenin ihlali kabul ederek ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirdi. Mahkeme Mayıs 2012’de yapılan yürüyüşe saldırının madde 11’i ihlal ettiğinin altını çizdi ve yetkililerin başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünün önyargılı şiddetten koruyamadığını, bunun madde 3 ve 14 ile birlikte madde 11’in ihlali olduğunu belirtti. Yine Mahkeme yürüyüşten 9 gün önce yetkililere haber verildiğini, bu sürenin gerekli önlemleri almak için kullanılabileceğini, gösterinin barışçıl bir şekilde devam etmesinin devletin yükümlülüğü olduğunu, yürüyüş öncesi kamu açıklamaları yapıp hoşgörüyü vurgulayabileceklerini ya da böyle bir gösteriye yapılacak olan saldırının mevcut hukuki sonuçları konusunda uyarı yapabileceklerini belirtti.


Etiketler: insan hakları
nefret